GENEL - 27 Eylül 2019 Cuma 13:40

Garelli: "Türkiye, 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke konumunda"

A
A
A
Garelli: "Türkiye, 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke konumunda"

Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayları kapsamında düzenlenen Karadeniz Bölge Çalıştayı Trabzon’da gerçekleştirildi.

Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayları kapsamında düzenlenen Karadeniz Bölge Çalıştayı Trabzon’da gerçekleştirildi. BMMYK Türkiye Temsilcisi Vekili Jean Marie Garelli, Türkiye’nin 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olma özelliğini halen daha sürdürdüğünü söyledi.


Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (BMMYK) işbirliğinde Türkiye’nin 7 bölgesinde düzenlenecek olan "Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayları" Trabzon’da başladı. Trabzon’da bir otelde düzenlenen çalıştaya Karadeniz bölgesinde bulunan 18 ilin valisinin yanı sıra, Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Çökçe Ok, Uyum ve iletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, Düzensiz Göçle Mücadele Dairesi Başkanı Ramazan Seçilmiş, Göç Politika ve Projeler Dairesi Başkanı Mehmet Parlak, Eğitim Dairesi Başkanı Nagehan Önder, BMMYK Türkiye Temsilcisi Vekili Jean Marie Garelli, Türk Kızılayı Genel Müdürü İbrahim Altan, Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici, İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanı Dr. Can Ozan Tuncer, Akademisyen Prof. Dr. Murat Erdoğan, Vali Yardımcıları, kamu, kurum ve kuruluşların yetkilileri katıldı.


Çalıştayda bir konuşma yapan BMMYK Türkiye Temsilcisi Vekili Jean Marie Garelli, tüm dünyada yerinden edinen insan sayısının 70 milyon gibi korkunç bir boyuta ulaştığını belirterek, "Bugün burada üst düzey karar veriicilerle politika yapıcıları göç, güvenlik ve sosyal uyum hakkında göz ardı edilemez ilişkiler hakkında görüşme ve tartışmalar yapmak üzere bir araya getiren bu önemli çalıştayda olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu görüşmelerin güvenlik meseleleriyle sosyal uyum arasındaki ilişkileri merkeze alan derin analiz ve değerlendirmelerle zenginleşeceğini düşünüyorum. Birlikte edindiğimiz tecrübeler, alacağımız ders varsa o da şudur: Güvenlik ve koruma faaliyetleri her zaman bir arada yürütülmeli. Biri olmadan diğeri olamaz. Günümüzde yaşanan birçok çatışmanın karmaşık ve uzun süren yapı olması sebebiyle tüm dünyada yerinden edinen kişi sayısı 70 milyon gibi korkunç bir boyuta ulaşmıştır. Bunun 25 milyonu ülkesinden kaçmak durumunda kalan mülteciler ve bu mültecilerin yarısından çoğu da 18 yaşınaltındaki çocuklardan oluşuyor. Bu yıl dünya genelinde her gün çatışma veya zulüm sebebi ile yaklaşık 44 bin kişi zorla yerinden ediliyor. Yani her iki saniyede bir kişi yerinden ediliyor. Bir diğer şaşırtıcı veriye bakacak olursak dünyadaki mültecilerin yüzde 63’ünden fazlasına yalnızca 10 ülke ev sahipliği yapıyor. Bunların içinde gelişmekte olan ülkelerin yanında en az gelişmiş olan ülkelerde yer alıyor" dedi.



