POLİTİKA - 23 Ocak 2012 Pazartesi 16:33

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY DİYARBAKIR`DA

A
A
A
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY DİYARBAKIR`DA

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İçkale’de bulunan kemiklerle ilgili nihai kararın Adli Tıp Kurumu tarafından verileceğini belirterek, "Çok gecikmeden Adli Tıp Kurumu’nun elindeki işleri erteleyip, bu konuya yoğunlaşarak bize bir tarih dönemi saptamasına imkan verecek olan bilgileri vermesi gerekiyor. Bizim şu anda kaygı duyduğumuz gibi 90’lı yıllarla mı ilgilidir, yoksa çok daha eski tarihlere mi gidiyor bunu öğrenmeye çalışacağız" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ı makamında ziyaret ettikten sonra geçtiğimiz günlerde kazı çalışmalarında çıkan insan kemiklerinin bulunduğu İçkale mevkiinde inceleme yaptı. Bir günlük inceleme için Diyarbakır’a geldiklerini belirten Bakan Günay, İçkale’yi önemsediğini ve bütün eksiklikleriyle bölgeyi turizme kazandırmak için çalışma yapacaklarını söyledi. Günay, "İçkale’yi çok önemsiyorum. Bu yıl İçkale’yi bütün eksiklikleriyle bir anlamda ihale süreçlerini
tamamlamak, belki uygulama süreçlerini tamamlamak gibi bir niyetimiz var. 2013’e ben şahsen herhangi bir işimiz kalmasın istiyorum. 2013 yılında İçkale’nin teşhir tanzim projeleriyle uğraşalım. Diyarbakır halkının ve bütün dünyanın hayranlıkla izlemesine uygun bir mekan haline getirelim düşüncesindeyim ve amacındayım. Bu yıl bunu başarabileceğimizi umut ediyorum. Gaziantep’de Zeogma Müzesi’nin yapılması nasıl bu şehri Türkiye’nin, hatta dünyanın gündemine taşıdıysa, İçkale de bu tarihsel tescilli
yapılarıyla, içindeki farklı fonksiyonlu yapılarıyla birlikte zannediyorum ki Diyarbakır’ın kültür turizminin önemli duraklarından olmasına büyük katkı sağlayacaktır. Burada yaptığımız işlerin tarihsel dokuya uygun bir şekilde yapılmasından ötürü zaman zaman gecikme oluyor, ama ortaya çıktığında hayranlıkla izlenecek olan bir kültür mekanına kavuşmuş olacaktır. Onun dışında Diyarbakır’da yaptığımız çalışmalar var. Ben İçkale’nin çevresindeki surların bir an önce ayağa kaldırılmasının hem güvenlik, hem
de görsellik açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da çalışmalarımıza başladık, ihale sürecindeyiz, projelerimiz tamamlandı. Surları çok daha bütünüyle ele almak gerektiğine inanıyorum. Çünkü Türkiye Diyarbakır surlarından çok İstanbul surlarını biliyor. Ama Diyarbakır surları tarihi ve kapladığı alan itibariyle dünyada çok sayılı sur yapılarından birisidir. Eşi benzeri çok az olan sur yapılarından birisidir. Bunu önce Diyarbakır halkına sonra Türkiye’ye ve daha sonra tüm dünyaya öğretmemiz
gerekiyor. Bu alanda geçmiş yıllarda bir ihmal olmuş. Şimdi hızla bunu gidermeye çalışacağız. Bu konuda özel idarenin, vakıfların öteki birimlerin bizimle iş birliği kadar aynı niyet ve gayretle yerel yönetimlerin de işbirliğine ihtiyacımız var. Zaman zaman bu alanlarda bazı duraksamalar görüyoruz. Son zamanlarda büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki sayın cumhurbaşkanımız ve sayın başbakanımız da konuyla çok yakından ilgileniyorlar. Diyarbakır surlarıyla ilgili cumhurbaşkanlığı makamında geçtiğimiz
günlerde özel bir toplantı yapıldı. Sayın başbakan da Diyarbakır’daki kültür yapıyı ayağa kaldırılmaya yönelik bütün konuları yakından takip ediyor. Kaynak konusunda da her hangi bir sıkıntımız yok. Bütün kurumlarımızla Diyarbakır’ın tarihi kültürel eserlerini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz" dedi.
"KEMİKLERİN HANGİ DÖNEME AİT OLDUĞUNU ADLİ TIP BELİRLEYECEK"
Gezi kapsamında İçkale’ye gideceğini belirten Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu alanda çıkan insan kemiklerinin hangi döneme ait olduğunun adli tıp kurumu raporu sonrasında ortaya çıkacağını söyledi. Bakan Günay, "Bugün İç Kale’ye gideceğiz, çünkü burada geçtiğimiz günlerde yaşadığımız özel bir sorun var. Orada alt yapı çalışmalarında insan kemikleri çıktı ve sayı sanırım 19’a ulaştı. İlk çıkanlar hemen adli tıpa gönderildi. Hangi döneme ait olduğuna ilişkin bize bilgileri adli tıp verecek.
