ÇEVRE - 05 Haziran 2019 Çarşamba 09:29

Dr. Öğretim Üyesi Akkuş: “Akarsularımıza sahip çıkalım”

A
A
A
Dr. Öğretim Üyesi Akkuş: “Akarsularımıza sahip çıkalım”

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Van Gölü Havzası ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Akarsularımız en öncelikli sahip çıkmamız gereken doğal kaynaklarımızdır” dedi.


Dünya var olduğundan itibaren doğal kaynaklar üzerindeki insan baskısı hiçbir zaman günümüzdeki kadar yıkıcı olmadığını belirten Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, İnsanoğlunun teknolojinin de vermiş olduğu güçle beraber çevre üzerinde yıkıcı tahribatlar meydana getirmeye başladığına dikkat çekti. Yıkıcı tahribatlarla beraber insanoğlunun kendi sonunu getireceğinin vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Artan dünya nüfusu ve küreselleşmeyle beraber her şey ticari bir meta haline gelmiştir. Ormanlarda bulunan ağaçlardan, denizde yüzen balıklara kadar aklımıza gelebilecek, çevremizdeki her şeyi para olarak hesaplamaya başlar olmuşuz. Bu hesaplar sonucu geldiğimiz nokta ise, 2050 yılına kadar dünya denizlerindeki balık stoklarının yüzde 90’lık bölümünün yok olacağı, denizlerimizde görülen istilacı balık türleri, ülkelerin atıklarının ne olacağı sorunu gibi binlerce sorun. Her geçen gün daha fazla balık türünün IUCN kırmız listesine girdiğine, yani yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına şahitlik ediyoruz” diye konuştu.



“Kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız”


Doğal kaynakların önemi her geçen gün arttığını ve çevre koruma noktasında çok kötü bir sınav verdiği günümüzde Van Gölü Havzası’nın çok önemli bir noktada olduğunu dile getiren Akkuş, “Öncelikle şunu bilmemiz gerekli, Van Gölü Havzası kapalı bir havza olup havza dışarısındaki bozulmalara karşı kapalı yani korunaklı bir durumda. Bunu yanı sıra su kaynaklarımızda balıkların tamamına yakını endemik yani dünyada sadece Van Gölü Havzasında bulunuyor. Çatak ve Bahçesaray çayları gibi tertemiz akan derelere sahibiz ve daha burada sayamayacağımız birçok kaynak. Fakat son yüz yıldır büyük bir bozulmanın da yaşandığı maalesef görmekteyiz. Şayet neleri kaybettiğimizi merak edenler olursa etrafımızdaki yaşlılar ile konuşmaları yeterli olacaktır. Mesela, Van Gölü’nün kenarındaki İnköy ve Altınsaç köylerine gidip oradaki yaşlılardan köyün hemen yukarısındaki, şimdilik yalnızca bodur ağaçların olduğu alanda, bir zamanlar büyük bir ormanlık olduğunu, bu ormanlarda gezen ceylanlar ve yaban hayvanlarını dinleyebilirler. Çatak ilçesinin Taşlıyazı köyüne gidip Osman Ertaş amcadan bir zamanlar derelerdeki dört kiloluk kırmızı benekli alabalıkların olduğunu dinleyebilirsiniz. Şimdi bunları hayal etmekte bile zorlanıyor ve bir hayal gibi anlatıyoruz. Bunun gibi anlatabileceğimiz nice örnekler var havzamızda. Bu örnekler hepimizin omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyor. Şayet şimdi sahip olduğumuz bu kaynaklara sahip çıkmazsak bu günlerde, Çatak Çayı’nda yaşayan kırmızı benekli alabalıkları ve Van Gölü kenarındaki büyük ormanları nasıl bir hayal gibi dinliyorsak bizden sonra gelecak olan nesillerde inci kefalini, Erciş bıyıklısını, Şamran mercanlarını, Van Gölü mercanlarını, köpük köpük akan akarsularımızı bir hayal gibi dinlemek zorunda kalacak” şeklinde konuştu.



