GENEL - 20 Ocak 2012 Cuma 19:42

DEMOKRAT EĞİTİMCİLER SENDİKASI GENEL BAŞKANI GÜRKAN AVCI:

A
A
A
DEMOKRAT EĞİTİMCİLER SENDİKASI GENEL BAŞKANI GÜRKAN AVCI:

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, "8 yıllık eğitim Uganda’da bile yok. 1930’ların faşist İtalya’sından alınma şekilci ve militarist bayram törenleri bizde, bir de Kuzey Kore’de var" dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avcı, eğitim sisteminde yapılan reform ve yenilik çalışmalarına dönük eleştirilerin pek çoğunun siyasi ve ideolojik mülahazalarla yapıldığını ifade etti. Avcı, "8 yıllık eğitim Uganda’da bile yok. 1930’ların faşist İtalya’sından alınma şekilci ve militarist bayram törenleri bizde, bir de Kuzey Kore’de var" dedi.
Zorunlu eğitimin kademeli şekilde 12 yıla çıkarılmasından, bayram kutlamalarına çağdaş bir form kazandırılmasına kadar, teşkilat yasasının yenilenmesinden, hantal ve eskimiş bürokrasinin değiştirilmesine kadar, eğitim reformlarına karşı çıkanların pek çoğunun ’statükoculuk’ oynadığını belirten Avcı, "Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitime çeki düzen verme, çağdaş, demokratik ve bilimsel bir temele oturtma konusunda sonuna kadar haklı. Çünkü deniz bitmiş artık gidecek yer yok. Çok hızlı kararlar alınması
gerekiyor. Çünkü çok zaman kaybedilmiş ve sistemin bir an önce toparlanması gerekiyor. Aydınlık ve güçlü bir gelecek için bunlar şarttır. Eğitim sistemimiz bu dayatma ve doğmalardan kurtuldukça Türkiye’nin önü daha da açılacaktır. Eğitim sistemine dönük eleştirilerin, ideolojik değil pedagojik gerekçelerle yapılması gerekir. Bugün ülkemizde uygulanan eğitim sistemi sanayi devrimi dönemine takılıp kalmıştır ve obsesiftir. Eğitim sisteminin anaokulundan üniversiteye kadar baştan sona kadar yeniden
formatlanması ve demokratikleştirilmesi gerekir" dedi.
"Eğitimin maksadı sadece bilgi aktarmak değil, bir hayat şekli, bir tarz kazandırmaktır. Bu tarzın mühim unsurlarından biri de kimlik kazandırmaktır. Kimliğin, birey, aile ve kültürden teşekkül eden unsurlarla kurulması gerekir. Bunların yolu da milli kültür ve evrensel değerleri içinde barındıran eğitim sisteminin bilgilendirmelerinden geçer. Türk eğitim sisteminin en büyük zaaflarından birisi de öğrenciye özgüven kazandıramamasıdır. Özentisiz, girişimci ruhun arkasında özgün bir eğitim sistemi yatar.
Lise ve üniversiteden mezun gençlerimizin kendi işini kurma yerine, devletten iş beklemesi, bunun ispatıdır. Kendi kimlik ve kültürü yerine yabancı kültürlere ve yabancı dillere hayran ve özentili olması da bunun ispatıdır" diyen Avcı, "Etiği ve ahlaklı olmayı ön plana çıkaran bir eğitim sistemimiz yok. Ticarette, siyasette, sosyal ilişkilerde, trafikte dahi büyük bir yozlaşma yaşanıyor. Vahşi ve duygusuz neo-liberal ekonomik sistem, medya tarafından pompalanan tüketim çılgınlığı ve dayatılan kozmopolit
kültür politikaları, kaba, faydacı ve materyalist bir toplum oluşturdu. Akademik gelişim sizi okuldan mezun eder, etik gelişim ise sizi topluma faydalı ve mutlu bir birey yapar. Etik ve duygusal gelişimi önemseyen eğitim sistemleri daha mutlu ve başarılı toplumlar yetiştiriyor. Bugün halkımızın büyük ihtiyacı olduğuna inandığım birbirlerine tolerans gösteren, empati kuran, kendisiyle ve insanlarla barışık, ahlaklı ve topluma faydalı diplomalı insanlar yetiştirmek için eğitim sistemimize, öğrencilerin
akademik gelişiminden daha çok etik gelişimini önemseyen bir ruh kazandırmalıyız" dedi.
Türkiye’nin yılda ortalama 700 milyon dolardan fazla parayı yurtdışında okuyan öğrenciler için dışarıya gönderdiğini ve hükümetin bu durumun önüne geçmesi gerektiğini kaydeden Avcı, Türkiye’de vakıf üniversitelerinin önünün açılması gerekiyor. Özel okulculuğunda devlet tarafından desteklenmesi gerekiyor. Bu rekabeti ve rekabette kaliteyi ve başarıyı getirecektir. Bunları yapmadığımız sürece milyonlarca dolarımız yurtdışına akmaya ve beyin göçünü yaşamaya devam ederiz. Mesleki eğitimin kaliteli hale
gelmesi ve yaygınlaştırılması için kapsamlı bir idari, hukuki, mali ve teknik reforma ihtiyaç vardır. Artık zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmalı ve müfredat yenileme çalışmaları da tüm okul kademelerine yaygınlaştırılmalıdır. Geniş tabanlı sektörel eğitimin verildiği, modüler yapısıyla esneklik özelliğine sahip ve çalışma yaşamının ihtiyaçlarına cevap verebilen bir mesleki ve teknik eğitim sistemi için reformlara ihtiyaç vardır. Yüksek öğretim sisteminde çeşitliliği ve uzmanlaşmayı sağlayan, öğrencilerin
yaratıcılığını ve kimliklerini ön plana çıkaran, eğitim kurumlarının birbirleriyle rekabet edebilmelerine fırsat tanıyan özgün bir ’Türkiye Mesleki Eğitim Sistemi’ tasarlanmalıdır" dedi.
Avcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in düşük performanslı öğretmenlere düşük maaş, yüksek performanslı öğretmenlere de diğerlerinin 2 katına kadar maaş öngören bir düzenleme getirmesi gerektiğini, bu durumda eğitim sisteminde verim ve kalitenin artacağını dahası dershane mecburiyetinin büyük oranda azalacağını ifade ederek, "Üniversitelerimizde de aynı sıkıntı mevcuttur. Profesörlük unvanını aldıktan sonra hiçbir yayın çıkarmayan, mastır ve doktora öğrencisi yetiştirmeyen bir öğretim görevlisi ile
önemli bilimsel çalışmalara imza atan, büyük toplumsal faydalar üreten, her sene birkaç yayını olan öğretim görevlisi aynı ücreti alıyor. Objektif ve adaletli olmak kaydıyla performansa dayalı ücretlendirmenin en kısa zamanda yürürlüğe konulması gerekiyor" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir