DSP Genel Başkanı Masum Türker, Hrant Dink davası hakkında konuşan herkesin yargıyı etkilemekten suç işlediği uyarısında bulunarak "Şuanda Başbakan da, bakanlar da suç işlemiş oluyor" dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü Heyeti’ndeki öğrencileri kabul etti. DSP Genel Merkezi’nde öğrencilerle bir araya gelen Türker, öğrencilere siyasetten, uluslararası ilişkilere kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Öncelikle Kıbrıs konusuna değinen Türker, Kıbrıs politikasının değiştirildiğini ve Kıbrıslı Türklerin kimliğinin yok olmasına neden olabilecek bir politikanın Kıbrıs’ta uygulandığını söyledi. Konuşması sırasında 19 Mayıs bayramı ile
ilgili süren tartışmalara da değinen Türker, "Van depremini bahane ederek başladılar şimdi de 19 Mayıs’la ulusal bayramları ortadan kaldırmakla karşı karşıyayız" dedi.
Gençlere siyasete atılmaları tavsiyesinde bulunan Türker, "Sizler gelecek dönemde toplumun aradığı kişiler olacaksınız" diyerek, gençlerin bir şekilde siyasetle tanışmalarını istedi. KKTC’de iktidarın da muhalefetin de Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Dentktaş’ı sahiplendiğini söyleyen Türker, daha önceden Denktaş’ın varlığından bile rahatsız olanların şimdi Denktaş’ın değerini anladıklarına vurgu yaptı. Türker ayrıca, Denktaş gibi isimler için, "Bunlar semboldür. Toplumlarla böyle sembol isimlere ihtiyaç
vardır" diye konuştu.
Öğrencilerin sorularını da cevaplayan ve bir sohbet havası içerisinde öğrencilere merak ettikleri konuları anlatan Türker, daha sonra ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Hrant Dink davası kararıyla ilgili sorusu üzerine Türker, "Hrant Dink olayında adı geçen bütün bürokratlar, AK Parti iktidarı tarafından zamanında göreve getirilmiş kişilerdir" iddiasında bulundu.
AK Parti’nin kendisine yönelik her hareketi örgütsel olarak kabul ettiğini ve bu türdeki birçok davanın hala ifade aşamasında devam ettiğini kaydeden Türker, Hrant Dink olayında zanlının cinayeti tek başına işleyemeyeceğinin ortada olduğunu belirtti.
"Mahkemenin kararı verirken bazılarını unutması, mahkemenin bütünlük içinde cereyan etmediğini de ortaya koyuyor" diyen Türker, siyasilerin ’temyiz aşaması var’ açıklamalarının konuyu sulandırdığını söyledi. "Mahkeme bitmemişse bu konuda kimsenin açıklama yapmaması gerekir" diyen Türker, açıklamaların yargıya müdahale şeklinde olduğuna dikkat çekerek, "Şuanda Başbakan da, bakanlar da suç işlemiş oluyor. Mahkeme başkanının ’temyiz aşaması var’ demesi ’kendi verdiği karara kendiside mi inanmadı?’
düşüncesinin yaygınlaşmasına neden oluyor. Hrant Dink meselesi maalesef tüm kesimler tarafından Türkiye’de ileride aleyhte olabilecek gelişmelere yol açabilecek şekilde istismar edilmektedir" şeklinde konuştu.
DSP lideri Türker, Hrant Dink davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararla yetkisini aşıp aşmadığı yönündeki bir soruya ise şu cevabı verdi:
"Mahkeme özel yetkili olmasına rağmen yine karar verebilir. Çünkü özel yetkili mahkemeler mevcut mahkeme sistemi dışında örgütlerle ilgili de özel yetkilendirilmiş mahkemelerdir. Ama eğer mahkeme bunun bir örgüt işi olmadığına karar veriyorsa, bu konudaki kararlılık çok daha erken verip bu konuyu kamuoyuyla paylaşması gerekirdi. Yani burada kararın örgüt olmadığı şeklinde verilmiş olması bir kere de inandırıcı olmadığı için ikinci alternatifi düşünmek istemiyorum."