DÜNYA - 20 Ocak 2012 Cuma 18:09

GENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLERİ DEĞERLENDİRME VE BİLGİLENDİRME TOPLANTISI MERSİN`DE BAŞLADI

A
A
A
GENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLERİ DEĞERLENDİRME VE BİLGİLENDİRME TOPLANTISI MERSİN`DE BAŞLADI

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, il müdürlerine var olan gençlik merkezlerinde hemen zaman kaybetmeden provalara başlamaları gerektiği uyarısında bulunarak, "Bu gençlik merkezlerinde spor ve kültürel etkinlikler olmak üzere her zaman buraları hareketlendirmek lazım. Kulüplerin buralardan istifade ettirilmeleri gerekir. Saatinize bakıp da ’saat 17.30 hadi dükkanı kapatalım’ yok. Yapmayın bunu arkadaşlar" dedi.
Gençlik ve Spor İl Müdürleri Değerlendirme ve Bilgilendirme Toplantısı Mersin’de başladı. 3 gün sürecek olan toplantının Hepkon Tower Otel’deki açılışına katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Türk sporu adına gerçekten değerli bir kazanımı Mersin’de bugün temellendirdiklerini söyledi.
Akdeniz Oyunları’nın 2013 yılında Mersin’de yapılacak olmasından dolayı, kente adeta sihirli bir parmağını dokunmuşçasına bir anda spor alt yapısının giderileceğini belirten Kılıç, takdir edilebileceği gibi tüm illerde aynı şansı ve havayı bir arada yakalayabilmenin mümkün olmayacağını, ancak imkanlar dahilinde Türkiye’nin dört bir yanındaki spor ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstereceklerini kaydetti.
2012 ve 2013 yıllarında yatırımların hızlandırılmasına yönelik ivmelerin olacağını dile getiren Kılıç, "Sizlerden talep gelmeksizin 2012 yatırım programında 18 tane yarı olimpik yüzme havuzu var. Çünkü bu çağda muasır medeniyetler düzeyini aşmayı hedefleyen bir ülke olarak, kapalı yüzme havuzunun bulunmamasını kabul edebilmek mümkün değil. Eğer illerde talep yoksa bile bu tesisi, bizim gidip yapmak gibi mükellefiyetimiz var. Biz ülkede bunları spor hayatına kazandırmak istiyoruz. Spor hayatımıza bir
dinamizm yakalamak istiyoruz. Bunlar beni heyecanlandırıyor, siz de heyecanlanın. 2012 yılında Türkiye’de 18 stadyumun yapımını yürütüyor olacağız" diye konuştu.
Spor salonlarına yönelik aynı şekilde 2012 yatırım programında sayıca çok fazla tutmadıklarını dile getiren Bakan Kılıç, "Çünkü önceki senelerde çok sayıda başlanıp, inşaatı ağır ilerleyen spor salonu var. Ödenekleri yarım kalan inşaatları 2012 ve 2013 yılında hızla tamamlamak için ayırdık. İstendiği zaman nelerin olabileceğine İstanbul’daki tesislerimiz bunu gösteriyor" şeklinde konuştu.
İl müdürlerinin dikkatini gençlik merkezlerine çekmek istediklerini bildiren Kılıç, şöyle devam etti:
"Türkiye’de 118 tane gençlik merkezi var. Son 15-20 yıldır devam eden hükümetlerin bu yöndeki politikaların gereği olarak 118 gençlik merkezi. Bunlardan 13’ü gençlik merkezi olarak inşa edilen yapılar. Geri kalanı ise hangar, depo veya terk edilmiş bina. Yani derme çatma yapılar. 2012 yılında ise yatırım programına bizim dahil ettiğimiz gençlik merkezi sayısı 60. Yani 20 yılda yapılanın yarıdan fazlasını biz sadece 2012 yılı yatırımına dahil ettik. Herhangi bir binayı ’al restore et, kolay yoldan kazan’
değil. Bunlar tamamen gençlik merkezi olarak inşa edilen yerler. Her birinin içinde çok amaçlı spor salonları, sosyal donatıları, etkinlik sahaları var. Her biri ortalama 3 milyon liraya mal olacak yapılar. İl müdürlerimizin şimdiden bu yapıları en etkin biçimde kullanmaya kendilerini hazırlamalarını istiyorum"
