Diyanet Sen Malatya Şube Başkanı Refik Metin, "Kanaat önderlerine ve imamlara her zaman ihtiyaç vardır" dedi.
Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı basın açıklamasında, Malatya İl Genel Meclisi bünyesinde kurulan Kadın Hakları ve Eşitlik Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, "Eşler arasında yaşanan şiddet olaylarında, yaşanılanların mahkemeye taşınmadan evvel bölgenin ileri gelenleri ve toplum üzerinde etkisinin olduğuna şüphe duymadığımız din adamlarının arabuluculuk yapmasına imkan tanınacak düzenleme yapılmalıdır" şeklindeki ifadelerin değişik yorumlanmasına ilişkin konuşan Diyanet Sen Malatya Şube Başkanı
Refik Metin, "Kültürümüzde, tarihimizde daha düne kadar her birimizin hayatında bir hatırası bulunan, büyüklere, bugünün ifadesi ile kanat önderlerimize sıkıntılarımızı havale etme özleminden ibaret olup böylece hem bir değerimizi zinde tutma hem de bu yolla olayların büyümesini önleyerek mahkemelerin veya güvenlik güçlerinin iş yükünü hafifletme arzusundan ibarettir. Yani herkes kendi değer verdiği büyüğü ile sorununu paylaşacak. Bu büyük birine göre müftüdür, imamdır, bir diğerine göre dededir, bir
diğerine göre hahamdır, papazdır, bir diğerine göre ağadır, beydir bir diğerine göre işverendir, patronudur, bir diğerine göre şudur budur" ifadelerini kullandı.
"Şu günlerde ombudsmanlık (kamu denetçisi) müessesesini oluşturma gayretinde olan devlet büyüklerinin düşüncelerinin bu fikirden farkı var mı acaba? Başkanımız olayları imamlara götürelim diye bir lokal, müşahhas teklif yerine kanaat önderlerini gündeme getiriyorken, bu bahane ile imamlığı yıpratmak için kullanmaya yeltenilmektedir " diyen Metin, açıklamasını özetle şöyle tamamladı:
"Cami imamları kurtuluş savaşında kimden geri kaldı, sütçü imamları yok mu sayacağız? Meclisin oluşumunda din adamlarının rolünü kim inkar eder? Depremlerde camiye imama başvuruldu da imamlar yüz mü çevirdi? Terör olmasın diye, kardeş kanı akmasın diye, ülkenin bütünlüğü için, milletin yararına, alkolle uyuşturucu ile mücadelede, sağlık birey ve sağlıklı toplum için, huzurlu aile oluşumu için, hutbelerimizde vaazlarımızda azamı yer ayırdık. Bilinmelidir ki halkımız bu tür yaklaşımlara değer
vermemektedir. Özellikle birliğe beraberliğe şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde acaba bu tür tutumlar ne kadar katkı sağlar? diye düşünmeliyiz. Her zaman asgari müşterekler de bir araya gelme gayretinde olan aziz milletimiz esef verici ajite kokan haber adı altındaki fitne ve fesat değirmenine su taşıyanları çok görmüş ve hepsinin de başarısızlığa mahkum olarak tarihin çöplüğüne gömüldüğünü müşahede etmiştir."