Hrant Dink’in öldürülüşünün 5. yılında İnsan Hakları Derneği (İHD), MAZLUMDER, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Diyarbakır Barosu, ortak bir açıklama yaparak, Hrant Dink’i öldürenlere verilen cezayı kınadı.
Ermeni yazar Hrant Dink, Diyarbakır’da İHD, MAZLUMDER, TİHV ve Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamayla anıldı. Anmada Hrant Dink’in katillerine verilen cezalara tepki vardı. Diyarbakır Barosu’nda yapılan açıklamayı Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar okudu. Aktar, Hrant Dink’in "Gelin önce birbirimizi anlayalım... Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim... Gelin önce birbirimizi yaşatalım" sözleriyle basın açıklamasına başladı. Aktar, "5 yıl önce bugün katlettiler sevgili Hrant’ı. Herkes
görmüştü cinayeti. Önceden bildirilmişti kendisine. O da bize yazmıştı gazetedeki köşesinde. Kral hep çıplaktı bizler için. Bu kez sadece çıplak değil, çıplağım diye bağırıyordu. Görmeyen zihniyet bu kez duymamıştı da" dedi. Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde çalıştığı gazetenin önünde suikaste uğradığını hatırlatan Aktar, "Katledilişinin 5. yıl dönümünde ’Bu cinayeti simit satan çocukların tek başlarına işlemediği bellidir. Ergenekon örgütünün Trabzon ayağının
işlediği karanlık bir cinayettir’ mütalaasına rağmen, içinde hiçbir devlet görevlisinin geçmediği, ikisi tutuklu 19 sanıklı davada, cinayetin arka planına dair hiçbir ilerleme sağlanmadan, istihbarat örgütlerinin, kamu kuruluşlarının bilgi paylaşmak istemediği dava kamu vicdanını tatmin etmeden, karara bağlandı. Beş yıl oldu, tetiği çekeni içeri attılar, ama tetiği çektirenlere dokunmadılar. ’Beni öldürecekler, güvercin ürkekliğinde yaşıyorum’ diyerek uyarmasına rağmen onu kimse korumadı. Katledilişinin
5. yıl dönümünde bu kez yargı yolu ile ikinci kez vurdular Hrant’ı" diye konuştu.
Cinayetin örgütlü ve planlı olduğunu öne süren Aktar, "Dink cinayetinin Malatya Zirve Yayınevi katliamı ve Trabzon’daki Rahip Santoro cinayeti olaylarıyla alakalı yönleri olmasına rağmen illiyet bağı kurulmasını sağlayacak delilleri araştırma inceleme gereği duymayan mahkeme, devleti koruma refleksiyle kamu vicdanına aykırı karar vermiştir. Başbakan Hrant Dink cinayetini aydınlatmak namus borcumuzdur demişti; buna Uludere’yi de eklersek hükümet borç batağındadır" şeklinde konuştu. Aktar şöyle devam etti:
"Mahkemenin kararı ’Biz bu karara imza atan zihniyeti biliyoruz. Bu anlayış ’benim devletim suç işlemez’, ’benim devletim insan öldürtmez’, ’benim devletim yurttaşlarını bombalamaz’ zihniyetinin dışa vurumudur. Bu anlayış ’bebekten katil yaratan karanlığı’ aydınlatmaya engel olan anlayıştır. Bu zihniyet farklı olanı ötekileştiren onu yurttaş görmeyen anlayıştır. Yaşanan tüm hukuksuzluklara rağmen Hrant Dink’i mücadelemizde yaşatacağız. Hukukun üstünlüğüne bağlı, insan haklarına saygılı bir Türkiye’yi
gelecek kuşaklara taşımak da bizim borcumuzdur."