EKONOMİ - 05 Mart 2020 Perşembe 12:59

Tunceli’nin doğal ürünlerine yurt içi ve yurt dışından yoğun talep

A
A
A
Tunceli’nin doğal ürünlerine yurt içi ve yurt dışından yoğun talep

Tunceli’nin genelinde üretilen bal, kuru fasulye, kırmızı, yeşil mercimek, un, sirke, reçel, marmelat, bal, meyve kuruları ve kaya tuzu gibi doğal ürünler, yurt içi ve yurt dışından yoğun talep görüyor.

Tunceli’nin genelinde üretilen bal, kuru fasulye, kırmızı, yeşil mercimek, un, sirke, reçel, marmelat, bal, meyve kuruları ve kaya tuzu gibi doğal ürünler, yurt içi ve yurt dışından yoğun talep görüyor. Talebe cevap vermek amacıyla kentte kooperatiflerin yanı sıra kurulan kolektif oluşumlar da üretime ciddi oranda katkı sağlıyor.


Kentte kurulan Dersim Ovacık Doğal Ürünleri Kolektifi’de, merkez ve 7 ilçede üretilen nohut, kuru fasulye, mercimek, bulgur, un, meyve kuruları, bal, pekmez ve reçel gibi doğal ürünleri aracısız iç piyasaya sunuyor. Öte yandan aracılar vasıtasıyla yurtdışına da ihracı sağlanan doğal ürünleri 50 üreticinin yer almasıyla üretiliyor. Üretimin genişletilmesi için Vali Tuncay Sonel’in desteğiyle organize sanayi bölgesinde temin edilen kolektif, Almanya, Hindistan ve Rusya’dan da talep aldığı öğrenildi.


2007 yılından arıcılıkla uğraşırken balın yanı sıra diğer doğal ürünlere de talep olmasıyla 2010 yılında bu konuda da üretim yapmaya başladıklarını belirten Doğal Ürünler Kolektifi üyesi Barış İmre, “İki kişiyle başladığımız oluşum 2019 yılında 50 kişiye ulaştı. 2020 yılı için hedefimiz bu sayıyı 150-200’e çıkarmak. 50 üreticimiz sadece Ovacık ilçesinde bulunmuyor. Tunceli’nin merkez ve yedi ilçesinde üretimimizi yapıyoruz. Ürün yelpazemiz çok zengin. Kuru fasulye, kırmızı ve yeşil mercimek, un, sirke, reçel, marmelat, bal, meyve kuruları, Pülümür kaya tuzumuz var. 2019 yılında yaklaşık 300 ton civarında bakliyat ürettik bu rakama kurutulmuş meyveler dahil değil” dedi.



Almanya, Rusya ve Hindistan’da doğal ürünlerden talep ediyor


Ürünlere iç piyasanın yanı sıra yurt dışından da talep olduğunu vurgulayan İmre, “Bir Alman firması bizden bu yıl için 500 ton nohut ve kırmızı mercimek talep etmektedir. Eğer bu anlaşmayı gerçekleştirirsek biz bunu bölge illerine yayacağız ekim kısmını. Sadece kendi ilimizde bu ürünleri temin edemeyiz. İhracat noktasında gerekli anlaşmaları yaparsak üretici sayımızı daha yukarı çıkaracağız. Bununla birlikte üretici sayımızın 500 olması demek onun yanında 200 kişinin de istihdam edilmesi demektir. Ürünün ekiminden, elenmesine, paketlenmesine nakliyesine kadar herkes faydalanacak. Bunun yanında diğer bölge illerine de iyi bir girdi olacağını düşünüyoruz. Bu sene aracı vasıtasıyla Rusya’ya 5 ton bal gönderdik. 2019 yılı Mayıs ayında Fildişi Sahilleri’nden 10 ton ürün istendi ancak temin edemediğimiz için gönderemedik. Yine Hindistan 15 ton ürün istedi iç piyasaya cevap veremediğimiz için onlara da göndermedik. Tesisleşmeyi tamamlamamız halinde bu yıl hedefimiz bin ton üretim yapmak. Biz bu çalışmaları yaparken asıl amacımız üreticiden direkt tüketiciye sağlıklı ürünleri ulaştırmak” diye konuştu.



Atalık tohumlar kullanılıyor


Üreticilere tohum desteği de sağladıklarını da aktaran İmre, “Kendi yerli atalık tohumlarımızdan tohum desteği sağlıyoruz. Onları bu şekilde üretime teşvik ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de bayilikler vermeyi de düşünüyoruz. Bunun için sosyal medya hesaplarımızdan duyurular yaptık. Bu sayede daha geniş bir tüketici kitlesine ulaşmış olacağız. Elde edilen gelirlerin bir kısmını sosyal sorumluluk projelerinde kullanıyoruz. Özellikle il dışında ihtiyaç sahiplerine gönderiyoruz. Yakın zamanda Elazığ ilimizde bir deprem oldu. Depremin ardından Malatya’nın Pötürge ilçesindeki ihtiyaç sahiplerine 2 ton ürün yolladık” dedi.


