YEREL HABERLER - 17 Ocak 2012 Salı 20:08

ÇORUM TSO OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI

A
A
A
ÇORUM TSO OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI

Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Başaranhıncal, 2012 yılının hem Türkiye, hem de Çorum için sıkıntılı geçeceğini söyledi.
TSO Ocak ayı meclis toplantısı yapıldı. Toplantıda TSO Başkanı Başaranhıncal, 2011 yılının ekonomik açıdan değerlendirmesini yaparak, 2012 yılına ilişkin tahminlerini meclis üyeleri ile paylaştı. Orta Anadolu İhracatçılar Birliği ay sonunda hizmette Çorumlu sanayicilerin TSE Kalibrasyon hizmeti için Kayseri’ye gitmek zorunda kaldığını dile getiren Başaranhıncal, Çorumlu sanayicilerin Kayseri’ye gidişlerinin hem vakit, hem de zaman kaybına neden olduğunu belirterek, TSO olarak bu hafta kalibrasyon hizmeti
vermeye başladıklarını açıkladı. Kendilerinin aracı olarak hizmet verdiğini dile getiren Başaranhıncal, talep olduğunda kente bir laboratuar kurabileceklerini belirtti.
Şubat 2010 - Ağustos 2011 döneminde Türk lirasının dolar karşısında yüzde 25, Euro karşısında da yüzde 29 oranında değer kaybettiğini belirten Başaranhıncal, "Şubat 2011 ile 30 Aralık 2011 dönemleri arasındaki değer kaybı ise dolarda yüzde 16 civarındadır. Oldukça ilgi çekici olan bu performansı önde gelen 17 gelişmekte olan ekonomiyle karşılaştırdığımızda Türkiye’nin dolara karşı kurun değer kaybında açık ara önde geldiği gözlenmektedir. Bu dönemde Türkiye ile birlikte 5 ülkenin daha parası değer
kaybetmiştir. Ancak Türkiye’den sonra en fazla değer kaybeden Arjantin Pezosu’nun dahi değer kaybı yüzde 8’de kalmıştır. Geri kalan 12 gelişmekte olan ülkenin parası ise bu dönemde değer kazanmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye, döviz kurundaki hareketler açısından diğer gelişmekte olan ülkelerden keskin bir biçimde ayrışmıştır" dedi.
Türk ekonomisinin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Başaranhıncal, cari açığın 2011 yılında 5.1 milyar dolar daralma gösterdiğini belirterek, cari açığın 12 aylık bazda 78.6 milyar dolardan 77.8 milyar dolara gerilediğini belirtti. Bu gerilemenin Türkiye’yi cari açıkta G-20 ülkeleri arasındaki "en kötü" konumundan uzaklaştırmaya yetmediğine dikkat çeken Başaranhıncal, cari açığın en büyük etkenlerinden birisinin, dış ticaret açığı olduğuna işaret etti.
Merkez Bankası’nın 2011 yılında yüzde 8,3 düzeyinde enflasyon hedeflediğini ancak yılsonunda enflasyonun 10,45 oranında gerçekleştiğini hatırlatan Başaranhıncal, "2011 yılında merkez bankasının enflasyon hedefindeki sapması 2012 yılına daha da kuşku ile bakmamıza neden olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 2011 yılında iyi bir büyüme performansı sergilediğini anlatan Başaranhıncal, "Türkiye, ilk 9 ayın büyüme şampiyonudur. 2011’in ilk 3 çeyreğinde 2010’un ilk 3 çeyreğine göre Türkiye yüzde 9.6 büyümüştür. Küresel ekonominin büyüme motorları olarak tanımlanan Çin ve Hindistan ise Türkiye’nin ardından sıralanmıştır. Peki, nasıl oldu da Türkiye para politikasındaki sıkılaşmaya rağmen bu denli hızlı büyüyebildi? Büyüme rakamlarındaki dikkat çekici gelişmelerden biri de Türkiye ekonomisinin bütün
sektörlerinin büyümesidir. Büyüme rakamlarında iç talebin etkisinin büyük olduğu göz ardı edilemez. İç talebin artışının sonuçlarından birinin de cari açığa yansıması olduğu gerçeği, dikkate alındığında büyüme mi, cari açık mı ikilemi ile karşı karşıya kalmaktayız" diye konuştu.
