GENEL - 17 Ocak 2012 Salı 13:26

BAKAN EKER`DEN `SÜT` AÇIKLAMASI

A
A
A
BAKAN EKER`DEN `SÜT` AÇIKLAMASI

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bir soru önergesine verdiği cevaptan alıntı yapılarak ’sütte kanser ve siroz tehlikesi’ başlıklı haber yapılmasına tepki göstererek, "Sayfalarca soru cevap var; bunun içerisinden ’bulunabiliyor’ kelimesini çıkarıp manşete taşıyıp, ’Sütte kanser paniği, alfatoksin paniği, kanserojen paniği’ diye bunu manşete taşımak inanın tek kelimeyle insafsızlıktır" dedi.
Bakan Eker, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı arasındaki ’Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Protokolü’ imza töreninde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Eker, sütte kanser ve siroza yol açan antibiyotik kalıntıları olduğuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, "Bu çok insafsızca bir şey. Bugün bir gazetece gördüm, çok üzüldüm. Gerçekten insafsızca bir şey. Çünkü antibiyotik kalıntısı; tabi hayvanlar hastalandığında tedavi ediliyor ve çok çok nadir durumlarda
içinde hala antibiyotik olan sütleri işlenebiliyor. Bu, binde bir bile değil. Yani bin tane örneğin içinde bir tane bile değil. Ama bu dünyanın hiçbir yerinde yüzde yüz mutlak sıfır değerine zaten sahip değil" dedi.
Kendisine yöneltilen bir soru önergesine verdiği yanıtta ’Zaman zaman rastlanabiliyor’ yanıtını verdiğini belirten Eker, "Ama bu ’piyasadaki sütler kanserojen, aflatoksin var’ falan bu şekilde verilmesi gerçekten Türkiye adına, Türk üreticisi adına, tüketici adına, gıda sanayi adına insafsızlık bu, yani doğru bir şey değil" dedi.
Geçen perşembe günü İstanbul’da gıda güvenliği ile ilgili 102 tane yönetmelik açıkladıklarını hatırlatan Eker, "İşte buralardaki olabilecek binde birlik ihtimali bile ortadan kaldırmaya dönük yeni bir sistem getiriyoruz. Nedir? Mesela aflatoksin hayvanlara yedirilen yemlerin bozuk olması halinde ortaya çıkabilecek bir durumdur. Biz şimdi yeni bir sistem getirdik; kişi kendi hayvanına şahsi yem üretse bile artık onu denetletiyoruz ve kaydını tutturuyoruz" dedi.
"VATANDAŞ ENDİŞE ETMESİN"
"Vatandaşlarımızın da bu konuda endişe etmelerini gerektirecek bir şey yok" diyen Bakan Eker, şöyle devam etti:
"Bir muhalefet milletvekilinin sorduğu soruya verdiğim cevapta, ’doğru denetimlerde bulunabiliyor’. Ama bunun oranı binde bir bile değil. Yani sayfalarca soru cevap var; bunun içerisinden ’bulunabiliyor’ kelimesini çıkarıp manşete taşıyıp, ’Sütte kanser paniği, alfatoksin paniği, kanserojen paniği’ diye bunu manşete taşımak inanın tek kelimeyle insafsızlıktır. Böyle bir şey yok, günah yani, bu millete yazık. İlle böyle dikkat çekeceğim dile de bu tür manşetler böyle verilmez. Bunun da sorumluluğunun
bulunması lazım. Eğer gerçekten dikkate alınması gereken miktarda bir şey varsa, biz zaten bunu kamuoyuyla da paylaşıyoruz. Hiçbir zaman bir şey saklamadık, hep şeffaf olduk. O binde birlik ihtimali bile ortadan kaldıracak düzenlemeleri de zaten getirdik, yeni bir sisteme geçti Türkiye. Endişe etmemizi gerektirecek bir şey yok. Yemler de kontrol altında olacak, sütler zaten denetleniyor."
"YANLIŞ YAPAN FİRMA TEŞHİR EDİLECEK"
Eker, hem cezaların artırıldığını hem de daha etkin bir denetim mekanizmasi getirildiğini belirterek, yanlışı olan firmaların teşhir edileceğini söyledi. Eker, ayrıca sütte antibiyotik kalıntısı çıkması durumunda firmaya 10 bin lira ceza verildiğini ve tespit edilen sütlerin de imha edildiğini kaydetti.
