SAĞLIK - 29 Haziran 2020 Pazartesi 13:34

Pehlevan: "Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor”

A
A
A
Pehlevan: "Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor”

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görüldüğüne dikkat çekerek "Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor” dedi.

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görüldüğüne dikkat çekerek "Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor” dedi.


Tarım ve Orman Bakanlığı gıdalarda taklit ve tağşiş yapan çok sayıda firmayı açıkladığını kaydeden Pehlevan, gıdalarda yapılan insafsız ve akıl almaz sahteciliklere değinerek “Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görülmektedir. Bakanlık tarafından atılan olumlu adımlara, yeni yasal düzenlemelere, artırılan cezalara rağmen, gıda da taklit ve tağşişten vazgeçmedikleri ortada. Hileye başvuran firmalar, daha fazla kazanç sağlamak adına tüketiciyi kandırmaktan, halkın sağlığı ile oynamaktan, gelecek nesillerimizi tehlikeye atmaktan çekinmemektedirler. Yaşatılan bu tehlikenin önüne geçmek elbette kolay bir süreç değil. Gıdadaki sahteciliğin önüne geçmek için öncelikle sıkı denetim ve ardından caydırıcı cezaların verilmesidir. Tarım ve Orman Bakanlığı gıdalarda taklit ve tağşiş yapan çok sayıda firmayı açıklıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı,136 üründe sahtecilik belirledi. Firmalar internet sitesinde ilan edildi” diye konuştu.


Gıdalarda yapılan sahtecilik örneklerinden bazılarını kamuoyu ile paylaşan Pehlevan, “Gıdalarda yapılan insafsız ve akıl almaz sahtecilik örneklerinden bazılarını kamuoyu ile paylaşmak isterim. Süzme çiçek balında; prolin, Fruktoz/Glikoz oranı, Frukktoz+Glukoz- Çikolatada; İlaç etken maddesi sildenofil-Dana sucuk, kanatlı eti-Dana köfte; at eti, eşek eti-Tavuk döner; at eti-Tereyağı; bitkisel yağ-Peynir; Bitkisel yağ, nişasta-Yoğurt; Jelatin,süt yağı harici yağ-Arı sütü bal polen karışımı;sindenafil-sızma zeytinyağında, tohum yağları ve trans yağ asitleri ve ayrıca çayda ve baharatlarda boya tespitinin yapıldığını kamu kamuoyu ile paylaştı. Teşhir edilen insan sağlığına zararlı bu gıdaları tüketicilerimizin takip etmesi mümkün değil. Taklit ve tağşiş yapan firmaların sanal ortamda açıklanmasından ziyade kesin kez kapatılmalı ve firma sahiplerinin gıda üretimi yapmalarının engellenmesi gerekmektedir. Sektör içeresindeki sıkıntıları bizatihi yaşamaktayız ve bu tecrübelerimizden yola çıkarak belirlediğimiz çözüm önerilerimizi sunduk ve sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.



"Cezadan daha çok fazlasını kar ediyorlar"


Söz konusu firmalara para cezası kesilmesine rağmen faaliyetlerini sürdürerek daha çok kar ettiklerini kaydeden Pehlevan, önerilerini şu şekilde sıraladı:


“Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor. Bu nedenle taklit ve tağşişe ısrarla başvuran işletmelere faaliyetlerini durdurma gibi cezalar verilmelidir. Bakanlık tarafından yapılan resmi denetimlerin artırılması ve denetimlerin daha etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Gıda işletmelerinde iç denetim görevini yerine getiren mühendisler, uygulamadaki eksiklikler nedeniyle bağımsız ve etkin bir denetim mekanizması kuramamaktadır, Çözüm olarak mühendislerin yetkileri artırılmalı ve maddi açıdan işverenden bağımsız bir yapıya kavuşturulmalı ve bu şekilde daha bağımsız ve daha etkin bir çalışma alanı sağlanmalıdır. Gıda sektörünün büyük çoğunluğunu oluşturan küçük işletmeler iç denetimi sağlayacak olan ve anlamsız bir biçimde kaldırılan mühendis (Sorumlu Müdür) bulundurma zorunluluğundan muaf durumdalar. Bu durum taklit ve tağşişe ve sonrasında gıda terörüne zemin hazırlamaktadır, küçük işletmeler uygulanan resmi denetimlerin yanında iç denetim mekanizmasına dâhil edilmeli, Sorumlu Müdür Yönetici adı ne olursa olsun kapasitesine göre bir ya da birkaç işletmenin bir mühendis kontrolünde olacağı bir sistem kurulmalıdır. Sektörde bunca sıkıntı yaşanırken, gıda alanında 4 yıllık uzmanlık eğitimi alan gıda mühendisleri ile Ziraat Mühendisliği Gıda Teknolojisi bölüm mezunları ciddi anlamda işsizlik problemi yaşamaktadırlar. Mühendislerin sürece daha fazla dâhil edilerek kamuda daha fazla görevlendirilmesi, resmi denetimlerin mühendisler eliyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.”



