YEREL HABERLER - 13 Ocak 2012 Cuma 14:26

KÜLTÜREL VE TARİHİ MİRAS ÇÜRÜMEYE TERK EDİLDİ

A
A
A
KÜLTÜREL VE TARİHİ MİRAS ÇÜRÜMEYE TERK EDİLDİ

Aydın’da aralarında 2. Murat’ı ders kitabı ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Hüsrev’in kaleme aldığı eserinde bulunduğu 30’a yakın paha biçilmez kültür ve tarih mirası su basmış bir depoda çürümeye terk edilmiş vaziyette bulundu.
Mesnevi’yi orijinal halinden okumak için Farsça öğrenen ve Arapça ile Osmanlıcaya çok iyi hakim olan Aydınlı avukat Hüseyin Avni Çavdaroğlu, Lozan Antlaşması’nın Türkçe metninin ardından önemli bir kültürel ve tarihi mirası daha ortaya çıkardı. Bir işyerinin su basmış deposunda çuvallar içerisinde çürümeye terk edilmiş eski kitaplar olduğunu öğrenen Çavdaroğlu, depodan çıkardığı ve büyük bir bölümü çürümeye yüz tutmuş eserlerin geçmişi ve kim tarafından yazıldıklarını ortaya çıkarmak için çalışmalara başladı.
Yüzlerce sayfalık 30 kitabın sayfalarını tek tek elektrikli ısıtıcılarla kurutan Çavdaroğlu, kitaplardan ancak 15’inin okunabilir halde kalması nedeniyle büyük bir üzüntü yaşadı. Aralarında 2. Murat’ı ders kitabı, İslam tıbbının en büyük isimlerinden Ebu Bekir Er-Zari ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Hüsrev’in kaleme aldığı eserlerin bulunduğu paha biçilmez kültür ve tarih mirası su basmış bir depoda çürümeye terk edilmesi karşısında büyük bir şok yaşayan Çavdaroğlu, 835-1800 tarihlerini yansıtan 30 eserin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
Çürümeye terk edilirken bulduğu kitapların 30 adet olduğunu ifade eden Hüseyin Avni Çavdaroğlu, kitapları Aydın’daki bir işyerinin deposunda olumsuz şartlar altına bulduğunu belirterek, “Kitaplar çuvallar içerisine doldurulmuş ve hatta kitapların bulunduğu depoyu su basmıştı. Kitapların sayfalarını birer birer elektrikli kurutucuyla kuruttum. Kitapların bir bölümünü kurtardım. Ancak yarı yarıya zarar görmüş kitapları tam olarak kurtarmak mümkün olmadı. Bu kitapları kurtaramamak beni çok üzdü” dedi.
Kitapların Aydın’da bir araya geliş öyküsü hakkında da bilgiler veren Çavdaroğlu, “Bir meraklı hemşerimiz bu kitapları hayatı boyunca toplamış ve mirasçılarına bırakmış. Ancak mirasçıları bu hazinenin değerini takdir edememiş. Bu nedenle çok olumsuz şartlarda saklamışlar. Sonrada bunları rast gele sağa sola dağıtmışlar. Bunların arasında 835’lerden başlamak üzere 1700-1800 ve 19. yüzyıl başlarına kadar gelen çeşitli tarihlerde yazılmış, telif edilmiş ve çeşitli konuları içeren kitaplar mevcut” diye konuştu.