"HEDEF 600 DEKAR"
Öte yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ’Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Protokolü’nü imzaladı. Bakan Eker, önceki protokolle 430bin dekar alanın ağaçlandırıldığını belirterek, "Bu protokol yenileniyor ve hedefimiz 600 bin dekar alanın ağaçlandırılması" dedi.
Eker, özellikle düşük ot verimi bulunan ve kayıtta mera olarak geçen alanların ağaçlandırılması, erozyonla mücadele ve tabiatın dengesinin korunması, böcek ve kuşlar için yaşam alanı oluşturmasının da ağaçlandırma seferberliğinin hedefleri olduğunu anlattı.
Bakan Eroğlu ise, kayıtlarda mera olarak yazılı arazilerden mera olarak kullanılmayanların da ağaçlandırılması gerektiğini belirterek, Bakan Eker’e, ’Yani sizden arazi istiyoruz" dedi.
Eroğlu, ağaçlandırma seferberliğinde 2011 yılı sonuna kadar 1 milyon 927 bin hektar alanda ağaçlandırma ve bozuk orman ıslahı yaptıklarını söyledi. Eroğlu, "Hedefimiz bu yol sonunda 2.3 milyon hektardır. Ama bu gidişe göre, bu yılsonuna kadar 2 milyon 400 bin hektarı tamamlayacağız" dedi.
Eroğlu, Türkiye’nin dünyada ağaçlandırmada ilk üçe giren bir ülke halin geldiğini de belirterek, "Ormanlık alanlar dünyada azalırken bizde hem ormanlık alan hem odun serveti olarak artıyor" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun En ucuz protein kaynağı: “1 kilosuyla 3 kişi doyuyor” Kırmızı et ve tavuk etine göre oldukça uygun olan somon balığının 1 kiloluk etiyle 3 kişi rahatlıkla doyabiliyor. Kilosu 100 TL’den satılan somona vatandaşlar oldukça fazla ilgi gösteriyor. Kırmızı etin kilosunun 500 TL’ye dayandığı Samsun’da tavuk etinin kilosu da her geçen gün zamlanıyor. Vatandaşlar, bu Ramazanda ayında protein ihtiyacını ise hem lezzetli hem yağlı hem de protein kaynağı deniz somonundan yana kullanıyor. Vatandaşlar ve balıkçılar kilosu 100 TL’den satılan somonun 1 kiloluk etiyle 3 kişinin, 2 kiloluk somonun etiyle de 6-7 kişinin rahatlıkça doyduğunu ifade ettiler. “2 kilo somon aldım 3 kişi 2 öğünde bu balığı tüketeceğiz” 2 kiloya yakın somonla 3 kişinin karnının 2 öğün doyacağını dile getiren Mustafa Okutken, “Ben somonu tercih ediyorum. Somon çok lezzetli ve faydalı bir balık. Bunların yanı sıra somonun fiyatı da oldukça uygun. Bugün 2 kiloya yakın somon aldım. 3 kişi 2 seferde bu balığı tüketeceğiz. Somonun buğulaması, tavası çok güzel oluyor. Zorlasak 2 kiloyla 6-7 kişi doyarız. 2 kilo kırmızı et alsak pahalı gelir. Biz hem faydalı hem de ucuz olduğu için somonu tercih ediyoruz” dedi. “Kalabalık aileler için en uygunu balık” Balığın özellikle kalabalık aileler için en uygun yiyecek olduğunu vurgulayan Osman Bütüner, “Ramazan’da en fazla tükettiğimiz balık somon oluyor. 1 kilo balıkla 3-4 kişi doyuyoruz. Lezzeti güzel ve ayrıca kilosu da 100 TL. Kıyma veya kuşbaşı et salsak kilosu 500 TL’ye dayanıyor. Balık 50 TL’den 200 TL’ye kadar var. Kalabalık aileler için en uygun giden balık olduğu için tercih ediyoruz” diye konuştu. “1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor” Ramazan ayında somona olan ilginin arttığını belirten balık satıcısı Onurcan Köse ise “Sezonun bitmesine az bir süre kaldı. Vatandaşların yakında avlanması yasak olacak mezgit, istavrit, barbun ve hamsi gibi küçük balıklara ilgi göstermesi gerekiyor. İstavrit, mezgit kilo 50, barbun da kilo 100 TL’den gidiyor ama vatandaşın gözdesi somon balığı. Ramazan ayında doyurucu olması ve kılçıksız olmasından dolayı en çok somona rağbet gösteriliyor. Tezgaha gelen 100 kişiden 90’ı somon alıyor. 1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor. Çorba ve salata ile birlikte iftarı açıp, salata ile balığı tükettiğinde 3 kişi doyarak sofradan kalkabiliyor. Bunu da 100 TL’ye hallediyorlar. Şu anda memlekette en ucuz et kaynağı balık. Tavuk da kırmızı et de çok pahalı. Vatandaşlar bunu bildiğinden balığa, özellikle somona rağbet gösteriyor” şeklinde konuştu. Ayrıca Samsun’da çipura kilo 220 TL, levrek kilo 220 TL, tirsi kilo 100 TL ve hamsi de kilo 100 TL’den alıcı buluyor.