"Gıda güvenliği bilincine sahip değiller"


Gıda güvenliğinin ne olduğunu bilmeyen, gıda güvenliği bilincine sahip olmayan bir üreticinin daha fazla kazanç sağlamak maksadıyla türlü yöntemlere başvurmasını kabul edilemez olduğunu ifade eden Pehlevan, “Burada dikkat çekmek istediğimiz başka bir husus ise, yaşanan bu taklit ve tağşiş hadiselerinin temelinde üreticilerin gıda güvenliği bilincine sahip olmayışı. Gıda; üretiminden tüketimine her aşaması hassasiyet gerektiren, her aşamasında kontrol altında olması gereken, belli bir bilinçle hareket edilmesi gereken bir konudur. Dolayısıyla gıda güvenliğinin ne olduğunu bilmeyen, gıda güvenliği bilincine sahip olmayan bir üreticinin daha fazla kazanç sağlamak maksadıyla türlü yöntemlere başvurması, bilinçsiz üretici için gayet normal bir durum. Okullarda gıda güvenliği derslerine ilave olarak belirli dönemlerde konferans ve bilinç artırıcı faaliyetler düzenlenmeli. Bu tür toplumsal projelerle birlikte toplumun bütün kesimlerinde gıda güvenliği bilincinin oluşmasının, yaşanan bu sorunların minimize edilmesi adına önemli bir adım olacaktır. Maalesef Türkiye’de yeterli bir denetim uygulandığını söyleyebilmek mümkün değil. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı kayıt sistemine kayıtlı yaklaşık 40 bin gıda üreten işletme bulunmaktadır. Bunu gıda ürünlerini üreten, dağıtan ve satan kayıtlı ve kayıt dışı olarak ele aldığımız zaman bu rakam yaklaşık 500 bin işyeri olmaktadır. Buna rağmen bugün itibariyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 4 bin 600 gıda denetçisi, bin 100 gıda mühendisi çalışmaktadır. Toplam 5 bin 700 denetim unsuru ile 500 bin işyerinin sağlıklı bir biçimde denetlenemeyeceği ve bu sayının acil olarak artırılması gerektiği açıktır. Türeticilerin yapabileceği; sıhhi olmayan ortamlarda satılan ürünler satın alınmamak, paketlenmiş ürünlerde bilinen markalara ağırlık vermek, rastgele yerlerden değil, güvenilir satış noktalarından alışveriş yapmak, Satın alınan ürünlerin ambalajında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üretim izninin bulunup bulunmadığına dikkat etmek ve Ürünlerin son kullanım tarihlerine ve içeriğine özellikle dikkat etmek. Tüketicilerin alışveriş yaparken bu hususlara dikkat etmelerinin hem kendilerinin, hem de ailelerinin sağlığı açısından hayati önem taşımaktadır. Hileli gıdaların yaygın bir şekilde piyasada bulunması nedeniyle vatandaşın alışveriş yaparken bilinçli davranması büyük önem taşımaktadır. Fakat önemli olan bu insan sağlığı için tehlikeli ürünlerin market raflarına ulaşmasının devlet tarafından engellenmesidir. Taklit ve tağşiş yapan 69 firmaya ait 136 üründe sahtecilik belirledi. Firmalar internet sitesinde ilan edilmesi sorunu çözmüyor. Bu gıdaların market raflarından kaldırılması, para cezasının yanında insan hayatına tehlikeye attıklarından dolayı en ağır cezalar verilmelidir. Aynı zamanda bu firma sahiplerinin ve yakınlarının gıda üretimine izin verilmemelidir. Tüketiciler, şüphelendikleri konularda bilgi almak, şikâyet etmek ya da ihbarda bulunmak için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kurduğu ‘174 Alo Gıda’ hattını Türkiye’nin her yerinden telefonla arayabilirler. Ayrıca alo174@tarim.gov.tr adresine e-mail gönderebilirler” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.