ÇEVRE - 28 Temmuz 2021 Çarşamba 10:36

İnci kefalinin 3 aylık muhteşem yolculuğu

A
A
A
İnci kefalinin 3 aylık muhteşem yolculuğu

Van Gölü’nde yaşayan ve yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara giden inci kefalinin 3 aylık muhteşem göçü tamamlandı.

Van Gölü’nde yaşayan ve yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara giden inci kefalinin 3 aylık muhteşem göçü tamamlandı.


Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üreme döneminde suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin engel tanımayan "muhteşem yolculuğu" sona erdi. 15 Nisan’da Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyundan çıkıp tatlı sulara gelen inci kefalleri burada yaklaşık 20 gün bekleyip burada fizyolojik uyumu sağladıktan sonra gidebildiklerinde en uzak noktaya gidiyorlar. Bu yolculukta balıkların en büyük engeli martılarla, kaplumbağalarla, yılanlarla mücadelesinin yanı sıra kaçak avcılarla mücadele ediyor. Alınan tedbirler karşısında kaçakçılığın büyük anlamda önüne geçiliyor. Zirveye ulaşan inci kefalleri yumurtalarını tatlı sulara bıraktıktan sonra geri dönüş yoluna geçiyor. Bu yolculuk tam tamına 3 ay sürüyor. 3 ayın sonunda inci kefalleri yavruları ile birlikte Van Gölü’nün turkuaz rengi sularına kavuşarak bu yılki yolculuklarını tamamlıyor. Türkiye’nin 3 bin 712 kilometrekare yüz ölçümüne sahip en büyük gölünde neslini devam ettiren inci kefalinin göç yolculuğu sırasında İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, havadan, karadan ve gölden çalışma yürüttü. Jandarma ekipleri bu yıl ilk kez uygulamaya koyduğu gece görüşlü termal drone ile de kaçak avcıların korkulu rüyası oldu.



Vali Bilmez inci kefalinin göç yolunda incelemelerde bulundu


Van Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez beraberinde Van Emniyet Müdürü Atanur Aydın ile birlikte inci kefali balığının yumurtalarını bırakmak için yoğun göçün yaşandığı Muradiye ilçesi sınırları içerisinde bulunan Bendimahi Çayı’nın geçtiği tarihi Bendimahi Köprüsü’ne gitti. Vali Bilmez ve beraberindekiler, burada Muradiye Kaymakamı Erkan Savar, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Evren Kaptan ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş tarafından karşılandı. Çalışmalar hakkında Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş’tan bilgi alan Vali Bilmez, inci kefalleri 3 yaşından sonra yumurta bırakmaya geldiğin, yavru balıklar büyüdüklerinde hangi derede büyüyüp göle geldiyse yaşamı boyunca hep ayrı dereye girdiğini söyledi.


İnceleme ile ilgili açıklama yapan Vali Bilmez, "Balık göçü başladığından bu yana bu dördüncü gelişim bölgeye. Ben 20 yıl önce de Muradiye’de görev yapıyordum o zaman balığın korunması gerektiği hususunda vatandaşı ikna etmekte ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Elhamdülillah şimdi yöre halk artık balığa sahip çıktı. Hem jandarmamız, hem vatandaşımız, hem Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne ait görevlerimiz hepsi balığa sahip çıkıyor. Jandarma ilçe merkezinden Karahan bölgesine kadar 23 kilometrelik yol güzergahında her 3 kilometrede sabit arama kontrol noktasını oluşturup buradaki balığı korumak için tedbir alıyor. Balığın büyüdüğünü, sayısının arttığını da görüyoruz. 20 yıl önce burada 13 balık bir kilo geliyordu, şimdi 6-7 balık bir kilo gelmeye başladı. Buda balığın korunduğunun işareti. Bu sene balık biraz erken derelere akın etmeye başladı. Sezona biraz önden gidiyoruz. Şimdi ise tam zirve dönemde. Öyle tahmin ediyoruz Haziran ortasını artık yavaş yavaş bitecek. Eskiden de Haziran sonuna kadar devam ediyordu. Burada görev alan kaymakam arkadaşlarımız, jandarma komutanlarımız, korucu arkadaşlarınız, ilçe tarım yetkilerimiz hepsini tebrik ediyorum. Sadece burada değil Erciş’te de, Gevaş tarafında da balık 110 civarında dereye akın ediyor ama en büyüğü Bendimahi çaydır. Balığın büyük bir kısmı bu derede. Vatandaşın da devletin de bu balığa sahip çıktığını görmenin mutluluğunu yaşıyoruz emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Basın mensupları da özellikle sizleri de sürekli balığı takip ettiğiniz için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah bu bir değer oldu. Artık bütün Türkiye’nin ve Van’ın da ekonomisine ciddi katkı sunar. Geçen sene sadece balığın istihdam ettiği katma değer 12 milyon dolar civarında. İnşallah bu rakam gittikçe daha da büyüyecek” dedi.



