GENEL - 05 Ekim 2019 Cumartesi 15:13

Vali Bilmez, Van Postası Gazetesi yazarları ile bir araya geldi

A
A
A
Vali Bilmez, Van Postası Gazetesi yazarları ile bir araya geldi

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Postası Gazetesi köşe yazarlarının daveti üzerine, Van’ın konu ve sorunlarının müzakere edildiği toplantının konuğu oldu.

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Postası Gazetesi köşe yazarlarının daveti üzerine, Van’ın konu ve sorunlarının müzakere edildiği toplantının konuğu oldu.


Van Postası Gazetesi Köşe Yazarlarının Van gündemini müzakere etmek üzere yaptığı toplantının bu haftaki konuğu, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez oldu. Bu formatta Van’da ilk defa yapılan programda köşe yazarlarıyla bir araya gelen Vali Bilmez, bu toplantıların konu bazlı yapılmaya devam etmesinin, sorunların çözülmesine ve Van’ın gelişmesine katkı sağlayacağını söyledi. İskele Öğretmenevi VIP Toplantı Salonu’nda yapılan programa Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Gazeteci Ziya Türk, Prof. Dr. Menaf Turan, Prof. Dr. Esvet Akbaş, Yrd. Doç. Oruç Yunusoğlu, Dr. Zübeyde Doğruöz Kul, İrfan Gülaçar,Mahmut Gedik, Veysel Dinçer, Doğan Öztürk, Yunus Tuğrul, Nergiz Gönül Kayman, Ayşe Şahinoğlu, Emine Bişeng Sabırlı ve Ayfer Gözütok katıldı.


Programda gündeme getirilen konular hakkında görüşlerini dile getiren ve sorulan soruları cevaplayan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, şunları söyledi;



“Artık kadın erkek herkes, her zaman çalışmalı”


vali Bilmez, “Van’ın daha iyi noktalara gelebilmesi için herkesin ve her kesimin birlikte çalışması gerekiyor. Hayat artık eskisi gibi değil. Eskiden 3 ay çalışıp 9 ay geçiniyorduk ama şimdi öyle değil, her ay çalışmamız gerekiyor. Evin erkeği ve kadını herkes çalışıyor, çalışmalı da. Artık keskin rol ayrımları da kalmadı, eskiden babalar çocuklarını okula bırakırdı, şimdi ise anneler daha çok bırakıyor.”



“Öğrencileri hayata hazırlayalım”


vali Bilmez, “Öğrencilerimizin yüzde 10’nunu bilme ve temel bilgilere yönlendirelim, geri kalanları ise hayata hazırlayalım. Biz vasat öğrencimizi hayata hazırlamak yerine, onu da en başarılı öğrencimizle birlikte aynı tornadan geçirmeye çalışıyoruz. Bu kentin sadece yüzde 10’u sınavlara hazırlanıp yarışa girmeliyken, öğrencilerimizin yüzde 80’i sınavlara hazırlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı ile İl Halk Kütüphanesi’ne gittik. Öğrencilere, “enstrüman çalan var mı, bir spor dalıyla ilgilenen var mı?” diye sordu. Aldığımız cevap olumsuzdu, çünkü hepsi sınava hazırlanıyordu. Bize hayata hazırlanan öğrenci lazım, 100 sorudan 95’ini çözen öğrenci lazım değil. Tüm öğrenciler 100 sorudan 95’ini zaten çözemez, bu fıtrata da aykırı. Çözemeyenleri de hayata hazırlamak aileler ile birlikte hepimizin görevi.”



“Çocuğumuzu ağa gibi yetiştirmek ona haksızlıktır”