Çeşitli yorumlar yapılıyor. Ben İçkale’nin tarih içinde yaşadığı sıkıntıları yakından biliyorum. 12 Eylül sonrasında sıkı yönetim nezarethanesi ve sıkıyönetim savcılığı olarak kullanıldığı dönemleri biliyorum. O dönemlerde eski bir milletvekili arkadaşımın dosyasını okumak için gelmiştim. Oradaki ürkütü verici tablo, görüntü, o duygu ortamı hala hafızamdan çıkmıyor. Sonra 90’lı yıllarda çok daha vahim kullanımlara konu edildiğini biliyoruz. JİTEM merkezi olarak kullanıldığını da biliyoruz. Bunlarla
ilgili midir yoksa daha eskiye mi gidiyor bu konuda adli tıp bir görüş söyleyecek. Herhangi bir yorum yapmayı şuanda önyargılı bir kamuoyu oluşturmak konusunda sakıncalı sayarım. Ben de son bilgileri alıyorum, dikkatle takip ediyorum. Ama nihai bilgileri de gecikmeden dönüşte Adalet Bakanlığı’ndan rica edeceğim, çok gecikmeden adli tıpın elindeki işleri erteleyip bu konuyla yoğunlaşarak bize bir tarih dönemi saptamasına imkan verecek olan bilgileri vermesi gerekiyor. Bizim şuanda kaygı duyduğumuz gibi 90’lı
yıllarla mı ilgilidir yoksa çok daha eski tarihlere mi gidiyor? Bunu öğrenmeye çalışacağız" şeklinde konuştu.
"DİYARBAKIR ÖNEMLİ BİR KÜLTÜR MERKEZİ HALENİ GELECEKTİR"
Diyarbakır ve Türkiye’nin önemli tarihlerinden olan Ulu Camii’nde de incelemeler yapacağını belirten Günay, Diyarbakır’ı önemli bir kültür merkezi haline getireceklerini söyledi. Bakan Günay, "Ulu Camii Diyarbakır ve Türkiye’nin çok önemli tarihi eseri olduğu için oradaki çalışmaları yerinde göreceğiz. Diğer tarihi ve kültürel eserlerimizin olduğu yerleri gezeceğiz. Ulu Cami’yi takip ettiğimiz kadar, buradaki kilise yapılarının da ayağa kalkmasını yakından takip ediyoruz. Diyarbakır’ı biz Türkiye’de
çoğulculuğun yeniden inşa edildiği, çok kültürlülüğmretmemiz gerekiyor. Bu alanda geçmiş yıllarda bir ihmalün inşa edildiği ve çok kültürlülüğün barış içinde yaşadığı önemli bir kültür merkezi yapmak istiyoruz. Bir kültür durağı, Türkiye’nin kültür turizminin önemli merkezlerinden birisi yapmak istiyoruz. Burası tarihen çok önemli kütüphanelerin, yazarların, aydınların bulunduğu mekandır ve tekrar o kimliğiyle ayağa kalsın istiyoruz. Geçmiş yıllarda burada yaşayan o büyük insanlar ve büyük isimler
Diyarbakır’ın tarihte ne kadar büyük bir medeniyet merkezi olduğunu öğrenmemiz konusunda bize yol gösterebilir, rehberlik yapabilir ve tarihimizi iyi öğrenebilirsek buradan nereye gidebileceğimiz konusunda daha sağlam fikir sahibi olabiliriz" diye konuştu.
"KATLİAM MERKEZİ OLARAK KULLANILMIŞSA BİZ O ACI HATIRANIN KÜLLENMESİNİ İSTEMİYORUZ"
Bakan Ertuğrul Günay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin ’Kemiklerin bulundu yer sit alanı, özel yetkili savcılık çalışmaların ağır gittiği gerekçesiyle iş makinesi istedi ama bu reddedildi. Kemikler 90’lı yıllara ait çıkarsa yeni bir dönem başlar mı? sorusunu yanıtlayan Bakan Günay, "Burada çok geniş alan ve çok sayıda yapı var. Eğer gerçekten bir katliam merkezi olarak kullanılmışsa elbette biz o acı hatıranın küllenmesini istemeyiz. Bir biçimde o acı hatıra
ibret olsun diye onu da koruyacak olan, onu da hafızalara kazıyacak olan bir düzenlemeyi belki düşünebiliriz. Ama bu konuda bir karar vermek için önce adli tıpın sunacağı raporu bilmemiz gerekiyor. Hangi döneme aittir, hangi tarihe aittir. Belki de şuanda tartışılan dönemlere ait değildir. Belki başka acı sayfalara aittir. Oraya topluca insanlar gömülmüşse belki 90’lara değil, başka dönemlere ait çıkabilir. Her neyse onu elbette bir yere uygun bir şekilde resmetmeye ve uygun bir şekilde çakmaya çalışacağız.
Ama önce adli tıpın ne söylediğini bilmemiz gerekiyor. Onun dışında tabi burası bir sit alanı, iş makineleriyle gelişigüzel çalışılamaz, ama çalışmayı hızlandıracak önlemler alınabilir mi bunu da kurul ile ilgili arkadaşlarımızla konuşacağız" ifadelerini kullandı.
