GENEL - 07 Şubat 2012 Salı 13:38

BAŞ AĞRISI İÇİN İĞNE OLDU, 5 DAKİKA SONRA ÖLDÜ

A
A
A
BAŞ AĞRISI İÇİN İĞNE OLDU, 5 DAKİKA SONRA ÖLDÜ

Adana’da baş ağrısı ve halsizlik şikayetiyle bir tıp merkezine giden kadının yapılan iğneden 5 dakika sonra hayatını kaybettiği ileri sürüldü.
Salih Kodaz (48), eşi Hakikat Kodaz’ın (45) dün akşam kendisi işteyken rahatsızlandığını, uzman çavuş olarak görev yapan oğlunun annesini evlerine yakın bir tıp merkezine götürdüğünü belirterek, "Eşim akşam beni aradı ’Başım ağrıyor bir halsizlik var’ dedi. Bende mahalledeki tıp merkezine bir gidin, oradan da önemli bir şeyse Balcalı’ya gelirsiniz dedim. Bunun üzerine izinli olduğu için evde olan oğlum mahalledeki tıp merkezine annesini götürmüş. Nöbetçi doktor C.T. eşime ’Ne rahatsızlığınız var?’ diye
sormuş, eşim de ’Başım ağrıyor ve halsizim’ dedikten sonra doktor eşime bir ağrı kesici, bir de mide bulantısı için iğne vermiş" dedi.
Eşinin doktorun verdiği iğneleri tıp merkezinde yaptırdıktan sonra oğlu ile eve dönerken 5 dakika sonra fenalaştığını anlatan Kodaz, "Eşim fenalaşınca oğlum tekrar doktora götürmüş ama bu kez de cihaz yetersizliğinden doktor eşime fazla müdahalede bulunamamış. Eşim bu şekilde 5 dakikanın içinde hayatını kaybetmiş. Eşimin ölümünde kesinlikle doktor hatası var. Başı ağrıyan, halsiz olan bir kişiye hiçbir şey yapmadan direkt ilaç verilir mi? İnsan bir tahlil ister, film çektirir ondan sonra ilaç verir.
Ayrıca eşim fenalaştıktan sonra tıp merkezine gittiğinde tıp merkezi yetersiz kalmış. Buraları kim kontrol ediyor? Buraların yeterli mi yetersiz mi olduğuna kim karar veriyor?" diye konuştu.
Doktor hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kodaz, eşinin ölümünde ihmal olduğu için adli tıp raporunu bekleyip, mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.
Hakikat Kodaz’ın cenazesi ise, otopsinin ardından Adana Adli Tıp Kurumu morgundan alınarak toprağa verildi.
Bu arada tıp merkezi yetkilileri, Kodaz’ın tıp merkezinden ayrıldıktan sonra fenalaştığını, yeniden getirildiğinde yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini bildirdi. Doktor hakkında gerekli incelemenin başlatıldığını vurgulayan yetkililer, ancak tıp merkezindeki cihazların yeterli olduğunu söyledi. Yetkililer, "Biz bir Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi değiliz ama tıp merkezinde ne olması gerekiyorsa bizde de var. Bu olayda doktor hatası varsa inceleniyor" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.