- 07 Mayıs 2021 Cuma 10:47

Lüks siteler arasında tarla belleyip bahçe işi yapıyorlar

A
A
A
Lüks siteler arasında tarla belleyip bahçe işi yapıyorlar

Trabzon’un Ortahisar ilçesi Çukurçayır mahallesinde çok katlı binalar arasındaki kısıtlı arazide tarla belleyenler ilginç görüntüler oluşturuyor.

Trabzon’un Ortahisar ilçesi Çukurçayır mahallesinde çok katlı binalar arasındaki kısıtlı arazide tarla belleyenler ilginç görüntüler oluşturuyor.


Lüks siteler arasında kalan arazilerinde tarla belleyip tarım yapmaya çalışan Adanur ailesi, yıllardan beri toprakla uğraştıklarını belirterek tam kapanmayı bahçelerinde çalışarak geçiriyor.


Bulundukları yerin 5-10 yıl öncesine kadar fındıklık ve bahçe olduğunu belirten Adanur ailesi, şimdilerde her yanı beton binaların kapladığını belirterek kısıtlı arazide zor da olsa bahçe işiyle uğraşıyor. Binalar arasında zor da olsa arazilerini değerlendirmeye çalıştıklarını belirten Hakan Adanur ”Tarla belliyoruz. Fasulye, domates dikeceğiz. Bu işi her yıl bu zamanlarda yapıyoruz. Bulunduğumuz yer 10 yıl öncesine kadar fındıklık, tarla idi. Çukurçayır’a dışarıdan gelen de var yerlisi de var. Dolayısıyla buranın insanı bahçe işlerini yapmaya alışık. Sonuçta tarlamızdan taze sebze alıp ihtiyacımızı karşılıyoruz. Her geçen gün siteler artıyor, her taraf beton yığını oldu. Dolayısıyla etrafımız sitelerle doldu bizde gerçek köy hayatını yaşayamıyoruz. Buradan 1 kilometre yukarılarda köy hayatı var burası ise sitelerle dolu. Gözünü nereye çevirirsen hep binalarla dolu beton yığını oldu. İnsan toprakla uğraştı mı daha huzurlu oluyor” dedi.


Hasan Adanur da bahçe işinin kendileri için bir hastalık olduğunu belirterek “Burası 5-10 yıl öncesine kadar tarla, fındıklıktı. Şimdi buraları hep beton yığını olmaya başladı. Yeşillik olan alanlar artık beton yığınları haline geldi 13-14 kat binalar oluştu. Burası da bizim arazimiz beton yığınları arasında bahçe işiyle uğraşıyoruz. Domates, patates, patlıcan ekiyoruz. Çevreden bizi kıskananlar da var eleştiren de var. Bu bizim için bir alışkanlık. Karadeniz insanı boş arazi görse hemen bellemeye, kazmaya başlar. Bu bizde bir hastalık, yan gelip yatma olmaz. Dolayısıyla bizde burada meşguliyet sağlıyoruz” diye konuştu.


Nermin Adanur ise köy hayatına alışık olduklarını ifade ederek “Biz köy hayatını alışığız burası biraz zor. Köyde tavuk, ineklerle uğraşıyorsun burada ise bunlar yok. Beton duvarların arasında kaldık” şeklinde konuştu.


Öte yandan Doğu Karadeniz Bölgesi tarım arazileri bakımından diğer bölgelere oranda daha dezavantajlı bölge olurken, özellikle arazilerin meyilli olması tarımı güçleştiriyor. Trabzon’da toplam 466 bin 400 hektar arazi bulunuyor. Bu arazilerin yüzde 21’ini (98 bin 875 hektar alan) tarım arazisi, yüzde 24’ünü (111 bin 719 hektar alan) çayır-mera, yüzde 44’ünü (203 bin 248 hektar alan) orman ve yüzde 11’ini (52 bin 558 hektar alan) tarım dışı arazi oluşturuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Talas’ta 23 Nisan coşkusu alanlardan taştı Talas Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çocuklara özel düzenlenen etkinliklerle kutladı. Şiirler okuyup birbirinden özel oyunlarla eğlenen çocukların sevinci görülmeye değerdi. Talas Belediyesi yine çocuklara farklı bir bayram coşkusu yaşattı. Yamaç Paraşütü İniş Alanında, Talas Belediyesi ve Talas Kaymakamlığı tarafından ortaklaşa yapılan etkinlikte birbirinden eğlenceli aktivitelerle hem çocuklar hem de büyükler keyifli bir bayram geçirdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasının ardından başlayan törende konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı, şanlı tarihin en önemli kazanımlarından ve dönem noktalarından birisi olan TBMM’nin açılışının 104. yılını kutlamanın onuru ve heyecanını yaşadıklarını söyledi. Daha sonra kürsüye gelen Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, sözlerine “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının gerçek sahibi sevgili çocuklar gününüz kutlu olsun.” diyerek başladı. “Çocuklarımıza güveniyoruz” Başkan Yalçın, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız günlerde ikinci yüzyıla devrederken görevi devralan çocuklar olarak burada hepimiz cıvıl cıvıl bir aradayız. Biz size güveniyoruz. Ülkemiz sizin sayenizde çok daha güzel günlere kavuşacak. Atatürk’ün dediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında el büyük emeği sizlerin sağlayacağınızdan eminiz.” dedi. Talas Kaymakamı Yaşar Dönmez de, öğrencilere seslenerek, “Bugün ülkemizi bizler yönetiyoruz. Yarın sizler büyüdüğünüzde bizlerin yerinde olacaksınız. O nedenle kendinizi iyi bir şekilde donanımlı olarak yetiştirin.” ifadelerini kullandı. Vatandaşlardan Başkan Yalçın’a teşekkür Çocuklar bayramdan mutlu olduklarını söylerken, büyükleri de hazırlanan program nedeniyle Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından miniklerin ve küçüklerin hazırladığı birbirinden özel gösteriler ile okunan milli ve manevi duygularla dolu şiirlerle bayram coşkuyla kutlandı. Program yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesiyle son buldu.
Sivas Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.