EKONOMİ - 02 Temmuz 2019 Salı 14:56

(Özel) Derinin tabakhaneden mağazaya zorlu yolculuğu

A
A
A
(Özel) Derinin tabakhaneden mağazaya zorlu yolculuğu

Türk ve dünya deri sektöründe yaklaşık 800 yıllık bir geçmişe sahip olan Uşak’ta ustalar halen ilk günkü heyecan ve kalite ile deri üretimini devam ettiriyor.

Türk ve dünya deri sektöründe yaklaşık 800 yıllık bir geçmişe sahip olan Uşak’ta ustalar halen ilk günkü heyecan ve kalite ile deri üretimini devam ettiriyor. Kentte üretilen birbirinden kaliteli ve güzel deri ürünler doğallıkları ile de dünya pazarlarında kendine yer buluyor.


Tarihi M.Ö. 4000’li yıllara dayanan ve ilkler şehri olarak bilinen Uşak, deri sektöründe de 700-800 yıllık bir geçmişe sahip. Derinin merkezi olan, yakın tarihte 2 büyük tabakhane eskiten Uşak deri sanayi, son olarak Uşak Denizli karayolu üzeri 8. kilometrede kurulan Karma Deri Organize Sanayinde hizmet vermeye devam ediyor. Üretilen son teknoloji ürünü, yeni sistem makinelerle birlikte gün geçtikçe kendini yenilemeye devam ediyor. Fabrikalara giren bu makinelerle birlikte üretim kapasitesi ve kalite artıyor. Üreticiler artık deri ile alakalı yeni buluşlar peşinde. OSB Sanayinin devlerinden olan ve ilk olarak şeffaf deriyi üreten firma ise bunlardan biri. Derinin ışık geçirmezliğini çeşitli kimyasal işlemlerle ortadan kaldırıp, şeffaf deriyi üreten firmanın üretim müdürü Murat Taşer, fabrikada küçük ve büyükbaş hayvan derilerini işleyerek çantalık, ayakkabılık, giysilik, kemerlik ve kullanılabileceği her alanının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde işleyebildiklerini kaydetti. Taşer, “Ayrıcalıklı ve nitelikli makine ekipmanı ve üretim çeşitliliğinde Uşak’ta tek olmaya devam ediyoruz. Ayrıca 1 deri mühendisi, 1 kimya mühendisi, 4 deri teknikeri ve bu işin eğitimini görmüş 5 kişilik teknik ekiple çalışmaktayız. Dünyada tek olarak ürettiğimiz şeffaf deriyle alakalı olarak da Fransa ve Hong Kong fuarlarında katma değeri yüksek ödüller aldık. Uşak’ımızın ismini dünyaya duyurmaya devam ediyoruz” diye konuştu.



“Fabrikaya giren bir deri en erken 1 ayda çıkıyor”


Fabrikada deri mühendisi olarak görev yapan Fazıl Tiryakioğlu ise derinin fabrikaya girişinden çıkışına kadar olan evrelerini şöyle anlattı:


“Yurt içinden ve yurt dışından gelen ham deriler, ayak ve boyun kısımları kesildikten sonra pervanelere atılıyor. Kiri pisliği yıkanıyor etleme denilen işlemle derinin yüzeyindeki leşler alınıyor. Kimyasallarla deri yününden ayrılıyor. Ayrıca derilerde kalan istenmeyen maddeler dolaplarda yapılan işlemlerle uzaklaştırıyor. Bu safhadan sonra çeşitli yöntemlerle derinin tabaklanması işlemi yapılıyor. Sonra istenilen kalınlıkta tıraş yapılıyor inceltiliyor. Daha sonra boyama ve yağlama işlemi yapılıyor. Kuruduktan sonra mekanik işlemlerden geçerek tekrar tıraş makineleri ile son rötuşlar yapılıyor. Derinin düzleşmesi için gergi makinelerinden geçiyor. Gerildikten sonra finisaj aşamasına giriyor, ütüleme ve düzleştirme işlemlerinden sonra kalite kontrol yapılarak desi makinesinde desimetre olarak derinin ölçümü yapılıyor pazara sunuluyor.”


Üretimi yapılan deri ürünler dünya pazarlarında ise kalitesi ile bilinirken, kentteki üreticilerin birçok özel sipariş de aldıkları ve yaptıkları kaydedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.