GENEL - 21 Mart 2020 Cumartesi 12:25

Dünyanın en uzun ikinci mağarasında Korona virüs önlemi

A
A
A
Dünyanın en uzun ikinci mağarasında Korona virüs önlemi

Dünyanın en uzun 2.

Dünyanın en uzun 2. mağarası olarak bilinen Trabzon’un Düzköy ilçesindeki Çal Mağarası Korona virüs salgını tedbirleri kapsamında ziyarete kapatıldı.


Trabzon’un Düzköy ilçesi Çal Mahallesi’nde denizden bin 100 metre yükseklikte bulunan Çal Mağarası, korona virüs (Covid-19) salgınına karşı alınan önlemler kapsamında ziyarete kapatıldı. 2000 yılında Trabzon İl Özel İdaresi tarafından çeşitli düzenlemeler yapılarak 2003 yılında halkın ziyaretine açık hale getirilen, kireçtaşları içindeki çatlak-fay sistemlerine bağlı olarak geliştiği belirtilen mağara 30 Mart tarihine ziyarete kapatıldı.


Doğu Karadeniz Bölgesi’nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Çal Mağarası, dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak biliniyor. Mağaranın içindeki yer altı nehrinin taşıdığı su mevsimsel olarak değişirken, yağışlı mevsimlerde mağaranın içindeki suyun derinliği 50 santime kadar yükseliyor. Yaz aylarında bu seviyenin 25-30 santime kadar düştüğü mağara en çok Körfez ülkelerinden gelen turistlerin ilgisini çekiyor. Yürüyüş yolu ve ışıklandırma sistemleriyle gelen ziyaretçileri kendine hayran bırakan Çal Mağarası, astım ve nefes darlığı çeken hastalara iyi gelmesi ile biliniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.