Başaranhıncal, Çorum’da 2011 yılında mevduat ve kredi kullanım oranının Türkiye ortalamasına eşit olduğunu söyledi. 2011 yılı Kasım ayında Çorum’da protesto edilen senet sayısının 2010 yılı Kasım ayına göre yüzde 46, 2009 yılına göre yüzde 270 oranında azaldığını anlatan Başaranhıncal, "Protestolu senet tutarı 2011 yılının Kasım ayında 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 56, 2009 yılının aynı dönemine göre yüzde 87 azalmıştır. Türkiye genelinde ise 2011 yılının Kasım ayında protestolu senet sayısı 2010
yılına göre yüzde 32, 2009 yılına göre yüzde 74 oranında azalmıştır" açıklamasında bulundu.
Yapılan son araştırmalarda Çorum’un en huzurlu kentler arasında ilk 5 sıra içerisinde yer aldığını hatırlatan Başaranhıncal, konuşmasında şunları kaydetti:
"Güvenlik güçlerimizin hassas çalışmalarının yanı sıra bunun en önemli nedenlerinden biri, ilimizdeki özel sektör yatırımlarının sağlamış olduğu çalışma ortamı olup, bunun en büyük göstergesi ilimizdeki işsizlik oranının yüzde 5.6 ile Türkiye ortalamasının çok altında olmasıdır. 2009 ve 2010 yıllarında yaşanan dünyadaki finansal kriz kendini yatırım teşvik belgeleri sayılarında da göstermektedir. 2010 yılının son aylarından sonra yaşanan iyileşme hem ilimiz hem Türkiye’de ki yatırım teşvik belgelerindeki
artışta görmek mümkündür. Ancak hala ilimiz açısından belge adedine bakıldığında 2007 yılı sayısından uzak durumdayız. Bu da istihdam yatırım teşvik belgesine göre istihdamdan açısından 2007-2008 yıllarına ulaşamadığımızı söylemek mümkündür. Yeni teşvik sistemi önümüzdeki hafta sayın Başbakan’a sunulacak. 2011 yılında yeterince yararlanamadık. 2012 yılında teşvikten daha iyi bir şekilde yararlanmalıyız."
Resmi rakamlara göre Çorum’un 2011 yılında ihracatının 130 milyon dolar civarında olduğunu belirten Başaranhıncal, merkezi burada olmadığı halde Çorum’da üretim yapan tesislerin rakamları da göz önüne alındığında Çorum’un gerçek ihracat rakamının tahmini olarak 250 milyon dolar seviyesinde olduğunu söyledi.
Çorum’un dış ticaret hacminin 2011 yılında 220 milyon 373 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirten Başaranhıncal, "Bu rakamların tamamı özel sektörümüzün çabaları ile gerçekleştiği ortadadır. Hem ihracat rakamlarında hem de ihracat yapan firmalarımıza baktığımız zaman sayısal olarak sürekli bir artışın olduğu hiç şüphe götürmemektedir" dedi.
Başaranhıncal, 2023 hedefinde Çorum’un 700 milyon dolar ihracat yapmayı amaçladığını vurguladı.
Başaranhıncal Çorum’un Türkiye genelinde vergi tahsilatında 28. sırada yer aldığını söyledi. Çorum’un bu konuda ülke genelinde iyi bir durumda olduğunu belirten Başaranhıncal, "Aralık 2010 sonu itibariyle ilimizdeki 152 bin 201 adet vergi mükellefinden sağlanan kamu geliri toplamı 369 milyar 341 milyon 917,82 TL’dir. Aralık 2010 sonu itibariyle kamu gelirlerinin kamu giderlerini karşılama oranı ise yüzde 55,8 olarak gerçekleşmiştir. 81 il içerisinde tahsilat oranlarımızda 28. sırada yer almaktayız"
dedi.