Vali Bilmez, “Bugün velimize “senin çocuğun üniversiteye gitmeye değil, tornacı, mermerci, tamirci, sanatkar, esnaf, usta olmaya uygun. Bu tür çalışmalar yapabilecek durumda, hayata hazırlayalım” dediğimizde, Veli bize “sen çocuğuma geri zekâlı muamelesi mi yaptın" diyor. Sonra da torpille çocuğumuzu en başarılı sınıfa almaya çalışıyoruz. Kültürümüzde nasıl herkes ağaysa, biz de çocuğumuzu ağa gibi yetiştirmeye çalışıyoruz. Fakir olsak bile zengin durmaya çalışıyoruz. Ağzımızdan kan akarken kızılcık şerbeti içtik demeyi tercih eden bir kültüre sahibiz. Muradiye’de 20 yıl önce kaymakamlık yaptım. Bir gün duydum ki Dağören okulu öğretmeni bir haftadır yok. Köye döndüğü gün okula gittik, “hocam bir haftadır sen yoksun, neden?” diye sordum. Hoca sessiz, saç sakal bir birine karışmış, 5-10 köylü de toplandı. Köylü okulda olmayan öğretmen için yemin ediyor, “Vallahi de billahi de bizim öğretmen buradaydı” diye. “Vallahi çobanlarınız bir gün koyunlarınızı terk etse, en kibarınız onu kovar, döver ve küfreder. Bu öğretmen bir haftadır yok, çocuklar okula bir haftadır gitmiyor. Öğretmen zarar görmesin diye, onun yerine yemin ediyorsunuz, ne olursunuz çocuklarınızı koyunlarınız kadar sevin” dedim. Bu yılda bütün ilçelerimizi gezdim, her yerde sordum “öğretmenle ilgili her hangi bir şikâyetiniz var mı?” Yok. “Sizin bir sıkıntınız var mı?” O da yok. “Okul servisinden bir şikâyetiniz var mı” Yok. “Servis sıcak mı, soğuk mu, geç mi geliyor vaktinde mi geliyor?” hiç bir sıkıntı yok. “Aile hekiminiz var mı?” diyorum “var” diyorlar, “ismi ne” diye soruyorum? “Bilmiyorum” diyorlar, “köye geliyor mu” diyorum? “Görmedik” diyorlar, “bir şikâyetiniz var mı?” diyorum, “Yok” diyorlar. İlgi bu olunca, bizim de yapabileceğimiz bir şey yok. Söylemelerini beklediğim şey ise, “Allah razı olsun okul servisimiz zamanında geliyor, sıcak ve iyidir. Öğretmenimiz çok ilgilidir veya değildir.” Ama asla ne iyi ne de kötü bir şey yok. Öğrenci taşıma ihalesi, okulların kömür ihalesi ve öğrencilerin yemek ihalesiyle ilgili konular ise tüm ilçenin ve kahvelerin gündeminde. Ama hiç kimse “servis veya okul sıcak mı, soğuk mu, öğretmen iyi mi, kötü mü?” demiyor. Bu sadece Van’ın değil doğunun kaderi. Koyunlarımıza duyduğumuz ilgi kadar çocuklarımıza ilgi duymadıkça sorunlarımız çözemeyiz.”



“Zeki öğrencileri ve bilim adamlarını ülkemize getirmeliyiz


Vali Bilmez, “Milli Eğitim Bakanımızla konuştuğumuzda, “Osmanlıyı, Osmanlı yapan şey, devşirme kültürüydü, bugün biz yapamıyoruz, bugün batı yapıyor. Bakanım batı nasıl yapıyor?” dedim. “En zeki öğrencileri alıp götürüyor al sana devşirme” dedi. Dünyanın en iyi bilim insanlarını alıp kendi ARGE’lerinde çalıştırıyor, bu şekilde devşirme oluyor. Biz Suriye’den, Azerbaycan’dan, İran’dan, zeki bilim adamlarını buraya getirmemiz lazımken, bizim kendi çocuklarımız yurt dışına gidiyor. Bir dönem FETÖ Anadolu’da ki en zeki çocukları aldı, hem aile ile bağını kopardı hem de okuttu. Bunların çoğu okulu bitirdikten sonra batıya götürüldü. Bizim ne yapıp edip Osmanlı döneminde etkin bir şekilde uygulanan, devşirme kültürünü tekrar geri getirmemiz ve yurtdışından ülkemize beyin göçünü başlatmamız lazım.”



“İlkeli insan yetiştirmeliyiz”


Vali Bilmez, “İlkeli insan yetiştirmekte problemimiz var. Bu bölgede tarih boyunca yaşanan bir realite var. İnsanları duruma göre davranmaya iten, aile içinde, mahallede dayatmalar var. Duruma göre pozisyon aldığınızda maalesef makbul oluyorsunuz. En büyük sıkıntımız ilkeli olamamak. Biz bu sıkıntıları aşamadığımız müddetçe, iktidara Ali veya Mehmet gelmiş çok şey değişmez. Dileğimiz toplumun değişmesi, biz kendimizi ve toplumu değiştirmeden devleti düzeltmeye ve değiştirmeye çalışıyoruz. Biz kendimiz iyi olmadan, “iyi bir belediye başkanı seçelim, iyi bir vali getirelim, sorunlar çözülsün” diyoruz. Oysa öyle bir dünya yok. “



