- 06 Mart 2018 Salı 11:38

Su kabağıyla geceleri aydınlatıyor

A
A
A
Su kabağıyla geceleri aydınlatıyor

Tuncelili Ressam Murat Ozan, kendi yetiştirdiği su kabaklarıyla yaptığı avizelerle hem geceleri aydınlatıyor hem de güzel bir görüntü ortaya çıkmasını sağlıyor.

Tuncelili Ressam Murat Ozan, kendi yetiştirdiği su kabaklarıyla yaptığı avizelerle hem geceleri aydınlatıyor hem de güzel bir görüntü ortaya çıkmasını sağlıyor. Ozan, aynı zamanda yöresel zenginlikleri de su kabaklarıyla yansıtıyor.


Tunceli’de yaşayan 37 yaşındaki ressam Murat Ozan, Osmanlı döneminden bu yana çoğunlukla su taşıma ve saklama kabı olarak kullanılan su kabaklarından avize yapıyor. Unutulmaya yüz tutmuş su kabaklarının süs eşyası olarak evlerdeki yerini yeniden aldığını belirten Ozan, ilginin oldukça yüksek olduğunu aktardı.


Daha çok Tunceli yöresinde kullanılan, buraya özgü ürünleri değerlendirerek sanatla bütünleştirmeyi çok sevdiğini kaydeden Ozan, “Kendim ressamın, yağlı boya, karakalem tablolar yapıyorum. Sergiler açıyorum, sokakta resim çalışmaları yapıyorum. Belirli bir zamandan sonra daha farklı şeyler üretmek istiyor insan. Ben de üretmeyi, yöresel şeyleri sanatla bütünleştirmeyi çok seviyorum. Farklı şeyler üretmeyi seviyorum. Bu su kabaklarını da köylerde görmüşlüğüm vardı. Bir iki tanesi elime geçti. Bunları nasıl değerlendiririm diye düşündüm. Üzerinde işlemeler yaptım, çeşitli figürler resmetmeye başladım. Diğer bölgelerde bunların süs amaçlı kullanıldığını biliyordum ama lamba şeklinde ve bizim işlediğimiz tarzda değerlendirenleri görmedim. Resmin yanında bunlarla da ilgilenmeye başladım. Her geçen gün de bunu geliştiriyorum. Önce, çivilerle, maket bıçaklarıyla işlemelerimizi yapıyordum. Şimdi bunu daha da geliştirdik, makineler kullanıyoruz” dedi.



"Su kabaklarını da kendileri yetiştiriyor"


Su kabaklarını da kendilerinin yetiştirmeye başladığını ifade eden Ozan, “Elimize birkaç tane su kabağı geçti. Tohumlarını alıp kendimiz ekmeye başladık. Yetiştirdiğimiz kabakların mahsullerini almaya başladık. Şu an işlediğimiz kabaklar kendi yetiştirdiğimiz su kabakları. Bundan sonra da üretimine devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Kabakların kurumasının yaklaşık iki ay sürdüğünü vurgulayan Ozan, "Kuruduktan sonra içlerini boşaltıp işlemeye başlıyoruz. Desenleri, motifleri hayal gücümüze göre şekillendiriyoruz. Daha çok Akdeniz yöresinde yapılıyor, bunu Tunceli’de ilk defa biz yaptık. Daha çok yöremize ait motifler işliyoruz. Çünkü dışarıdan gelen insanlarımız ya da misafirleri, Tunceli’ye has, buraya özgü şeyler almak istiyorlar. Elimizden geldiğince yöremize has ürünler üretmeye çalışıyoruz” diye konuştu.


Su kabaklarının avizeye dönüştürülme sürecinin oldukça zahmetli olduğunun altını çizen Ozan, hepsinin el emeği göz nuru olduğunu kaydetti.


Tunceli Valisi ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel’in de kendisini ziyaret ettiğine dikkat çeken Ozan, Vali Sonel’in ürünleri incelediğini, çok beğendiğini, yöresel motifler taşıdığı için dışarıdan gelen misafirlere hediye edeceklerini aktardığını belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Prof. Dr. Alaeddinoğlu: “Van’daki çığların temel nedeni sulu kar" Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’da art arda meydana gelen çığ olaylarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, “Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu” dedi. Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu. Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı” İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti. Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu. “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli” Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.