Çetin Başaranhıncal, 2011 yılında yüzde 9 büyüyen Türkiye’nin, küresel ekonomideki sorunlar nedeniyle 2012 yılında yüzde 4 büyüme hedeflediğini belirterek "2012 yılındaki büyüme tahmini yüzde 4 olarak hedeflenmektedir. Avrupa Birliği bölgesinde ortalama yüzde 0,5 bir büyüme öngörüldüğü dikkate alındığında yüzde 4’lük büyüme için 2011 yılındaki ortalama yüzde 9’luk büyüme performansının üzerinde bir performans gösterilmesi gerektiği ortadadır. Çünkü AB bölgesinde 2012 yılı büyümenin yüzde 1,5 olarak
gerçekleşmesi beklenmektedir. Yüzde 4’lük büyüme hedefi için çalışmalarına başlanan sektörel ve bölgesel teşvik politikalarının ve kararlarının yeniden belirlenmesi oldukça önem arz etmektedir" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TFF’den Türk vatandaşlarına EURO 2024 öncesi Schengen uyarısı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Almanya’nın ev sahipliğinde 14 Haziran-14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip etmek isteyen Türk vatandaşları için Schengen vizesi gerektiğini açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Almanya’daki 10 şehrin ev sahipliğinde 14 Haziran - 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan ve A Milli Takımımızın da yer alacağı 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip edecek olan vatandaşlarımıza bu seyahat için geçerli bir Schengen vizesi gerekmektedir. Henüz geçerli bir Schengen vizesi bulunmayan vatandaşlarımızın, vize başvurularının zamanında onaylanabilmesi adına vakit kaybetmemeleri önemle rica olunur. Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından, Türk pasaportuyla seyahat edecek olan maç bileti sahibi vatandaşlarımız için başvuruların hızlandırılması doğrultusunda özel bir süreç oluşturulmuştur. Bu özel sürecin detayları aşağıdaki gibidir: Schengen vizesi başvuruları yalnızca Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na şahsen yapılabilir. Randevuların garanti altına alınması adına hem bilet numarası, hem de rezervasyon referans numarası gerekmektedir. Bu bilgilere UEFA Bilet Portalı’nda yer alan ’Sipariş Geçmişi’ sekmesinden ulaşmak mümkündür. Yaşanabilecek teknik problemler ve sorular için https://support.tickets-euro2024.uefa.com/hc/en-us adresinden destek alınabilecektir."
Ankara Mansur Yavaş’tan büyükelçi ve misyon şeflerine 23 Nisan resepsiyonu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. 65 ülkenin büyükelçisi ile misyon şeflerinin katıldığı davette konuşan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığını ve bu günün ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu belirterek, “Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ankara’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. Yavaş’ın ev sahipliğinde Mogan Park Konuk Evi’nde gerçekleştirilen 23 Nisan resepsiyonuna Ankara Valisi Vasip Şahin, büyükelçiler ile yabancı misyon temsilcileri, Ankara ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın anlam ve önemine değinerek başlayan Yavaş, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün. Bu anlamda dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. “Başarımızdaki en büyük rol yönetim anlayışımız” Türkiye’deki son yerel seçimlerden bahseden Yavaş, yüzde 60,4 gibi rekor bir oy oranı ile tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğini dile getirerek, “Bu başarıda hiç şüphesiz geçtiğimiz 5 yılda ortaya koyduğumuz adil, tarafsız, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, insan ve çevre odaklı yönetim anlayışımız önemli rol oynadı. Betona ve ranta değil, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan projelerimiz Ankara halkı tarafından kabul gördü. Bundan dolayı önümüzdeki dönem de aynı anlayışla halkımıza hizmete devam edeceğiz” diye konuştu. “Halkın refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” Ankara halkının refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarına artan bir azimle devam edeceğinin altını çizen Yavaş, “Akıllı şehir, yeşil dönüşüm, kırsal kalkınma, kent turizmi ve termal turizm gibi alanlarda söz verdiğimiz projeleri gerçekleştirmek için azimle çalışacağız. Tüm bu çalışmaları yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak sizlerle yakın işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Sizlerin de bir Ankara sakini olarak ülkelerinizdeki tecrübeleri bizimle paylaşmanızdan ve iş birliklerimizi artırmaktan büyük mutluluk duyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” diyerek iş birliği çağrısında bulundu. "Avrupa Birliği temel hedeflerimiz arasında" Avrupa Birliği’ne girişi önemsediklerini belirten Yavaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliği’ne giriş projesine büyük önem verdiklerini, bunun Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de dikkat çeken Yavaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin üye statüsü yerine ’dış ilişkiler’ çerçevesinde yer alması oldukça düşündürücüdür. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi’nde Türkiye’nin Kıbrıs çözümü çerçevesinde ele alınması da cesaret kırıcıdır. Ne yazık ki, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik adımları geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği’nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece Avrupa Birliği ve Türkiye’nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacak.” “Milletimiz ‘mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir” Yavaş, 18 Mart 2016’da gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’nde alınan kararlarla ilgili de şunlara değindi: “Türkiye’nin üzerindeki sığınmacı yükünü iyice artırdı ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtı. Türkiye artık sadece göçmenler için bir geçiş ülkesi olmaktan çıkıp, bir kalış ülkesi haline gelmiştir. Bunun oluşturduğu toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmalar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz ’bir mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum.” “Filistin halkının yanındayım” Atatürk’ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesinin her zaman yol gösterici olduğunu söyleyen Yavaş, çocuk ve sivillere yapılan saldırılarda Filistin halkının yanında olduğunu belirterek, “21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmek, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamak sadece savaş değil, insanlık suçudur. Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze’de, Filistin ve İsrail’in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum” diye konuştu. "Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram tüm dünyayı etkilemektedir" Zor zamanlarda belediye başkanları olarak etkilenen bölgelere ve insanlara yardım sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram, sadece savaş bölgelerinde yaşayan insanları değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Ayrıca Ankara’da yaşayan herkesin seslerinin duyulduğu ve endişelerinin dikkate alındığı bir istişare ortamı oluşturmak için buradayız. Savaşların gölgesinde barışın değerini bir kez daha anlamamız ve içselleştirmemiz gerekmektedir. Barışı korumak ve barışın yeniden tesisini sağlamak, sadece ulusal bir görev değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluktur. Uluslararası toplumun bir parçası olarak Türkiye’nin barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları, dünya genelindeki barış çabalarını destekleyici bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bizler, belediye başkanları olarak bölgesel çatışmalara insani açıdan, barışçıl açıdan bakmaya devam edeceğiz.”
Bolu Orman yangınlarıyla mücadele için ormancılara İHA pilot eğitimi verildi Bolu’da orman personeline, orman yangınlarıyla mücadele için kullanılacak olan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi verildi. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde başta orman yangınlarıyla mücadele çerçevesinde kullanılacak olan, orman alanlarındaki dumanın, orman yangınlarında tehlike arz eden noktaların tespitini ve yayılış yönünü görme imkanı sunan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi orman personeline verildi. Orman suçları ile mücadele ve orman koruma çalışmalarında, kaçak hafriyat döken araçların veya şahısların koordinatını hassas şekilde veren, belirlenen hedefleri 8 kilometre yarı çapında takip edebilen ve en önemlisi termal kamerası ile gece net görüş sağlayan İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımına yönelik eğitim alan ormancılar, artık ormanlarda İHA’ları kullanacak. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları tarafından verilen eğitime Aladağ Orman İşletme Müdürü Ahmet Toklu ve Mengen Orman İşletme Müdürü Emre Koçak ile tüm işletme müdürlüklerinden işletme müdür yardımcıları ve işletme şefleri ile Bolu Orman Bölge Müdürlüğü teknik personeli katıldı. Özellikle maden ve izin saha kontrolleri, kaçak hafriyat dökümlerinin takibi, açma ve işgal suçlarının tespiti, kaçakçılık ile mücadelede gece korumaları, orman yangınları, kadastro çalışmaları, arama-kurtarma çalışmaları, ağaçlandırma çalışmaları, fidan sayımları, teras ve yol ölçümleri görüntüleme, tespit ve sayısallaştırma çalışmaları olmak üzere birçok konuda kullanım alanına sahip olan İHA ve entegre kamera sistemlerinin aktif olarak daha verimli kullanımına yönelik eğitimlere devam edileceği öğrenildi.