Yeni yargı paketinde idari yargı adaylığına, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar için var olan kanuni sınırlamanın kaldırılması öngörülüyor.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulu’na sunulan ve önümüzdeki hafta Meclis’e sevk edilmesi planlanan yeni yargı paketine göre Danıştay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla gördüğü davaların bir kısmı ilk derece idare mahkemelerine devredilirken, doğrudan Danıştay’da açılan davalar, öncelikle konularına göre idari veya vergi dava dairelerinde tekemmül ettirildikten sonra karara bağlanacak ve bu kararlara karşı temyiz başvuruları, İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından
incelenip sonuçlandırılacak.
Bakanlıklar, tüm kamu kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler yanında, bakanlıklarca yapılan ancak, ülke çapında uygulanma niteliği bulunmayan ve düzenleyici işlem kapsamında nitelendirilen bazı işlemler de ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülecek. Bakanlıklarca yapılan imar planlarına ilişkin davalar bunlara örnek olarak gösterilebilecek. Danıştay meslek mensubu veya hakimi eliyle keşif ve bilirkişi incelemesi
yapılmasını gerektiren bu tip uyuşmazlıklar, iş yükünün artmasında etkili olduğu ve daire heyetinin oluşumu ve çalışma düzeni bakımından da olumsuzluklara yol açtığı için, bu kapsamda bakanlıkların tüm düzenleyici işlemleri yerine, sadece, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davaların Danıştay’da görülecek. Buna karşın bakanlıkların bu nitelikte olmayan düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davaların, idare ve vergi mahkemelerine bırakılacak. Diğer taraftan, ülke çapında
uygulanacak düzenleyici işlemlerin önemi, bu düzenleyici işlemlere dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemlere karşı açılacak davaların ülke geneline yaygınlığı, düzenleyici işlem ile bireysel işlemin birlikte dava konusu edilmesi durumunda görev ve yetki konusunda sorun yaşanacak olması ve içtihat birliğinin sağlanması gibi nedenlerle, bu tip uyuşmazlıkların Danıştay’da görülmesine devam edilecek.
"DANIŞTAY SAVCILARININ DANIŞTAY’A GELEN HER DOSYA İÇİN GÖRÜŞ BİLDİRMESİ UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLECEK"
Başsavcı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da görülen dava dosyalarını, esas hakkındaki düşüncelerini bildirmek üzere, uygun göreceği görev ayırımına göre savcılara havale edecek. Danıştay savcılarının Danıştay’a gelen her dosya için görüş bildirmesi uygulamasından vazgeçilecek. Mevcut düzenlemeye göre, Danıştay’da görev yapan savcılar, kanun yararına bozma ve Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunundan doğan görevleri dışında, Danıştay’da görülen tüm ilk derece davaları ile temyiz ve karar düzeltme
dosyalarının esası hakkında ve yürütmenin durdurulması istemleri hakkında görüş bildirebiliyor. Bu durum Danıştay’daki yargılama süresinin uzamasına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince Danıştay savcılarının yazılı düşüncelerinin taraflara tebliğ edilmesi ve bu düşüncelere karşı tarafların cevap verecek olması yargılama süresini daha da uzatacağı için, yeni düzenlemede Danıştay Başsavcısının, sadece Danıştay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalarda ve yalnızca davanın esası
hakkında görüş bildirmesi için dosyaları Danıştay savcılarına havale edecek. Bu kapsamda, Danıştay’da yargılama hızlanacak.
"DANIŞTAY SAVCILARININ DÜŞÜNCE BİLDİRECEKLERİ DOSYALAR SINIRLANDIRILACAK"
2577 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak, Danıştay savcılarının düşünce bildirecekleri dosyaların türü ve sayısı sınırlandırılmaktadır. Buna göre, Danıştay savcıları Danıştay’a gelen dosyalarla ilgili yürütmenin durdurulması talepleri ile temyiz ve karar düzeltme incelemesi için gelen dosyalar hakkında görüş bildirmeyeceklerdir. Buna karşın sadece Danıştay’ın ilk derece sıfatıyla gördüğü davalarda ve sadece esas hakkında görüş bildireceklerdir.
"BOŞ MEMUR KADROLARINA SINIRLAMASIZ ATAMA YAPILABİLECEK"
Tasarıda, Danıştay Kanunu’na geçici maddeler eklenerek, Danıştay daire sayısının ve üye sayısının artmasına bağlı olarak, artan iş yükünü karşılayabilmek amacıyla, boş memur kadrolarına bütçe kanunlarındaki sınırlamalara tabi olmaksızın atama yapılabilecek.
Tasarıya göre, geçici olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun yapısı ve çalışma usulü değiştirilerek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda 2011 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla toplam 8 bin civarında dosyanın eritilebilmesi amacıyla, üç yıl süreyle, İdari Dava Daireleri Kurulunun sürekli çalışır bir Kurul haline getirilmesi ve burada görev alacak üyelerin dairelerinde heyete katılmayıp tüm mesailerini bu Kurula vermeleri öngörülüyor. Bu geçici sürenin sonunda, birikmiş dosyaların 2-3 yıl içinde
karara bağlanması hedeflenirken, Danıştay’ın ilk derece sıfatıyla baktığı davaların azaltılmasına paralel olarak Kurula yeni dosya gelişinin azaltılması ile sürenin sonunda Kurul’un eski yapısına dönmesi söz konusu olabilecek.
