Memur-Sen Nevşehir İl Temsilcisi Mustafa Özdemir, Toplu Sözleşme Yasa Tasarısına için ’Hem yetmez, hem hayır diyoruz.’ dedi.
Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Özdemir ve Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ve yöneticileri, Toplu Sözleşme Yasa Tasarısı hakkında bir basın açıklaması yaptı. Memur-Sen İl Temsilciliği binası önünde gerçekleştirilen toplantıda Memur-Sen olarak söz konusu tasarıyı bu şekilde kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Özdemir, tasarının 12 Eylül 2010 yakalanan ve sürdürülmesi gereken demokratikleşme heyecanına uyumlu olmadığını savundu. Özdemir "Devlet Bakanı Hayati Yazıcı döneminde başlayan ikincil mevzuat çalışmaları, 12 Haziran seçimleri sonrasında 61. hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’le devam ettirilmiştir. Bu çalışmaların bütününde hizmet kolu başta olmak üzere birçok konuda uzlaşma sağlanmış ve Üçlü Danışma Kurulu’nun son toplantısında TBMM’ye gönderilecek metnin içeriğinde bir çok konuda uzlaşılmıştır. Ancak, bugün TBMM’ye sevk edilen tasarıda üzerinde mutabakata vardığımız hususların bile yer almadığını görüyoruz. Bu uzlaşma kültürüyle bağdaşmamaktadır. Bu tasarı bizim için yok hükmündedir. Hükümetin konuya yaklaşımındaki olumsuzluk, tasarının sevk edildiği komisyondan da anlaşılmaktadır. Tasarının Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na gitmesi gerekirken, Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilmiş, ilgili komisyon ise tali komisyon konumuna getirmiştir.Hükümet adına memur sendikaları ve konfederasyonlarla masaya oturan bakanların ’evet’ dediği hususların bile daha sonra değişikliğe uğratılıp, konunun tarafı olan memur sendikaları konfederasyonlarının görüşlerinin alınmaması kabul edilir bir durum değildir ve ileri demokrasi iddiasıyla bağdaşmamaktadır." dedi.
Daha önce mutabakata vardıkları temel konulardan biri olan hizmet kolu toplu sözleşmesinde her iki bakanla da uzlaştıklarını ifade eden Mustafa Özdemir, bu uzlaşmaya göre yetkili sendikaların, hizmet kollarını ilgilendiren döner sermaye, ek ders ücreti gibi konuları sözleşme maddesi haline getirileceğini kaydetti. TBMM’ye sevk edilen tasarıda bütün bunların yok sayılıp dünyada karşılığı olmayan bir şeyin ihdas edildiğini belirten Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysa 19. faslın açılması isteniyorsa, toplu sözleşme düzeninin dünyada karşılığı olan bir şekilde yapılması gerekmektedir. 16 aydır anayasa çiğneniyor, tasarıyla da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile varılan mutabakat çiğnenmektedir. ’Yasayı konuşuruz, ancak biz belirleriz’ görüşünde ısrar edilirse, toplu sözleşmeyi de kendi kendilerine yaparlar. Referandumda yüzde 58 ’evet’ çıkmasının hazzını yaşayan, ancak anayasanın 53 ve 128. maddelerindeki değişikliği hazmedemeyen bakanların varlığını üzüntüyle görmekteyiz. Ne yazık ki, ’Biz bu kadar oy aldık, nasıl olur da, memur maaşlarını toplu sözleşme masası belirler, nasıl olur da uzlaşılamazsa Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararı bağlayıcı olur’ diyen bir anlayışla karşı karşıyayız.Buradan TBMM’ye çağrımız, bürokrasinin hayır’ının yerine milletine evet’ine kulak vermesidir. Memur-Sen olarak Başbakanlık tarafından TBMM’ye gönderilen tasarıda yer almayan aşağıdaki hususların komisyon ve Genel Kurul sürecinde hayata geçirilmesi en büyük beklentimizdir. Diyalogla çözüm yolunu önemsiyoruz. Ancak hatada ısrar edilirse, bu alanlara çağrıdır. Bu davetin hakkını vereceğimizden de kimsenin endişesi olmasın."
Memur-Sen Nevşehir İl Temsilcisi Mustafa Özdemir, hükümetten toplu sözleşme yasası ile ilgili taleplerini ise şu şekilde sıraladı; "Hizmet kolu toplu sözleşmesine tasarıda yer verilmeli, yerel yönetimlerde işyeri toplu sözleşmesine yer verilmeli, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanı Yargıtay, Danıştay veya Sayıştay Başkanları arasından, kanunla belirlenmeli, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, TSK ve Emniyette çalışan sivil personele sendika üyesi olma imkanı verilmeli, sendika üyesi olmayanların toplu sözleşmeden yararlanmak için dayanışma aidatı ödemesini sağlayacak hükümlere yer verilmeli, toplu sözleşmenin kapsamı, ’diğer mali ve sosyal haklar’ ibaresiyle genişletilirken, ’aylık ve ücretler ile diğer mali ve sosyal haklara ilişkin sistemde değişiklik öngören talepler, toplu sözleşmenin kapsamı dışındadır’ denilerek yapılan kapsam daraltılmasından vazgeçilmelidir. Toplu sözleşme masası, kamu görevlilerini ilgilendiren her konuya açık hale getirilmelidir, sendikaların sahadaki çalışmalarıyla elde ettiği yetki, kanun maddesiyle değersizleştirilmemeli, masaya oturmama veya masadan kalkma da bir pazarlık stratejisi olarak kabul edilmelidir. Bütün bunlarla birlikte, Kamu Görevlileri Sendikaları olarak grev hakkı mücadelemiz, siyaset hakkı kararlılığımız ve toplu sözleşme hakkını sınırlayan Anayasal engellerin tamamen kaldırılması noktasındaki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. "n