“600 bin yıllık geçmişe sahip olan Van Gölü, bin 650 metrelik yüzey rakımı ve 3 bin 712 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip”


Konuyla ilgili açıklama yapan üzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü 600 bin yıllık devasa geçmişe sahip bir göl olduğunu söyledi. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün bin 650 metrelik yüzey rakımı ve 3 bin 712 kilometrekarelik yüzölçümü ile Marmara Denizi’nin üçte biri büyüklüğünde adeta bir deniz olduğunu ifade eden Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Geçmiş uygarlıklar hep ‘nairi’ yani yukarı deniz demişler ve yukarı denizin kalbinde hep bir sır barındırdığına inanmışlar. Bu sır kim zaman canavar olmuş, kim zaman katır yükle defineler olmuş ama hep bir sır barındırmış. Fakat Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya göre Van Gölü’nün kalbindeki en büyük sır gölde yaşayan inci kefalleri. İnci kefalleri Van Gölü’nde yaşamını sürdürüyor fakat her yıl Nisan ve Temmuz ayları geldiğinde gölde yaşayan inci kefalleri üremek için sürüler halinde Van Gölü’ne dökülen akarsulara göç ediyor” dedi.



“Van Gölü ilk oluştuğunda tatlı su gölüydü”


Van Gölü ilk oluştuğunda tatlı su gölü olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Pırıl pırıl tertemiz duru bir suydu. Fakat daha sonra etrafındaki yer alan volkanik dağlardan dolayı zamanla tuzlu ve sodalı bir hale geldi. Van Gölü’nün şu anda pH’sı 9.8 kimi zaman 9.9. Yani çok yüksek bir pH’ya sahip. İlk oluştuğunda tatlı su gölüydü dolayısıyla inci kefali köken olarak tatlı su balığı. Fakat daha sonradan göl tuzu ve sodalı bir hale geldi ve göl kapalı bir göl yani inci kefalinin gölün dışına herhangi bir yere gitme şansı yok. Bu nedenden dolayı üremek için her yıl yaz ayları geldiğinde Nisan ve Temmuz ayları arasında Van Gölü’nde yaşayan inci kefalleri üremek için sürüler halinde göle dökülen akarsulara doğru göç yolculuğuna başlıyor. İnci kefali derya kuzusu balık değil, ama hamsi kadar küçük bir balık da değil. Otalama boyu 23-24 santim civarında. İnci kefalleri her yıl üremek için akarsulara giriyor. Fakat gölden akarsuyu geçmek çok çok zor bir iş. Çünkü gölün tuzluluğu binde 21 iken tatlı suların tuzluğu binde 5, binde 7 civarında değişiyor. Dolayısıyla bir anda inci kefalleri gölden akarsulara giremiyorlar. İlk önce akarsuların ağızlarında yani mansap kısımlarında toplanıyorlar. Buralarda ozmoregülasyon fizyolojik uyum için en az bir hafta on gün buralarda bekliyorlar. Fizyolojik uyumu tamamladıktan sonra inci kefalleri üremek için akarsulara giriyor ve çıkabildikleri kadar yukarılara çıkıyorlar. Çünkü akarsuların üst kısımları her zaman daha temiz ve buradan yumurtadan çıkacak olan bireylerin yaşama şansı çok daha yüksek oluyor” diye konuştu.



