GENEL - 26 Ocak 2012 Perşembe 13:45

ÖZEL HASTANELERE `DAMARDAN ÇÖZÜM` TEMMUZ AYINDA

A
A
A
ÖZEL HASTANELERE `DAMARDAN ÇÖZÜM` TEMMUZ AYINDA

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kurumu Başkanı Fatih Acar, "Avuç içi damar izi tarama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılabilmesine ilişkin bir çalışma yürütmekteyiz. Ve çalışmayı tamamlayarak özel hastanelerde uygulamaya 1 Temmuz 2012 itibarıyla başlatmayı planlıyoruz" dedi.
Sağlık sektörü temsilcileri ile Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yetkililerinin katıldığı ’Sağlıkta 2012 Yılı Projeksiyonları ve Genel Değerlendirmeler’ toplantısı, Antalya’nın Belek beldesinde bulunan Rixos Premium Otel’de yapıldı. 25-29 Ocak tarihleri arasında düzenlenen toplanın açılış konuşmasını yapan SGK Başkanı Fatih Acar, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak toplumun ve bireylerin sağlık açısından güvenliğinin sağlanmasının devletin görevi olduğunu belirtti. Acar,
"Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine ulaşımının önündeki engellerin kaldırılması hekime müracaat sayılarını ve sağlık hizmetlerinde memnuniyeti önemli oranda arttırmıştır. Dolayısıyla sağlık harcamalarını da etkilemiştir. Kamu sağlık harcamasının 2002 yılında yaklaşık 10 milyar TL iken, 2011 yılsonu itibarıyla 45 milyar TL’ye ulaştığını görmekteyiz. Sağlık hizmetlerindeki artış, gelişmişlik göstermektedir. Ancak sağlıkta geri ödeme sisteminin en önemli şartı sürdürülebilir olmasıdır. Akılcı ilaç
kullanımı, tedavi maliyetlerinin belirlenmesi, güncel tanı ve tedavi rehberlerinin oluşturulması, güncel ilaç kullanım rehberlerinin oluşturulması ve bu rehberlerin hekimler tarafından kullanılması zorunlu hale getirilmesi ile vatandaşlarımızın sağlık harcamaları hakkında bilinçlendirilmesinin yanı sıra bu konuda farkındalık oluşturulması gibi düzenlemeler 2012 yılı ve sonrasında güncellememizin her zaman başında yer almalıdır" dedi.
ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİNE 6 MİLYAR 444 MİLYON LİRA
Sağlığa ayrılan bütçenin belirtili sınırlar içerisinde tutulması gerektiğini kaydeden Acar, "Sağlığa ayrılan bütçede her zaman cömert davranılmaya çalışılmıştır. Nitekim 2011 yılı için özel sağlık hizmetine 5 milyar 643 milyon lira gibi ciddi bir pay ayrılmışken, 801 milyon lira bütçe aşımı ile toplam 6 milyar 444 milyon lira seviyesine çıkmıştır. Bütün hizmetlerimizde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda da vatandaş memnuniyeti vazgeçilmez unsur olarak kabul edilmiştir. Bu düşünce ile devam eden
değişim ve dönüşüme paralel olarak yeni bir sözleşme hazırlanmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sizlerin mağdur olmaması ve yine sizden gelen talepler doğrultusunda 6 Şubat 2012 tarihinde uygulamaya koymaya karar vermiştir. Yeni sözleşme, vatandaşımıza sağlık hizmetleri belli standartlarda sunulması, sade ve anlaşılır olması, fiillerle cezalar arasında hakkaniyetin tesis edilmesi, bürokrasinin azalması ve sağlık hizmetlerinin sunumunda sürekli sağlanması ilkelerine göre hazırlanmıştır.
Yine sözleşmede, uzun süre değişmeden kullanılabilecek ve uygulamada tekdüzeliğe sağlayacak bir anlayışla yaklaşık olarak 40 kişilik bir teknik ekip oluşturularak, ilgili tüm kesimlerin tavsiye ve değerlendirilmeleri de dikkate alınmıştır" ifadesini kullandı.
