POLİTİKA - 07 Ocak 2012 Cumartesi 00:22

DAVUTOĞLU`NDAN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

A
A
A
DAVUTOĞLU`NDAN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail ile gerginleşen ilişkilerle ilgili ne gibi geri dönüşlerin alındığına ilişkin, "Kaç dışişleri bakanı bana gelip ’İsrail bunları hak etmişti ama biz söyleyemedik, iyi ki söylediniz’ demiştir. Bunlar Batılı ülkeler" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Habertürk Televizyonu’nun canlı yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Programda, İran temaslarına değinen Davutoğlu, "İran gibi köklü devlet geleneği olan ülkenin tek refleksi mezhep refleksi olmaz. Coğrafyanın belirleyici bir faktörü vardır. Oradaki bütün din ve mezhep faktörlerini göz önüne alır. İran Devrimi gibi bir vaka üzerinden oluşmuş, 30 yıla aşkın bir tecrübe birikimi var. Bunları bir arada düşünmek lazım. Türkiye - İran ilişkilerini Şii-Sünni
rekabetine dayandırmak doğru değil*Bizim dış politikamızı eleştirenler öyle bir tablo çiziyor ki sanki İran’la gizli bir savaşa girdik. Aynı coğrafyada olan ülkeler işbirliği ve rekabet içinde olur bu doğaldır*Tahran içinde birçok Tahran, Washington içinde birçok Washington vardır. 10 yıl önce belki Ankara için de bu söz konusuydu. Ama şu anda dış politikada Ankara’dan çifte ses çıktığını söylemek mümkün değil*.2010 yılında ’eksen kayması’ diyenler 2011 yılında İran’la gizli bir savaş halinde olduğumuzu
yazdılar. Karşılıklı gücümüzü de, zaafımızı da biliriz. Ama iletişimi hiç koparmayız. Farklı düşünsek de bunu açıkça belirtiriz" diye konuştu.
"Ortadaoğu’da hemen bir resim çeksek, üç farklı konjonktürel alan oluşmaya başladığını görüyorum" diyen Davutoğlu, "Birincisi Fas’tan Mısır’a kadar olan ilk taleplerin yükseldiği coğrafya. Bir sene içinde Tunus’ta seçim yapıldı. İlk seyahatini Türkiye’ye yapıyor. Dinamizm orada başladığı için yeni ülkenin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı teşekkür için Türk büyükelçiliğine geliyor. Yine Fas’ta bir seçim oldu. Fas son derece akıllıca bir yol seçerek hiçbir kargaşa olmadan seçimin yolu açıldı. Dışişleri
bakanları ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmak istediğini söyledi. Mısır’da üçüncü etap seçimler var. Bazı kargaşalar var ama kolay değil. Geçen yıl bu vakitler Mübarek’in gideceği, seçim yapılacağı söylenseydi inanmayabilirdik. Başbakan seslendi, bu büyük bir riskti. Bir öngörüde bulunmuştuk. Yasemin Devrimini öngörmüştük. Mısır’da ne olursa olsun ilişkilerimiz devam edecektir. Başarı şansı en yüksek ülke Tunus’tur. Ama en önemli ülke Mısır ve Suriye’dir" ifadelerini kullandı.
Bölgede büyük bir devinim yaşandığını kaydeden Bakan Davutoğlu, "Mısır’dan Fas’a kadar inşa edici bir süreç var. Ama Irak-Suriye hattında bir potansiyel tehdit görüyorum. Bizim bu bölgedeki bu riskleri birbirimizle paylaşmamız lazım ki o riskleri kontrol altına alalım. Ülkeler kendi içlerine kapanmamalıdır" dedi.
Suriye’de olayların bu boyuta gelmemesi için her türlü çabayı gösterdiklerini ifade eden Davutoğlu, "Bir ülkeyi çok benimsemişseniz, onun değişecek olması uzak ihtimal gibi geliyor. Esad’la her görüşmemizde, ’Bir hafta daha, bir ay daha, önce güvenlik...’ demiştir. Bütün taraflara her türlü mesajı ilettik. Hiçbir sosyal olgu doğallığı olmasaydı bu kadar zaman sürmezdi. Gerçekten toplum içinde bir kaynama olmasaydı...Suriye’de Hama, Humus gibi kentler gündüz devletin, gece isyancıların elinde. Bir ülkenin
eski lideri pozisyonunu terk ettiği zaman sağ salim yaşayabiliyorsa o ülkede demokrasi vardır. Ya sürgündeler, ya cezaevindeler ya da mezardalar. Seçimi kazanırsanız devam edersiniz. Kaybederseniz sonraki seçime hazırlanırsınız. Biz bütün bu zulme karşın Esad’ın arkasında dursaydık, bölgenin vicdanını kaybederdik. Rusya gibi davranamazdık. Rusya’nın Esad nezdinde itibarı olabilir ama halklar nezdinde itibarı yok. Orada zulüm durana kadar baskıyı sürdüreceğiz. Önemli olan iç savaşı önlemek" diye konuştu.
Suriye’ye yönelik uluslararası müdahaleyi uygun görmediklerinin altını çizen Davutoğlu, "Ama bir taraftan insan hakları ihlali konusunda net tavır takınılmalı. Bir tarafta NATO, bir tarafta Suriye’yi destekleyen İran ve Rusya gibi bir görüntüyü de istemeyiz. Halkıyla böyle savaşa giren bir yönetimin kalması mümkün değildir" diye konuştu.