“İranlıların Van’a gelmesine engel olmak isteyenler var”


vali Bilmez, “Van şuan iyi duruma ve cıvıl cıvıl hale getiren İranlılar. Zengin İranlılar özel araçlar ile Van’a geliyor. Burada konaklıyor, alışveriş yapıyor, şehir içi seyahatte Van’ın taksilerini kullanıyor. Sadece gelip giderken özel araçları ile seyahat ediyorlar. Kanaat önderi olarak bilinen bazı kişiler ise bilerek veya bilmeyerek, zengin İranlıların Van’a gelmesine engel olacak adımlar atıyor. Erzurum ve Trabzon gibi şehirler İranlıları şehirlerine çekmek için ücretsiz seferler düzenlerken, biz ise İranlıların Van’a gelmesine engel olacak adımları atarsak olmaz. Van’a gelen İranlının azalması demek, esnafın ticaretine, çalışanların işine engel olmak demektir. Bu konularda bireysel düşünmek yerine, büyük fotoğraftan bakıp tüm Van’ı düşünerek, sorumlu hareket etmek büyük önem taşıyor. Bu açıdan herkesi dikkatli ve daha sorumlu davranmaya davet ediyorum.”



“Van’ın kutuplaşmaya değil, birleştirici rol modellerine ihtiyacı var”


Vali Bilmez, Van’ın kutuplaşmadan hızlı bir şekilde kurtulması lazım. Kutuplaşmayı bize halk değil, aydın dediğimiz kesimler aşıladı. Vekiller kavga ederken, başkanlar kavga ederken, toplumun vitrini olanlar kavga ederken, çocuklara ve gençlere şunu yapma dememiz çok zor. Bu kentin aydını dediğimiz, eşrafı dediğimiz, kanaat önderi dediğimiz kişilerin daha birleştirici olması gerekiyor. Van’ın kutuplaştırmayan, birleştirici rol modellere, kirlenen zihinlerin arındırılmaya ihtiyacı var.”



“Toplumsal değişim kadınların elinde”


Kadınlar toplumda önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Vali Bilmez, “Kadın annedir, eştir, kardeştir. Okul aile birliğinde bayanın sayısı arttığında, erkeğin sayısı azalıyor. Allah kadınların sayısını bu anlamda arttırsın ve erkeklerin sayısını da azaltsın. Van Muradiye Açıkyol Mahallesi’nde bir kadın merkezi kurmuştum. Çeşitli kesimlerin desteği ile sayımız arttı 700 kişilik bir gurup oldu. Ben o kursa gelen kızlara, “Bu kursa geldiğiniz için eğitiminizin önü açık, babanızın ve abinizin sizin bu kursa gelmenize karşı çıkmaması için, daha önce evi bir defa süpürüyorsanız iki defa süpürün. Babanızın gömleğinin haftada bir ütülüyorsanız, her gün ütüleyin ki, babanız sizdeki değişimi olumlu görsün, olumsuz görürlerse yolunuzu keser” diyordum. Bir gün bir kızımız ağlaya ağlaya kadın yaşam merkezine kadar gelmiş, içeri girince de daha şiddetli ağlamaya devam etmiş. Babası da birkaç dakika sonra peşinden gelmiş. Yönetimle “Allah belanızı versin, kızımı yoldan çıkardınız” diye kavga ediyor. Sebebi ise, dokuz yaşındaki kardeşi okuldan geliyor ablası yemeğini hazırlıyor, suyunu falan bırakıyor, odasına çekilip açık öğretim sınavlarına hazırlanıyor. Kardeşi sesleniyor “abla su” diye, kızımız da “su önünde bardak önünde onu da kendin koy” deyince, baba “sen o kursa gittin dilin uzadı” diye, küçük çocuğa sopa veriyor ve ablasına vurmaya başlıyor. Babası 19 yaşındaki ablayı, 9 yaşındaki kardeşine dövdürtüyor. Öğretmenlerden de cesaret alan kız bir yandan ağlıyor diğer taraftan da arkasından gelen babasına konuşuyor, “Baba ne dedin de yapmadım, bende senin evladın değimliyim, sen beni dokuz yaşındaki çocuğa nasıl dövdürürsün?” diyerek kız ağlamaya devam ediyor, bir süre sonra baba da ağlamaya başlıyor ve bir birlerine sarılıyorlar. O zaman açık öğretim lise sınavları sadece il merkezinde yapılıyor. Biz de minibüs tutuyoruz, kumanyaları hazırlıyoruz, kızları sınava gönderiyoruz. O baba koşa koşa gelmiş ve “ne olur minibüsü bekletin kızım gelecek” diye. O kızın gözyaşları babayı bile yola getirdi. Olumsuzluklarımız var, onları sabırla aşacağız. Toplumu düzelten kadındır, toplumsal değişimi kadınlar sağlayabilir, yuvayı kuran kadındır, aileyi yapan kadındır, evi toparlayan, düzenleyen kadındır” dedi.



