Diyarbakır’da bazı siyasi parti ve derneklerin temsilcileri ile bir araya gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaptıkları ortak basın açıklamasının ardından Başbakan Erdoğan’ın Meclis’teki konuşmasını eleştirdi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hak-Par, KADEP, ÖSP, DTK, Tev-Kurd ve TDŞK gibi bazı siyasi parti ve dernekler ile bir araya gelerek yeni anayasayla ilgili hazırladıkları metni basına açıkladı. Demirtaş ve Hak-Par Genel Başkanı Bayram Bozyel’in açıklamalarının ardından, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Meclis’te BDP’ye yönelik yaptığı sert konuşması soruldu. Demirtaş, Başbakan ile aynı üslubu kullanmayacağını belirterek, "AK Parti Genel Başkanı’nın
partimize, şahsımıza yönelik hakaretlerine aynı üslup ile cevap vermeyeceğim. Siyasette seviyenin bu şekilde düşürülmesi doğrusu hiçbir soruna ve çözüme katkı sunmaz. Mesele bizim koyun güdüp gütmeme meselesi değildir. Genelkurmay Başkanı ve Başbakan 35 çocuğun ve gencin katledilmesinden sorumludur, şu andaki gündem budur, bunun hesabını vermeleri gerekir. Verilmesi gereken cevap budur, biz koyun güder miyiz, güdemez miyiz o halkın verebileceği bir karardır. Biz de halkın iradesine ve yaklaşımına her zaman
saygı duyduk buna da saygı duyarız, Başbakan merak etmesin. 35 çocuğun ve gencin savaş uçakları ile bombalanmasıyla ilgili Genelkurmay Başkanı ve AK Parti Genel Başkanı Başbakan sıfatıyla ne diyor, bunlara cevap vermeleri lazım. Dolayısıyla konuyu saptırarak, gündemi değiştirerek Uludere katliamının üstünü örtmeye çalışmasınlar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Eğer hiddetlenecekse, öfkelenecekse bu katliamı gerçekleştirenlere öfkelenmelidir. Başta kendisi olmak üzere çıkıp halka hesap vermeli, halktan özür
dilemelidir. Genelkurmay Başkanı savaş uçaklarının orayı bombalamasıyla ilgili en üst düzeydeki sorumludur, Başbakan siyasi olarak en üst düzeydeki sorumlusudur, bir şey olmamış gibi davranamazlar. Konuyu kapatmak için bize hakaret edip, hedef gösterip tehdit ve şantajla üstünü örtemezler" dedi.
"GENELKURMAY BAŞKANI İLE İLGİLİ YAPTIĞIM AÇIKLAMA HAKARET İÇERİKLİ DEĞİLDİR"
Demirtaş, Genelkurmay Başkanına yönelik Onbaşı söylemine de açıklık getirerek, "Genelkurmay Başkanı ile ilgili yaptığım açıklama da hakaret içerikli değildir. Bir Genelkurmay Başkanı bir Kürt halkının anadilde eğitim yapıp yapmayacağına dair karar verme mercii değildir. Bunları ifade etme yetkisi de yoktur. Anayasa tartışmalarının yoğunlaştığı dönemde Kürt halkının anadilde eğitim yapıp yapmayacağını Genelkurmay Başkanı açıklayamaz. Başbakan bize ve BDP’ye yönelik bu şekilde bağırıp çağıracağına kendi
atadığı Genelkurmay Başkanına dönüp oradan anayasa sürecinde siyaseti etkilemeye yetkin yoktur demelidir. Madem geçmiş Genelkurmay Başkanları siyaseti yönlendirdikleri için tutuklanıyorsa mevcut genelkurmay Başkanı aynı şeyi yapıyor. Savcılar genelkurmay başkanına, yüzlerce generale terörist başı diyor kimsenin zoruna gitmiyor ben on başı deyince mi zorunuza gidiyor. Benim ifade ettiğim genelkurmay başkanının Kürt halkının anadilde eğitim hakkı ile ilgili ifade ettiği şeyler, bir on başının yapacağı
açıklama kadar etki yaratmıştır anlamındadır. Başbakan’ın da Genelkurmay’ın da gündemi değiştirmeye hakkı yoktur, hesap vermesi gereken iki merci şu an danışıklı olarak gündemi değiştirmeye çalışmalarını asla kabul etmiyoruz. Bizim açımızdan gündem demokrasi ve özgürlük meselesidir. Sıcak gündemimiz ise Uludere katliamının hesabının verilmesidir, bunun da kimsenin üstünü kapatmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Bir albayın görevden alınmasıyla ilgili ise Demirtaş, "Tugay komutan yardımcısının sorumluluğu nedir, ne değildir, bu soruşturma kapsamında ortaya çıkacak. Soruşturmanın derinleştirilmesi lazım. Heron görüntülerini izleyen Ankara’dır. Sınır ötesi operasyona teskere isteyen parlamentodur ve onaylayan da hükümettir. O gün o emri veren Ankara’daki Genelkurmay’dır. Dolayısıyla Ankara’ya kadar uzanan bir sorumluluk sinsilesi olduğu ortadadır. Sadece nöbetçi bir subaya olayı yıkıp bu işin üstünden
atlayabileceklerini düşünüyorlarsa yanılgıdır. Orduda işleyişin nasıl olduğunu bilmeyen yoktur. Sınır ötesi bir operasyon ve hava harekatı yapılacaksa bunun Genelkurmay Başkanı’nın onayı olmadan yapılamayacağını herkes bilir. Bu nedenle soruşturma derinleştirilmeli, bütün askeri ve siyasi sorumluları kimlerin bu işi gerçekleştirdiği ortaya çıkartılarak yargıya teslim edilmeli, Başbakan da siyasi sorumluluğunu üstlenip halktan özür dilemelidir. Şahsımızda bu halka hakaret etmeyi bir kenara bırakıp çıkıp özür
dilemelidir, kendisine düşen görev de budur" dedi.
"OPERASYONLARA AÇIK DESTEK SUNAN ABD DE İSRAİL DE ULUDERE KATLİAMINDAN SORUMLUDURLAR"
Bir gazetecinin Uludere’de yaşanan olayın istihbarat yanlışlığı mı yoksa kirliliği mi sorusuna ise Demirtaş, "Bize bilmem kimin uşağı diyenler Amerika ve İsrail’e nasıl uşaklık yaptıklarını bu operasyonlar ile gösteriyorlar. Bir istihbarat kırıntısı için, bir pradatör, heron görüntüsü için kimlere yalvar yakar olduklarını Türkiye’nin onurunu ayaklar altına aldıklarını nasıl bir uşak tavrı gösterdiklerini görüyoruz. Bu nedenle istihbarat kimden gelmiş kim yönlendirmiş, kim detaylı bilgi vermiş bunları
araştırıp ortaya çıkarması gereken hükümettir. Uluslararası başka güçlerin burada bir payı var mı, yok mu bunların araştırılması lazım. Amerika Birleşik Devletlerinin hava operasyonları ile ilgili AK Parti hükümetinin kendi ifadesi ile belirtiyorum nitelikli istihbarat verdiği biliniyor. ABD şu anda heron görüntüleri ile uydu görüntüleri ile nitelikli istihbarat veriyor hükümete. Dolayısıyla ABD’nin de Uludere katliamında her halükarda sorumluluğu vardır. İster o nokta operasyonu ile ilgili istihbaratı
vermiş olsun, ister vermemiş olsun ama bütün bu askeri operasyonlar ile ilgili açık destek sunan ABD de İsrail de Uludere katliamından sorumludurlar" şeklinde cevap verdi.