“Sahip çıkmadığımız her bir değer kaybolmaya mahkumdur”


Sahip çıkılmayan her değerin ileride yok olmaya mahkum olacağının altını çizen Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu nedenle havzamızdaki bütün doğal kaynaklara sahip çıkmamız gereklidir. Öncelikle akarsularımız, en öncelikli sahip çıkmamız gereken doğal kaynaklarımız. Kapalı havza olan Van Gölü havzasında ekosistemin sağlıklı işlemesinde büyük öneme sahip kaynaklar akarsularımızdır. Havzamızdaki akarsularımıza yapılacak her türlü müdahalenin karşısında olmamız ve doğal yapılarının bozulmasına asla izin vermememiz, doğal kaynakları olduğu haliyle muhafaza etmemiz gerekmektedir. Diğer kaynaklarımız ise inci kefali başta olmak üzere bölgemizdeki her türlü canlı çeşitliliğidir. Bu kaynakların korunması, doğaseverler için dahi, çok radikal adımların atılmasını gerektiriyor. Örneğin tek kullanımlık plastikler ülkemiz ve bölgemiz için her geçen daha da büyüyen bir sorun haline geliyor. Van’daki her bir akarsu pet şişe ve poşetler ile dolmaya başlamış durumda. Bu noktada Van ili tek kullanımlık plastiklerin kullanımının yasaklandığı, ülkemiz için örnek bir havza olmasın ki? Dünya çevre gününde çok özel bir coğrafyada yaşayan biz insanlar gelecek nesiller için yapmamız gereken çok önemli adımlar var. Çevre hassasiyetinin biraz daha arttığı bu günde doğal kaynakların emanetçilerinin bizler olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Esnafa ’Portakal Çiçeği Karnavalı’ dopingi Adana’da bu sene 12’ncisi düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı esnafa can suyu oluyor. Adana’da bu sene Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne dahil edilen 12’nci ‘Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nın heyecanı tüm kenti sardı. Kentte kebap ve şırdancılar başta olmak üzere tüm esnaf, karnavalla işlerin açılmasını bekliyor. Ayrıca karnavala bu sene yerli ve yabancı yüz binlerce kişinin katılması bekleniyor. Global krizler nedeniyle ekonomik olarak zor günler geçiren esnafa ise karnavalın can suyu olması bekleniyor. “Herkesi Adana’ya bekliyoruz” İhlas Haber Ajansı’na konuşan kebapçı esnafından Yaşar Aydın, “Zaten yoğun olan işlerimiz 5’e katlandı. İş yerimizde aynı anda 2 bin kişi otururken dışarıda kuyruk metrelerce uzadı. Yurt içi ve yurt dışından gelen insanlar Adana Kebap’a doydu. Herkesi Adana’ya bekliyoruz. Adana’mızda birçok lezzetimiz var. Herkesi buraya bekliyoruz ve Adana’nın lezzetlerini tatmasını istiyoruz” dedi. Esnafın karnaval ile mutlu olduğunu anlatan Aydın, “Herkes mutlu. Esnafların yüzü gülüyor. Çarşıda insan yoğunluğundan geçilemiyor. Bu karnaval herkese çok iyi geldi” ifadelerini kullandı. “Adana’ya katkı sağlıyor” Dönerci esnafından Mehmet İkram Taş ise, “Çok heyecanlıyız. İş yerlerimiz tıklım tıklım. Hem Portakal Çiçeği Karnavalı hem de Adana Lezzet Festivali Adana’ya maddi ve manevi bir katkı sağlıyor. Cuma, Cumartesi ve Pazar günü çok daha yoğun olacak. Herkesi bekliyoruz” diye konuştu.
Adana Trafik kavgası husumeti, babaannesini ziyarete giden gencin maganda kurşunuyla ölümüne neden oldu Adana’da sokak ortasında öldürülen gencin motosikletiyle babaannesini ziyarete gittiği sırada iki kişinin bir iş yerine silahlı saldırı düzenlemesi sonucu gelen maganda kurşunuyla hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Olay, 5 Nisan günü Seyhan ilçesine bağlı Yeşilevler Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, İbrahim Efe K. ve Aydın T. motosiklet ile ilerlerken otomobil ile çarpıştı. Şüpheliler çarptıkları aracın sürücüsünün yanında karısı varken darp etmeye başladı. Bölgedeki taksi durağındaki şoförler ise kavgaya ayırıp İbrahim Efe