Çürümekten son anda kurtardığı kitaplar arasında bulunan eserlerin en önemlilerini tanıtan Çavdaroğlu, “Bu kitaplardan birisi Ebu Bekir Er-Zari’nin ‘Muhtar-ı Sıhhah’ adlı kitabıdır. Ebu Bekir Er-Zari, İslam tıbbının en önde gelen şahsiyetlerinden birisidir. Dünyada klinik usulde tedaviyi uygulayan büyük bir tıp bilginidir. Aynı hastalığa yakalanmış insanları bir arada toplayarak tedavi etmeyi deneyen ilk kişidir. Rey şehrinde İbn-i Sina ile birlikte aynı hastanede çalışmışlar. Her iki isimde bir çoğu Avrupalı olmak üzere çok sayıda öğrenci yetiştirmişledir. Muhtar-ı Sıhhah, zamanında görülen hastalıklar ve hastalıkların tedavisinden bahsediyor. ‘Dürerü Gurer’ adlı kitap da Fatih Sultan Mehmet’in şehzadeliğinde hocalığını yapmış olan büyük İslam alimi Molla Hüsrev tarafından kaleme alınmıştır. Bu kitabın Molla Hüsrev’in kaleminden çıkan ilk nüshası halen İstanbul Lütfi Paşa Kütüphanesi’nde bulunuyor. Elimdeki bu nüshanın ilk nüsha haricindeki tek nüsha olduğunu zannediyorum” şeklinde konuştu.
Eserlerin en önemlilerinden biri olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahı 2. Murat’ın ders kitabını tanıtan Çavdaroğlu, şöyle konuştu: “Kitaplar arasında Çelebi Mehmet’in şehzadesi 2. Murat’ın hocası olan Ahmet Dai tarafından kaleme alınmış bir eser bulunuyor. Bu kitap 2. Murat’a kolayca Farsça öğretmen için kaleme alınmış. ‘Ukudül Cavahir’ adlı bu eserin başka bir örneği olup olmadığını bilmiyorum. Başka bir örneği olmuş olsa dahi kitabın Türk kültürü ve tarihi için çok büyük bir değer taşıdığı kanaatindeyim”
Eserlerin en eskilerinden biri olan “Buhar-i Şerhi” hakkında bilgiler veren Çavdaroğlu, “Bu kitap ‘Buhar-i Şehri’nin bir cildi. Hicri 833 ve Miladi 1430 yılında yazılmış. Yani Fatih Sultan Mehmet Han ile aynı yaşta bir kitaptır. 833 tarihi çok açık bir şekilde müellif hattıyla yazılmış ve okunabilir durumdadır” ifadelerini kullandı.
Yakın tarihimizde bir grup insanın yeni neslin eskiyle, kültürle, tarihle olan bağını tamamıyla koparmak gibi bir gayretin içine düştüğünü iddia eden Çavdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yeni neslin tarihle bağını koparmak isteyen bu kişiler maalesef bazı noktalarda başarılı oldu. Son anda kurtardığımız bu eserlerde bir hazine gizli. Bu hazineyi tahrip eden insanlar cahil insanlarda değil. Bunlar yüksek öğrenim görmüş kişiler ve bana açıkça ‘Biz bu kitapların içerisinde sadece namaz, abdest bulunduğunu zannediyorduk. Bu bakımdan muhafaza etmeyi gerekli görmedik’ gibi çok basit ve acayip bir savunmada bulundular”
Çavdaroğlu’nun kurtarmayı başardığı 15 eserin adı ve yazarları ise şöyle: Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Hüsrev “Dürerü Gurer”, 2. Murat’ın hocası Ahmet Dai “Ukudül Cevahir”, Ebu Bekir Er-Zari “Muhtar-ı Sıhhah”, Molla Miski “Maricin Nübüvve (Altı Parmak Tarihi)”, Muhamed Mensub “Cilaül Kulub”, Birgivi Mehmet Efendi “Tarikatı Muhammediye”, İmamı Birgivi “Telhisül Miftah”, Şemseddin Kirmani “Buhari Şerhi”, Ali Bin Ali “İnayetül Mütegah-dimin Bihazan Nev’ul Müteahhirin”, yazarı okunamayan “Süracül Musalli”, “Mir’atüs Salikin”, “Hüsnü Dil”, “Nimetullah” ve adları okunamayan Hüseyin Akaravi ile Mustafa Bin Hüseyin El Güzelhisari’nin kaleme almış olduğu eserler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.