GENEL - 26 Ocak 2012 Perşembe 16:37

`YARGI REFORMU`NA TEPKİLER

A
A
A
`YARGI REFORMU`NA TEPKİLER

Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek, Türkiye’de yargı alanında yapılan düzenlemelerin ihtiyaçlara cevap vermediğini, konunun muhataplarının görüşünün alınmamasının ise en büyük eksiklik olduğunu söyledi.
Yargı alanında yapılan düzenlemeleri İHA muhabirine değerlendiren Erbek, bugün yargı alanında değiştirilmesi ve yenilenmesi gereken birçok konu olduğunu ancak yapılan ’yargı reformu’nun beklentilere cevap vermediğini kaydetti. Erbek, her ne kadar pakette yenilikler ve bazı olumlu gelişmeler olmasına rağmen yargı sürecinin hızlanması ve ’adil yargılanma’ konusundaki beklentilerin karşılıksız kaldığını dile getirdi. Erbek, "Bu durumun nedeni; paket hazırlanırken Türkiye Barolar Birliği’nin, hukuk
fakülteleri ve akademisyenlerin görüş ve düşüncelerinin alınmamasıdır. Sadece Adalet Bakanlığı kadrolarınca yapılan bir çalışmanın, yasal metin haline getirilmesiyle yargı alanındaki sorunların çözülmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz" dedi.
"GİZLİLİK KARARININ 3 AY İLE SINIRLANDIRILMASI DAHİ UZUN BİR SÜRE"
Yapılan düzenlemelerle birlikte ’gizlilik kararı’nın 3 ay ile sınırlandırıldığını hatırlatan Erbek, söz konusu düzenlemenin geçmişe göre olumlu bir adım olarak görünmesine karşın 3 aylık sürenin dahi çok fazla olduğu görüşünü savundu. Erbek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanığın tutuklanmasına neden olan belge ve deliller dosyadayken o sanığın ya da vekilinin evrakları görememesi, delilleri inceleyememesi; hukuksuzluğun giderilmesi noktasındaki itirazların çoğu kez sonuçlanmamasına yol açıyor. Bunun yanında tutukluluğa karşı itirazın usulü, beraberinde haksızlıklara neden olduğu gibi çoğu kez de sonuç vermiyor."
Tutukluluğa itirazın bir üst makamdaki mahkemeye yapıldığını hatırlatan Erbek, "Oysa bizim toplumsal yapımız ve geleneklerimizi dikkate aldığınızda aynı ilde görev yapan hakimlerin, birbirlerinin vermiş olduğu kararlara duygusal yaklaştıklarını tespit ediyoruz. Bunun yerine aynı ilin dışındaki mahkemeler yoluyla itirazın incelenmesi gibi hususların tartışılması gerektiğini düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
"UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİ"
Aziz Erbek, bugün Türkiye’de yargı alanında yaşanan en önemli sorunlardan birinin de ’uzun tutukluluk süreleri’ olduğunu belirterek, kişinin hangi nedenlerden dolayı tutuklandığını dahi bilmeden yıllarca cezaevinde tutuklu kalmasının sadece o kişiyi değil, aynı zamanda başta kişinin ailesi olmak üzere kamuoyunu ve bütün bir ülkenin yurttaşlarını mağdur ettiğini söyledi. Bugün Türkiye’de tutuklamalarla ilgili olarak verilen yükümlerin yüzde 50’lik bir bölümünde ilgili mahkemenin ’beraat’ ya da hiçbir
tutuklamayı gerektirmeyecek yönde bir karar verdiğini kaydeden Erbek, "Böylesi bir olasılıkta dahil sanık ya da şüphelinin uzun süre tutuklu kalması kamu vicdanını incitiyor. Kamu vicdanının bu incitilmişliği de toplum olarak bizi, dünya kamuoyunda hak ettiğimiz yerden uzaklaştırıyor" diye konuştu.
"CEZAYA DÖNÜŞEN BİR TUTUKLULUK SÜRECİ ASLA KABUL EDİLEMEZ"
’Uzun tutukluluk süresi’nin Türkiye’de adeta bir cezaya dönüştüğünü söyleyen Erbek, cezaya dönüşen bir tutukluluk sürecinin kabul edilmesinin de asla mümkün olamayacağı gibi böylesi bir durumda yargılamanın hiçbir anlamının olmadığının altını çizdi. Burada asıl önemli olanın tutuklamadan yargılamanın yapılması olduğunu vurgulayan Erbek, özellikle ’yargıçlık makamı’nda oturan kişilerin tutuklama kararı verirken şüphelinin tutuklanmasını gerektirmeyecek hususları da irdelemesi tavsiyesinde bulundu.
Karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılmasına da karşı çıkan Erbek, bu konunun ilgili tüm taraflarca kapsamlıca ele alınıp, üzerinde tartışılması ve değişikliklerin de buna göre yapılması gerektiğini, alacaklıların da en az borçlular kadar anayasal hakları olduğunu söyledi. Erbek, Anayasa’daki ’eşitlik ilkesi’ de göz önüne alınıp hem alacaklının hem de borçlunun haklarını birlikte değerlendirecek düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
"ÇEK KANUNUNDAKİ DÜZENLEMELER SIĞ VE YETERSİZ KALDI"
Aziz Erbek, "Ceza kaldırılabilir. Karşılıksız çek nedeniyle hapis cezası olmayabilir. Ancak karşılıksız çeki düzenleyen açısından alacaklının haklarını koruyacak başkaca çözüm önerilerinin de dikkate alınması gerekiyor. Bu sadece Adalet Bakanlığı’ndaki görevlilerin bir çalışması olduğu için maalesef sığ ve yetersiz kalmıştır" dedi.
Hukuk fakültesi dışındaki fakültelerden mezun olanlarla ilgili konulan kotanın yüzde 20’ye yükseltilmesinin yanlış bir karar olduğunu savunan Erbek, bu durumun idari yargı açısından da çok ciddi sorun ve sıkıntıları beraberinde getireceği uyarısında bulundu. İnşaat mühendisi, mimar ya da ziraat mühendisinin kendi uzmanlık alanında çalışma yapmak için akademik eğitim aldığını ifade eden Erbek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Mühendislik ya da iktisadi ve idari bilimler fakülteleri hukukçu yetiştirmiyor. Bu fakültelerdeki öğrencilerin 4-5 yıllık eğitimleri boyunca almış oldukları hukuk dersleri, onların yargıç olması noktasında yeterli değil."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Bekçi ile boksör arasında ’ağızlıksız pitbull’ kavgası Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bekçi ile pitbull cinsi köpeği ağızlıksız çocuk parkında dolaştırdığını iddia ettiği boksör arasında kavga çıktı. Bekçi sağ elini ısıran köpeğe yerden aldığı sopayı savurdu. Bunun üzerine boksör eline geçirdiği o sopayla bekçi ve arkadaşının kafasına vurdu. Boksörün sopayla bekçiye vurduğu anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken, taraflar yaşananları anlattı. Olay, 5 Nisan Cumartesi günü saat 18.00 sıralarında Yenişehir Mahallesi Yılmaz Sokak’taki çocuk parkında meydana geldi. Pide almaya fırına giden bekçi M.B. (30) ile arkadaşı A.K. (33), pitbull cinsi köpeği parkta ağızlıksız gezdirdiğini iddia ettikleri boksör Ayhan Cinasoğlu’nu (57) uyardı. Bunun üzerine M.B., A.K. ile Cinasoğlu arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle yaşanan arbede esnasında pitbull cinsi köpek M.B’nin sağ elini ısırdı. A.K. ise yere düşen M.B.’yi giysisinden tutarak geri çekti. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunan M.B. arkadaşı A.K. ile birlikte, evine doğru yönelen Cinaslıoğlu’nun peşinden gitti. M.B.’nin yerden aldığı sopayı köpeğe doğru savurması sebebiyle ikili arasında kavga çıktı. Olayın akabinde Cinaslıoğlu eline geçirdiği o sopayla M.B. ile A.K’nin kafasına vurdu. Köpeğin de pençe darbesiyle M.B. sağ gözünün çevresinden de yaralandı. Polis ekiplerince gözaltına alınan Cinaslıoğlu karakola götürüldü. M.B. ve A.K., sağlık ekiplerince ilk müdahalesinin ardından ambulansla Kocaeli Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavilerinin ardından kafasına 2 dikiş atılan M.B. ve A.K, aldıkları darp raporuyla karakola giderek Cinaslıoğlu’ndan şikayetçi oldu. Cinaslıoğlu, ifadesinin alınması ve gerekli işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. O anlar kamerada Öte yandan, bir iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedilen görüntüde; boksörün elindeki sopa ve köpeğiyle parktan uzaklaştığı görülüyor. Peşinden gelen bekçi ve arkadaşına boksörün sopayla vurduğu anlar da saniye saniye kaydedildi. Konunun tarafları M.B. ve Ayhan Cinaslıoğlu, yaşananları anlattı. "Köpek beni sağ elimden ısırdı" Parkta çocukların bulunduğu gerekçesiyle pitbull cinsi köpeğin tehdit