K. ve Aydın T.’yi gönderdi. Gençler taksi durağında karışan şoförleri tehditler edip ayrıldı. Bir süre sonra taksi durağına gelen İbrahim Efe K. ve Aydın T. kavgayı ayıran kişilerle tartışıp bölgeden uzaklaştı. Akşam saatlerinde silahla gelen İbrahim Efe K. ve Aydın T. taksi durağına yaklaşık 14 el ateş açtı. “Saldırı sırasında babaannesine giden genç kurşunların hedefi oldu” Evinden çıkıp motosikletine binen Ahmet Kartepe (28) babaannesi Fatma Kartepe’yi ziyarete gittiği sırada saldırının düzenlendiği bölgeden geçti. Bu esnada magandaların silahından çıkan kurşunlardan biri Ahmet’in sırtına isabet etti. Şüpheliler kaçarken, Ahmet motosikletten kanlar içerisinde yere düştü. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan genç, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Biz evladımızı verdik, yapanlar çok rahat şekilde dışarı geziyor. “Katillerin bulunup adalete teslim edilmesini istiyorum” Evladını maganda kurşunu yüzünden kaybeden baba Erdal Kartepe (53),”Bu olayda benim oğlumun hiçbir suçu günahı yoktur, oğlum akşam iftara geldi, yemeğini yedi ve sonra ben babaanneme gideceğim dedi çıktı. Yarım saat geçtikten sonra oğlumun vurulduğunun haberi geldi. Bu olayla hiç alakası yoktu, kaza kurşununa geldi. Bu katillerin bulunup bir an önce adalete teslim edilmesini istiyorum. Sürekli nenesinin yanına giderdi, bu sefer oradan geçerken şahıslar taksi durağına sıkıyor oradan geçen oğlumda kaza kurşununa kurban gidiyor. Acımız büyük, genç yaşta evladımızı toprağa verdik Allah rahmet eğlesin” dedi. “Katiller hala dışarıda rahat rahat geziyorlar” Haberi duyunca başından aşağı kaynar sular döküldüğü ifade eden baba Kartepe,” Hiç beklemiyordum böyle bir haber almayı. Sabah işine gider akşam evine gelirdi. Herkese sorun evladım iyi bir insandı kimseye bir kötülüğü yoktu, eş dost akraba herkes iyi bilirdi oğlumu. Bayramda biz evladımızı toprağa verdik. Evladımın katilleri hala dışarıda rahat rahat geziyorlar. Bir an önce oğlumun katilleri yakalansın istiyorum. Bunlar şebeke midir nedir nasıl yakalanmıyorlar hayret. Katillerin isimleri belli hepsi tespit edilmiş” diye konuştu. Babaanne Fatma Kartepe, “Çocuğum her gün benim ziyaretime geliyordu. Kör bir kurşuna rastladı geçerken yoldan. Ciğerleri dökülsün. Ahmet’im bir kör kurşuna rastladı” dedi.
Malatya Leylekler Kale ilçesini mekan tuttu Malatya’nın Kale ilçesinin Fırat Nehri sahili, her yıl olduğu gibi bu yıl da doğanın güzelliklerini misafirlerine sunuyor. Baharın müjdecisi olarak kabul edilen leylekler, Mart ile Nisan ayında Malatya’nı Kale ilçesine gelerek burada elektrik direklerinin tepelerine yuvalarını yapıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok leylek, yuvalarında ve sahil şeridindeki arazilerde görülüyor. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle birlikte leylekler bu yıl erkenden Kale ilçesine gelip yuvalarına yerleşti. Şu anda birçok leylek yumurtalarken yakın süreçte yavrularının da dünyaya gelmesi ile baraj sahili şeridinde leylek popülasyonu da artmış olacak. Çocukların büyük ilgi gösterdiği leylekler, başta solucan olmak birçok hayvan türü ile besleniyor. Doğası gereği yavrularına yiyecek taşıyan leylekler ilçe halkının sevgisini kazandı. Vatandaşlar, leyleklerin rahatsız edilmemesi için büyük çaba sarf ederken leylekler için yiyecek ve su bırakmaya başladı. Leyleklerin gelmesi ile birlikte İstanbul’dan Malatya’ya gelen Özer Öztop, leyleklerin erken gelişinin kendilerini mutlu ettiğini belirterek ilçede yaşayan leyleklerin sayısının her yıl değişkenlik gösterdiğini söyledi. İlçede özel bir restoran işleten Öztop, 15 yıldır leyleklerin bölgede çoğaldığını dile getirdi. Şu