GENEL - 29 Mayıs 2020 Cuma 15:23

İnşaatı süren tıbbiye camiinde ilk cuma namazı

A
A
A
İnşaatı süren tıbbiye camiinde ilk cuma namazı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) yerleşkesinde hasta yakınlarının ihtiyacı dolayısıyla 2017 yılında temeli atılan Tıbbiye Camii ve Külliyesinde korona virüs tedbirleri kapsamında cemaat saf tutarak aylar sonra cuma namazı kıldı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) yerleşkesinde hasta yakınlarının ihtiyacı dolayısıyla 2017 yılında temeli atılan Tıbbiye Camii ve Külliyesinde korona virüs tedbirleri kapsamında cemaat saf tutarak aylar sonra cuma namazı kıldı.


Korona virüs tedbirleri kapsamında uzun süredir kılınmayan Cuma namazı kent, genelinde bazı cami ve avlularında, okul bahçeleri, parklar, kent meydanları gibi açık alanlarda sosyal mesafeye dikkat edilerek eda edildi. Hastanede abdest alan, maske takan ve seccadesini getiren vatandaşlar, Tıbbiye Camisine akın etti. Van YYÜ yerleşkesinde Dursun Odabaş Tıp Merkezi civarında Osmanlı, Selçuklu ve bugünün modern mimarisine uyarlanarak projelendirilen Tıbbiye Camii ve Külliyesinin inşaatı devam ediyor. Şu ana kadar caminin kaba inşaatının yüzde 80’ni tamamlanırken, külliyesinin ise yüzde 40’ı tamamlandı. Türkiye’de proje örneği bulunmayan ve bittiğinde Van’ın en büyük camisi olacak Tıbbiye Camii ve Külliye, toplam 20 bin 600 metrekare alan üzerine kuruldu. Hayırsever bir mühendis tarafından projesi çizilen ve İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından test edilen projede; kütüphane, Kur’an kursları, çok amaçlı konferans salonu, çocuk kreşi, aşevi, dinlenme salonları, duş ve abdesthaneler bulunuyor. Hayırsever vatandaşların ilgisini bekleyen cami ve külliyesi hasta yakınlarının dinlenme ve ibadet ihtiyacını karşılaması hedefleniyor.



“Sosyal mesafe kapsamında ilk cuma namazı kılındı”


İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Tıbbiye Dekanı Prof. Dr. Mustafa Tuncer, “Camimizi hastanemizde ki sıkıntılardan kaynaklı olarak, şehir merkezinden uzak olması nedeniyle Rektörlükten izin alarak dernek olarak tıbbiye cami adı altında bir cami inşaatına başladık. Ülkemizde yaşanan süreçte, özellikle Elâzığ depremi, Van depremi ve çığ felaketinden sonra şimdi de korona virüs nedeniyle yeterli yardım alamadığımız için camimizin durmuş durumda fakat buna rağmen geldiğimiz noktada özellikle korona virüs nedeniyle ülkemizde Cuma namazı uzun süredir kılınamıyordu. Valilik ve müftülüğümüzden izin alarak verilen izin çerçevesinde camimiz inşaat halinde olmasına rağmen, depreme dayanıklı olması nedeniyle hastanemizde çalışan ve hastanemizde bulunan hasta yakınlarıyla sosyal mesafeye dikkat ederek Cuma namazını burada kıldık” dedi.



“3 milyon vatandaşa hitap eden camimizin bir an önce bitmesini arzu ediyoruz”


3 milyon insana hitap edecek caminin tamamlanması için hayırsever vatandaşlardan yardım talep eden Prof. Dr. Tuncer, “Camimiz bittiği zaman hem halkımızın ibadeti açısından çok iyi olacak. Camimizin inşaat alanında mutfak, aş evi, hastalarımızın yakınlarının dinlenme salonları, taziye evi gibi birimleri bulunmakta. İnşaat tamamlandığı zaman çok ciddi hizmete sebep olacak. Bu anlamda camimizin bir an önce bitmesini arzu ediyoruz. Biz dernek olarak devletimiz ve vilayetimizden izin alarak 6525 bağış kampanyasını başlattık. Bağış kampanyasıyla ilgili çalışma yapamadık, korona virüs ve yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle bu durumu ön planda tutamadık. Bu aşamadan sonra inşallah 6525 bağış kampanyası ile vatandaşlarımızdan destek isteyeceğiz, bir mesaj karşılığı 10 TL camimizin hitap ettiği nüfus 3 milyon ve yedi vilayete hitap ediyor. Nüfusumuzun onda biri mesaj atarsa camimizi bitireceğimizi düşünüyorum. İlerdeki zamanlarda inşaatında değil de, tamamlandığı zaman içeride namaz kılarız, bu anlamda şimdiden desteğini esirgemeyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi’nden glütensiz etkinlik Melikgazi Belediyesi çölyak hastaları ve hasta yakınları ile birlikte glütensiz mutfakta etkinlik düzenledi. Necip Fazıl Kısakürek Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte çölyak hastaları ve çölyak yakınları ile birlikte glütensiz yiyecekler hazırlanarak hastalığa karşı farkındalık oluşturuldu. Melikgazi Belediyesi, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan, glütene karşı hassasiyete sebebiyet veren, özel beslenme gerektiren çölyak hastalığına karşı vatandaşlara gıda paketleri ile destek olmanın yanı sıra sağladığı eğitimlerle de bilinçlendirmeye devam ediyor. Yıl içerisinde hastalıkla mücadele eden hastalara talepleri doğrultusunda glütensiz gıda paketi yardımıyla destek olan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplumu bilinçlendirecek hizmet ve çalışmaları yakından takip ediyor. MELMEK kursları çerçevesinde verilen eğitimle, yaşam kalitesini düşüren çölyak hastalığına karşı mücadele eden hastalar, Melikgazi Belediyesi tarafından tedarik edilen glütensiz malzemelerle kurabiye, pasta, ekmek gibi yiyecekler üretebiliyor. Sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sağlayan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Vatandaşlarımızın sağlıklı, huzurlu olmaları bizler için son derece önem arz ediyor. Çölyak rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın glütensiz ürünlerle beslenmeleri gerekiyor. Melikgazi Belediyesi olarak çölyak hastası vatandaşlarımıza destek olmak için glütensiz gıda desteği sağlıyoruz. MELMEK kurslarımızda çölyak alerjisi bulunan hastalara ve yakınlarına, glütensiz malzemelerle yiyecek hazırlayabilmeleri için eğitim veriyoruz. Çölyak ile mücadele eden vatandaşlarımızın her zaman yanındayız. Desteklerimiz devam edecek. Cenab-ı Allah hepimize sağlık, sıhhat nasip eylesin" dedi. Bu çerçevede düzenlenen etkinliğe katılarak hastalığa karşı farkındalık oluşturmanın önemine değinen Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya, Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu’na çölyak hastalarına verdiği destekten ve toplum bilinçlenmesi adına sağladığı eğitimlerden dolayı teşekkür etti. Etkinlik, eğitime katılan çocuklara Melikgazi Belediyesi tarafından hazırlanan çanta ve kırtasiye malzemelerin hediye edilmesiyle sona erdi.
Niğde Kimisi gelin kaynana geldi kimisi ise 70’inden sonra Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün Yeşilgölcük ve Alay beldelerinde açtığı okuma yazma kursu sona erdi. Kursu başarıyla tamamlayan 12 kursiyere düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Yeşilgölcük ve Alay’da düzenlenen sertifika törenine Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Yeşilgölcük Belediye Başkanı Nurettin Yurtseven, Alay Belediye Başkanı Yusuf Akdemir, Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin, Yeşilgölcük Anadolu İmamhatip Lisesi Müdürü Ahmet Tayfun Eren, Alay İlköğretim Okulu Müdürü Abdullah Bozok, öğretmenler ve kursiyerler katıldı. Törende yaptığı konuşmada bireyin eğitiminin önemine dikkati çeken Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik hayatın her alanında aktif rol olan kadınların eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Çelik; "Günümüz dünyasında toplum değişen ekonomik ,teknolojik ve sosyolojik şartlarla beraber kadına her zaman olduğundan daha büyük sorumluluklar yüklemektedir. Cemiyetin her alanında gün geçtikçe rolü daha çok ön plana çıkan kadınlarımızın eğitimden de en üst düzeyde yararlanma hakkının bulunduğunu ve bu hakkın bireye teslim edilmesi noktasında da Devletimizin büyük sorumluluk üstlendiğini görmekteyiz .Ekonomik ve toplumsal hayatta farklı roller üstlenen kadınlarımızın eğitiminin güçlü olması, gelişmiş ve müreffeh bir toplum olma yolunda daha kararlı adımlar atma hususunda bizleri cesaretlendirmektedir. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde 2018 yılında başlatılan “Okuma-Yazma Seferberliği” projesi Ülkemizin dört bir yanında Halk Eğitimi merkezlerimizin koordinesinde okullarımızda açılan kurslarımızla devam etmektedir" dedi. "Okuma yazma bilmediğim için evden çıkamıyordum" Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin Halk Eğitim Merkezleri’nde kurs açılabilmesi için 12 kişi olması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında okuma-yazma kursu için bir kişinin yeterli olduğunu vurguladı. Çeşitli sebeplerle okuma yazma öğrenemeyen ve kursu başarı ile tamamlayarak sertifika almaya hak kazanan kursiyerler ise yaşadıkları mutluluğu dile getirdi. Kursa katılanlar arasında gelin Güllü ve kaynanası Gülderen Erol ile 70 yaşındaki Fatma Soylu da yer aldı. Soylu; "Geçmişte ailem iş yaptırıp çocuk baktırmak için okula göndermedi. Ben çok hevesliydim, çok istedim okumayı. Ama göndermediler" dedi. Bir diğer kursiyer Hanife Atıcı ise, okumayı öğrendiği için mutlu olduğunu ifade ederek; "Okuma yazma bilmediğim için evden dışarı çıkamıyordum. Şimdi her yeri öğrendim, kendim gidip gelebiliyorum. Yeni başlamama rağmen TC’mi bile ezberledim. Daha ne olsun" diye konuştu.