POLİTİKA - 13 Ocak 2012 Cuma 13:43

BDP EŞBAŞKANI GÜLTAN KIŞANAK`IN BASIN TOPLANTISI...(1)

A
A
A
BDP EŞBAŞKANI GÜLTAN KIŞANAK`IN BASIN TOPLANTISI...(1)

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, bugünkü operasyonlarla açıkça AK Parti hükümeti ve Başbakan’ın, partileri hakkında kapatma hükmünü verdiğini savunarak, "Partimize yönelik estirilen terörün bir tek manası vardır; bu da hükümetin BDP gibi barışı, demokrasi, özgürlükleri savunan güçlü bir muhalefete tahammül edememesi ve yargının, Anayasa Mahkemesi’nin, yasaların, hukukun, her şeyin yerine kendisini koyarak partimizi kapatmak istemesidir" dedi.
Kışanak, BDP Genel Merkezi’nde Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Hakkari Milletvekili Adil Kurt ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek, birçok ilde eş zamanlı düzenlenen KCK operasyonlarına tepki gösterdi. "Açıkça hükümet ve Başbakan partimiz hakkında kapatma hükmünü vermiştir" diyen Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Anayasa Mahkemesi’ne gerek kalmadığını, Anayasa Mahkemesi iradesinin de bir anlam ifade etmediğini, bunu hükümet icraatları ile
başarabileceğini’ düşündüğünü ileri sürdü.
Kışanak, hükümetin BDP’yi fiilen, pratik olarak kapatmak istediğini de savunarak şöyle devam etti:
"Yaptığı uygulamaların, partimize yönelik estirilen terörün bir tek manası vardır; bu da hükümetin BDP gibi barışı, demokrasi, özgürlükleri savunan güçlü bir muhalefete tahammül edememesi ve yargının, Anayasa Mahkemesi’nin, yasaların, hukukun, her şeyin yerine kendisini koyarak partimizi kapatmak istemesidir. Bu, ’biz parti kapatmalara karşıyız’ edebiyatının ne kadar boş ve anlamsız olduğunu da gösteren bir durumdur. Anayasa Mahkemesi’nin bir hükmü kalmamıştır. Oranın parti kapatmayla ilgili bir icraat
yapmasına zaten gerek kalmamıştır. Hükümet devletin bütün gücünü eline alarak, bunu otoriter bir şekilde kullanarak partimizi kapatmaya çalışıyor."
"HER İNSANIN EVİ BİR PARTİ OLUR"
Başbakan Erdoğan’a ’Bu partiyi kapatmaya senin gücün yetmez’ diye seslenen Kışanak, şunları kaydetti:
"Her bir ev, bu ülkede demokrasiyi barışı, özgürlükleri savunan her bir insanın evi bir parti olur. Her bir insanımız bir parti kadrosudur. Bunu anlamadın mı daha? 6 bin insanı cezaevine tıktın, bu parti tıkır tıkır işliyor. Bir 6 bini daha cezaevine götürsen bu parti yine işleyecek. Her gün parti binalarımıza baskın yaparak, polis terörü estirerek, bizi işlemez hale getirme çalışıyorsun; ama şunu bil ki her bir evimiz bir partidir. Biz sizin gibi siyaseti Hazine’den aldığımız paralarla, sermaye
çevrelerine peşkeş çekerek elde ettiğiniz rantlarla saltanat içinde yürütmüyoruz. Biz siyasetimizi halkımıza olan aşkımızla yürütüyoruz, özgürlüğe olan sevdamızla yürütüyoruz. Koşullarını da her fırsatta yaratırız. Siyaset yapmanın koşullarını senin zulmün ne kadar artarsa artsın, biz yaratırız, sana karşı mücadelemizi en güçlü şekilde bundan sonra da yürütürüz. Bundan medet umma. ’Bu partiyi kapatırsam, kapısına kilit vurursam, işlemez hale getirirsem, yöneticilerini tutuklarsam; artık muhalefet
yapamazlar zannediyorsan, yanılıyorsun. Biz sana muhalefet etmenin, sana karşı direnmenin, halkımızı savunmanın, özgürlükleri savunmanın bin bir yolunu buluruz. Sana ders vermek için en güçlü mücadeleyi her koşulda yürütürüz."
"HERKESE MÜCADELE VE DİRENİŞ ÇAĞRISI YAPIYORUM"
Kışanak, konuşmasının sonunda Türkiye’deki herkese, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmak isteyen herkese, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan herkese bir çağrıda bulunmak istediğini söyledi. Kışanak, şunları söyledi:
"Sıranın bize gelmesini beklemeyin. Faşizmin sırası dipsiz bir kuyu gibidir. Hepimizi o dipsiz kuyunun en dibine çekene kadar faşizm kendi otoritesini, kendi baskıcı yüzünü bize gösterecektir. Bunu beklemeden hemen bugün, hemen şimdi her birimiz bulunduğumuz yerde, kendi imkanlarımızla bu faşizme karşı en güçlü mücadeleyi yürüterek bu faşizmi yenmek durumundayız. Halkın iradesini kırabileceğine olan inancını kırmak zorundayız. Böyle bir boş hayale kapılmışlar. ’Daha fazla baskı yaparsak, Türkiye
muhalefetini sustururuz’ zannediyorlar; ’Kürtleri sustururuz, demokrasi güçlerini gıkını çıkaramaz hale getiririz’ zannediyorlar. Bunun mümkün olmadığını, bu ülkede faşizme karşı direnecek milyonlar olduğunu göstermeliyiz. Bunu için tüm demokrasi güçlerine, demokrasiden ve barıştan yana olan herkese mücadele ve direniş çağrısı yapıyorum. Yine halkımıza; moralinizi bozmayın. Biz çok büyük badireler atlatarak bugüne gelmiş güçlü bir direniş odağıyız, güçlü bir muhalefetiz. Halkın iradesi yenilmezdir. Kendi
gücümüze güveneceğiz. Köyde, kırda, kentte, insan hakları kuruluşlarında, partimizde, sendikalarda, sokakta, meydanda, her yerde kendimize güvenerek direnişi yükselteceğiz. Bu faşizm karşısında mücadele etmek ve direnmek insanlık onurunun, insanlığın bir gereğidir. Kendimize sahip çıkacağız, onurumuza, insanlığa sahip çıkacağız ve direneceğiz, zulüm de bu direniş karşısında diğer zalimler gibi yenilecektir. Ama bugün, ama yarın."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.