"DÜKKANI KAPATTIM’ YOK"
İl müdürlüklerinde önemli değişimlerin olduğunu ve artık intibak sürelerini tamamladıklarını vurgulayan Bakan Kılıç, il müdürlerine var olan gençlik merkezlerinde hemen zaman kaybetmeden provalara başlamaları gerektiği uyarısında bulunarak, "Bu gençlik merkezlerinde spor ve kültürel etkinlikler olmak üzere her zaman buraları hareketlendirmeleri lazım. Kulüplerin buralardan istifade ettirilmesi gerekir. Saatinize bakıp da ’saat 17.30 hadi dükkanı kapatalım’ yok. Yapmayın bunu arkadaşlar. Gerekirse hizmet
alımı yoluyla bekçisini, temizlikçisini çoğaltın eğer talep varsa, yüzme havuzlarını, spor salonlarımızı kapalı alanlarımızı sabaha kadar kullandırın. Bunun iyi örneklerini yapan iller var. Ama iyi örnekler arasında sayamayacağımız kötü örnekler de var. Türkiye kaynakları kısıtlı bir ülke. Buna rağmen çok işler yapmaya gayret ediyorsa, yapılan işleri çok verimli kullanarak buralardan kaynak tasarrufu yapmanız lazım" ifadelerini kullandı.
2012 yılında projelendirmesini yapıp, yetiştirebilirlerse ihalelerini de yapmayı planladıkları Türkiye’nin 2 ayrı bölgesinde Olimpiyat Köyü projelerine de değinen Kılıç, buraların 30 ayrı branşı 2 bölgeye ayırarak tüm branşlarda antrenman yapılacak yerler olacağını söyledi. Dünyada bunun örnekleri bulunduğunu ifade eden Kılıç, "Dünyada olimpiyatlarda başarı sağlayanlarda bu alt yapı var. Biz buna yönelik adımlarımızı atıyoruz. Herkes de kendisini bu adımları atmak üzere dizayn etsin" dedi.
"10 MİLYONDAN FAZLA SPORLA TANIŞMAMIŞ GENÇLER İLGİ BEKLİYOR"
İl müdürlerinin etraflarına bakarak bu ülkenin gençlerinin kendilerinden çok şey beklediğini görebileceklerini dile getiren Kılıç, yapılması gereken çok iş olduğuna işaret ederek, "Sadece kulüplere veya salonlara kazandırdığımız gençlerimizin sayısı bizim için tatminkar bir sayı olmamalı. Bir kaç milyonu lisanslı sporcu olarak veya faal sporcu olarak kulüplerin bünyesinde olsa bile, 10 milyondan fazlası sporla tanışmamış gençler kategorisinde bizim ilgi ve dikkatimizi bekliyor. Bu dışarıdaki milyonlarca
gençlerimizin nerelere yöneldiği maalesef pek çoğumuzun malumu bile değil. Maalesef onları kazanmadan bu ülkenin geleceğini kazanmak mümkün değil. Bu yüzden gençlik ve sporu at başı olarak götürmemiz lazım. Gençlik merkezimize bu kadar yoğunlaşmamızın bir nedeni de budur. Yeni dönem kaynakları daha etkin kullandığımız bir dönem olacak inşallah. Kendi yatırım bütçemizin dışında da toplu konut idaresi başta olmak üzere çeşitli kaynakları da çok etkin kullanmalıyız. Emanete sahip çıkın. Çok özenli, çok
dikkatli, uçmadan, kaçmadan, hayalci olmadan gerçekçi projeleri, toplumumuzun ihtiyaçları doğrultusunda hayata geçirmelisiniz. Bunları sizlerden istiyorum. Bu şekilde çalışan başarılı olur. Çalışmayan rüştünü ispat etme imkanını kaybetmiş olur" diye konuştu.
Bakan Kılıç, stadyum konusunda protokolü imzalanmayan Ankara, Antalya, Eskişehir ve İzmir’in kaldığına dikkati çekerek, buralardaki arsa problemlerini çözdükten sonra temel atmaya başlamak istediklerini dile getirerek, "Yapılan 2 stadyumu hariç tutacak olursak, 2012 yılında 18 stadyumun temelini atmayı sizlerle gerçekleştireceğiz. Bu stadyumlar 15 günde bir futbol müsabakası yapılan ve izlenen alanlar olmayacak. Tribün altları pek çok farklı branşa hizmet verecek donanımda olacak" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.