“İnci kefalleri 600 bin yıldır atalarının devam ettirmiş olduğu yolculuğu devam ettirmekte”


Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “İnci kefalleri akarsuya girdikten sonra akıllarında tek bir tane düşünce var o da 600 bin yıldır atalarının devam ettirmiş olduğu bu kutsal yolculuğu devam ettirmek ve Van Gölü’ndeki nesillerini sürdürmektedir. Bu sebepten dolayı sadece ve sadece göçü odaklanıyor. Yaklaşık 2 hafta akarsuda kaldığı süre boyunca hiçbir şekilde yem almıyor enerji ihtiyacını karşılamak için hep kas dokudan artık tüketmeye başlıyor. İnci kefalleri dereye giriyor her bir dişi balık yumurtasını bırakıyor erkek balık da sütünü bırakarak suda döllenme oluyor. Yumurtasını bırakan balıklar tekrardan gerisingeri Van Gölü’ne dönüyor. Burada döllenen yumurta su sıcaklığına bağlı olarak ortalama 10-14 gün içerisinde yumurtadan çıkıyor ve tıpkı annesinin izlediği yol gibi gerisingeri Van Gölü’ne doğru yolculuğuna başlıyor. Van Gölü’ne dönen yavrular yaklaşık 2 yıl 3 yıl gölde dolaşıyorlar. Hiçbir akarsuya girmiyorlar ta ki 2 yaşlarının sonunda yani cinsel olgunluğa üreme dönemi ne geldikleri zaman tekrardan annelerinin izlemiş olduğu bu yolu izleyerek Van Gölü’ne dökülen akarsulara doğru göç ediyorlar. Bu bahsettiğimiz, kısacık anlattığımız hikaye Van Gölü ve çevresinde 600 bin yıldır devam eden bir hikaye. Hikayenin son bulmaması için hepimizin üreme dönemi kaçak avcılığın önüne geçmemiz lazım ve inci kefalleri ne sahip çıkmamız lazım. Buradaki sahip çıkma sadece bir canlının neslini devam etmesi değil. Elbette ki her hepimiz bir canlının yok olmasını istemeyiz. Fakat bölgede 15 bin, 20 bine yakın insan inci kefali balıkçılığından geçimini sağlıyor. Kış aylarında Van Gölü’ne çıktığımız zaman adeta her yerin tekne olduğunu balıkçı tekneleriyle dolduğunu görüyorsunuz. İşte bu bölgedeki 20 bine yakın insanın geçim kaynağı olan inci kefallerinin neslini devam ettirebilmesi, ülkemiz için ekonomik açıdan çok çok büyük bir öneme haiz. İnci kefalinin stokunu sürdürebilmemizin ana şartı yaz aylarında akarsulara gerçekleşen üreme göçünün devam etmesine bağlı. İnci kefali hepimizin elbirliği ile sahip çıkmamız gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor” dedi.



“İnci kefalleri göç sırasında akıntılarla kendi boyunun 10 katı yüksekliğindeki kayalarla mücadele ediyor”


