GENEL - 23 Ocak 2012 Pazartesi 12:23

(ÖZEL HABER) POLENLERİN ŞAHİTLİĞİ

A
A
A
(ÖZEL HABER) POLENLERİN ŞAHİTLİĞİ

Olayların aydınlatılmasında gelişmiş teknolojileri kullanan Türk Jandarma Teşkilatı, "Her suçlu farkında olmadan olay yerinde delil bırakır" sözünden yola çıkarak, çok sayıda olayı zanlıların üzerinde ya da kullandıkları suç aletlerinde ele geçen polen örnekleri sayesinde çözdü.
Türk Jandarma Teşkilatı, hırsızlık, cinayet, uyuşturucu madde kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı ve ırza geçme gibi olaylarda adli palinoloji yöntemini de kullanıyor. Biyoloji biliminin alt dalı olan palinoloji, adli olayların nerede ve ne zaman meydana geldiğini çözmeye yardım ediyor. Adli palinoloji toprakla temas halinde olan herhangi bir nesne üzerinde yapılabiliyor. Adli palinolojik materyaller içinde çiçekli bitkiler tarafından üretilen polenler, çiçeksiz bitkiler tarafından meydana getirilen
sporlar, mikro canlılar ve mikro fosiller işe yarıyor.
Polenlerin sadece bahar mevsiminde uçuşan tanecikler olmadığını belirten kriminal uzmanlar, "Her bitkinin kendine özgü çiçeklennme dönemi vardır. Polenlerin ömrü çevre şartlarına ve mevsime göre değişir. Adli vakalarda polenler hadisenin şekline göre toplanmalıdır. Hemen her yerde bulunan ve gözle görülmeyen polenler, olay yerinde bulunan kişilerin ve materyallerin üzerine bulaşır. Bu polenlerin uygun şekilde alınarak laboratuar incelenmesi ve tanımlanması bize kişinin veya materyalin bulunmuş
olabileceği yerler hakkında ipuçları verir" dedi.
Adli palinolojinin önemine dikkat çeken jandarma dedektifleri, "Adli palinologlar, cesedin üzerinden veya vaka mahallinden alınan polenlerle bunların doğal olarak bulunduğu yer, zaman, şüpheli şahıslar ve şüpheli objelerle vaka mahalli arasında ilişki kurmaya çalışırlar. Örneğin bir ceset üzerindeki çamur, adli palinologlar tarafından incelenir. İçindeki polenler tespit edilir. Bir bölgede çok nadir görülen bir ağaç türünden tabiata salınan polenlerin, o bölgeden tamamen farklı bir bölgedeki ceset
üzerinde bulunması, maktulün başka yerde öldürülüp taşındığı konusunda bilgi verecektir" şeklinde konuştu.
DAVALARIN GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARI
Olay yeri inceleme konusunun hassasiyetine dikkat çeken uzmanlar, "Suç ve suçlularla yapılan mücadelede soruşturmanın en önemli ve teknik kısmını, olay yeri inceleme çalışmaları oluşturur. Bu çalışmalardaki başarı, adalet sistemini doğrudan olumlu olarak etkiler. Olay yerinden elde edilen deliller olayın çözülmesinde ve hukuk sisteminin doğru işlemesinde oldukça önemli rol üstlenir. Unutulmamalıdır ki ’dedektif’ polen ve sporlar, davaların görünmez kahramanları ve suçluların korkulu rüyasıdır. Bitkilerin
parmak izi olan polenler, çıplak gözle görünmezler ama işlenen suçların aydınlatılmasında çok marifetlidirler. Her adli olayda suçlu, farkında olmadan ya olay mahallinden bir şey alır ya da oraya kendisinden bir şey bırakır. Tabiat her şeye kendi lisanıyla şahitlik eder" diye konuştu.
HIRSIZLIK POLENLER SAYESİNDE ÇÖZÜLDÜ
Bursa’nın Gemlik ilçesine bağlı Haydariye köyü yakınlarında M.A. isimli şahsın ağılından çalınan 3 koyunun zanlıları da polenlerin dili sayesinde yakayı ele verdiler. Jandarma ekipleri, bir okulun güvenlik kamerası kayıtlarından içinde 3 tane koyun bulunan bir otomobil geçtiğini belirlediler. Bunun üzerine şüpheli aracın plakası tespit edildi. Yakalanan zanlı, kamera kaydının bulunduğu okul civarından geçtiğini ancak ağıla kesinlikle gitmediğini beyan etti. Kriminal dedektifler, zanlının aracından
aldıkları polen numunelerini olay yerindekilerden aldıklarıyla karşılaştırınca zanlının yapacağı bir şey kalmadı. Alınan toprak numuneleri laboratuvara gönderilince örneklerin birbirleriyle aynı olduğu belirlendi. Jandarma ekiplerinin olayların çözümünde palinolojik bulguları kullanması, faili meçhul olayların çözülmesine büyük katkı sağlamış oldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.