KÜLTÜR SANAT - 01 Mayıs 2022 Pazar 11:29

İki yol ortasına inşa edilen cami eleştirilerin hedefi olmuştu şimdi ise beğeniliyor

A
A
A
İki yol ortasına inşa edilen cami eleştirilerin hedefi olmuştu şimdi ise beğeniliyor

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde iki yolun ortasına inşa edilerek eleştirilerin hedefi olan cami ile hem estetik görüntüsü hem de mimarisi ile beğeni topluyor.

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde iki yolun ortasına inşa edilerek eleştirilerin hedefi olan cami ile hem estetik görüntüsü hem de mimarisi ile beğeni topluyor. 1 Nolu Beşirli mahallesinde Karadeniz Sahil Yolu kenarında yapılan Sahil Camii’ye, vatandaşlar her iki taraftan da üst geçitten ulaşabiliyor.


1 Nolu Beşirli Mahallesi Sahil Cami Dernek Başkanı Haydar Karamanlı, caminin inşaatına başlarken kendilerine çok eleştirilenler olduğunu ancak bittiğinde eleştirenlerin bile "Çok güzel oldu" demeye başladığını belirterek caminin estetik bakımdan Selçuklu, Osmanlı mimari özelliğe sahip olduğunu söyledi.



Eskiden kervanların geçtiği yerdi


Caminin yapıldığı yerin Osmanlı döneminde kervanların kullandığı bir nokta olduğunu ve burada Osmanlı Dönemi’nden kalma eski bir cami olduğunu hatırlatan Sahil Camii Dernek Başkanı Haydar Karamanlı, ”Burada daha önce Osmanlıdan kalma camimiz vardı ve eski tarihlerde burası kervanların geçtiği yol güzergahı idi. Şimdi ise uluslararası bir yol oldu. Camimiz, stat yapılınca ister istemez yollar genişlediği için yıkıldı. Yıkıldığı için ihtiyaca hasıl olduğundan burası imara açıldı, imara açıldıktan sonra bizde bu projeyi uyguladık” dedi.



