GENEL - 13 Eylül 2019 Cuma 16:18

Van SDİ’den Diyarbakırlı annelere destek

A
A
A
Van SDİ’den Diyarbakırlı annelere destek

Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (Van SDİ) üyeleri, Diyarbakır’da annelerin HDP İl Başkanlığı önündeki eylemine destek verdi.

Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (Van SDİ) üyeleri, Diyarbakır’da annelerin HDP İl Başkanlığı önündeki eylemine destek verdi.


Van’da 54 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Van SDİ üyeleri, Verenel Derneği Van Şubesinde bir araya geldi. Burada “Annelerin çığlığına suskun kalmayalım” başlıklı basın açıklamasını SDİ İcra Kurulu Üyesi Cevdet Arvas okudu. Diyarbakır’da Hacire Akar’ın oğlu için gösterdiği mücadelenin benzer acıyı yaşayan diğer annelere de örnek olduğunu ifade eden Arvas, “Bildiğiniz üzere Diyarbakır’da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu için 22 Ağustos’ta sorumlu olarak gördüğü ve HDP’nin aracı olduğunu iddia ederek partinin il binası önünde oturma eylemi başlatmıştı. Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos’ta oğluna kavuşmuştu. Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan, yüreği evladına duyduğu özlemle yanan diğer annelere de örnek oldu. Bugün itibariyle çocuklarını geri isteyen aile sayısı 24’e yükselmiş durumda ve bu dalga artarak devam edecektir. Bizler Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi olarak annelerin acısını anlıyor ve bu annelerin acısına ortak oluyoruz. Annelerin bu acısı hiçbir siyasi hesaba karıştırılmaksızın desteklenmeli, sahip çıkılmalı” dedi.


Annelerin göstermiş olduğu direnişin terörün bölgede oluşturduğu karanlığı bitirmesi için bir meşale olmasını temenni eden Arvas, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Kadim geçmişi ve kültürü olan bu topraklarda imtihanımızı zorlaştırmamalı tersine kolaylaştırmalıyız. Bu anlamda analar ağlamamalıdır. Sorunlarımızı, beklentilerimizi meşru zeminlerde aramanın dışında bir seçeneğe sahip değiliz. Siz çocuklarınızın sizden ayrılmasını ister misiniz? Bile bile evladınızın aynı yaşam koşullarına gitmesine, ölüme yürümesine göz yumar mısınız? Hangi çocuk; anne ve babasının izni ve kabulü ile dağa çıkabilir, henüz 13-14 yaşındaki hangi çocuğa anne ve babası dağa çıksın diye izin verir. Bu çocukları Emperyalistlere kurban vermekten artık vazgeçin. Silahların gölgesindeki durum her kesime zarar vermektedir. Tüm bu acıları dindirmenin ve bölgenin sorunlarının çözülmesinin yolu başta PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi ve çözümler için ortak zeminler oluşturulmasıdır.”