Dere ağızlarında toplanan inci kefalleri fizyolojik uyumu tamamladıktan sonra akarsulara giriş yaptığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Fakat göç çok zor bir hadise. Çünkü inci kefali akıntılarla kendi boyunun 10 katı yüksekliğindeki kayalarla, martılarla, kaplumbağalarla, yılanlarla mücadele etmek zorunda. Bunların hepsini yeniyor hepsine Galip geliyor fakat İnci kefalinin yenemediği tek bir tane düşmanlar o da insanoğlu. İşte insanoğlundan inci kefalini korumak için her yıl üreme dönemi yani nisan ayı geldiği zaman Jandarma teşkilatına ait askerler dere boylarında 24 saat esasına göre nöbet tutuyorlar. İnci kefalinin zorlu yolculuğunda İnci kefalini insanlardan korunmak için. İnci kefalinin akarsularında ki kat ettiği mesafe akarsuların uzunluğuna göre değişiyor. inci kefali Van Gölü havzasındaki en büyük göç yolculuğu Bendimahi çayında yani 23 kilometre uzunluğunda. Bendimahi çayında inci kefalleri akarsulara girdikten sonra 23 kilometre kat edip akarsudan yukarıya doğru akıntı ile mücadele ederek ten 23 kilometrelik bir yol kat ediyor. Tabi bu mesafe akarsulara göre değişiyor. Çolpan suyunda 1,5 kilometre iken Zilan Çayı’nda bu rakam 10 kilometre, Deliçay da yine hakeza 5-6 kilometreye kadar rahatlıkla çıkabiliyor“ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Gaziantep’te başladı Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde Gaziantep’te başladı. Türkiye Minikler Karate Şampiyonası, Türkiye genelinde 1500 sporcu, sporcu ailesi, antrenör ve hakem ve federasyon görevlilerinin katılımıyla Gaziantep’te başladı. Karataş Şahinbey Spor Salonu’nda Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde 19 Nisan’da başlayan ve 21 Nisan tarihine kadar devam edecek olan şampiyonada, ilk gün müsabakaları dikkat çekti. Düzenlenen şampiyonaya Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz’un yanı sıra federasyon yöneticileri ve protokol üyeleri de katıldı. “Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım” Çocuklara okullarına devam ederken sporda da destek olunması gerektiğini belirten Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz, Gaziantep’i biz kültür mirası şehri, gastronomi şehri olarak biliyoruz ama burada olduğumuz 2 gün içerisinde çok değişik bir gözlem yapma fırsatı buldunuz. Öncelikle belediyecilik nasıl yapılır, bir insanın hayatına nasıl dokunur, bu hizmetler nasıl yapılır, halka hizmet nasıl yapılır bunları Şahinbey Belediyesinde gördük. Ben sadece bu şampiyonaya destek oldukları için değil, böyle güzel bir ortamı bize verdikleri için ve bu güzel hizmetleri Gaziantep’in dışından gelmiş olmamıza rağmen bizlere hissettirdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Çocuklarımız bu şampiyonaya katıldılar. Demek ki yeşil kuşaktalar en zor aşamayı geçtiler. Çünkü sarı kuşaktan sonrası çok önemlidir. Bundan sonra çocuklarımıza siz velilerimizin çok destek olması lazım. Bu çocuklarımız sadece sporumuzun değil geleceğimizin de teminatı. Bu çocuklarımızdan nasıl 4 tane olimpiyat madalyalı karate sporcusu çıkardıysak belki onların yerine gelecekler. Bizim 4 olimpiyat madalyalı sporcumuzun 1 tanesi mühendis, 3 tanesi öğretmen. Yani hem spor hem okul bir arada olabilir. Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım. Minik yavrularımızın heyecanına desteğimizi devam ettirelim. Herkese katılımları için teşekkür ediyorum” dedi. “Gençlerimizi spora teşvik ediyoruz” Yapılan spor salonları ve yapılan projelerle genç ve çocuk yaştaki tüm herkesi spora teşvik ettiklerini söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Yarışmaya katılan tüm gençlere başarılar diledi. Tahmazoğlu, “Türkiye Minikler Karate Şampiyonası’nın Gaziantep’te yapılmasından dolayı başta Karate Federasyonu Başkanımıza, yönetim kurulu üyelerine emeği geçen herkese teşekkür ederim. Aynı zamanda Gaziantep bir Spor kenti ve çok sayıda gencimiz var. Türkiye’deki en genç nüfusa sahip illerden ve ilçelerden biriyiz. Gençlerimizin eğitimlerinin yanı sıra bir kültür sanat alanıyla ilgilenmeleri çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli. Hem vücudu zinde tuttuğu gibi hem disiplinli bir çalışma sağlayıp, gençlerimizin eğitim hayatında da, iş hayatında da her alanında başarılı olmayı sağlayan bir unsur. Çocuklarını spora teşvik ettikleri için velilerimize teşekkür ediyorum. İçerisinde bulunduğumuz Şahinbey Spor salonumuz, hemen 2 km ötede Şahinbey Akkent Spor Köyümüzü ve yaklaşık 3- 4 km ötede Türkiye Geleneksel Sporlar Merkezi yaptık. Bu projelerle tüm gençlerimizi spora teşvik ediyoruz. Yarışmaya katılan tüm gençlerimize tüm çocuklarımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan davasında ara karar açıklandı Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı duruşmanın sanık savunmalarıyla devam edeceğini ve ardından dosyayı ara karar bağlayacaklarını açıkladı. Hakkında bulunan suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Mustafa Koç, operasyonların yapıldığı tarihte kendi rızasıyla teslim olduğunu ifade etti. “Bora Kaplan’ı medyadan tanıyorum” 2018 yılında “Süvari Kahvesi” adlı mekanda bar sorumlusu olarak çalışmaya başladığını anlatan sanık Koç, “Fethi Koyuncu isimli kişi bizim mekanımızda vale eksiği olduğu zaman sadece vale gönderirdi, oradan tanıyorum. Ayrıca Bora Kaplan adlı kişiyi tanımıyorum, sadece medyadan biliyorum. Kaplan’la sadece nezarethane ve duruşma salonunda yan yana geldim. Herhangi bir örgüte üye olmak veya faaliyette bulunmak gibi bir girişimim olmamıştır. Gereğini size bırakıyorum” diye konuştu. “Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek emir almadım” Suç örgütüne üye olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mümin Ali Beldek, “Suç örgütüne üye değilim. 15 yıldır gece alemin de çalışmaktayım. Bu sebepten dolayı mekana gelen müşterilerle illaki samimi olmuşumdur. Bora Kaplan ile de bu şekilde tanıştım. Filistin Caddesi’nde boş bir dükkan vardı. Bora Kaplan’la konuşup burayı “Makyaj” adında gece kulübü yapalım dedik, kendisi de olumlu yaklaştı. 8 senedir de İzmir Çeşme’de çalışıyorum. Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek bir emir almadım” ifadelerine yer verdi. "Dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” Çankaya İlçe Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Necdet A.Ç., Organize Şube Ekipleri tarafından gözaltına alındığında konuyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Konunun anlatılması üzerine hatırladığını iddia eden Necdet A.Ç., "Olay günü, komiserlerden birisi gelip bana bir şahsın geldiğini, şahsın dayak yediğini ve hürriyetinden yoksun bırakıldığını ancak çelişkili ifadeler verdiğini söyledi. Bu konuyla ilgili Gasp Büroya ulaşamadıklarını söyledi. Gasp Büro amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, ‘Konuyu ben zaten biliyorum. Siz şahsı gönderin, bende iki güne Esat karakoluna gönderiyorum’ dedi. Şahsı Esat karakoluna gönderdik. Bir gün sonraysa konuyla ilgili ne olduğunu merak ettiğim için komiserlerden bir tanesiyle görüştüm. Komiser bana, ‘Şahıs susma hakkını kullanmak istedi’ dedi. Ben de nasıl böyle bir şey olabilir diye tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Çünkü karşımda böyle eziyet görmüş iki gün hürriyetinden yoksun bırakılmış vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” diyerek savunmasını noktaladı. "Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez" Mahkeme başkanının, Bora Kaplan’a ‘Esenboğa Havalimanında yakalandığı beyaz renkli SUV aracın neden zıhlıydı?’ sorusuna sanık Kaplan, “Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasp etmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan saldırı olmaz. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Neden? Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Suç işlemek amaçlı değil bu araç. Tamamen kendimi savunma amaçlı” dedi. Sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerimin devamına hükmetti. Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.