SUDA DOĞUMUN SUT’TE REVİZE EDİLMESİ ZORUNLU KILINDI
"Yeşil kartların sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılanmaya başlanması, robotik cerrahi işlemleri, suda doğum, greenlight gibi yeni istisnai sağlık hizmetleri belirlenmesi, yeni geri ödeme listesine giren tıbbi malzeme ve ilaç listesi uygulamaları gibi düzenlenmeler Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) revize edilmesi zorunlu kılmıştır. Geçen hafta sonu bu düzenlemeler Resmi Gazete’de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir" diyen SGK Başkanı Acar, sözlerine şöyle devam etti:
"Özel sektörün en çok şikayet ettiği suiistimal edilen acil müracaatlar ile ilgili yeni uygulamada yeşil alan hastası dediğimiz gerçek acil hastalarının da mağduriyetine neden olan hasta grubuna hem katılım payı çıkarılacak, hem de özel hastaneler bu hastalardan ilave ücret alabilecek imkana getirilmiştir. Yeşil alana (salgın hastalıklar) ve acil hallerde özel hastaneler için kota uygulaması olmayacak. Son SUT düzenlemesi ile özel hastaneleri finansal açıdan rahatlatmak için tek yataklı odalardan 3
katına kadar alınabilecek ilave yatak ücretine ek olarak, 2 yataklı odalardan da 1,5 katına kadar ilave yatak ücreti uygulaması getirilmiştir."
ÖZEL HASTANELERE ’DAMARDAN ÇÖZÜM’ TEMMUZ AYINDA
E-reçete uygulamasıyla reçete üzerinden yapılan usulsüzlüklerin önemli ölçüde azaltılmasına yönelik çalışmalar yapıldığına değinen SGK Başkanı Acar, sözlerine şöyle devam etti:
"Reçetelerin kağıt ortamı yerine elektronik ortamda düzenlenmesi ve eczanelerce MEDULA sistemi üzerinden reçete sorgulanarak işlem yapılması uygulamasının yıl sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Pilot olarak Ankara 29 Mayıs Özel Hastanesi’nde e-reçete uygulamasının pilot uygulamasına başlamış bulunuyoruz. Sağlık karnesinin ve vizite kağıdı uygulamasının kaldırılması ile kişilerin TC kimlik numarası üzerinden sağlık hizmeti sunulmaya başlanmıştır. Bu durum sağlık hizmetleri verildiği halde ’verilmiş
gibi gösterme’ şeklindeki suiistimallerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu suiistimallerin önüne geçilmesine yönelik olarak ’avuç içi damar izi’ tarama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılabilmesine ilişkin bir çalışma yürütmekteyiz. Ve çalışmayı tamamlayarak özel hastanelerde uygulamaya 1 Temmuz 2012 itibarıyla başlatmayı planlıyoruz. Sağlık alanında yapılan suiistimalleri etkili olarak önlemek için başlattığımız 18 model içeren risk odaklı denetim üzerinde data madenciliği çalışmamızın bir kısmı
tamamlanmış ve elde edilen veriler teftiş kuruluna analiz yapılması için gönderilmiştir. Yaklaşık 40 kişiden oluşan müfettişten oluşan teftiş ekibi, sağlık alanında tüm ülke sathında belirtilen risk alanlarına odaklanarak ve çok daha etkili ve verimli sonuçlar elde edeceğine inandığımız denetim çalışmasına kısa sürede başlayacaklardır. Söz konusu denetim sisteminde, veriye dayalı, şeffaf etkin ve yerinde bir denetim sisteminin temellerinin atılması hedeflenmektedir."
Acar, son olarak hastanenin kapasitesi ve hizmet dilim endeksi dikkate alınarak benzer hastanelerde işlem yoğunluğunu ve çeşidinin analizi, aynı branşta görev yapan doktorların günlük çalışma süresi dikkate alınarak poliklinik ve ameliyatların kıyaslanması ve benzeri faktörlerin dikkate alınacağını söyledi. Acar, "Bu yöntemle denetimler daha etkili olacak. Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir, finansmanının yerinde sağlık hizmetlerine ulaşması sağlanacak" dedi.
"TÜRKİYE’DE ÇOK FAZLA ÖZEL HASTANE AÇILDI"
Türkiye’de hiçbir sektörün sağlık kadar hareketli olmadığını belirten Akdeniz Sağlık İşletmeleri Derneği (AKSİD) Başkanı Dr. Ahmet Karakayalı ise, Türkiye’de 500 milyon kişi ve onların refakatçilerinin 1 yıl içerisinde sağlıkla iç içe olduğunu belirtti. Karakayalı, "Türkiye’de çok fazla özel hastane açıldı. Bununla transfer yaşanıyor. Sadece Antalya’da 30 tane özel hastane var. Tıp merkezlerini daha saymıyorum. Onkoloji ve yoğun bakım gibi alanlara kaymak istedik. Ama onun da kapsamı dar. Ya da yoğun
bakımda çok geniş. Yoğun bakımdaki bir hasta hiçbir komplikasyon geçirmemesi lazım ki siz kar edebilesiniz. Ücret politikası bizi çok zorluyor. Sağlıkta 10-12 yılda o kadar çok kural değişti ki, son revizyonlarla futbol maçından basket maçına geçeceğiz. Her hücumda neredeyse sayı yemek üzereyiz. Şu anda sağlık turizmini konuşuyoruz. Kapsam o kadar genişledi ki Batılı ülkelerden ikili anlaşmadan dolayı 30 bin insan ’su’ fiyatı ile bizden muayene oluyorlar" diye konuştu.