"DÜZENLEME İLE SAVCILIKTAKİ BEKLEME SÜRELERİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK"
Düzenlemeye göre, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da açılmış bulunan ve bu tasarıyla idare ve vergi mahkemelerinin görevleri kapsamına alınan davaların, tabii hakim ilkesinin bir gereği olarak, Danıştay’da sonuçlandırılacak. Ayrıca, düşüncesinin alınması için Danıştay savcılığına gönderilmiş bulunan ancak bu tasarıyla Danıştay savcısından düşünce alınmasına son verilen dosyalar hakkında Danıştay savcılığının düşünce vermeksizin dosyayı ilgili merciye
gönderebilecek. Buna göre halen Danıştay savcılığında derdest bulunan ve görüş verilmemiş olan temyiz, karar düzeltme ve yürütmenin durdurulması talepli dosyalar, görüş hazırlanmaksızın hemen ilgili merciye gönderilecek. Düzenlemeye göre, bölge idare mahkemelerinin daha hızlı ve etkin çalışabilmelerini sağlamak amacıyium Danıştay’daki yargılamla birden fazla kurul halinde çalışabilmeleri sağlanacak. Yeni kurulların oluşumu, aralarındaki işbölümü ve kurullara kimlerin başkanlık edeceği konularında
düzenleme yapılacak. Tasarıya göre, 2576 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkralarında yer alan "bir milyar lirayı" ibareleri "elli bin Türk Lirasını" şeklinde değiştirilecek. İdare ve vergi mahkemelerinde tek hakim tarafından görülecek davalara ilişkin parasal sınır yeniden düzenlenecek.
"MAHKEMELERE GİREN HER TÜRLÜ DİLEKÇE ÜCRETSİZ OLACAK"
Düzenlemeyle göre, mahkemelere giren her türlü dilekçenin, bürolar tarafından alınarak kaydedilmesi, dilekçelere verilen genel evrak numarası ile ilgili olduğu mahkemeye gönderilmesi, dilekçe sahibine de bir numara verilerek dilekçenin söz konusu numara üzerinden takip edilebilmesi imkanı sağlanacak.
"TARAFLARA 15 GÜN CEVAP SÜRESİ TANINACAK"
6. Danıştay’da ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen davalarda savcının esas hakkındaki yazılı düşüncesi taraflara tebliğ edilecek, taraflar, tebliğden itibaren on beş gün içinde, savcının düşüncesine cevap verebilecek.
"BAZI ARA KARARLAR TEK HAKİM TARAFINDAN VERİLECEK"
Düzenlemeye göre, heyet halinde görülen davalarda bazı ara kararların tek hakim tarafından verilebilmesi imkanı getiriliyor. Bilindiği gibi mahkemelerde heyet halinde görülen davalarda her türlü ara kararın da heyet tarafından alınması iş yükünde birikmelere sebep olmaktadır. Bunun önüne geçilmesi amacıyla heyet halinde görülen davalarda, davanın kısa süre içinde karara bağlanabilmesi amacıyla, bazı bilgi ve belgelerin getirtilmesi ve ek süre verilmesi gibi bir kısım ara kararların mahkeme başkanı veya
dosyanın havale edildiği üye tarafından alınabilmesi hükme bağlanmaktadır.
Tasarıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 55. maddesinin birinci fıkrası ’Kurul tarafından verilen idari yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir’ şeklinde değiştiriliyor.
Hakimler ve Savcılar Kanununun 8. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ikinci paragrafında yer alan "her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında" ibaresi madde metninden çıkarılıyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcı eksikliğinin daha kısa sürede giderilebilmesi amacıyla, idari yargı adaylığına, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar için var olan kanuni sınırlamanın kaldırılması öngörülüyor.
Düzenlemeye göre 1 Haziran 2005 tarihine kadar mahkemelerce basılı yayınlarla ilgili olarak verilmiş toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde, yetkili ve görevli mahkemeden bu yasaklılığın devamı niteliğinde bir karar alınmamış olması durumunda kendiliğinden hükümsüz hale gelecek. Bu tür kararlarla ilgili bilgi ve deliller iki ay içinde yetkili cumhuriyet başsavcılığına kolluk tarafından iletilecek. Mahkemelerce bu yönde alınmış
olan kararların bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilecek.
Tasarıya göre mağduru belirli bir gerçek kişi olan suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırfdyium Danıştay’daki yargılamı bir yılı aşmayan suçların faili adli para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını, hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı, hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b)
bendine göre belirlenecek miktar ile adli para cezasının aşağı sınırını, soruşturma giderleri ile birlikte, cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmayacak.