EĞİTİM - 28 Haziran 2020 Pazar 18:34

Rektör Şevli: “YKS sorunsuz bir şekilde tamamlandı”

A
A
A
Rektör Şevli: “YKS sorunsuz bir şekilde tamamlandı”

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Rektörü ve ÖSYM Van Sınav Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Rektörü ve ÖSYM Van Sınav Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamdullah Şevli alınan önlemlerle YKS 2020’nin üç oturumunun da tüm sınav binalarında sorunsuz bir şekilde tamamlandığını söyledi.


Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli yaptığı açıklamada YKS 2020’nin 3 oturumunun da sorunsuz bir şekilde tamamlandığını ifade ederek, “Hafta sonu gerçekleştirilen 2020-YKS için ÖSYM Başkanlığı tüm olası durumları değerlendirerek, bütün hassasiyetleri gözeterek Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda gerekli tüm tedbirleri alarak hazırlıkları tamamladı. Biz de bu hazırlık sürecinde 5 Haziran’da üniversitemizde ÖSYM İl Koordinasyon toplantısı düzenledik. Koordinasyon Kurul Üyeleri Vali Yardımcısı Ferhat Atar, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yüksel Yiğit, İl Emniyet Müdürü Ali Karabağ, Milli Eğitim Müdürü Hasan Tevke, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı Temsilcisi Murat Bayraktar, İl Nüfus Müdürü Mehmet Seven ve İl Sağlık Müdürlüğü Temsilcisi Adem Ergioğuz’un katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantıda 2020 YKS sınavlarının gerçekleştirilmesine yönelik alınan genel önlemlerin yanı sıra koronavirüs salgını çerçevesinde alınacak ek önlemleri de görüştük. Ayrıca sınavların sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi için bina sınav sorumluları, bina yöneticileri ile bilgilendirme toplantıları yapıldı. Sınavda görev alanlara yönelik gerekli eğitimler verildi. Toplantılarda sınavların sorunsuz bir şekilde uygulanması için alınan önlemler ve sınav hazırlıkları görüşüldü. ÖSYM’nin fiziki mesafe ve hijyen önlemleri çerçevesinde, önceki yıllara göre bina ve görevli sayıları arttırıldı. Binalara girişlerde fiziki mesafe önlemlerine dikkat edildi. Ayrıca tüm aday öğrencilere ve görevlilere bina girişinde koruyucu maske ile hijyen malzemeleri verildi. Binalar sınavdan önce detaylı olarak temizlenerek dezenfekte edildi ve sınava hazır hale getirildi. Bu konuda destek veren başta Van Büyükşehir Belediyesi olmak üzere İpekyolu, Tuşba ve Edremit belediyelerine teşekkür ediyoruz. Yine sınavın sorunsuz bir şekilde tamamlanmasında destek veren Van Valiliğine, Van İl Emniyet Müdürlüğüne, Van İl Jandarma Komutanlığına, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğüne, Van İl Sağlık Müdürlüğüne ve Van İl Nüfus müdürlüğüne teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.


Rektör Şevli ayrıca sınav gününde ailelerin yapılan uyarıları dikkate alarak adaylarla birlikte sınav yapılacak binalara kalabalık bir şekilde gelmedikleri için yığılmaların önlendiğini ifade ederek sosyal mesafeye titizlikle uyan aday öğrencilere ve ailelerine teşekkür etti. Sınav binalarının bahçelerine adaylar ve görevliler dışında hiç kimsenin alınmadığını da hatırlatan Şevli, sınav binasına girişte, bina içerisinde ve sınav binasından çıkışta adaylara sosyal mesafeyi korumaları için görevliler tarafından yönlendirme yapıldığını kaydetti.


Şevli, sınava ilişkin en güncel bilgilerin ve adaylara yönelik hazırlanan duyurularla görsellerin ÖSYM Başkanlığının resmi internet adresinden duyurulduğunu dile getirerek, sınava giren adaylar ve tüm sınav görevlilerinin bu bilgileri sınav öncesinde titizlikle uygulamalarının da etkisiyle sorun yaşanmadan sınavı tamamladıklarını söyledi.


