ASAYİŞ - 24 Eylül 2019 Salı 17:05

Direksiyon eğitmeni kadını darp ettiler

A
A
A
Direksiyon eğitmeni kadını darp ettiler

Uşak’ta kimlikleri henüz belirlenemeyen 2 şahıs, direksiyon eğitmeni kadını eğitim sırasında darp etti.

Uşak’ta kimlikleri henüz belirlenemeyen 2 şahıs, direksiyon eğitmeni kadını eğitim sırasında darp etti. Eğitmen kadın, kafası ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanarak darp raporu aldı.


Olay, Cumhuriyet Mahallesi Batıkent Sitesi civarında meydana geldi. Özel bir sürücü kursunun eğitmeni olan Gülay Yıldırım (40), henüz kimlikleri belirlenemeyen 35-40 yaşlarında oldukları tahmin edilen 2 erkek şahıs tarafından eğitim sırasında darp edildi. Edinilen bilgiye göre, sürücü adayına eğitim veren Gülay Yıldırım’ın bulunduğu araç birden fazla stop etti. O sırada Yıldırım yan taraflarında bulunan araca başka bir yoldan ilerleyebileceklerini belirtti. Bunun üzerine diğer araçta bulunan 2 şahıs Yıldırım’ın kendilerine el hareketi yaptığını iddia ederek, eğitmen kadına saldırmaya başladı. Şahıslar, olayın şokuyla yere yığılan kadını ikinci kez darp edip olay yerinden kaçarak uzaklaştı.


Başta kafası olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Gülay Yıldırım olay anını şöyle anlattı:


“Adayım arabayı stop ettirdi. Eğitime yeni başlamıştık. Araba stop edince bu kişiler bizim yanımızda duruyordu. Sonra adayım arabayı tekrar tekrar stop ettirdi. Sonra ben de onlara dönüp ’Sitenin önü açık başka taraftan geçer misiniz’ diye sordum. Adam arabadan inerek ‘bana el hareketi yapıyorsun’ diye vurmaya başladı. Kendilerini tanımıyorum, plakayı da alamadım. Onlar kafama vurduktan sonra gözüm karardı, yere yığılıp kaldım. Sonra ayağa kalkıp kendimi toparlamaya çalışırken onlar bana tekrar ‘ne bakıyorsun, hala gitmiyor musun’ deyip tekrar vurmaya başladılar.”


Darp edilen kadının avukatı Ahmet Mıllık ise “Müvekkilimiz eğitim esnasında 2 tane ismini bilmediğimiz erkek şahıs tarafından darp edildi. Şahıslar hem bir insan olması sebebiyle hem de onun daha da ötesinde bir kadına yapılmaması gereken alçakça bir girişimde bulunmuşlar. Müvekkilimizin başta kafası olmak üzere hayati organlarında ciddi yaralanmalar mevcut. Soruşturma hızlı bir şekilde devam ediyor. 2 şahıs yakalandıktan sonra hem ceza davası hem de maddi-manevi tazminat davası açacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız” diye açıklama yaptı.


Olayın ardından Gülay Yıldırım durumu çalıştığı yere ve avukatına bildirerek polise şikayette bulundu. Polis ekipleri saldırganların yakalanması için tahkikat başlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.