“Seçimle gelmedim, politik bir yanım yok”


Geçtiğimiz günlerde S.B.Ü. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ve kavşak yapımını incelemek üzere bir ziyaretimiz oldu. Yanıma bir bayan yaklaştı, “randevu almaya çalışıyorum ama alamıyorum” dedi. “Buyurun konu iş değilse başım gözüm üstüne” dedim. Çocuğuyla ilgili konuştu, mesele yine işe bağlandı. Bende “abla benim işe alma durumum yok” dedim. Abla bana "oyum haram olsun" dedi. Bende “abla sen bana oy vermedin, senin oy verdiğin parti kaybetti, o kazanmadı, ben o değilim” dedim. Van Büyükşehir Belediyesi’ni herhangi bir siyasi parti adına değil, devlet adına yönetiyorum. Çünkü bana bu görevi sandıkta seçmen değil, devlet verdi. O nedenle politik bir yanım yok, devlet adına Van’a ve Vanlıya hizmet ediyorum.”



“Van’ın sokak ve caddeleri temizleniyor”


Van Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz, kaldırım, yol ve parklarla ilgili seyyar denetimlerimiz sürüyor. Biz hem büyükşehiriz hem de turizm kentiyiz. Sokaklarımızı insanlarımızın gezebileceği hale getirmemiz lazım. Kentin sanayisi yok, petrolü yok, şuan ekonomimizi en çok canlı kılan ise turizmdir. Biz kentin daha temiz olması ve gezilebilmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımıza kararlı ve başarılı bir şekilde de devam edeceğiz. Van’da semavercilerle mücadele ederken her kesimden ciddi destek aldık. Çalışmalarımız Ramazan ayında başladı. İlk başta karşı çıkanlar oldu, “bu HDP’li karışmayın etmeyin” diyen oldu ve bu da aşıldı. Adam “tamam ben HDP’ye oy verdim ama bunu doğru bulmuyorum” dedi. Bu konuda kamuoyundan destek bekliyoruz, amacımız esnafa, milletimize ceza kesmek değil. Anlayışlı bir şekilde kentimizi daha temiz ve daha düzenli tutalım. Toplumsal bir hassasiyetin oluşması lazım ki, yetkilileri de harekete geçirsin.”



“Henüz belirlenen bir stat yeri yok”


Herkesin bu kentte yeni bir stattan söz ettiğini anımsatan Vali Bilmez, “Belediyede ve Van Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde bu stat nerede olmalıdır, nerede yapılmalıdır, bununla ilgili hiçbir bilimsel çalışma yok. Kente sorarsan, sanki yarın stat yapılacak. Biri diyor “hastanenin karşısında”, biri diyor “hastanenin yanında”, bu şekilde olmaz. Kentin 50 yıl sonrası planlanır ve bunun çalışması yapılır. Van’da gördüm ki bir şeylerin hayali yeni yeni kurulurken, kent onu satın alıyor. Bazen öyle şeyler duyuyorum ki, ben bile şaşırıyorum” dedi.


“Van’ın birçok sorununun çözümü çevre yoluna bağlı”


Şuan Van’da çözülmesi gereken en önemli şeyin çevre yolu olduğunun altını çizen Vali Bilmez, “İlçe terminali olması gereken yer şu an Van otogarı görevini görüyor. Çevre yolu konusu çözülmedikçe bunu da masaya yatıramıyorsun. Sebze hali projesi yapılmış durumda, ama onu da yapabilmem için çevre yolu gerekli” dedi.



"Van Gölü’nün HDP’lisi Ak Parti’lisi olmaz”


Vali Bilmez, “Şuan bu kentin atığının yüzde 75’i Van Gölü’ne akıyor, Dolayısıyla Van gölü ölüyor. HDP döneminde, biyolojik arıtma tesisi inşaatının kredi konusu sıkıntı oldu, ben aradım, “Van Gölü’nün HDP’lisi AK Partilisi yok. Bu HDP olsa ne olur? Bunun kredisini verin” dedim. “Van Gölü’nü temizleyelim” diyorlar, ne temizlemesi, Van gölünü biz kirletiyoruz, önce kirletmeye son verirsin, sonra temizlemeye başlarsın. Geçtiğimiz günlerde onay çıktı, müteahhit ile görüştük, inşallah tez elden katı atık bertaraf tesisinin bitmesi lazım. Herkesin bu konuda bizi sıkıştırması lazım. Her toplantımızda hangi aşamada olduğu sorulması lazım. Katı atık ve biyolojik arıtma tesislerinin yapılacağı güne kadar dünyayı bize dar etmelisiniz.”