"Türkiye 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada birinci sırada"


Türkiye’nin 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olma özelliğini halen daha sürdürdüğünü dile getiren Garelli, "Türkiye, ülkeye gelen mülteci ve sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için gereken çabayı uzun süredir devam ettirmekte. Ve bu gereklikleri yabancılar ve uluslararası koruma kanunu gibi hak temelli yasal çerçevede sağlam bir zemine yerleştirilmiş. Türk halkının göstermiş olduğu misafirperverlik insani değerlerinin ve ülkelerinin köklü geleneğinin somut bir örneği olarak taktirle karşılanmaktadır. Türk halkının gösterdiği misafir perverliğinin yanında taktir ile karşılanması gereken bir diğer konu da mültecilerin yerinden edinmelerinin getirdiği zorluklarla başa çıkma konusunda gösterdikleri güç ve kararlılıktır. Mültecilerin ev sahibi ülkelere kültürleri ile yetenek ve becerileri ile büyük katkılar sunduğu da unutulmamalıdır. Bu anlamda Türkiye’nin oluşturduğu yasal çerçeve yalnızca mültecilere eğitim, sosyal güvence gibi hizmetleri götürmekle kalmayıp, aynı zamanda mültecilerin getirdikleri bilgi ve becerilerden faydalanmak üzere mültecilerin kendi kendilerine yeterliliklerini desteklemekte ve iş gücü piyasasına erişimlerini mümkün kılmaktadır" şeklinde konuştu.



"Dünya genelindeki göçmen sayısı 270 milyonu aşmış durumda"


Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz ise, yaptığı konuşmada, dünya genelindeki göçmen sayısının 270 milyonu aşmış durumda olduğunu ifade ederek, "Mülteci statüsüne sahip göçmen sayısı 25 milyonu geçmiş durumda. Ve geçen günde sayı arttırmakta. Göçe kaynaklık eden ülkelerdeki temel çözümler bulunamadığı sürece göç var olmaya devam edecektir. Bugüne kadar ülkemize farklı coğrafyalardan göç eden göçmenlerle yaptığım sohbetlerde onları göçe mahkum eden tek şey umut. İnsanlar bulundukları yerlerde herhangi bir umutları, gelecekten beklentileri kalmadıkları için göç ediyorlar. Bu umutlar yeşertilemediği sürece de göç etmeye devam edecekler. Biz 2011 yılından itibaren Anadolu coğrafyasının daha önce karşı karşıya kalmadığı kadar büyük bir göç akınına maruz kaldık. Ve o günden bugüne kadar ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği içerisinde bu süreci yürütmeye çalışıyoruz. Bu süreçte yasal olarak çok büyük bir adım attık ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu. Yeni bir yönetim anlayışı ile hukuki, idari ve beşeri anlamda inşa ettik ve halen daha etmeye de devam ediyoruz. Ülkemizde sayısı 3 milyon 666 bine ulaşmış Suriyeliler, 1 milyonu aşmış olan ikamet izni sahipleri, bugün itibariyle sayıları 300 bini aşmış olan düzensiz göçmen sayıları , yine 300 binin üzerinde uluslararası koruma başvuru ve statü sahiplerine ev sahipliği yapmaktayız" diye konuştu.



"Trabzon’da 16 bin kişinin üzerinde yabancıyı misafir ediyoruz"


Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu da, Trabzon’da mültecilerden çok fazla sıkıntı çekmediklerini kaydederek, "Bizim ilimizde yaklaşık çeşitli statülerden 5 bin 400 ikamet iznine sahip, 6 bin 700 uluslararası koruma başvuru sahibi, 3 bin 300 seçici koruma kapsamındaki misafirlerimizde olmak üzere toplamda 16 bin kişinin üzerinde yabancıyı ilimizde misafir ediyoruz. Bugüne kadar misafirimiz hak ve yükümlülükleri, sosyal yardımlar, eğitim ve öğretime kazandırılması, sağlık hizmetleri yanında pek çok burada yaşayan yabancılarla ilgili çalıştaylar, ortak faaliyetler icra edildi. Bunların temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında sosyal ve kültürel uyumları ile alakalı STK’ların önderliğinde çok güzel çalışmalar yapılıyor. Bizde onlarla birlikte olmaya çalışıyoruz. Yabancılarımızın kendi kültürlerini yaşama ve yaşatmalarının yanında sosyal kültürel sportif faaliyetlerden yararlandırmak için STK’ların önderliğinde Türkçe dil kursları gerçekleştiriliyor. Hak ve özgürlükleri noktasında da göçmenlerimizle sürekli istişare halindeyiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.