Şevli, ÖSYM Van Sınav Koordinatörlüğü olarak gerekli tüm tedbirlerin titizlikle alındığını belirterek tüm sınav görevlilerine teşekkür etti. Şevli sınav hakkında istatistiki bilgiler de vererek, “27-28 Haziran 2020 tarihlerinde yapılan YKS 2020’nin 1’inci oturumu TYT’de 146 binada, 2 bin 555 salonda, 39 bin 579 aday, 2’inci oturum olan AYT’de ise 110 binada, 1882 salonda, 28 bin 788 aday sınava girdi. 3’üncü ve son oturum olan YDT’ye ise 14 binada, 112 salonda, 1916 aday katıldı” diye konuştu.


Sınava giren tüm öğrencilere başarılar dileyen Şevli, “Güçlü akademik kadrosu ve zengin programları ile gelecek hayali kuran tüm adayları Van YYÜ ailesinin birer ferdi olarak görmekten mutluluk duyacağız. Sevgili öğrenciler, sizleri ülkemizin en köklü üniversitelerinden biri olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ni tercih etmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
Amasya Amasya’da hastanelerin temizlik malzemesi kimyacı liselilerden Amasya’da hastanelerin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, kimyacı lise öğrencilerinin üretimiyle karşılanıyor. Şehrin sembolü elmadan esinlenip “elma’s” markasıyla ürettikleri temizlik ile hijyen malzemelerini hastanelere ve fabrikalara satan Merzifon Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl 3 milyon liranın üstünde gelir hedefliyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol yapıldı Kimya teknolojisi eğitimi alan öğrenciler ve öğretmenleri, okulda oluşturulan atölyede dezenfektan, sıvı el sabunu, çamaşır suyu ile kolonya gibi 25 farklı malzemenin üretimi yapıyorlar. Bu ürünlerden 15’i Amasya İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan protokolle ildeki hastanelere gönderiliyor. Bakanlık üretimi destekliyor Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, Amasya’daki hastanelerin temizlik ve hijyen malzemelerinin tamamının öğrenciler ile öğretmenlerin emekleriyle hazırlandığını söyledi. Okulun yılsonuna kadar 3 milyon liranın üstünde satış yapmayı hedeflediğini anlatan Mehmet Türkmen, “Okulumuzdaki imalata Milli Eğitim Bakanlığımız gereken desteği sağlıyor. Artacak kapasiteyle birlikte satışların da büyümesini planlıyoruz” dedi. Okul müdürü Sadık Turan ve kimya teknolojisi alanı şefi Fatma Nakır’dan çalışmalarla ilgili bilgi alan Türkmen, satış sonrası ürünlerden memnun kalınmasının da kaliteli bir iş çıkartıldığının kanıtı olduğunu vurguladı. “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” düşüncesiyle üretimde görev alan öğrencilerden 9. sınıf öğrencisi Hilal Bıcıl, çalışmalarının kozmetik alanında gelişeceğine inandığını anlatırken üniversite eğitimini kimya alanında sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Arkadaşı Mustafa Yusuf Töre de ürettikleri temizlik maddelerinin anneleri tarafından da beğenildiğine işaret etti.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar:" Sera ürünlerinde fiyatlar düşüyor" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor" dedi. TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye’de örtü altı üretimini, sera ürünlerindeki fiyat düşüşlerini ve çiftçilerin belediyelerden beklentileri ile ilgili bir açıklama yaptı. Seracılık dünyada önemli bir sektör hâline geldiğini belirten Bayraktar şunları dedi: “Seracılık ülkemizde de son yıllarda hızla atılım ve gelişme göstermiş olup, dünyada dördüncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada yerini aldı. Ülkemizde 73 ilde, toplam 764 bin 207 dekar alanda örtü altı üretim yapılıyor. Örtü altı üretim alanlarının yüzde 40,7’si Antalya’da, yüzde 24,6’sı Mersin’de, yüzde 15,6’sı Adana’da ve yüzde 4,3’ü Muğla’da bulunuyor. 2023 yılında seralarda yapılan toplam üretim 8 milyon 956 bin 951 ton olup bu üretimin yüzde 89’unu sebzeler oluşturuyor. Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor. Bu illerde son 15 günde biber ortalama 45 liradan 15 liraya, salatalık ortalama 17 liradan 3 liraya, domates 21 liradan 15 liraya, patlıcan 27 liradan 6 liralara kadar düştü. Bu fiyatlarla çiftçilerimiz zarar ediyor. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklığıyla sera üretiminde artan verim ve ürünlerin erken hasat olgunluğuna gelmesiyle arzda artış görülüyor. Arzda yaşanan artışın yanı sıra, bu günlerde ihracata giden ürünün azalması ve özellikle Ramazan Bayramı nedeniyle zincir marketlerin alımlarında görülen azalmayla fiyat düşüşleri yaşanıyor.” “Çiftçinin ürettiği yok pahasına satılmaması için pazarlama sorunu çözülmelidir” “Çiftçimiz her zaman olduğu gibi üreterek ülkemizin gıda ihtiyacını karşılamak adına gereğini yapıyor. Ancak, zaman zaman ürettiği ürün çiftçilerimize sorun oluyor. Özellikle yaş sebze ve meyve çabuk bozulduğu için pazarlama sorunu daha fazla yaşanıyor" diyen Bayraktar şöyle devam etti: "Bu nedenle yaş sebze ve meyve pazarlamasının ayrı bir önemi bulunuyor. Örtü altı üretimin yaygın olduğu illerde yaş sebze ve meyve pazarlanmasına yönelik üretici birlikleri ve kooperatifler mevcut olsa da, bu birliklerin piyasayı etkileyecek ve düzenleyecek gücü bulunmuyor. Hatta kurulan bazı birlikler ne yazık ki varlığını sürdüremeyerek, kapandı. Ürün pazarlamaya yönelik örgütlerin mali ve idari yönden güçlenmesi ve tarımsal pazarlamada etkin olması için mevzuatlarda gereken düzenlemeler yapılmalıdır.” “Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır” Çabuk bozulabilen sebze ve meyvelerde arzda dönemsel yaşanan yoğunluklarda çiftçilerin zarar etmemesi ve yetiştirilen ürünlerin heba olmaması için, belediye adına alımlar yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı: "Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde pazar yerlerinin en az yüzde 20’sinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması hükmü bulunuyor. Ürettiği ürünü doğrudan semt pazarında satmak isteyen üreticimize tüm belediyeler yer ayırmalı ve ayrılan alan yüzde 20 ile sınırlandırılmamalıdır. Bu sınırlama özellikle ürün arzındaki artış nedeniyle kendi ürününü pazarda satmak isteyen üreticilerimize engel teşkil ediyor. Yine belediyelerce belirlenecek günlerde sadece üreticilerimizin ürettiği ürünü halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalıdır. Gıda fiyatları üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelik hareketler konusunda belediyelerde denetimlerini artırmalı, piyasa üzerinde bozucu etkisi olanlara ceza uygulamalıdır.” “Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine destek vermelidir” Yerel seçimler öncesi 6360 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerinin tarım sektörüne yönelik sorumluluklarının arttığını, çiftçilerin belediyelerden beklentileri olduğunu dile getirdiklerine dikkat çeken Bayraktar, "Bugün tekrar ifade etmek istiyorum ki Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine her türlü desteğini yapmalıdır” diye konuştu. Bayraktar, çiftçilerin ana başlıklar halinde belediyelerden beklentileri ise şöyle sıraladı: "-Tarım arazileri ve mera alanları korunmalı, her ne gerekçeyle olursa olsun bu alanların imara açılmasına izin verilmemelidir. -Kırsalda genç nüfusu tutabilmek için sosyal alanlar artırılmalıdır. -Belediyeler ve Ziraat Odaları birlikte hareket etmelidir. -Pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına destek olmalıdır. -Girdi, tarım alet, fide, fidan vb. destelerini düzenli olarak vermelidir. -Kırsal Alanlara altyapı hizmetleri artırılmalıdır. - Belediyeler, DSİ ile birlikte hareket ederek tarımsal sulama kanallarının bakım ve temizliği konusunda destekte bulunmalıdır. -Tarımsal ürün işleme tesisleri kurulmalıdır. -Yenilenebilir Enerji kaynaklarının kurulmasına destek olmalıdır. -Kırsal Turizm ile kırsalda gelirin artırılması sağlanmalıdır.”