İstanbul ’’İşletmeler, hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ediyor’’ Online sipariş alan işletmeler hızlı teslimat konusunda yatırımlarını artırıyor. Bu konuda işletmelerin tercihi ise sektörün profesyonelleri oluyor. Restoran ve marketler online siparişlerin artması ile birlikte hızlı teslimat markalarına yöneldi. Hızlı teslimat markalarının restoran ve marketlerle yaptıkları iş birlikleri ve sektördeki gelişmelerle ilgili olarak Vigo’nun Satış Direktörü Fatih Yıldız açıklamalarda bulundu. Vigo Satış Direktörü Fatih Yıldız, hızlı teslimat sektörünün her geçen gün potansiyelini artırdığını, işletmeler için hızlı teslimat markaları ile iş birliği yapmanın ise artık bir gereklilik haline geldiğini belirtti. “Restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz” Hızlı teslimat markalarıyla iş birliği yapmanın restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz olduğunu anlatan Fatih Yıldız, sektörün her geçen gün büyüdüğünü ve Vigo’nun küçük, orta ve büyük tüm işletmelere uygun koşullar oluşturduğunu dile getirdi. Yıldız, işletmelerin hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ettiğini vurguladı. Yıldız, konu hakkında şöyle konuştu: “Hızlı teslimat evde ya da ofiste insanların en önemli konforu haline geldi. İstediğiniz zaman istediğiniz siparişi verebiliyorsunuz ve siparişiniz çok kısa sürede kapınızda oluyor. Bu imkan tabi ki insanların zamandan kazanmasını sağlıyor. Restoran ve marketler de artık bu durumun kendileri için önemli bir gelir kalemi olduğunun farkına vardı. Ancak tabi işin operasyonel ve mali boyutlarını düşündüklerinde ortaya büyük bir efor çıkıyor. Burada da Vigo olarak biz devreye giriyoruz. “5 bini aşkın kuryemizle 40 şehirde müşterilerimize hizmet veriyoruz” Şirketimiz bugün 5 bini aşkın kuryesiyle 40 şehirde müşterilerine hizmet sağlayan bir hızlı teslimat markası. Müşterilerimize sunduğumuz teknolojiyle onların canlı kurye takibini, sipariş takiplerini kolaylıkla yapmalarını, gün sonunda ve ay sonunda yapacakları hesaplamaları kolaylıkla yapabilmelerini sağlıyoruz. Bugün bir restoran kendi kurye operasyonunu yapmak istese; motosiklet almak zorunda, kuryenin maaşı, sigortası var sonra motorun bakımı, yakıtı derken birçok şeyle uğraşmak zorunda kalacak. Hatta motor arızalansa ya da kuryesi rahatsızlansa yerine birini bulmaya çalışacak ya da siparişlere dönemeyecek bu da yine maddi kayıplara sebep olacak. “Vigo ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar” Bir de işletmenin Vigo ile çalıştığını düşünelim. Bizden kaç kurye talebinde bulunduysa istediği saatlerde istediği sayıda kuryemiz hazır oluyor. Olası bir aksilikte kuryemizin yerine başka bir kurye arkadaşımız geliyor ve hiç eksilmeden operasyonlarını devam ettirebiliyorlar. Kuryenin alacağı ücreti, motosiklet masraflarını da düşünmüyorlar. Profesyonel hizmet almanın en güzel yanı da tam olarak bu. Bu yüzden şirketimiz ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar diyebilirim. “Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler ne yapmalı?” Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler kendilerine uygun şartlarda ve bütçede hizmet almak için Vigo’nun resmi web sayfasına girerek ‘Kurye ihtiyacım var’ seçeneği üzerinden bizlere başvuru yapabilirler. Satış ekibimiz hemen kendileriyle iletişime geçerek onlara destek olacaklar. Sonrasında şirketimizle ile çalışmanın rahatlığını yaşamak onlara kalıyor.”