Eleme ve paketleme noktasında yer sıkıntısı çektiklerini ve bu sorunun Vali Tuncay Sonel sayesinde çözüldüğünü de anımsatan İmre, organize sanayi bölgesinde kendilerine yer temin edildiğini aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli 29 haftalık doğan Erkan bebek, 75 günlük yaşam mücadelesinin ardından ailesine kavuştu DENİZLİ(İHA) – Denizli Devlet Hastanesi’nde 29 haftalık prematüre doğan ve erken doğuma bağlı olarak solunum yetmezliği sıkıntısı yaşayan Erkan Enes Bektaş bebek, Yenidoğan Yoğum Bakım Ünitesi’nde 75 gün süren yaşam mücadelesini kazanarak ailesine kavuştu. 29 haftalık hamileyken erken doğum eyleminin başlamasıyla birlikte Denizli Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisine başvuran Güler Bektaş 950 gram ağırlığında bebeğini dünyaya getirdi. Doğumdan sonra solunum sıkıntısı, kalp yetmezliği gibi şikâyetlerle Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ne alınan ve 75 gün boyunca tedavi gören Erkan Enes bebek Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanları Dr. Cem Becerir ve Dr. Tevhide Derya Sarılar tarafından yapılan müdahalelere olumlu sonuç vererek sağlığına kavuştu. “75 gün sonunda annesinin kucağına bebeğini teslim ettik” Yenidoğan Yoğun Bakım Uz. Dr. Cem Becerir, Erkan Enes bebeğin 75 gün süren yaşam mücadelesini anlattı. Erken doğan bebeklerde birçok sağlık sıkıntısı görülebileceğini anlatan Becerir, “29 haftalık 950 gram doğan Erkan Enes bebeğimizin erken doğmanın etkisiyle birçok sağlık sıkıntısı vardı. Solunum sıkıntısı, akciğerlerinin gelişmemesi, kalp ve beslenmesiyle ilgili problemimizi basamak basamak hallettik. 75 günün sonunda 2 kilo 400 gram olarak sağ ve sağlıklı bir şekilde annesinin kucağına bebeğini teslim ettik. Prematüre doğan bebeklerin özellikle yenidoğan yoğun bakım ünitesinin olduğu ve yeni doğan uzmanlarının olduğu birimlerde doğması sağlıklı ve nörolojik gelişmeleri açısından çok önemli ve yaşam şanslarını arttırmakta. Erkan Enes bebeğimiz de hastanemizde doğum yaptıktan sonra yeni doğan yoğun bakım ünitemizde emin ellerde birçok badireyi hızlı bir şekilde atlattı ve sağlığına kavuştu” dedi. Anne Güler Bektaş da 75 gün süren zor bir süreci geride bıraktıklarını ve bebeğini kucağına aldığı için çok mutlu olduğunu söyleyip, emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına teşekkürlerini iletti.
Aksaray ASÜ’de 12 dönümlük alana farklı türde 350 adet fidan dikildi Bahar döneminin gelmesiyle birlikte Aksaray Üniversitesinde (ASÜ) yürütülen ağaçlandırma ve yeşillendirme faaliyetleri hız kazandı. Yedinci etap kampüs altyapı çalışmaları kapsamında 12 dönümlük alana farklı türde 350 adet fidan dikildi. Rektörlük otoparkı karşısında oluşturulan ağaçlandırma sahasında gerçekleştirilen fidan dikme etkinliğinde konuşan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş, hem yeni dönem peyzaj çalışmaları hem de kampüsün genelindeki yeşil alan varlığı hakkında bilgiler verdi. Yedinci etap kampüs altyapı çalışmalarının farklı faaliyetleri içerdiğini, bunlardan birisinin de 12 dönümlük alanı ağaçlandırmak olduğunu dile getiren Arıbaş, “Bir süredir bu alanı ağaçlandırmak için saha hazırlama çalışmalarımız devam ediyordu. Bu kapsamda 80 santimetre yüksekliğinde, bitki yetiştirmeye müsait bir dolgu zemin oluşturuldu. Sahanın hazırlanmasının ardından ‘Kampüse Bahar Geldi’ sloganıyla harekete geçtik ve hem öğrencilerimizin hem de akademik ve idari personelimizin emekleriyle fidanları toprakla buluşturduk. Çok verimli bir çalışma oldu” dedi. Yıl sonunda kişi başına düşen ağaç sayısı 2,11 olacak Kampüsteki yeşil alan varlığının 520 bin metrekareye ulaştığını, bunun 360 bin metrekaresini çim, 160 bin metrekaresini de ağaçlandırma alanlarının oluşturduğunu dile getiren Prof. Dr. Alpay Arıbaş, “Yeşil alanlarımızda toplam 40 bin ağaç bulunmakta olup, kişi başına düşen