YEREL HABERLER - 12 Ocak 2012 Perşembe 14:04

MALATYA MİLLETVEKİLİ VELİ AĞBABA: "MALATYALILAR HAKKINI İSTİYOR"

A
A
A
MALATYA MİLLETVEKİLİ VELİ AĞBABA: "MALATYALILAR HAKKINI İSTİYOR"

Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji,Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu üyesi Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaparak gündemdeki konuları değerlendirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ağbaba, konuşmasının ilk bölümünü Malatya’nın Büyükşehir yapılmaması konusuna ayırdı. Ağbaba konuşmasında, "Sayın Bakan, Malatya, büyükşehir olma konusunda yıllardan beri aldatılıyor. Sizden önceki İçişleri Bakanı, 12 Aralık 2010’da Şanlıurfa’da Malatya’nın büyükşehir olacağı konusunda Malatyalılara söz verdi. Bakanın ardından AK Parti’li arkadaşlarımız açıklamalar yaparak Malatya’nın 2010 yılı içerisinde büyükşehir olacağını Malatyalılara müjdelediler. Ancak Malatya 2010
yılında büyükşehir yapılmadı. 2011 yılının başında yine AK Parti’li arkadaşlar, Malatya’nın büyükşehir olacağını, büyük bir gururla Malatyalılara müjdelediler. 17 Mayıs’a gelindiğinde günler öncesinden AK Parti’deki arkadaşlar yine Malatyalılara büyük vaatler vererek ’Başbakan geliyor, Malatyalıları büyükşehir yapma sözü verecek’ dediler. Başbakan Malatya’nın meydanında ’Ey Malatyalılar, sizin nüfusunuz 742 bin ancak büyükşehir olmak için 750 bin nüfus gerekiyor’ dedi. Arkasından bu söylediklerim tamamen
Başbakana ait hemen ekledi ’Ey kadınlar hazır mısınız?’ dedi. ’Ey Malatyalılar, hazır mısınız?’ dedi. Herkes el kaldırdı ve ’Nüfusunuzu çoğaltın’ dedi. Yani Başbakan ’Çocuk yapın’ dedi. Yani Başbakan Malatya’nın büyükşehir olma konusunu Malatyalıların yatak odasına havale etti. 17 Mayıs’tan yaklaşık 6 ay sonra Başbakan bir açıklama daha yaptı. 11 ilin büyükşehir olacağı açıklandı. Malatya yine içlerinde yok. Değerli arkadaşlar, doğanın kanunu, çocuk 9 ayda oluyor. 6 ay beklemeden Malatyalılar tekrar
kandırıldı. Ben, onun için Malatya’nın, kandırılan, aldatılan kentin milletvekiliyim diyorum. Bu konuda Sayın İçişleri Bakanı’nın hem Başbakan’ın hem geçmiş dönendeki İçişleri Bakanı’nın sözünde durup Malatya’nın büyükşehir olmasını sağlamasını istiyoruz"dedi.
’’BÜYÜKŞEHİR KONUSU SADECE NÜFUSA ENDEKSLİ OLAMAZ"
CHP Milletvekili Veli Ağbaba konuşmasının devamında, "Büyükşehir olma meselesi sadece nüfusa indirgenecek kadar basit bir mesele değildir. Belki o, 11 ilin milletvekilleri alınabilirler ama değerli arkadaşlar, Malatya her anlamda o, 11 kentten daha fazla büyükşehir olmayı hak eden bir kentimiz. Bakın dünyada kuru kayısı ticaretinin tek başına yüzde 90’ını karşılayan bir kent Malatya. Bu kent İsmet Paşa’yı ,Turgut Özal’ı yetiştirmiş bir kent. Malatya ,Turgut Özal Tıp Merkezi’nin yapmış olduğu karaciğer
nakli konusunda dünyada ikinci, Türkiye’de birinci. Malatya’nın sanayisi, Malatya’nın bulunduğu konumu büyükşehir olmayı fazlasıyla hakkediyor" şeklinde konuştu.
"BÜYÜKŞEHİR MALATYA’NIN HAKKI"
Ağbaba "Sayın Bakan, Malatyalılar sizden bir bağış istemiyor, Malatyalılar hakkını istiyor. Bu konuda benden önceki milletvekilimiz Sayın Mevlüt Aslanoğlu, defalarca bunu dile getirdi. Ve burada da sözler verildi ama maalesef bu sözler tutulmadı. Malatyalılar kandırıldı arkadaşlar. Ben hakkımızın teslim edilmesini, Malatya’nın büyükşehir yapılmasını derhal istiyorum arkadaşlar. Bu, Malatyalıların hakkıdır, bizim hakkımızdır" ifadelerini kullandı.
CHP Milletvekili Veli Ağbaba konuşmasının ikinci bölümünde ise Uludere’de yaşanılanlara ayırdı. Ağbaba, "Tüm Türkiye’de yaşayan yüreği insan sevgisiyle dolu insanların yüreğine bir ateş düştü. 34 tane insan Uludere’de öldü. İnsanların ölmesinin sebebi bu ülkeyi yıllardır yönetenlerdir. Çünkü insanlara kaçakçılık yapmak dışında başka hiçbir şans bırakmamışsınız. Cumhuriyet Halk Partisi her koşulda, her zaman insan haklarını, yaşam hakkını kim olursa olsun savunmaya devam edecektir. Hükümet yetkililerinin
özür dilemesi gerekirken, bir AK Parti yetkilisi: ’Bu bir operasyon kazasıdır’ dedi. Arkadaşlar, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir şey söylenemez. Uludere’de öldürülen 34 insanın siyasi sorumluluğunu hükümet, bakanlar almalıdır. Ve o koltukta bir dakika bile zaman geçirmeden derhal istifa etmelidir" dedi.
"TUTUKLU GAZETECİLERİ UNUTMADI"
Ağbaba konuşmasının sonunda, "Ben 10 Ocak çalışan gazetecilerin ve baskısıyla çalışamayan gazetecilerin de gününü kutluyorum. Değerli arkadaşlar, nasıl ki Hasan Tahsinler hala yaşıyorsa bilin ki bugün gözaltına alınan Nedim Şenerler, Ahmet Şıklar, Mustafa Balbaylar da yaşayacaktır. Bu insanları gözaltına alan, bu insanları tutsak edenler mutlaka unutulacaktır ama bu insanlar yaşayacaktır." şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.