Arvas, dün Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde odun taşıyan köylüleri taşıyan minibüsün yoldan geçişi esnasında el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 7 köylünün şehit olmasına sebep olan terör örgütünü lanetledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İstanbul’da FETÖ’ye yönelik “Kıskaç-13” operasyonu: 13 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da FETÖ’ye yönelik düzenlenen “Kıskaç-13” operasyonunda 13 eski askeri öğrencinin gözaltına alındığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İstanbul’da FETÖ’ye yönelik eş zamanlı olarak gerçekleştirilen ’Kıskaç-13’ operasyonunda örgüt mensuplarının mülakat sınavlarında aday numaralarında kodlama yaparak askeri okullara yerleştirdiği tespit edilen 13 eski askeri öğrencinin yakalandığını belirtti. Bakan Yerlikaya paylaşımında, "FETÖ’cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin duası ve destekleriyle terör örgütleri ve onların iş birlikçilerinin nefeslerini keseceğiz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünce İstanbul’da FETÖ’ye yönelik 15 farklı adrese eş zamanlı olarak düzenlenen ’Kıskaç-13’ operasyonunda şüpheli eski askeri öğrencilerin örgütün askeri yapılanmasına yönelik ankesörlü hatlardan iletişim kurdukları, haklarındaki beyanlar ve askeri okullara girişte mülakat sınavlarında aday numaraları üzerinden kodlama yapılarak askeri okullara girişte öncelik sağlandığı tespit edildi. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle" dedi.
Zonguldak Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ilk çilek hasadı yapıldı. Tarladan pazara inen çileğin üretiminin az olması nedeniyle kilogramı 150 TL’den satılmaya başladı. Kdz. Ereğli ilçesinde demir-çelik fabrikasından emekli olan İsmet Koç eşi Ayşe Koç ile tarlasında bu yılın ilk çilek hasadını yaptı. Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeniyle az üretilen çileğin bu yıl da kuraklık nedeniyle veriminin düşük olduğunu anlatan İsmet Koç, Osmanlı Çileğinin de çok azaldığını söyledi. Koç, "2024 çilek sezonu Kdz. Ereğlimize hayırlı olsun. Bu gün ilk hasadımızı topladık gördüğünüz gibi. Burası Kışla Mahallesi İnallı Sokak. Bu çilek Osmanlı Çileğinin kardeşi alo çileği. Allah nasip ederse 15-20 gün içinde de Osmanlı Çileği çıkar. Geçtiğimiz sene havalar hep yağmurlu gitti, böcekler yedi. Bu senede havalar kurak gidiyor. Hava yağarsa çilek bollaşır" dedi. “Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz” Kendilerinin maddi olarak hiçbir ihtiyaçları olmadığı halde üretmeye devam ettiklerini ve insanlara örnek olmaya çalıştıklarını belirten Koç, “Benim maddi olarak bir şeye ihtiyacım yok. Kendim demir-çelik fabrikalarından emekliyim. İnsanları teşvik etmek için üretim yapıyoruz. Şu anda biber, patlıcan, domates dikme zamanı. İnsanlar diksin ki herkes kazansın. Devlet nereye kadar verecek. Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz. Sonra çıkıp ‘o pahalı, bu pahalı’ diye bağırıyoruz. Köyde kokuyor diye ineğe bakmazsın, elinde burada köpek gezdiriyorsun. Bu nasıl olacak? Tarlanız yoksa evde mantı yapın, makarna kesin, el işi yapın" dedi. “Asıl terapi tarlada çalışıp, üretmek” İsmet Koç’un eşi Ayşe Koç da 15 yaşından beri üretim yaptığını belirtti. Ayşe Koç, üreterek elde ettiği gelirlerle iki çocuğunu da üniversitede okutup iş ve meslek sahibi olmalarını sağladığını söyledi. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Ben bunu ihtiyacım olduğu için yapmıyorum. Eşim emekli, evim var, kira vermiyorum. Çocuklarımın ikisi de evli ve çalışıyorlar. Bu ürettiklerim sayesinde iki çocuğumu da okuttum, mühendis oldular, kendi işlerini ellerine aldılar. Evde akşama kadar televizyona bakıp bir şey öğrenmiyorum. Akşama kadar ‘O onu demiş, bu bunu demiş.’ Aslında bu bana bir terapi gibi geliyor. Geçenlerde bir düğüne gittim, ara verildi; 7’den 70’e herkesin elinde telefon. Kimse bir biriyle konuşmuyor, telefona bakıyorlar. Asıl terapi gerçekten bu. Ben bu çileği her sene ekiyorum. Gençler bunu her sene ekmez. Çünkü yağmur yağmadığında bu her sene kuruyor. Kuruduğu için Ekim aylarında biz bunu tekrar ekiyoruz. Kdz. Ereğli’de benim çocukluğumdan bu yana yetişen tek çilek Osmanlı Çileğiydi. Sonradan sepetler çabuk doluyor diye alo çileği ortaya çıktı. Osmanlı Çileği üretmeyi çok istiyorum. Fidesi kaç TL’de olsa alacağım ama kimse vermiyor yada bulamıyorum."