“300 tekne yağını Van Gölü’ne boşaltıyor”


Van’da 300 teknenin olduğunu ifade eden Vali Bilmez, “Hepsinin yağı Van Gölü’ne boşalıyor. Bugüne kadar binlerce litre yağ Van Gölü’ne boşaltıldığı ve kentte kimse bunun farkında dahi değil. Belediye de, aktivistler de farkında değil. Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Belediye Başkanı’na “ne olur sizden para istemiyorum, biri gelsin, bu yağ nedir, nasıl toplanır bize öğretsin” dedim.


Van Gölü için kimse ne yağla ilgilenmiş, ne katı atık tesisi ile ilgilenmiş. Herkes sinek ilacı ile uğraşmış, çünkü ilaç alımı ile oluşan bir rant var. Van Gölü’nü koruma kanunu çıkmadan da korumamız ve sahip çıkmamız gerekiyor. Biyolojik arıtma tesisimiz tamamlandığında, katı atık tesisimiz yapıldığında, tekneler yağlarını göle boşaltmadığında gölü kirletmemiş oluruz” şeklinde sözlerini tamamladı.


Tüm katılımcılara özel ilgi gösteren ve tek tek sohbet eden Van Valisi Mehmet Emin Bilmez’in, samimi bir havada gerçekleşmesini sağladığı program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Turizm haftasında Çamlık gezisi Turizm haftası etkinlikleri kapsamında Yozgat Valiliği önünde toplanan ATV ve Motosikletli vatandaşlar, Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan ile birlikte Türkiye’nin ilk Milli Parkı Çamlık’a gezi düzenlediler. Türkiye’nin ilk milli parkı Yozgat çamlığı, havaların ısınmasıyla birlikte doğaseverlerin önemli durak yerlerinden biri olurken, son 10 günlük dönem içerisinde 3 bin 170 araç ve 16 bin 300 kişi ziyaret etti. Yozgat Valiliği, Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında organize ettiği farkındalık etkinliğine doğaseverler, motosiklet ve ATV tutkunları ilgi gösterdi. Yozgat Valiliği turizm haftasını da dikkate alarak, doğaseverlere yönelik Türkiye’nin ilk Milli Parkı olan Çamlık’ta etkinlik düzenledi. Valilik binası önünde toplanan doğaseverler, motosiklet ve ATV tutkunları, Lise Caddesi’nden geçerek milli park çamlığa çıkıp tur atarak farkındalık oluşturmaya çalıştılar. Yozgat Valiliği tarafından düzenlenen etkinliğe Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, İl Emniyet Müdürü Recep Tecimer, İl Jandarma Komutanı Albay Nejdet Özcan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Çiftçi de katıldı. Etkinlikte konuşan Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, ilin her bölgesini turizme açmak için çalıştıklarını söyledi. Doğaseverlerle, motorcu arkadaşlarla, ATV tutkunlarıyla Çamlık Milli Parkı’mızda bir tur düzenlediklerini dile getiren Özkan, Yozgat Çamlık Milli Parkı’nın Türkiye’nin ilk milli parkı olma özelliğinin yanı sıra Yozgat’ın da ayrı bir değeri olduğuna dikkat çekti. Ormanlar içerisinde, ağaçlar içerisinde, güzellikler içerisinde turlarının tamamladıklarını anlatan Vali Özkan, ‘’İlimiz turizmde hizmet sunumunu geliştirmek, kaliteyi artırmak üzere Oran Kalkınma Ajansı’mız ve İl Kültür Müdürlüğümüz, Kültür Turizm Müdürlüğümüz bünyesinde de otellerde eğitimlerimiz devam ediyor. Yozgat’ı bir tarım, hayvancılık, sanayi kenti olmasının ötesinde bir de turizm kenti haline dönüştürmek, bu vesileyle de Kazankaya Kanyonu’nda Orman Genel Müdürlüğümüz, İl Özel İdaremiz ve Oran Kalkınma Ajansımızla birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Akdağmadeni Belediyesiyle beraber, onların güzel bir projeleri var ki; bizler de katılıyoruz o projenin içerisine, oraları da hayata geçirip, kuzey kısmında bir doğa ve gezi turizmi hattı rotası oluşturmak istiyoruz. Bu istikamette de gerek Çamlığımızda, gerek Spor Vadisinde gerekse şehir merkezinde ve diğer ilçelerimizde bir tarih, kültür turizmi rotası oluşturmak istiyoruz. Buna benzer çalışmalarımız da devam ediyor” dedi.