Eleştirenler şimdi çok güzel oldu demeye başladı


Caminin inşaatı başladığında iki yol arasında olmasından dolayı çok eleştiri aldıklarını ancak cami bittikten sonra eleştirenlerin "Çok güzel oldu" demeye başladığını kaydeden Karamanlı, “Çok eleştiri oldu burada geniş bir yerimiz vardı. Böyle bir cami yeri sahilde hiçbir caminin yok. 30 dönüme yakın bir yerimiz var. Yer hazinenin ama Diyanet İşleri Başkanlığı Ortahisar Müftülüğü’ne tahsis etti. Burası iki yol arası ama yollar geniş ondan dolayı bir şey bulamadılar iki yol arasına cami olur mu? dediler. Öyle yer var ki daha dar bir alana cami yapıldı, bunu da görüyoruz, biliyoruz. Bu bir ihtiyaç, camimiz yol üzerinde olduğu için özellikle araçlarıyla geçenler Cuma namazında camimizi dolduruyor. Görenler Allah razı olsun diyor. Baştan eleştirenler ne zaman ki cami yapıldı, ibadete açıldı, ’Çok güzel oldu’ demeye başladı. Camimiz hem estetik hem Selçuklu, Osmanlı mimari özelliğe sahip gelenler o yönde camimizi beğeniyorlar. Caminin içerisinde girildiğinde insan huşu bir şekilde rahatça namazını kılıyor. Camimiz aynı anda yaklaşık 900 kişi ibadet edebilecek. Camimiz deniz manzaralı alanı açık bakıldığında insanı cezbedecek mimari yapıya sahip” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. yıl dönümü etkinlikleri Şehitler Abidesi’nde törenle başladı Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma etkinlikleri, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törenle başladı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın, Atatürk rölyefine çelenk sunmasıyla başlayan tören; saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir törende yaptığı konuşmada, "Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığımızca düzenlenen, Çanakkale Kara Muharebelerinin 109. yıl dönümü törenlerine hoş geldiniz. Öncelikle Türk milletine bu toprakları vatan yapanları hayırla yâd ediyorum. Milletimizin tarih yolculuğunda bu uğurda emek verenlerin, can fedâ edenlerin aziz ruhları şâd olsun. Çanakkale şanlı müdafaasının tüm kahramanlarına bin selam olsun. En başta, Çanakkale mahşerinin muzaffer komutanlarından, Anafartalar Kahramanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarının ve kahraman Mehmetçiklerimizin ruhları şâd olsun. O büyük insanları rahmet, minnet ve şükran duygularımızla anıyoruz. 109 yıl önce bu topraklara gelip savaşan, hayatını kaybeden ve şimdi bu toprakların evlatları olan ve Mehmetçiklerimizle koyun koyuna huzur içinde yatan İtilaf Devletleri askerlerini de saygıyla hatırlıyorum. Şimdi barış, huzur ve güven diyarı olan bu müstesna topraklarda huzur içinde uyusunlar. Hepimiz için çok önemli olan bu törenleri yaptığımız Çanakkale Tarihi Alanı, büyük Türk milletinin tarih yolculuğundaki en önemli merhalelerinden olan, şanlı Çanakkale savunmasının yaşandığı müstesna bir yerdir. 109 yıl önce Türk milletinin her bir ferdi koşarak, buradaki yangını söndürmeye geldiği gibi, şimdi de her millet evladı koşarak buraya gelmekte, ecdadını anmakta ve Çanakkale ruhunu teneffüs etmektedir. 109 yıl önce nasıl vatan bellediğimiz toprakların her köşesinde yaşayanların kalbi Çanakkale için atmaktaysa, bugün de her bir millet ferdinin hatta şu anki sınırlarımızın dışında yaşayan akraba ve dostlarımızın kalbi Çanakkale denilince bir başka çarpmaya başlamaktadır. Çünkü Çanakkale ortak bir değerdir, ortak bir paydadır. Dünyayı verseler de cennet vatanını vermeyenlerin ruhu olan Çanakkale ruhu, yüksek karakterli insanların sahip olduğu bir şuurdur. Bu müstesna topraklar, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duran aslanların kefensiz yattığı topraklardır. Vatanına, milletine ve kutsal değerlerine kötü niyetli saldıranlara karşı, seller gibi ileri atılıp, göğsünden vurulup, bir gül bahçesine girer gibi, kara toprağa girenlerin ebedi istirahatgahıdır bu topraklar. O yüzden, biz bu topraklara basmaya kıyamayız. Bu toprakları gözümüz gibi koruruz. Çanakkale Tarihi Alanı’nın, Türk milleti için çok müstesna bir vatan toprağı olduğu kadar, dünyada birçok ülke ve millet için de ayrı bir değer ve öneme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bu müstesna toprakları, Çanakkale Tarihi Alanı, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesi yapmaya kararlıyız. Çok yakın bir zamanda Tarihi Alan, ülkemizin hatta dünyanın en önemli buluşma noktalarından birisi olacaktır. Gün gelecek bu huzur diyarı toprakları ziyaret etmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kalmayacak, milyonlarca yabancı ziyaretçimiz bu alanı ziyaret edecekler ve tarihin içinde adeta bir zaman tüneli içinde yolculuk yapacaklardır. O yüzden biz Tarihi Alan Başkanlığı olarak Türk milletinin tüm evlatlarını Çanakkale’ye davet ediyor, yabancı misafirlerimizi daha büyük kalabalıklarla burada görmek istiyoruz. Bu toprakların hür havasını bizim teneffüs etmemize vesile olan, Çanakkale Boğazı’nın özgürce ve gururla akmasını sağlayan, 109 yıl önce memleketin kararan ufuklarında şafağı söktüren, milletçe silkinip adeta küllerimizden yeniden doğmamıza sebep olan kahraman şehit ve gazilerimizin ruhları şâd olsun. Allah onlardan razı olsun. Çanakkale’yi geçilmez yapanları, bu mübarek vatan topraklarını kurtaranları, Cumhuriyetimizi kuranları rahmetle anıyoruz. Büyük Atatürk’ü, kahraman arkadaşlarını, aziz şehit ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz. Onları asla unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız" dedi. Törende konuşan Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas ise, "Çanakkale Savaşları’nı andığımız böylesi bir günde, çoğu çok genç yaşta üzerinde bulunduğumuz bu yarımadada hayatlarını feda eden cesur askerleri anmak üzere Türkiye gök kubbesi altında sizlerle birlikte bulunmaktan onur duyuyorum. Bundan 109 yıl önce Birleşik Krallık, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda ve Fransa’dan gelen on binlerce İtilaf Devletleri askerleri vatan hizmetlerini yerine getirmek üzere ortak tarihimizin en trajik perdelerinden birinin oynandığı bu topraklara gelmişlerdir. Dokuz ay boyunca bugün izlerini halen görebildiğimiz çıkmaz siperlerde ateşlere maruz kalmış, yalnızca savaşın gazabına karşı değil, sıcaklık, susuzluk, açlık ve hastalıklara karşı cesurca mücadele etmişlerdir. Bilanço her iki taraf için de ağır olmuş kayıtları ölçmek imkansızdı. İtilaf Devletleri en az 60 bin kayıp vermiş bunlara 125 bin yaralı ve hastalık sonucu ölen 100 bin kişi eklenmiştir. Ne kayıpların miktarı, ne de savaşın şiddeti burada mücadele eden erlerin gösterdikleri yiğitliği eksiltmemiştir. Cesaretleri ve fedakarlıkları asla unutulmayacaktır. Bugün burada Türkiye ve eski Osmanlı İmparatorluğu, Birleşik Krallık ve İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz Milletler Topluluğu, Fransa ve deniz aşırı topraklarından gelen bu hiddetli savaşta mücadele eden hayatını kaybeden ve yaralanan askerleri anıyoruz" diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ise şu an içinde bulundukları alanın, Boğaz’ın ve topyekûn Çanakkale’nin, bundan 109 yıl önce bir büyük mücadeleye sahne olduğunu ifade ederek, "Çıkarma gemilerine bindirilip kıyılarımıza indirilen çeşitli uluslardan binlerce asker daha ilk günden nasıl zorlu bir harekatın içine düştüklerini çarpıcı bir şekilde anlamışlardır. Adeta bir avuçluk toprak parçasında birden çok milletten, binlerce muharip önlerinde vatanını savunan kahraman Türk askeri, arkalarında tarih boyunca nice orduları yutmuş Çanakkale Boğazı olduğu halde tam bir sıkışıp kalma hali yaşanmaktaydılar. Tarih hiç de eşit olmayan şartlarda başlayan, başlatılan bu muharebeyi son tahlilde vatanını müdafaa edenleri not edecekti. Yaklaşık 8.5 ay süren çok şiddetli çatışmalar Türk askerinin ruhen de, bedenen de yenilemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Dünya harp tarihinin ilk modern amfibi harekatında vatan mücadelesi için siperlerde, tünellerde, menfezlerde, denizaltında, havada kısacası akla gelebilecek her zeminde verilen mücadele emsalsizdi. Başta ‘ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere her kademedeki subay, askerlerin inanç ve irade yüklü duruşu bu destansı mücadelenin en temel itici gücü, ufuktaki zaferin de teminatıydı. Bugün burada bu abidenin önündeyiz ama söylemek gerekir ki Müslüman Türk askerinin asıl abidesi bütün bu topraklardır. Mehmetçik Kirte’de, Kanlısırt’ta, Zığındere’de, Bombasırtı’nda, Conkbayırı’nda, Gelibolu Ovası’nda mübarek kanını akıtarak en büyük abideyi bizzat inşa etmiştir. Bu topraklardaki mücadele bir başka özelliğiyle de çok dikkat çekicidir. Çanakkale muharebeleri 600 yıla aşkın bir süredir yaşamış ve ömrünü tamamlamış Osmanlı İmparatorluğu’nun son büyük destanıdır. Yine Çanakkale muhabereleri Türk milletinin hep yeni bir direniş, bir filizlenmeyle Milli Mücadele’ye, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan taze başlangıcının da ilk büyük destanıdır" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı ve şehitler için dua edildi. Daha sonra askeri bando eşliğinde askeri birlik, konuk askerler, gaziler ve izciler resmi geçit töreni ve SOLOTÜRK gösteri uçuşu gerçekleştirdi. SOLOTÜRK gösterisi nefesleri kesti. Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. yıl dönümü törenlerine Kültür ve Turizm Bakanı Gökhan Yazgı, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, Avustralya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Richard Marles, Avustralya Büyükelçisi Miles Armitage, Avustralya Birleşik Güçler Komutanı John Frewen, Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas, Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, Afganistan Büyükelçisi Amir Mohammad Ramin, Avusturya Büyükelçisi Gabriele Juen, Yeni Zelanda Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral David Proctor, Birleşik Krallık Büyükelçisi Jill Morris, Birleşik Krallık’tan Tuğamiral Robb Pedre, Pakistan Büyükelçisi Yousaf Junaid, ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, Belçika Büyükelçisi Paul Huynen, Malta Büyükelçisi Therasa Cutajar, İrlanda Büyükelçisi John Mccullagh, Sri Lanka Büyükelçisi Saranya Hasanthi U.Dissanayake, Kanada, Senegal, Macaristan, Hindistan ve Güney Afrika’dan da üst düzey yöneticiler katıldı.