EĞİTİM - 30 Aralık 2018 Pazar 14:27

Uşak’ta “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” konferansı

A
A
A
Uşak’ta “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” konferansı

Uşak Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” konulu konferans gerçekleştirildi.

Uşak Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” konulu konferans gerçekleştirildi.


Mustafa Kemal Paşa Amfisinde yapılan konferansa Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nuray Şahinler, konuşmacı Avukat Serap Ergün Bitgin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansta konuşan Rektör Savaş, kadının toplumdaki yerinin önemini değindi. rektör Savaş,“Küçücük şeylerle mutlu olan fakat her zaman tabir-i caizse kabak başında patlayan kişidir kadın. Kadın, Kurtuluş Savaşı’nda, sırtında çocuğuyla cepheye mermi taşıyan insandır. Varlığımızın sebebidir, H.Z. Havva’dır, H.Z. Ayşe’dir. Büyük Atatürk’ü yetiştiren Zübeyde Hanım’dır kadın. Kendisine Allah’ın bir emaneti olarak verildiğini anlamayan adamlara adam olduğunu hissettiren insandır kadın. Erzurum’da Nene Hatun, İnebolu’da kucağında çocuğu ile silah taşırken donarak ölen Şerife Bacı’dır kadın. Halide Onbaşı adıyla anılan, savaşan Halide Edip Adıvar’dır kadın. Kastamonu’da annesi ve babasının bütün yakarışlarına rağmen aldırmayan genç yaşında orduya katılan Halime Onbaşı’dır kadın. Böyle bir varlık olan kadına, utanıyorum şiddetten! Cennet anaların ayakları altındadır müjdesine sahip büyük bir insandır kadın. Dolayısıyla biz kadını her zaman hatırlamalıyız ve nasıl bir varlık olduğunu unutmamalıyız.25 Kasımı kadınlara şiddetin önlenmesi ile ilgili gün ilan eden Birleşmiş Milletler, maalesef yıllardır Filistin’de, Suriye’de ölen kadınları hiç görmedi. Bugün Suriye’de aynı şeyler yaşanmakta.”dedi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, 2017 yılında 133 bin 809, bu yılın ilk 7 ayında ise 96 bin 417 kadının şiddete maruz kaldığını açıkladığını belirten Prof. Dr. Savaş, “Böyle bir toplum çok acı. Bizim bir geçmişimiz, bir kültürümüz, dinimiz var. Eğer İslam’ın bize öğrettiği gibi yaşasaydık bunlar yaşanmazdı. Öğrencilerimiz, sizler duyarlı olacaksınız. Biz Uşak Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak konuyla ilgili kadınlarımıza eğitimler vermeli, kurslar açmalıyız” diye konuştu.




"Güçlü aile, güçlü toplum ve güçlü devlet demektir"


Prof. Dr. Şahinler, açılış konuşmasında ailenin insan için olduğu kadar toplum içinde vazgeçilmez bir konu olduğuna dikkat çekerek, ailenin var olmasına aracılık ettiği insanı koruduğunu, beslediğini, büyüttüğünü, eğittiğini ve desteklediğini belirtti. Ailenin maddiyatın ötesinde bir duygu ve maneviyat ihtiyacını da karşıladığını aktaran Prof. Dr. Şahinler, “Aile bireylerini birbirlerine bağlayan sevgi ve merhamet bağı ne kadar güçlü ise aile ve toplumda o kadar sağlıklı olur. ‘Güçlü aile, güçlü toplum ve güçlü devlet’ sloganını burada anmak istiyorum. Aile bağlarını zayıflatarak birliğimizi tehdit eden en ciddi konu şiddettir. Aile içi şiddet tüm insanları tehdit eden bir boyutta yaşanırken bu tehdidi en ağar biçimde kadınlar yaşamaktadır. Bu açıdan öncelikle toplumda normalleşen kadına yönelik şiddet eylemleri üzerine, başta kadınlar olmak üzere bireylerin bilinçlendirilmesi, kadına yönelik şiddetin en ağar insan hakları ihlali olduğu konusunun da altının çizilmesi gerekmektedir. Kadınlarımıza yönelik gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması önemlidir.”dedi.


Avukat Serap Ergün Bitgin yaptığı sunumda, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, kadınlara yalnız kadın oldukları için uygulanan ve orantısız bir şekilde uygulanan şiddeti ifade ettiğini söyleyerek, öncelikle kadınların bu kötü gidişata bir dur demesi için bilinçlenmesi, temel hak ve özgürlüklerini, tüm hukuki boyutlarıyla bilmesi gerektiğini belirtti.


Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hakkında ayrıntılı bir sunum yapan Av. Bitgin’e, konferansın sonunda Prof. Dr. Nuray Şahinler tarafından üniversite adına teşekkür plaketi verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Mahkemeden deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahına ‘ayıplı mal değil’ kararı Rize’de yaşayan bir vatandaşın deterjana dayanaklı olmayan mutfak tezgahı nedeniyle açtığı davada mahkeme, mutfak tezgahı için "Ayıplı mal değil" kararı verdi. Rize’de yaşayan Alaattin G., satın aldığı mutfak tezgahının yemeğe ve bulaşık deterjanına maruz kaldığında aşınma yaptığını ve kendisine ayıplı mal satıldığını öne sürerek tezgahı yaptırdığı kişiye dava açtı. Mahkeme, tezgahta kullanılan mermerin sıradan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğunu ancak kullanım hatasından kaynaklı bu duruma geldiği tespiti gerekçesiyle davanın reddine hükmetti. Alaattin G.’nin avukatı ise ‘’Suya ve deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahının ayıplı olmadığına karar verildi. Mahkeme, fıkra gibi bir karar vermiştir’’ dedi. Rize’de yaşayan Alaattin G., 2022 yılında mutfağı için Halil İbrahim O.’ya tezgah yaptırdı. İddiaya göre, Alaattin G.’nin yaptırdığı yeni tezgahında en ufak bir yemek dökülme sonucu iz kaldı ve kısa bir süre içinde tezgahta aşınma meydana geldi. Bunun üzerine Alaattin G., avukatı Emrullah Gözcü aracılığıyla Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak tezgahı satın aldığı Halil İbrahim O.’ya dava açtı. ‘’Tezgahın ayıplı olduğu üzerine yoğurt döküldüğünde dahi leke tutmasından anlaşılır niteliktedir’’ Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, ‘’Mutfak için olağan kullanıma uygun, her evde kullanılan temizlik ürünleri dışında herhangi bir kimyasal madde kullanmıyorum. Tezgahımı alanında uzman bir ustaya gösterdim. Aldığım yazıda, kullanılan mermerin mutfak tezgahı olma niteliğinde ve materyalinde olmadığı ifade edildi. Tüketici olarak bu ürünü satın alırken herhangi bir leke tutmayacağı, aşınma yaşanmayacağı tarafımıza söylenmiş, kısa bir süre sonra da fotoğraflardan görüleceği üzere tezgahta aşınmalar meydana gelmiştir. Tezgahın ayıplı olduğu üzerine yoğurt döküldüğünde dahi leke tutmasından anlaşılır niteliktedir. Mahkemece uzman mühendis bilirkişi olarak görevlendirilerek tezgahın ayıplı olup olmadığının tespitini istiyorum’’ ifadelerine yer verildi. Bilirkişi tezgahta kullanılan mermerin suya ve güneşe dayanıklı olmadığını ancak kişisel kullanıma bağlı bozulmalar olduğuna karar verdi Tezgahın ayıplı olup olmadığının tespiti için dava dosyası bilirkişiye gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporunda, “Yapılan incelemede mutfak tezgahında kullanılan mermerin ‘verde guatemala’ adıyla bilinen Hindistan menşeli yeşil renkli bir mermer olduğu ve bu malzemenin yüzeyinin çok hassas olduğu, suya ve güneşe karşı dayanıklı olmadığı görülmüştür. Tezgahın kimyasal birleşimli