SAĞLIK - 14 Mayıs 2020 Perşembe 11:24

Korona virüs salgını süreci lösemili çocukların tedavilerini geciktiriyor

A
A
A
Korona virüs salgını süreci lösemili çocukların tedavilerini geciktiriyor

Korona virüsüne rağmen lösemili çocukların tedavisi sürdüğünü ancak kemik iliği nakli olacak hastaların kök hücre bulunsa dahi enfeksiyon riski açısından iki üç ay sonrasına tedavilerinin ertelendiği belirtildi.

Korona virüsüne rağmen lösemili çocukların tedavisi sürdüğünü ancak kemik iliği nakli olacak hastaların kök hücre bulunsa dahi enfeksiyon riski açısından iki üç ay sonrasına tedavilerinin ertelendiği belirtildi.


Lösemili çocuklar yararına yaptığı çalışmalarla gündeme gelen Umut ve Yaşam Derneği Başkanı Dr Nimet Baki, aktif tedavi alan lösemi hastalarının düzenli kontrollerinin yapıldığını hatırlattı. Baki "Lösemili çocuklarımızın tedavisi devam ediyor. Aktif tedavi alan hastaların düzenli kontrolleri yapılarak kemoterapi ya da radyoterapi almayı sürdürüyor. Fakat kemik iliği nakil olacak hastalar, kök hücre bulunmuş olsa bile enfeksiyon riski açısından iki üç ay sonrasına erteleniyor. Yine tedavisi bitmiş kontrolde olan hastalarında kontrolleri, Korona virüsü nedeniyle iki ya da üç ay sonrasına randevu veriliyor. Hastanelerde tedavileri sosyal mesafe kurallarına uyularak yapılıyor. Korona virüsü bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görüldüğü için kanser hastalarının da bağışıklığı düşük olduğundan daha fazla etkilenmiş olabilir. Fakat sigara kullanımı burada son derece önemlidir. Sigara kullanan lösemili hastalarda Covit-19 enfeksiyonu daha ağır seyretmekte ve ölümler daha fazla gözlemlenmektedir” dedi.



"Hastalarımız maddi manevi olarak çok etkilendi"


Yaşanan süreçte hastaların maddi ve manevi olarak etkilendiğini belirten Baki, “Hastalarımız maddi manevi olarak çok etkilendi. Bu dönemde bir çok hasta işsiz kaldığı için derneğimize çok fazla müracaatlar oluyor. Ailelere gıda kolisi hazırlarken çocuklara oyuncaklar ve giysiler gönderiyoruz. Telefonlarına bakıyoruz, bilgilendirmeler yapıyoruz. İhtiyaçlı olan hastalara maddi destekte bulunduk. Türkiye’nin bir çok yerinden maske bulmakta güçlük çeken tedavi alan çocuk hastalarımıza maske gönderdik” diye konuştu.


Korona virüs dünyayı derinden sarsarken, ülkeler salgının önüne geçebilmek amacıyla çeşitli önlemler almaya devam ettiğini belirten Baki, bu süreçte aileler izolasyon çağrılarına uyarak evde çocukları ile birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladığını ifade etti.


Baki, öncelikle ailelerin yaşanan salgınla alakalı doğru kaynaklardan bilgi edinmelerini sonra da çocuklarına anlayabilecekleri sadelikte yaşanan bu süreci anlatmaları gerektiği tavsiyesinde bulunarak çocuğun öncelikle yaşanan salgın ile alakalı ne bildiğinin öğrenilmesine dikkat çekti.


Baki, çocuğun, okuldan, televizyondan, arkadaşlarından ya da aile bireylerinden neler duymuş olabileceğin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini kaydederek ”Çocuklar da belirsizliği sevmezler. Onlara anlayabilecekleri dilde virüsü anlatmak gerekiyor. Mesela inatçı bir ahtapot resmi çizerek bunun ellerimize yapışabileceği, bu minik ahtapotlar yüzünden okullarımıza, işlerimize şimdilik gidemediğimiz ama ellerimizi bol sabunla 20’ye kadar sayarak yıkadığımızda bunlardan kurtulabildiğimiz, bu minik ahtapotun su ve sabundan çok korktuğu anlatılabilir. Ortaokul ve lise öğrencileri bu tip durumlara kısa sürede adapte olabiliyorlar ama daha küçük yaştaki çocuklar oyun, masal ve hikâyelerle bu zor süreçlere daha kolay uyum sağlayıp normalleşebiliyorlar. Hastalıkla baş etmede bağışıklık sisteminin güçlü olabilmesi için yeterli sebze ve meyve, protein alımı, uyku düzeni. D vitamini alımı çok önemli. Özellikle 11 ve 13 arası çocukları güneşli havada balkona çıkarmak gerekiyor” şeklinde konuştu.