Davutoğlu, Türkiye’nin İran ve Rusya ile ilişkilerinin son 400 yılın en iyi dönemini yaşadığını söyledi. İsrail ile gerginleşen ilişkilerle ilgili ne gibi geri dönüşlerin alındığına ilişkin Davutoğlu, "Kaç dışişleri bakanı bana gelip ’İsrail bunları hak etmişti ama biz söyleyemedik, iyi ki söylediniz’ demiştir. Bunlar Batılı ülkeler" dedi. Davutoğlu, Türkiye’nin bazı Avrupa ülkeleri gibi doğruları söylemekten kaçmayı gerektirecek bir pozisyonu olmadığını, tarih boyunca bu duruma düşecek, böyle bir
söylemi kabul edecek bir duruma düşmedikleri için doğruları söylemekten kaçınmadıklarını söyledi.
Türk dış politikasının sert bir söyleme sahip olup olmadığına ilişkin Davutoğlu, sert bir söyleme değil, net bir söyleme sahip olduklarını, bu net tutumların bu şekilde görülmüş olabileceğini söyledi.
Fransa Meclisi’nde kabul edilen "soykırım" yasa tasarısına tepki vermeyen Avrupa ülkelerini eleştiren Davutoğlu, benzeri bir durum Türkiye’de yaşansa Avrupa’nın kendilerini adeta bombardımana tutacağını bildiklerini ve bu durumun bir iki yüzlülük olduğunu ifade etti. Davutoğlu, bu konuda, "AB’ye kendi değerlerinizi savunun dedim" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de tartıştığı sürücüyü tornavidayla öldüren kurye yakalandı Esenler’de maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle tartıştığı araç sürücüsünü tornavidayla öldüren motokurye yakalanırken, yaşanan kavga anları güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, dün saat 21.00 sıralarında Esenler Menderes Mahallesi 301. Sokak üzerinde meydana gelmişti. Dönerci dükkanında çalışan kurye ile cadde üzerindeki araç sürücüsü arasında yol verme nedeniyle tartışma çıkmıştı. Tartışma esnasında kurye, araca tornavida ile zarar vererek olay yerinden uzaklaşmıştı. Araç sürücüsü, sepetteki firma isminden kuryenin nerede çalıştığını görmüş bir süre sonra adam, döner dükkanına giderek kurye ile tartışmaya başlamıştı. Araç sürücüsü ile kurye arasındaki tartışma büyüyerek kavgaya dönüşmüş kavga sırasında kurye, elindeki tornavida ile vurup adamı ağır yaralayarak dükkandan kaçmıştı. Ağır yaralanan adam, ambulansla hastaneye kaldırılırken yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlattı. Polis ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonucunda A.A. isimli motor kurye yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin sorgulamasında “kasten yaralama”, “taksirle yaralama” ve “motosiklet hırsızlığı” gibi çeşitli suçlardan çok sayıda kaydı olduğu belirlendi. Emniyetteki tamamlanan işlemlerin ardından şüpheli adli makamlara sevk edildi. Öte yandan, araç sürücüsü ile kurye arasındaki kavga anları güvenlik kamerasına yansıdı.
Ankara Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi gerçekleştirildi Savunma Sanayii Akademi koordinasyonunda ve ASELSAN’ın destekleriyle gerçekleşen Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi, savunma sanayiinde çevik dönüşüm teması ile gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda kurulan Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen etkinlik, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Savunma Sanayii Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Hakan Karataş, Prof. Dr. İhsan Kaya, Mustafa Murat Şeker, Hüseyin Avşar, SSB Daire Başkanları ve sektör temsilcilerinin katılımları ile Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. SSB Başkanı Görgün, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Savunma sanayiimizdeki insan kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından başlattığımız olduğumuz ‘Millî Yetkinlik Hamlesi’ ile sektörümüzün yeni dönemdeki gelişiminde salt rekabetten ziyade ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamalarını hedefliyoruz." Bu yeni yaklaşımla; verimsizlik, mükerrerlik, yanlış önceliklendirme, yetenek birikmesi, odak kayması, uzmanlık açığı gibi temel problemleri de en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Görgün, "Bu yetkinlik hamlesi ile birlikte; savunma sanayii ekosistemindeki çalışanların, aday çalışanların ve üniversite öğrencilerinin yetenek mimarisi, yetkinlik inşası, uzmanlaşma, kritik deneyim ve beceri transferi konularında geliştirilmesini önemsiyoruz" ifadesini kullandı. ‘Milli Yetkinlik Hamlesi’ kapsamında tüm firmalarımızın; stratejik planında beslenen, teknoloji yol haritası ile hizalanan, yetenek yönetimini inşa eden, performans yönetimini kurgulayan, yetkinlik geliştiren ve değişimi yöneten insan kıymetleri fonksiyonlarının oluşturulmasını amaçladıklarını aktaran Görgün, "Bugün tüm yönleriyle ele alacağımız çevik proje yönetim yaklaşımı ve insan kaynakları süreçlerinde çevik yaklaşımlar, bu alanda etkin bir network (iletişim ağı) oluşumunu tetikleyecektir" diye konuştu. Görgün çalıştay sonrası ortaya konacak olan fikirleri ve saptamaları yakından takip edeceklerini de ifade etti.