İzmir İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta başladı İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarının açılışı Kültürpark’ta gerçekleştirilirken, 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurum geleneksel fuarda yerini aldı. İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta kapılarını açtı. 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katıldığı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosuna kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen kitap fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, bu yıl Kültürpark’ın dört bir yanındaki açık alanlarda düzenlenen İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarının açılışını yaptı. Kültürpark Lozan Kapısının iç bölümünde yapılan açılışta Başkan Tugay, yazar Ahmet Ümit ve CHP Zonguldak ve İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol’a plaket takdim etti. Fuara İzmirlileri davet eden Başkan Cemil Tugay, “İzmirliler, Kültürpark’ın tamamında bir fuar yaşamanın keyfini, değerini bilir. Şimdi, ülkemizin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarıyla yaşadığımız bu geleneğe İzkitapfest de eklendi. ‘Baharın coşkusuyla Kültürpark’ta’ sloganıyla düzenlediğimiz festival sayesinde Kültürpark’a işte şimdi bahar geldi” dedi. “Kitaplar bizi dünyaya açar” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün, İzmir’imizin hazinesi Kültürpark’ın kapılarından geçerken geldiğimiz yer, sadece Kültürpark değildi. Zamanları ve mekanları aşan bir yolculuğa adım attık hep birlikte. Öyle ki parkımızın sınırları genişledi; içine tüm zamanları, coğrafyaları, evrenin sonsuzluğunu ve dünyanın tüm hikayelerini aldı. İnsanlığın başlangıcından bu yana üretilen fikirler, yaşanan duygular, durumlar, hikayeler, bilimin ve sanatın bütün yolculuğu burada; Kültürpark kapılarının içinde bugün; çünkü bugün, kitapların şenliğini başlatıyoruz. Kitaplar, bizi dünyaya açar” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ile yayıncılığa yeni bir soluk geldiğini ifade eden Başkan Cemil Tugay, “Söyleşiler, imza günleri, konserler, dans ve pantomim gösterileri, müzikaller, tiyatrolar, illüzyonist gösterisi gibi onlarca türde binden fazla etkinlikle tam anlamıyla bir kitap festivali bizi bekliyor" diye aktardı. Sanat ve edebiyatın zorunlu tüketim maddesi haline getirilmesi gerektiğini savunan İzkitapfest’in onur konuğu yazar Ahmet Ümit, “İzmir gibi Türkiye’nin çok anlamlı bir şehrinde kitap fuarının onur konuğu olmak muhteşem bir şey. Bana hep şu soru soruluyor; ‘İzmir’le ilgili roman yazmayacak mısın? İzmir’de konu mu yok, bu kadar renkli, canlı, muhteşem tarihe sahip bu şehirde yok mu seni ilgilendiren bir konu?’ İzmir’i yazmadan ölmeyeceğim, merak etmeyin. İzmir ile ilgili şahane bir roman yazacağım, tarihi bir roman olacak ve elbette bu şehrin ilk ozanı dediğimiz büyük Homeros ile ilgili olacak. Başka çaresi var mı? Homeros olmadan İzmir olur mu?” şeklinde konuştu. Başkan Tugay, açılışın ardından Kültürpark’ta açılan stantları gezdi. Birçok yazar ve yayınevi, Başkan Tugay’a kitap hediye etti. Fuarı geliştirerek ve büyüterek yola devam edeceklerini ifade eden Tugay, büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen fuarın minik katılımcısı Poyraz’la da sohbet etti. Tugay, katılımcılara iyi fuarlar dileyerek İzmirlileri Kültürpark’a davet etti. Birbirinden önemli isimler İzkitapfest’te Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil; aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf Sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, akademisyen, jeolog ve bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, şair yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak. Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.
Kütahya Kütahya’da sözleşmeli erler için yemin töreni Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında temel eğitimlerini tamamlayan 289 sözleşmeli er için yemin töreni düzenlendi. Düzenlenen yemin törenine Hava Eğitim Komutanı Hava Korgeneral Erdoğan Gür, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve temel askerlik eğitimini tamamlayan askerlerin yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, tugay sancağının tanıtılmasının ardından askerler, ellerini etrafında sıralandıkları masaların üstünde bulunan Türk bayrağı ile silahların üzerine koyarak yemin etti. Kütahya Hava Er eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, yemin eden sözleşmeli erlere başarılar diledi. Türk kültüründe askerliğin kutsal olduğunu belirten Baş, "Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, insan odaklı yönetim anlayışı ile sadece erbaş ve erlere değil geleceğin komutan, lider ve yöneticilerine temel askerlik eğitimi veren ve kendisine çok özel sorumluluklar yüklenen Hava Kuvvet Komutanlığının tek eğitim tugay komutanlığıdır. Bu bilinç ile icra edilen ant içme törenleri millî birlik ve beraberliğimizin güçlendiği, vatana ve millete bağlılığın şeref sözü ile perçinlendiği, ülkemiz için canımızı seve seve vereceğimizin haykırıldığı çok özel anlardır." dedi. "Evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır." "Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir" diyen Tuğgeneral Baş, "Sizlerin varlığı ile bu törenlerin anlamı ve coşkusu daha da büyümekte, heyecanı bir kat daha artmaktadır. Karşınızda büyük bir heyecan ve onurla duran 2024/S1 dönemi sözleşmeli erlerimiz vatanımızın dört bir yanından gelerek kutsal asker ocağında silah arkadaşı olmanın bilincine ve hazzına vardılar. Biraz önce ettikleri yemin ile de birer sözleşmeli er olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katıldılar. Sizler, bu evlatlarımızın andına şahitlik edip bu gururu onlarla paylaştınız ve sevinçlerine ortak oldunuz. Ettikleri bu yemin, askerin mesleğine yürekten bağlanışıdır. Teminatı, şeref bedeli gerektiğinde vatan uğrunda gazi veya şehit olmaktır. Ordu-millet kavramının oluştuğu Türk kültüründe askerlik kutsaldır. Kutsaldır, çünkü vatana hizmettir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin miras bıraktığı vatanı canı pahasına korumaktır. Bu çerçevede; Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir. Değerli anneler, babalar, Mehmetçiklerimizin eşleri ve yakınları, biliyorum ki; bugün burada hayatınızın en unutulmaz anlarından birini yaşıyorsunuz. Karşınızda dimdik duran evlatlarınıza bakarken büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorsunuz. Gururu sizlere yaşatan evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır. Bu gururunuzu paylaşmanın mutluluğu içerisinde sizleri kutluyor, bu vatan evlatlarını yetiştirdiğiniz için sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutsal ocaktaki eğitiminizi başarı ile bitirdiniz ve artık göreve hazırsınız. Eğitim süresi içerisinde sadece verilen eğitimi değil, aynı zamanda bayrak, vatan, asker ve silah arkadaşlığının oluşturduğu paylaşma, yardımlaşma, bir ve beraber olma duygusunu da yaşadınız. İnanıyorum ki bu ortamın sağladığı arkadaşlıklarınız meslek hayatınızda da kalıcı olacaktır. Bu kapsamda öncelikli hedefiniz; şanlı ecdadımızın, canları pahasına kurdukları cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Sizleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına yeni görev yerlerinize uğurlamanın mutluluğu ile kutsal andınızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kısa bir eğitim dönemi içerisinde milletimizin bize en değerli emaneti olan Mehmetçiklere saygı ve sevgiyi esas alarak askerî disiplin ve eğitim verdiniz, onları göreve hazırladınız. Sizleri bu üstün gayretiniz ve disiplin anlayışınız nedeniyle kutluyorum. Konuşmamı sonlandırırken kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir personeli olarak bu gurur anını yaşamamıza vesile olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve değerli gazilerimize sonsuz minnet ve saygılarımı sunuyor, bu aziz vatanın birliği ve dirliği için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı. Korgeneral Gür ve Tuğgeneral Baş başarılı askerlere katılım belgesi, ailelerine ise hediye takdim etti.