malzeme değil sıradan kullanımı olan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğu, keşif sırasında da mermerin kenarında ve yüzeyinde matlaşma ve bozulma olduğu, bu kısımlarında kimyasal birleşimli bir maddeye maruz kaldığı gözlemlenmiştir. Mutfak tezgah mermerinin üretimden kaynaklı bir hatasının olmadığı, kişisel kullanıma bağlı olarak temizlik ürünlerinden ve malzemenin yapısından kaynaklı yüzeyinde bozulmalar meydana gelmiştir” denildi. Dava reddedildi: ‘’Kullanım hatasından dolayı bu duruma geldiği tespit edilmiştir’’ Kararını açıklayan Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ürünün ayıplı mal olmadığı gerekçesiyle Alaattin G.’nin davasını reddetti. Mahkeme gerekçeli kararında, ‘’Bilirkişi, tezgah için kullanılan mermerin suya ve güneşe karşı dayanıklı olmadığı, sıradan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğu ancak bazı kısımların kimyasal birleşimli bir maddeye maruz kaldığı ve üretimden kaynaklı bir hata olmadığı yönünde görüş vermiştir. Mutfak, tezgah mermerinin kişisel kullanıma bağlı temizlik ürünlerinden ve malzemenin yapısından kaynaklı yüzeyinde bozulmalar meydana gelmiştir. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda ürünün ayıplı mal niteliğinde olmadığı, cinsi gereği kullanım hatasından dolayı bu duruma geldiği tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir’’ ifadelerine yer verdi. ‘’Fıkra gibi bir karar’’ Karara itiraz eden Alaattin G.’nin avukatı Emrullah Gözcü, “Suya ve deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahının ayıplı olmadığına karar verildi. Devletimiz reform üstüne reform yapsın, kanunu uygulayanlar düzelmedikçe sonuç adaletsizlik. Mahkeme, fıkra gibi bir karar vermiştir” dedi.
Malatya Öğrencilerin topladığı para ile Gazze’ye Ramazan kolisi yollanacak Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde bulunan okullarda başlatılan yardım kampanyası ile toplanan yaklaşık 3,5 milyon TL, Kızılay aracılığı ile İsrail ablukası altındaki Gazze’ye Ramazan kolisi olarak yollanacak. Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kızılay Yeşilyurt Şubesi iş birliğinde ilçe genelindeki tüm resmi ve özel eğitim kurumlarında Gazze’deki Müslümanlar için yardım kampanyası düzenlendi. Ramazan ayında da devam eden kampanyaya kimi öğrenci harçlığını verdi kimisi yarışmalardan kazandığı ödülü. Ailelerinde desteği ile zekat ve fidyelerin de verildiği kampanya sonucunda elde edilen yaklaşık 3,5 milyon TL Kızılay aracılığı ile Gazze’deki sivillere Ramazan Kolisi olarak yollanacak. Toplanan yardımlar, Yeşilyurt Şehriban Günata Anadolu Lisesi’nde gerçekleşen tören ile Kızılay Yeşilyurt Şube Başkanı Tevfik Gören’e teslim edilerek Filistin’e ulaştırılması sağlanacak. Törene katılan Malatya Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır, İsrail zulmü altında soykırıma uğrayan Filistinli Müslümanlar için bir nebze de olsa destek olabilme adına böylesi bir kampanyayı yürüten öğrenci, öğretmen ve velilere teşekkür etti. Asrın felaketini yaşayan bir ilçe olarak Türkiye’deki 30 ilden daha fazla yardımın toplandığını belirten Bakır, yardımların biran önce Gazze’deki sivillere ulaştırılması temennisinde bulundu. Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Caner Güler’de, emeği geçenlere teşekkür ederek İsrail’in soykırımın biran önce bitmesi dileğinde bulundu.