anda 25’ten fazla yuvanın olduğunu söyleyen Öztop, “Leylekler her yıl Mart ayı başlarında gelir sonra da Ağustos ayında geri göç ederler. Buradan Nil nehri boyuna gittiğini düşünüyoruz” dedi. Leyleklerin her yıl Kale ilçesinde baraj sahiline gelmesinin bölge halkını da mutlu ettiğini ifade eden Öztop, “Bu bölge de tarım potansiyeli oldukça fazla. Onlarda doğanın bir parçası. İnsanlarda kötü davranmıyor. Burada baraja akan dereler, kurbağa, canlı hayvan fazla. Tarım alanları da bozulmadığı için beslenmeye uygun bir ortam. Geçen yıl bir direkteki yuvada 4 yavru olmuştu. Bizler de leylekleri ürkütmemek adına büyük çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
İstanbul İstanbul’da işi bırakan DJ’ye silahlı saldırı kamerada: Eski patronunun tuttuğu tetikçi kurşun yağdırdı Beyoğlu’nda çalıştığı mekandan ayrılan bir DJ, başka mekanda işe başladığı için eski patronları tarafından mesajla tehdit edildi. DJ, peşini bırakmayan eski patronlarının tuttuğu tetikçi tarafından sabaha karşı Esenyurt’taki evine gireceği esnada silahlı saldırıya uğradı. Saldırı anı kameralara yansırken yara almadan kurtulan DJ, “Görkem ve Veysi’nin selamı var” diyerek ateş eden saldırgan ile eski patronlarından şikayetçi oldu. Olay, geçtiğimiz hafta Perşembe günü saat 04.00 sıralarında Esenyurt İncirtepe Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Beyoğlu Gümüşsuyu semti Ömer Avni Mahallesi’ndeki bir mekanda Disk Jockey’lik (DJ) yapan Muharrem Ülker (36), bir süre önce işten ayrıldı. Bu süre zarfında başka bir mekanla anlaşan Ülker, yeni işyerinde çalışmak için harekete geçti. Eski patrondan “gereğini yaparız” mesajı Ancak iddiaya göre mekanın patronları Mehmet Mesut D. ve Veysi T., Ülker’in işten ayrılmasına ve başka bir mekana geçmesine sinirlendi. Bunun üzerine Veysi T., Ülker’in de bulunduğu mesajlaşma uygulamasındaki gruba “Sen düşündüğüm yere gitmeyi düşünüyorsan eğer, biz de gerekeni yaparız” içerikli bir mesaj attı. Mesaja cevap vermeyen Ülker ardından gruptan ayrıldı. “Görkem ve Veysi’nin selamı var” deyip saldırdı Bu süre içerisinde DJ Muharrem Ülker, Bağcılar Mahmutbey’deki yeni işyerinde çalışmaya başladı. Eski patronlarından tehdit mesajları almaya devam eden Ülker, geçtiğimiz hafta Perşembe günü sabaha karşı çalıştığı yeni mekanından araca binerek ayrıldı. Ülker, Esenyurt’taki evine gitmek için binanın kapı şifresini gireceği esnada arkasından yaklaşan saldırgan, “Görkem ve Veysi’nin selamı var” dedikten sonra kendisine 3 el ateş etti. Saldırı sonucu Ülker yara almadan kurtulurken, kurşunlar kapıya isabet etti. Saldırganın sokağa gelip saklandığı ve saldırıda bulunduğu anlar ise kameralara yansıdı. Eski patrondan “Babalar sözünü tutar” paylaşımı Olayın ardından Muharrem Ülker’in ihbarı üzerine olay yerine polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler inceleme yaptıktan sonra emniyete giderek şikayetçi oldu. Polis, Muharrem Ülker’in ifadesi sonrasında şikayetçi olduğu şahısları yakalamak için çalışma başlattı. Öte yandan Ülker’in şikayetçi olduğu eski patronlarından Veysi T.’nin olaydan sonra sosyal medya hesabından “Babalar sözünü tutar” yazılı bir mesaj paylaştığı ortaya çıktı. Eski patronu kadın müşterileri silahla kovalamış Diğer yandan Ülker’in şikayetçi olduğu eski patronlarından Veysi T.’nin geçtiğimiz sene 10 Temmuz tarihinde erkek arkadaşlarıyla mekana gelen iki kadını gürültü yaptıkları gerekçesiyle kovduğu, kendisine tepki gösteren kadınları ise sokakta silahla kovaladığı ortaya çıktı. Kadınlara dehşeti yaşatan Veysi T. Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri tarafından silahla birlikte yakalanmış ancak adli makamlarca serbest kalmıştı.