SUT ACİL OLARAK DEĞİŞMELİ
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat da, Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) acil olarak değişmesi gerektiğini kaydetti. Bahat, "7 yıldır artmayan SUT fiyatlarını vatandaşa anlatmak gerekiyor. Eninde sonunda anlaşmak zorundayız. Çünkü karşı tarafta mağdur olmaması gereken vatandaş var. SGK’nın bir gider kalemi olarak algılanmasını ve herkesin ’devletin kamburu’ gibi görmesini anlamıyorum. Fransızlardan daha fazla muayene oluyoruz. Yüzde 80 memnuniyeti var. Bunun bir
bedeli var. Devlet, ’memnun kalıyorsanız ben sizden bir meblağ alacağım’ diyecek. Sistem sürdürülemez hale geliyor çünkü. SUT fiyatları yetmiyor. Mutlaka çözmemiz lazım. Parayı hak edene verilmesi lazım. Hastayı muayene edenler zarar ediyor. Acil olmayanlar haricinde vatandaştan olur alınılarak farkın kalkması lazım. Böyle SGK yürütemez. İdari ve mali hizmetlere geçilmesi lazım" ifadesini kullandı.
"SUT FİYATLARI NEDEN DEĞİŞMEDİ?"
Özel sağlık hizmeti yapanların toplumda sürekli olumsuz olarak konuşulduğunu belirten Özel Hastaneler Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, "SUT fiyatları neden değişmedi? Hiçbir sektör toplumda bu kadar olumsuz olarak konuşmayı hak etmemektedir. Çok özverili olarak çalışıyoruz. SUT fiyatları Anayasa’nın değişemeyen maddeleri gibi. Ayet midir? Niye değişmiyor. Mutlaka SUT fiyatlarının değişmesi lazım. 3 aylık süreci iyi değerlendirip önemli kısımları gözden geçirilerek bir revize edelim diye
düşünüyorum. Bir artış yaşanıp, refah payının da olması lazım. Fark ücret almamayı da teklif edebiliriz. SGK’dan tahsilat yapmak kadar zor vatandaştan fark almak" diye konuştu.
TOBB Sağlık Sektör Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca da bir konuşma yaptı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hatay 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu dağıtıldı Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye 21.3 milyon TL değerinde sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Asrın felaketinin yıkıma uğrattığı Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremzede çiftçilerin yeniden ayağa kalkması için başlatılan devlet destekleri devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’ın Amik Ovası’nın bereketli topraklarında üretim yapan 3 bin çiftçiye “Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor” projesi çerçevesinde 21.3 milyon liralık sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde gerçekleştirilen tohum desteğinin bölge çiftçisine bir nebze de nefes olması bekleniyor. Depremin yaralarını sarmak için yapılan desteklerin devam ettiğini belirten Vali Masatlı, "Türkiye’nin en önemli ve en verimli ovalarından biri olan Amik Ovası’nda başta pamuk tarımı olmak üzere sertifikalı tohum dağıtımlarını gerçekleştirdik. Burada da yaklaşık 21.3 milyon TL’lik tohumu bugün vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. 3 bin vatandaşımıza sertifikalı tohum dağıtımı yaptık. Asrın felaketiyle beraber tarım sektörümüz de ciddi hasar aldı ama bu süreçte 1.1 milyar TL’lik destek yapıldı. Bugünkü projemiz sertifikalı pamuk tohumunun dağıtımı da buradaki vatandaşlarımızın üretimine güç katacaktır. Buradaki üretim kabiliyetimizi ve üretim miktarımızı arttırmasına ve kaliteli ürün elde etmemize ciddi katkı sunacak" dedi. 3 bin üreticiye sertifikalı tohum dağıttıklarını söyleyen Hatay İl Tarım Müdürü Abdurrahman Türkmen ise, "Yıllardır temel kaynaklardan biri olan tarım sektörü önemini her gün arttırmaktadır. 180 bin ton pamuk üretimiyle ilimiz Türkiye pamuk üretimi konusunda 4’üncü sırada yer almaktadır. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında pamuk üretiminin devamlılığının sağlanması amacıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. ’Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor’ projesi ile Antakya, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Hassa, Belen, Altınözü ilçelerindeki yaklaşık 3 bin üreticimize sertifikalı tohum dağıttık" diye konuştu.