YEREL HABERLER - 16 Ocak 2012 Pazartesi 10:12

İÇME SUYUNA ÜCRETSİZ ANALİZ

A
A
A
İÇME SUYUNA ÜCRETSİZ ANALİZ

Antalya Büyükşehir Belediyesi Laboratuvar Şube Müdürlüğü, isteyen vatandaşların içme suyunu ücretsiz analiz ediyor. 2011 yılında çeşitli noktalardan bin 700 adet şehir şebeke suyu numunesi alınarak gerekli analizi yapıldı. Antalya’nın içme suyu temiz çıktı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’na bağlı Berna Dedeman Laboratuvar Şube Müdürlüğü’nce 2011 yılında mücavir alan sınırları içerisinde çeşitli noktalardan bin 700 adet şehir şebeke suyu numunesi alındı. Şehir şebeke suyu numunelerinde yapılan fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerde herhangi bir kirliliğe rastlanmadı. Yetkililer, Antalya’da yaşayan vatandaşların musluklarından akan mineral bakımından zengin olan suyu rahatlıkla içip kullanabileceğini belirtti.
GİDİP NUMUNE ALINIYOR
Şehir şebeke suyunun özelliğini öğrenmek isteyen veya suyun kalitesiyle ilgili şikayeti olan vatandaşlar, Berna Dedeman Laboratuvar Şube Müdürlüğü’nün 321 78 77 ya da 321 46 00 telefon numaralarını arayıp bilgi alabiliyor. Laboratuvar Şube Müdürlüğü yetkilileri, “Vatandaşımız bize telefon ettiği zaman ekibimizi adrese gönderiyoruz. Suyun tahlilini yaptıktan sonra raporunu sunuyoruz. Bu hizmetler karşılığında hiçbir ücret almıyoruz. Eğer kişinin suyunda olumsuz bir durumla karşılaşıldıysa hemen Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü’nü arıyoruz. Ancak yaptığımız araştırmalarda suyumuzun temiz olduğu ortaya çıkıyor. Yurttaşlarımız, şebeke suyundan akan suyu gönül rahatlığıyla içebilir” dedi.
TÜRKAK’TAN AKREDİTE
Berna Dedeman Laboratuvar Şube Müdürlüğü, su ve atıksu kapsamında Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından TS EN ISO 17025 standardından akredite edilen parametre sayısını, 2011 yılında 28’den 42’ye çıkartarak uluslararası geçerlilik kapsamını genişletti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan da ’Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlilik Belgesi’ne sahip olan Berna Dedeman Laboratuvar Şube Müdürlüğü, aynı zamanda içme suyu analizleri de yapıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.