oluşturduğunu ifade eden M.B., “Çocuk parkının içerisinde bir şahıs ağızlıksız pitbull cinsi köpeğinin tasmasını saldı. Bizde, ’beyefendi köpeği tutar mısınız? hem pitbull cinsi köpekle çocuk parkında dolaşıyorsunuz yasak hem de ağızlıksız zarar verebilir. Çocukları da tehlikeye atıyorsunuz’ dedik. Küfür ederek karşılık verdi, köpeği tutması ve konuşma üslubunu düzeltmesi konusunda tekrardan uyardık. Küfürlere devam ederek köpeği üzerimize atlattı. Köpek beni sağ elimden ısırdı, yanımdaki arkadaşım beni köpekten kurtarmak için sırtımdan tutup geriye doğru çekti. Şahıs köpeğiyle üzerimize gelmeye devam ederken ben geri geri kaçtım ve 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradım. Şahıs köpeğiyle beraber olayın olduğu ters istikamete kaçmaya çalıştı. Sonradan öğrendim ki evi oradaymış. Evine doğru gitti. ’Bekle 112’yi aradım polis ve sağlık ekibi gelecek’ dememe rağmen kaçmaya devam etti. Bir anda geri döndü, köpeği bana doğru saldırtmaya çalıştı. Ben de yerde bulduğum sopayı köpeğe savurdum. Şahıs benin savurduğum sopayı yerden aldı. Benim ve arkadaşımın kafasına vurdu. Kafamda dikişler var. Küfürler ederek, köpeği de saldırttı. Köpek hem ısırdı hem de bana pençe attı. Kaşımın ve gözümün kenarından yaralandım. Şahıs akabinde evine kaçtı. Polis ekipleri şahsı gözaltına aldı. Beni de ambulansla hastaneye sevk etti. Oradan da gerekli şikayetler için avukatımla polis merkezine intikal ettik. Adli süreç devam ediyor fakat şahıs hali hazırda pitbull cinsi köpeğini ağızlıksız bir şekilde dolaştırıyor” diye konuştu. "Sopayı aldım ikisinin kafasına geçirdim" Olayın ardından evine kadar takip edildiğini ve tehditlere maruz kaldığını öne süren Ayhan Cinasoğlu, "O gün iftar zamanıydı, parkta kimse yoktu. Köpeğin tasması elimdeydi, su verirken yanıma 2 kişi geldi. Bana ’burada ne işin var’ dediler. Bana sert davrandılar ’sizinle muhatap olmak istemiyorum, yürüyün gidin işinize bakın’ dedim. İleri geri konuşmaya devam ettiler, 2 kişilerdi. Köpeğimin üstüne hamle yaptı, köpeğim de onun üzerine hamle yaptı. Fakat köpeğimin tasması elimdeydi. Bu sefer de ’köpek beni ısırdı’ dedi. ’Köpek sana dokunmadı bile, artistlik yapmayın’ dedim. Sopa aramaya gitti bende arkamı döndüm yürümeye başladım. Sopayla köpeğime vurmaya kalktı. Bende arkamı döndüm sopa sağ koluma denk geldi. Sopayı ellerinden aldım, hala daha köpeğime ve bana temas etmeye çalışıyordular. Kavga büyüdü bende sopayı aldım ikisinin kafasına geçirdim" dedi.
Gaziantep Bayramın coşkusu, Şehitkamil’in en ücra noktasına kadar taşındı Şehitkamil Belediyesi, kırsal mahallelerde yaşayan çocuklara yönelik 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri gerçekleştirdi. Etkinlikler, tüm kırsal mahallelerde yapılacak. Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu, Şehitkamil’in kırsal mahallelerinde de yaşatılıyor. Çocuklara özel olarak düzenlenen etkinlikler, renkli görüntülere sahne oldu. Sandalye kapmaca, top taşıma, çuval yarışı, halat çekme, yüz boyama, bubble show, sosis balon katlama, parmak boyama, pamuk şeker, popcorn, palyaço, animatör ve Elsa/Pamuk Prenses gibi aktivitelere katılan çocuklar, unutamayacakları bir gün yaşadılar. Şehitkamil Belediyesi tarafından 22 Nisan 2024 Pazartesi günü Acaroba, Durnalık, Cerit Yeniyapan, Akçaburç, Kızıkhamurkesen organize edilen programlar, 24 Nisan 2024 Çarşamba günü Dımışkılı, Sofalıcı, Karadede, Öğümsöğüt, Bedirkent, Dülük Mahallesinde düzenlenecek. 25 Nisan 2024 Perşembe günü ise Yamaçoba, Bayatlı, Suboğazı ve Kozluyazı Mahallesinde gerçekleştirilecek organizasyonlar, 26 Nisan 2024 Cuma günü Büyükpınar, Atalar, Güngürge, Karasakal Mahallesinde yapılacak. 29 Nisan 2024 Pazartesi günü İncesu, Erikli, Bilek, Batal, Yukarı Arıl Mahallesindeki etkinlikler, 30 Nisan 2024 Salı günü Aktoprak, Sam, Atabek, Göksüncük, Yalangoz Mahallesinde düzenlenecek. 2 Mayıs Perşembe günü Yeşilce, Ağaçlı (Boyno), Yığınlı, Altınova, Dündarlı, Karacaören, Karacaburç Mahallesindeki etkinliklerle program tamamlanacak.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın minik valisi Samray: "Ukrayna ve Filistin’de çocuklar bayramı kutlayamıyor" 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Vali Mükerrem Ünlüer koltuğunu ilkokul 3. sınıf öğrencisi Ali Altay Samray’a teslim etti. Minik Samray, savaştan etkilenen çocukları unutmadı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer’in koltuğuna Ayşe Gümüşer İlkokulu 3. sınıf öğrencisi Ali Altay Samray oturdu. Minik vali Samray dünyaya mesaj vererek, “Bu bayramı bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e en içten şekilde teşekkür ediyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramıdır. Ne olursa olsun, barış içerisinde yaşayıp eğitim almak tüm çocukların hakkıdır. Fakat savaş içerisinde olan Filistin ve Ukrayna çocukları savaştan dolayı bu bayramı kutlayamamaktadır. Keşke onlar da bizim gibi güzel bir şekilde bu bayramı kutlayabilseler. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklarımıza kutlu olsun” dedi. “Geleceğimiz çocuklardır” Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer ise, “Bugün yerlerimizi genç kardeşlerimize bıraktık, talimatlarını gördünüz biz de memnun olduk. Geleceğimiz bunlardır ve bütün yatırımlarımız bunlara yöneliktir. İnşallah Kahramanmaraş’ın çok daha güçlü, bütün afetlere karşı dirençli bir şehir yaparız. Hem öğrencilerimizin taleplerini yerine getiririz hem de vatandaşlarımızın. Her kesim ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Şehrimizi her alanda yaşanabilir ve dirençli bir hale getireceğiz. Herkes görecek ki, 6 Şubat’tan öncesine benzemeyen yepyeni bir Kahramanmaraş ortaya çıkacak ve bu şehirde mutlu bir şekilde hemşehrilerimiz yaşayacak. Genç valimize de hayatında başarılar diliyorum” diye konuştu.
Kayseri Bahar rahatsızlıklarına bitkisel çözümler Kayseri’de aktarlık yapan Muhammed Hanzala Altun, baharın gelmesiyle çıkan polenlerden kaynaklı meydana gelen rahatsızlıklar için bitkisel çözümler hakkında bilgiler vererek, “Bitkileri hem kaynatarak hem de tütsü olarak kullanabiliriz” dedi. Polenden kaynaklı rahatsızlıklarda papatya ve zencefilin biraz daha yoğun tüketilmesi gerektiğini söyleyen Muhammed Hanzala Altun, “Öncelikle baharın gelmesi ile ağaçlarda oluşan polenlerden dolayı insanlarda geniz akıntısı gibi rahatsızlıklar olmaya başladı. Bundan dolayı bizim insanlara tavsiyemiz papatya, zencefil gibi bitkilerin daha yoğun tüketilmesidir. Sadece baharı geçirecek kadar veya evde üzerlik tütsüsü yapılmasını tavsiye ediyoruz. Vatandaşlarımız papatya çayını kaynatarak kullanıyorlar. Kaynatılarak kullanılanlar bunu tütsü olarak da kullanabilirler. Buharını çekebilirler ama demleyip kullanıldığında da daha etkili oluyor. Burada da bitkinin ana özellikleri ölmemiş olur. Yine havaların ısınmasıyla beraber vücuttaki tüketim arttığı için, insanların vücutlarında bir yorgunluk oluyor. Bununla beraber de kabızlık, şişkinlik tarzı şeyler de oluyor. Eklem ağrıları bile oluşmaya başlar. Bunun için biz bol miktarda sıvı tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Kayısı hoşafını yazın da içilmesini tavsiye ediyoruz. Buradaki ana amaç bol miktarda sıvı tüketilmesidir. Şişkinlik için de yine bitkisel çaylar mevcut ama bol miktarda erik ve yine kayısı hoşafı soğuk olarak da tüketildiğinde faydası olan şeylerdir” Altun, göz yaşarması için kaynatılan bitkinin buharının da çekilmesinin faydalı olacağını söyleyerek, “Göz yaşarması da yine polen alerjisinden kaynaklı oluyor. Gözde polenlerden kaynaklı olan bir sıkıntıdır. Bunun için de yine üzerlik ve papatya kaynatılıp daha önceden eskilerin bizlere yapmış olduğu şeyler gibi üzerimizi bir havlu ile kapatıp onun buharını yüzümüze çekmemizin hem genzimize hem de gözümüze faydası olacaktır” ifadelerini kullandı.