Baki, bu süreçte kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelere hayırsever vatandaşlar tarafından maddi destek beklediklerini ifade ederek, “Bu zamana kadar bize güvenip destek veren her kişiye ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Herkes bir gün kanser olabilir. Bizler bugün destek olursak, yarın kanser olduğumuzda bizlere destek olanlar birileri olacaktır. Bu dernek bu amaçla vardır. Yardım yapmak isteyenler derneğimize ulaşabilirler” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Altınkent Ortaokulu erasmus projelerine devam ediyor Kütahya’nın Gediz ilçesinde Erasmus projeleri ile adından sıkça söz ettiren Altınkent Ortaokulu’nun 2022 yılı başvuru döneminde Polonya Ulusal Ajansına yaptığı ve 94 puanla hibe almaya hak kazandığı “MTW-Maker Teacher Workshop” isimli Erasmus+ KA210SCH projesi kapsamında son yurt dışı hareketliliğini tamamladı. Bu çerçevede Altınkent Ortaokulu’ndan 3 öğretmen Polonya’nın Bialystok şehrinde proje çalışmalarını gerçekleştirdi. Polonya, Türkiye, İspanya ve İtalya ortaklı uluslararası proje kapsamında bu hareketliliğe tüm ülkelerden 12 öğretmen katıldı. Proje hareketliliğinde MIT App Inventor web2.0 aracı kullanılarak “Mobil Uygulama Tasarımı” konularında öğretmen eğitimleri gerçekleştirildi. İlgili alanda karışık ülke takımları oluşturuldu ve atölye çalışmaları yapıldı. Eğitim sonunda örnek bir mobil uygulama tasarlandı. Projeye 3 öğretmen ile katıldıklarını belirten Okul Müdürü Okan Karaca, “İngilizce öğretmenimiz Fırat Mıdık ve Bilişim Teknolojileri öğretmenimiz Ümit Karaduman ile birlikte hareketliliği tamamladık. Bialystok şehrinde ev sahibi okulun derslerine katılım sağladık. Öğretmen ve öğrencilerin teknolojiyi kullanma standartlarını gözlemledik. Protokol ziyaretleri gerçekleştirdik. Polonya kültürü hakkında bilgiler edindik. Faydalı bir projeyi daha başarıyla sona erdirmenin gururunu yaşadık. Okulumuzda Erasmus projeleri ile ilgili çalışmalarımız devam edecek” dedi.
Eskişehir Dikkat eksikliği yetişkinler için de sorun Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Klinik Psikoloğu Gonca Malkoç Arı, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğunun çocukların yanı sıra yetişkinlerde de görülebilen bir sorun olduğunu belirterek, tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Kısaca DEHB olarak tanımlanan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, aşırı hareketlilik, dürtüsellik, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu gibi durumlar ile ortaya çıkan bir tür psikolojik bir rahatsızlık olduğunu aktaran Klinik Psikolog Arı, ailelerin; dikkatini toplayamama, unutkanlık, zamanı iyi kullanamama, odaklanamama, ders çalışmaktan çabuk sıkılma, derse dikkatini verememe şikayeti ile geldiğini anlattı. Öte yandan bu belirtileri gösteren her çocuk için dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı koymanın mümkün olmadığını belirten Gonca Malkoç Arı, “Bazen, çeşitli fiziksel rahatsızlıklar nedeniyle de bu gibi semptomlar gözlemlenebilmektedir. Bu nedenle bir çocuğa dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı koyabilmek için en az 6 ay boyunca belirtilerin devam etmesi ve çocuğun aynı davranışları yalnızca ev ya da okul ortamında değil, girdiği her ortamda sergiliyor olması gerekmektedir.” şeklinde konuştu. Profesyonel yardım gerekli Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğunun yetişkinlerde de görülen bir sorun olduğunu ifade eden Arı, yetişkinlerde görülen belirtileri şöyle sıraladı: “Bireyin yaşamında işe başlayamama, iş yerinde verimli olamama, stresle baş edememe, bir toplantı boyunca oturamama, zamanı iyi yönetememe, öfke atakları, evliliğin idaresi ile alakalı yaşanan sorunlar olarak ortaya çıkabilmektedir.” Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğunun; bireylerin yaşamında oldukça ciddi akademik, psikolojik ya da sosyal problemlere neden olabilecek türden bir rahatsız olduğunu belirten Arı, bireylerin bu konuda mutlaka profesyonel yardım almaları gerektiğini belirtti. İlaçlı veya ilaçsız tedavi DEHB tedavisinin; yetişkinlerde ve çocuklarda farklı yöntemlerle gerçekleştirildiğini dile getiren Arı, şunları kaydetti: “Genellikle bu alanda uzman psikolog tarafından yürütülen tedavilerde öncelikle çocuğun ya da yetişkinin neden hiperaktif olduğu, neden dikkat eksikliği olduğu ve bu rahatsızlıkların düzeyi araştırılarak incelenmekte ve buna göre ilaçlı ya da ilaçsız bir tedavi planı oluşturulmaktadır. Uyguladığımız testler ile dikkat, zamanlama, hiperaktivite gibi parametreleri ölçebiliyoruz. 6 yaş üzerindeki tüm çocuklara uygulanabilmekte, testin çocuk ve yetişkin olmak üzere iki formu bulunuyor, çocuk formu yaklaşık 15 dakika, yetişkin formu ise 18 dakika sürüyor, kendinizde veya çocuğunuzda bu tür zorluklar gözlüyorsanız dikkat testi talep ediniz.”