EKONOMİ - 27 Mart 2019 Çarşamba 15:59

İŞ-KUR Genel Müdürü Uzunkaya: "Milletçe 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdik"

A
A
A
İŞ-KUR Genel Müdürü Uzunkaya: "Milletçe 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdik"

Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, 28 ülkenin 1 milyon istihdamı gerçekleştiremediği bir noktada Türkiye’nin tek başına 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdiğini belirterek, "Valilerimizin koordinesinde istihdam seferberliği başladı ve milletçe 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdik" dedi.

Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, 28 ülkenin 1 milyon istihdamı gerçekleştiremediği bir noktada Türkiye’nin tek başına 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdiğini belirterek, "Valilerimizin koordinesinde istihdam seferberliği başladı ve milletçe 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdik" dedi.


Öğretmenevi’nde valilik, İŞ-KUR ve Munzur Üniversitesi tarafından "İŞ-KUR Kampüste Kariyer ve Girişimcilik Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel, İŞ-KUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, Cumhuriyet Başsavcısı Behçet İşlek, Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek, meslek odası temsilcileri, kurum amirleri, işverenler ile öğrenciler katıldı. Etkinlikte Almanya’da yaşayan Tuncelili iş adamı Turabi Yıldız, Beşiktaşlı eski Milli Futbolcu Sinan Kaloğlu, Kişisel ve Kurumsal Gelişim Uzmanı ve Yazar Haluk Tatar, İş ve Meslek Danışmanı Erdinç Yıldırım başarı hikayeleri ile deneyimlerini paylaştı.


15 Temmuz darbe girişiminin ardından istihdam seferberliği başlatıldığını anımsatan İŞ-KUR Genel Müdürü Celal Uzunkaya, "Tüm Avrupa, 28 ülkenin 1 milyon istihdamı gerçekleştiremediği bir noktada bir ülke tek başına 1,5 milyon istihdamı hem de zor süreçte gerçekleştirdi. İnanılması güç bir rakamdı. Ama bu millet inanınca ve karar verince neler yapabileceğinin ifadesidir 2017 yılı. Ve bu yıl içerisinde işverenlerimiz, kamu kurum kuruluşlarımız, ticaret ve sanayi odalarımız, esnaf ve sanatkarlarımız, üniversitemiz, medyamız, devletimiz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, illerde de valilerimizin koordinesinde istihdam seferberliği başladı ve milletçe 1,5 milyon istihdamı gerçekleştirdik. Ve Türkiye’nin istihdam kurumu dünyanın 2015-2017 yıllarında 2018 yıllarında Amerikası’ndan Almanya’sına, İngiltere’den Fransa’sına en başarılı istihdam kurumlarının içinde yer aldığı istihdam kurumlarına da başkanlık yapan Türkiye İş Kurumu tarihinde 1 milyon 57 bin 249 kişinin istihdamına aracılık yaptı. Bir yıl içinde tabii 1 milyon 57 bin 249 rakamını telaffuz etmek kolay da bu istihdamın gerçekleştirilmesinin ne kadar zor olduğunu hepiniz taktir edersiniz" diye konuştu



"İŞ-KUR 2002 yılında sadece 24 bin 482 kişiyi istihdam ediyordu"


2002 yılında kurum aracılığıyla sadece 24 bin 482 kişinin istihdamını gerçekleştirdiğine değinen Uzunkaya, "Bu kurumun 15 yıl sonra 24 binden 1 milyon 57 bine çıkması elbette milletçe yapılan seferberliğin sonucudur. Yıl 2018, Cumhurbaşkanımız artı iki hedefledi. Yine sahalardaydık. Bütün paydaşlarımız çalışma halindeydi. Bu defa da 1 milyon 247 bin 188 istihdam. Bunun 1 milyon 240 bin 308’i özel sektör. Bu neyi gösteriyor, bu rakamın içerisinde sadece 7 bin kişi kamuda istihdam edilmiş. Demek ki istihdam dediğimiz zaman geleceğe baktığımız zaman öteden beri alışılagelmiş ezberlerimizi terk etmek zorundayız. İstihdamdan kastımız kamuda ille de görev almak değildir" ifadelerini kullandı.


Bahsi geçen rakamlara toplum yararına programlarıyla işe alınanların dahil olmadığını ifade eden Uzunkaya, "Siz istihdam dediğimiz zaman şunu anlıyoruz. İşverenimiz yani Türkiye’nin gerçek kalkınmasının unsuru ve gücü olan iş adamlarımız, işverenlerimizin aradığı nitelik ve vasıfta insanları yetiştirerek eşleştirme görevini yapmaktır. Dünyanın her yerinde kamu kurumları, istihdam kurumları eşleştirmeyi yapar. 89 bin 324 iş yerinde yüz yüze yaptığımız araştırmalarda işverenlerimize hangi nitelikte, hangi vasıfta, hangi özellikte veya işgücü nereye gidiyor sorusuna cevabımızı almalıyız ki programlarımızı, çalışmalarımızı ona göre yapalım" şeklinde konuştu.