ağaç sayısı ortalaması 1,83 seviyesindedir. Ağaç sayısını ve yeşil alan varlığını arttırmak için belli bir program dahilinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu yıl içerisindeki hedefimiz 6 bin 250 adet yeni fidanı daha toprakla buluşturmak. Yıla ilişkin çalışmalarımız tamamlandığında kampüsümüzde kişi başına düşen ağaç sayısı ortalaması 2,11’e yükselecek” dedi. ASÜ Rektörü Arıbaş, konuşmasının son bölümünde çalışmalara katkı sunan herkese teşekkür etti ve bitki yetiştirme açısından zor bir toprak yapısına sahip olmalarına rağmen samimiyet ve sabırla yeşillendirme faaliyetlerini sürdüreceklerinin altını çizdi. Yapılan açıklamanın ardından leylandi, mavi servi, sedir, akçaağaç, ıhlamur, akasya, dişbudak, kavak, iğde ve çeşitli meyve fidanlarının dikimi gerçekleştirildi. Can sularının verilmesinin ardından fidanların üzerine, diken kişilerin isimlerinin yazılı olduğu plakalar asıldı.
Karabük Safrantech TEKNOFEST’te Karabük’ü temsil edecek Karabük’ün Safranbolu ilçesinde lise öğrencileri tarafından geliştirilen ve Safrantech adı verilen elektrikli araç; Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ne (TEKNOSFEST) kabul edildi. Safranbolu Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Teknoloji Takımı tarafından geliştirilen Safrantech aracı, 2022’den beri TEKNOFEST Liseler Arası Elektrikli Araçlar Yarışmasında dereceler elde etmeye devam ediyor. Karabük’ten TEKNOFEST’e kabul edilen tek araç olan Safrantech, TEKNOFEST tarafından ilk senesinde "Tanıtım ve Yaygınlaştırma Ödülü" alırken, ikinci senesinde de "İvmelenme Kategorisinde Türkiye İkincisi" oldu. Safrantech EC Takımı, Bilişim Teknolojileri öğretmeni Cumhur Torun danışmanlığında hazırladığı TEKNOFEST 2024 Liseler Arası Elektrikli Araçlar Yarışması Gelişme Raporu, 17 başlık altında aracın mekanik, elektrik, elektronik ve yazılım kategorilerinde değerlendirildi. Safrantech EC Takımı, taban puanın 849 olduğu değerlendirmeden 1450 tam puan aldı. Aldığı puan ile yarışmaya katılmaya hak kazanan Safrantech EC Takımı, TÜBİTAK tarafından TÜBİTAK MAM’da düzenlenecek "Elektrikli Araç Eğitim Kampına" katılım sağlayacak ve TÜBİTAK uzmanlarının vereceği eğitimleri alacak. Safrantech EC Takımı, Ağustos-Eylül 2024 tarihlerinde TÜBİTAK Gebze Kampüsünde yapılacak yarışmada, mesleki eğitimde kazandığı uygulamalı eğitim ve beceriyi, alacakları teorik bilgiler ile birleştirip tüm gücünü piste göstermeyi hedefliyor. Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi okul idaresini, Bilişim Teknolojileri öğretmeni Cumhur Torun ve Safrantech EC Takımı’nı elde ettikleri başarılardan dolayı tebrik eden İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş, "Devletimizin eğitime sunduğu güçlü imkanlar çerçevesinde öğrencilerimiz, gençlerimiz ulusal ve uluslararası başarılara imza atmaya devam ediyor. Gençlerimiz hayallerine koşuyor. Büyük ve güçlü Türkiye’mizin teknolojiyi üreten ve geliştiren bir topluma dönüşmesi noktasında gençlerimiz önemli çalışmalar gerçekleştirmektedir. Türkiye yüzyılını inşa ettiğimiz bu süreçte tüm okullarımız, sadece meslek liselerimiz değil; fen liselerimiz, Anadolu liselerimiz, bilim sanat merkezlerimiz, diğer taraftan özel eğitim okullarımız, tüm öğrencilerimiz bu üretim, inovatif yaklaşımlarla fikrî mülkiyetle ilgili çalışmalar gerçekleştirmektedir. Düzenlenen yarışmalarda 2024 yılı içerisinde elde edilen başarı sayımız bir yıl önceki yılın başarı grafiğine geçerek 31 rakamını yakaladı. Okul idarecilerimizin, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin ve velilerimizin istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü çalışmaları ile bu başarı ivmesi daha yükseklere çıkacaktır. Çok şükür, Karabük eğitim ailesi olarak akademik, sosyal, kültürel, sportif, bilimsel alandaki yaptığımız çalışmaların meyvesini toplamaya devam ediyoruz" dedi.