Antalya Bakan Ersoy: "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da Doğu ve Güneydoğulu iş insanlarının iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, Antalya ve ilçelerinde gerçekleştirdikleri ziyaret ve buluşmalarda yapılan çalışmaları inceleme ve eksiklikleri yerinde tespit etme imkanını bulduklarını söyledi. “Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik” diyen Ersoy, Antalya’nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta şehrin röntgenini çektiklerini aktardı. "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız" Turizm konusuna da değinen Bakan Ersoy, küresel düzeyde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sektörün büyük sorunlar yaşadığını belirterek, "Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimi doğru politikalar ve geliştirdiğimiz stratejiler neticesinde hem şehrimiz hem de ülkemiz adına büyük bir başarı elde ettik. Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız. Peki bu başarıların elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya’ya çevirmesi, Danimarka’da insanların Antalya’daki kültürel mirası araştırması sadece tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı çözümler geliştiriyoruz” dedi. “Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz” Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sağlık, doğa, inanç, gastronomi, spor gibi alanlarla turizmi çeşitlendirdiklerini kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın dört bir yanında, 200’den fazla ülkede Antalya’nın, Kemer’in tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz. Çin’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Manavgat’ı, Kemer’i, Side’yi tanıtıyoruz. İnsanlık tarihinin en önemli kültürel mirasına sahip olan bölgemizde bu mirasın gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın şehrimizi, ilçelerimizi ziyaret etmesi için tarihin en yoğun arkeoloji çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, restorasyonları, galerileri, festivalleri Antalya’mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen uluslararası filmlerin Antalya’da çekilmesini sağlıyoruz.” “Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister” İlçelere yapmış olduğu ziyaretlerde, gördüğü ve duyduklarını paylaşan Ersoy, "Biz dünyanın bir ucunda Avustralya’da gözbebeğimiz Antalya’nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi arttırmanın çabası içine girmişken şehrimizdeki bazı yerel yöneticilerimizin temel görevlerini dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu güzel şehir ve bu şehrin insanları kaybetmesin diye yerel yönetimlerin sorumluluğundaki birçok soruna el atıyoruz. Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya’nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz. Diğer bakanlıklarımızla görüşerek şehrin ihtiyaçlarının karşılanması adına elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Biz Antalya’nın turizmde dünyanın süper ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, yerel yönetimlerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Sadece kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik aynı zamanda bilgi ister, çalışma ister, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister. İyi bir belediye başkanı kendini değil kentini düşünen kişidir” diye konuştu. “Antalya bunu hak etmiyor” Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya’nın temel altyapı problemlerini çözme konusunda yeterli olamadığını ileri sürerek, "Tüm desteğimize rağmen sosyal ve kültürel yatırımlar konusunda, şehrin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz, Antalya’nın dünyanın en önemli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef bazı yerel yöneticilerimiz bu iddianın çok uzağında kaldılar. Eğer biz Antalya’nın küresel bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de böyle iddialı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya’nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim şehir için çalışan, dinamik kadrolara ihtiyacımız var. Antalya’nın bugün burada olduğu gibi birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten kadrolara ihtiyacımız var. Bu şehirde yaşayan, bu şehir için üreten, kalbi bu şehir için atan vatandaşlarımıza yönelik; ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine saygı duyan, herkese eşit davranan, adil yerel yöneticilere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.