"Tuncelili iş verenleri tebrik ediyoruz"


2002 yılında Tunceli’de İŞ-KUR bulunmasına rağmen hiç istihdam olmadığını kaydeden Uzunkaya, "Kadın istihdamı, genç istihdamı, engelli istihdamı sıfır. Dolayısıyla yıl 2018, bin 262 kişiyi bu şehirde istihdam ediyoruz. Demek ki bin 262 kat istihdamımız artmış. 546 kadın istihdam ediliyor. Bu çok önemli. Bunun için Tuncelili işverenlerimizi tebrik ediyoruz. Bu Türkiye’deki en yüksek oran" diye konuştu.


Tunceli’nin çehresinin çok kısa zamanda değiştiğini dile getiren Vali Tuncay Sonel ise, "Hakikaten istendiği taktirde kısa sürede o dar bütçeyle neler yapılabileceğini gördünüz. Tunceli’nin değişiminden, parklardan bahçelerine, istihdamından huzur şehri olmasına kadar. Huzur şehri oldu mu hem istihdam hem turizm, hem kültür hem spor peşpeşe geliyor. Bu değişimde bize her türlü katkıyı veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bakanlarımıza hepiniz adına şükranlarımı sunuyorum" diyerek sözlerini tamamladı.


Etkinlik sonrası Genel Müdür Uzunkaya, oda temsilcileri, mali müşavir, muhasebeci ve işverenlerle 2019 yılı istihdam teşvikleri hakkında toplantı yaptı. Organize Sanayi Bölgesi’nde iş yeri ziyaretinde bulunan Uzunkaya, Munzur Üniversitesi İŞ-KUR irtibat noktasının açılışını da gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kardeşi ve işçisi silahlı saldırıda öldürülen adam: “Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” Ankara’da bir kişi, aynı yerde çalıştığı yabancı uyruklu iş arkadaşını ve patronunu silahla vurarak öldürdü. Kardeşini ve işçisini kaybetmenin acısını yaşayan ağabey, olayın daha önceden planlandığını iddia etti. Olay, dün akşam saatlerinde Altındağ ilçesi Tatlar Mahallesi’nde yer alan mesire alanında meydana geldi. İddialara göre, bungalov evi imalatı işiyle uğraşan emekli polis Murat Yılmaz, bilinmeyen bir nedenle işletmeci Y.E.H.’nin silahlı saldırısına uğradı. Duruma müdahale etmek isteyen yabancı uyruklu iş arkadaşı Alaeddin Albaba’ya da ateş eden Y.E.H., kaçarak olay yerinden ayrıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, Yılmaz’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Albaba’nın ise kaldırıldığı hastanede vefat ettiği belirtildi. Cenazesi Adi Tıp Kurumu morguna götürülen Yılmaz’ın ikindi namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığı’na defnedileceği, Albaba’nın ise havayolu ile ülkesine götürüldüğü ve orada defnedileceği öğrenildi. Saldırganın yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği aktarıldı. “Olay kesinlikle tasarlanmış” Olayla ilgili konuşan Murat Yılmaz’ın ağabeyi Tunç Yılmaz, “Ekmek kapısı açtığımız bir alçak, alçakça bir şekilde kardeşimi ve yanımızda çalışan masum bir işçimizi katletti. Benim kardeşim emekli bir polisti. Kendisini de nasıl savunacağını çok iyi bilirdi. Saldırgan çok yakın mesafeden kardeşimin kafasına sıkmış. Kaçmaya çalışan işçimizi de önce ayağından vurmuş, ardından da yanına gidip onun da başına ateş etmiş. Biz ona para kazansın diye orada yer vermiştik. İstediği her şeyi vermiştik. Asla bir husumet yoktu aramızda. Saldırgan taraftan ortalıkta şu anda kimse yok. O şahıs orada işletmeciydi, imalatçı değildi. Bu olay kesinlikle tasarlanmış. Karşılıklı münakaşanın olduğu bir olay değil bu. Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” ifadelerini kullandı.
Gaziantep GTO nisan ayı meclis toplantısı yapıldı Gaziantep Ticaret Odasının (GTO)nisanayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıylagerçekleştirildi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, bir milletin varlığının ve temellerinin sağlamlığının çocukların sağlıklı ve bilinçli yetiştirilmesiyle başlayacağını vurguladı. Teymur, “Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1922 tarihinde Meclisin açılış konuşmasında ne demiş: ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.’ İşte biz çocuklarımızı bu sözlerin kılavuzluğunda yetiştirmeliyiz ki onlara vatanımızın geleceğini gönül rahatlığıyla emanet edebilelim” dedi. “Özel günlerde kepenkler açık olmalı” Başkan Teymur’un ardından kürsüye gelen ve GTO’nun nisan ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep’in son yıllarda turizmde ivme kazandığını fakat bayramlar gibi özel günlerde şehre gelen turistlerin açık restoran bulmakta zorluk çektiğini ifade ederek, “Gaziantep turizmini desteklemek için bayramlar gibi uzun tatillerin olduğu dönemlerde özellikle kafe ve restoranlarımızın açık olması gerekiyor. Geçtiğimiz Ramazan Bayram’ında bununla ilgili pek çok şikâyete rastladık. Kalabalık heyetlerle Gaziantep’e gelen fakat yemek yiyecek, bir çay molası verecek açık işletme bulamayan misafirlerimizi gördük. Şehrimiz son yıllarda tarih, kültür ve gastronomi turizminde ivme kazandı. Bizlerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Şehrimizde özel günlerde kepenkler açık olmalı” şeklinde konuştu. “Fahiş fiyatın tanımı net bir şekilde yapılmalı” Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden ve tepkilere neden olan fiyatlandırma politikasına da dikkat çeken Başkan Yıldırım, yaşanan tüm olumsuzlukların ana kaynağının enflasyon olduğunu ve fiyat algısının bozulduğunu söyledi. Enflasyonist ortamın beraberinde suistimalleri de getirdiğini belirten Yıldırım, “Enflasyonun çok yüksek seyrettiği dönemlerde maalesef bunu suiistimal eden işletmeler oluyor. Fiyat algısının bozulmasıyla birlikte de bu tarz işletmeler fahiş fiyatlarla her birimize büyük zararlar veriyor. Diğer taraftan da acı bir gerçek var ortada. Tüketici olarak bizlere çok yüksek gelen fiyatların maliyet hesabı İşletme giderlerini, ham madde maliyetlerini hesapladığınızda işletmelerimizin ayakta kalabilmesi, faaliyetlerini sürdürebilmesi gerçekten de çok zor. Bugün bir restoranda içtiğiniz çorbanın maliyeti yarın değişebiliyor. Maliyetlerin artışı da her zaman fiyatlara yansıtılamıyor. Fiyata yansıtmayınca işletme zor durumda kalıyor, yansıtınca vatandaş olarak bizler zor durumda kalıyoruz. Bu tabloda fahiş fiyat tanımının net bir şekilde yapılması, suiistimallerin tespit edilip devletimizin bu konuyu takip etmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Fahiş fiyat tanımının hiçbir soru işareti bırakmadan ve detaylı bir şekilde yapılması oldukça önemli. Tüm kesimlerce kabul görecek fahiş fiyat tanımı yapılmadan yasal düzenlemeye de gidilmemeli. Ne tüketici zarar görsün ne de üretici Şunu da unutmamak gerekir: işletmeler açısından en iyi terazi, en iyi ölçü yine vatandaşın kendisidir. Ödediği bedel aldığı hizmeti karşılamıyorsa en iyi cezayı da vatandaşın kendisi keser” ifadelerini kullandı. “Jeopolitik risklere göre kendimizi konumlandırmalıyız” Konuşmasında Türkiye’nin bulunduğu konuma ve jeopolitik risklere de değinen Yıldırım, “Siyasi ve toplumsal olarak atılan her adım küresel ekonomiyi direkt etkiliyor. Ticaretin yönünü belirliyor, maliyetleri ve tedarik zincirini etkiliyor. Olayların bizim dışımızda cereyan ediyor olması da önemli değil. Sonuçta hepimiz birbirine bağlı bir sistemin parçasıyız. İran ve İsrail arasındaki gerginliğin ekonomi üzerindeki etkilerini düşünün Tüm dünya savaşın bölgeselleşme ve şiddetlenme endişesinde. Bölgedeki jeopolitik riskler ve belirsizliğin artışı risk primimizi ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerimizi artıracaktır. Artık jeopolitik risklerin olmadığı bir dünya yok Yani aman şu jeopolitik riskler geçsin de bakarız diyemeyiz. Bu durumu yönetmeyi, kendimizi doğru konumlandırmayı öğrenmeliyiz” ifadelerini kullandı. “Enflasyonla mücadelede bedel adil dağıtılmalı” Enflasyonla mücadele sürecinde fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi için mevcut ekonomi politikasının devam etmesi gerektiğini belirten GTO Başkanı Yıldırım, “Bunu yaparken de para ve maliye politikası birbirini tamamlamalı. Enflasyonla mücadelenin maliyeti şüphesiz çok ağır ama bedelin adil dağılımı çok önemli Bu bedeli sadece vatandaş, sadece iş dünyası ödememeli kamu da tasarruf yapmalı. Hükümetin ‘mevcut harcamaları daha verimli hâle getirme’ vurgusu yaparak kamuda tasarrufa gidileceği açıklamasını bu anlamda olumlu buluyorum” diye konuştu.
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 artış yaşadı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”