EKONOMİ - 04 Ekim 2019 Cuma 14:10

İş dünyası Van’da buluştu

A
A
A
İş dünyası Van’da buluştu

Türkiye’nin önemli iş insanları, Dostluk Grubu ve DOĞUSİFED organizasyonunda Van’da bir araya geldi.

Türkiye’nin önemli iş insanları, Dostluk Grubu ve DOĞUSİFED organizasyonunda Van’da bir araya geldi.


Elite World Van Hotelde düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Van Dostluk Grubu Başkanı Mehmet Avcı, yaklaşık 2 yıl önce TÜSİAD ile birlikte Van’da bir toplantı yapma hayali kurduklarını anımsatarak, “Hayalimizi gerçekleştirmek için defalarca bu konu ile ilgili girişimlerde bulunduk. TÜSİAD yönetim kurulu, bizlerin davetini kırmayarak Van’da bir toplantı yapma kararı alıp ve bugün memleketimize adeta bir çıkarma yaptılar. Bu hayalimizi bugün gerçekleştiriyor olduğumuz için çok gururluyuz. Bu gün gerçekleştiriyor olduğumuz program Van ve bölge ekonomisi için büyük önem taşımaktadır. Ekonomide, kalkınmada, sosyal ve kültürel faaliyetlerde ilerlemek, büyük oranda güvene dayalı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu gün dünyanın saygın iş STK’larından biri olan TÜSİAD’ın yönetim kurulu toplantılarını Doğu Anadolu’nun kalbinde, yani memleketimizde yapıyor olması herkese, Van’ın güvenli bir şehir olduğunu, yatırımların ve organizasyonların rahatlıkla yapılabileceğini göstermektedir” dedi.


Türkiye’nin kalkınması için en az kalkınmış bölgelere yoğunlaşmanın büyük önem taşıdığını belirten Avcı, “Batıda teknoloji, bilim, sanat, küresel entegrasyon konuşulurken Doğu Anadolu’da halen büyük oranda işsizlik, çocuk yaşta evlilik, terör olaylarını konuşmaktayız. Yatırımları doğrudan buralara getirme olasıklarının düşük olduğunu gördüğümüz için dolaylı yatırımların sağlanacak güven ve girişimlerle olabileceğinin kanaatindeyiz. Bugün buradan TÜSİAD’ın kamuoyuna vereceği mesajların yatırım ve girişimlere öncülük edeceğine inanıyor, memleketimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.


Doğu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (DOĞUSİFED) Başkanı Suat Çiftçi ise doğu-batı arasındaki ticari köprülerin kurulması amacıyla kurulan DOĞUSİFED’in temel stratejisinin ortak akıl ve uzlaşı kültürü temelinde, bölgesel kalkınma ve Van’ın büyük fotoğrafında buluşma olduğunu vurguladı. Bölgenin iki temel unsura ihtiyacı olduğunu dile getiren Çiftçi, “Bunlar kardeşlik hukukunun geliştirilmesi ve ekonominin güçlendirilmesidir. Bölge olarak ciddi sıkıntılarımızın olduğu gerçeği açıktır. Ülkemizde, bölgeler arasında ciddi bir gelir dağılımı sorunun olduğu hepimizin malumudur. Van’ın da dahil olduğu TRB2 bölgesinde Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’de kişi başına düşen gayrı safi milli hasılat yıllık 3 bin 500 dolar iken, buna karşın Marmara’da kişi başına düşen gayrı safi milli hasılat ortalama 24 bin dolardır. Yani, ülke ortalamasının en dip noktasındayız. Bunun yanında sosyoekonomik gelişmişlik açısından 76’ncı sıradayız. Bölgede genç işsizlik önemli bir sorundur. Nihayetinde yaşadığımız coğrafyada, sorunlarımızın temelinde zayıf uzlaşı kültürünün yattığını düşünüyoruz” dedi.


Van Ticaret ve Sanayi Odası (VAN TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva da Van şehrinin dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, “Nuh Tufanı’ndan sonra, hayatın yeniden başladığı havzanın şehri olan Van, Büyük Urartu’nun başkentidir. Birçok medeniyetin zapturapt altına almak istediği ve kendine ait görmek istediği bir yaşam alanı olan Van, batının doğusu, doğunun batısındaki başkenttir. Tarihte 5 kez yerle bir olmasına rağmen, bugün nüfusu itibari ile Türkiye’nin 19’uncu büyük şehridir. Türkiye’nin 6’ıncı büyük coğrafyasına sahip olan Van, küçükbaş hayvan varlığı ile Türkiye’nin ilk şehridir. Van; maden potansiyeli, canlı hayvan varlığı, mera büyüklüğü, jeotermal alanları, yıl içinde aldığı güneş rezervi, Dicle’yi besleyen su kaynakları ve tarihi mirası ile insanların, binlerce yıldır vazgeçemediği, yaşam alanı olarak seçtikleri kadim şehirler arasında yerini almıştır” diye konuştu.


Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak İran İslam Cumhuriyeti ile olan ilişkilerin güçlendirilmesi başta olmak üzere, ülke genelinde ekonomik anlamda ileri seviyelerde olan ve sanayisi gelişmiş birçok ile ziyaretler gerçekleştirerek, iş dünyasını Van’ın ekonomik kalkınması yönünde sorumluluk almaya davet ettiklerinin altını çizen Takva, “Hükumet temsilcileri başta olmak üzere ekonomik kalkınmadan sorumlu birçok kurum ve kuruluş ile ilişkiler geliştirerek, özelde kentimizin genelde bölgemiz ve ülkemizin ekonomisine, Van ili olarak katma değer oluşturmayı hedeflediğimizi ve işbirliği yapmamız gerektiğini ileterek; kalkınmanın sadece kent sakinleri tarafından değil, kolektif bir perspektif ve bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirebileceğini çokça dile getirdik. Ancak bu çağrılarımıza en anlamlı cevabı; İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri ve halkı başta olmak üzere Irak Kürdistan Bölgesinde yaşayan insanlar karşılık verdi. Ülkemizin batısından bu çağrımıza anlamlı bir desteği ve sahiplenmeyi ne yazık ki göremedik. Sizlerin bugün burada olmasının, bu çağrımıza değer katacağını umuyoruz” dedi.


Şehirler ve hatta ülkeler arasındaki rekabet ne kadar artarsa, kazanma şansının da o kadar zorlaştığını ifade eden Takva, “Bu durumda, ancak sahip olunan değerleri iyi anlatan, değerlere yeterince sahip çıkan, koruyan, markalaştıran kentler kazançlı çıkacaktır. Dünyada artık marka değerlerlerini yükselten şehirler ön plana çıkmaktadır. Markalaşma neticesinde şehir canlanır, şehir ekonomisi büyür, istihdam artar, şehrin alt yapı ve üst yapı ihtiyaçları hızla karşılanır, şehir göç vermez, şehir modern kamu alanlarına sahip olur ve hemşehriler şehirleriyle gurur duyarlar. Bizler bunların farkındayız ve tarihi mirasımızı korumak, doğal güzelliklerimizi paylaşmak için buradayız. İlimiz, tüm potansiyelleri ile marka kent olmayı hak etmektedir. Ancak bu noktada siz kıymetli yatırımcılar, kentimizin bu çığlığına ses vererek ve ilk etapta yapılacak küçük ve karlı girişimlerle olumsuz süreci olumlamayı hedefleyen desteklerde bulunabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.


Konuşmaların ardından toplantının istişare bölümü basına kapalı devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.