"KİTAP YASAKLAYARAK BİR YERE VARACAKLARINI SANAN HUKUK ADAMI VARSA ONLAR İÇİN ÜZÜLÜRÜM"
Bakan Ertuğrul Günay, Musa Anter’in bazı kitaplarının mahkeme kararıyla yasaklanmasını takip edip etmeyeceği sorusunu yanıtlarken, kitapların toplanması çağının geride kaldığını söyledi. Günay, "Ben herhangi bir kitabın, şiirin, şarkının yasaklanması çağını çok geride bıraktığımızı düşünüyorum. Hala kitap, şarkı, şiir yasaklayarak bir yere varacağını sanan hukuk adamı varsa onlar için üzülürüm. Elbette şiddetin övülmesi, önerilmesi, desteklenmesi dünyanın bütün evrensel hukuk mevzuatında kısıtlanmıştır.
Bunun dışında herhangi bir yasak getirilemez kanısındayım. Bütün faili meçhuller yüreğimizi kanatmıştır ama ben Musa Anter’i özellikle hatırlarım. Onun kitabi ile ilgili bir yasak getirilmesini anlayışla karşılayamam" dedi.
"GERGİNLİK ÇIKARMAK BİZİM İŞİMİZ DEĞİL"
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Fransa’nın sözde Ermeni yasa tasarısının senatoda görüşüldüğünü ve çıkacak kararla ilgili bakanlık olarak bir yaptırım uygulayacak mısınız sorusuna, gerginlik çıkarmanın kendi işleri olmadığı yanıtını verdi. Bakan Günay, "Ben kültür ve turizm alanında çalışıyorum, yani barışı tesis etmenin altyapısı üzerinde çalışıyorum. Gerginlikler yaratmak bizim işimiz değil. Onun misillemesini sanıyorum dışişleri bakanlığımız ve başbakanlığımız belirleyecektir. Biz de kendimize
düşen alanda dikkatlice üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız. Ama özel bir yaptırım gayreti bizim işimiz değildir. Ben Fransa Parlamento Senatosu’nun bu gün akla aykırı bu kararı reddedeceği umudunu taşıyorum. İnşallah bu gün akıl doğrulusunda bir gelişme olur. Biz işimizi yapıyoruz. Siyasi gerginlikler üzerinden karar vermiyoruz. Biz kendi ilişkilerimizde doğru işler varsa olumlu destek sağlıyoruz. Bütün bunlardan bağımsız olarak Fransa Arkeoloji Enstitüsü’nün Türkiye’de yaptığı iki kazıyı bu gerginlikler
yokken iptal ettik çünkü yaptıkları işleri doğru yapmamışlardı. Bu gelişmelerden bağımsız ve daha özgür bir tavrı kendimiz için daha uygun buluyoruz" diye konuştu.
"SANATÇILARA DESTEKLER SÜRÜYOR"
Son günlerde sinemacılarla Kültür Bakanlığı arasında bir tartışmanın yaşandığı sorusuna da yanıt veren Bakan Günay, bu konudaki düşüncelerini de paylaştı. Bakan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda tamamen bir yanlış anlaşılma var. Genel müdür vekili arkadaşımız yeni bir arayışımızı dile getirirken sanıyorum bir bilgi karartması yapılmış. Yanlış bir yorum yapılmasına yol açılmış. Destek aynen sürüyor. Destek 7 yıldır sürüyor ve bunu 5 yıldır ben devam ettiriyorum. Bu sayede Türk sinema seyircisi 2 milyonlardan 20-25 milyonlara geldi. Türk sinema yapımları 10’lardan 60-70’lere geldi ve uluslar arası alanlarda da çok büyük ödüller alıyoruz. Ayrıca gişede başarılı olmuş, bütün halk
tarafından sevilmiş, barışa, insan haklarına, aile yapımızın toplumsal dayanışmamızın güçlenmemize katkı yapmış filmlere ek bir teşvik verebilir miyiz, desteğin dışında diye bir arayışımız var. Bu ikisini galiba arkadaşlarımız birbirine karıştırmış. Halka ulaşmış ve halk tarafından beğenilmiş filmlere ayrıca teşvikimiz var. İkisini birbirine karıştırmışlar ve oradan bir fırtına koparılmaya çalışıldı, ama sanıyorum ki konuyu düzelttik."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya İl Genel Meclisinde yeni dönem heyecanı Kütahya İl Genel Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını yaptı. Yeni seçilen 37 il genel meclisi üyesi, ilk toplantıda meclis başkanı, başkan vekilleri ve katip üyeler için oy kullandı. Yapılan seçimler sonucunda 37 oyun 36’sını alan Muammer Özcura İl Genel Meclisi Başkanlığına tekrar seçildi. Meclis Birinci Başkan Vekilliğine MHP’li Ümit Çimen, Meclis İkinci Başkan Vekilliğine AK Partili Hüseyin Doğan seçildi. Meclis Asil Katip üyeliklerine Sadık Sarı ve Emin Volkan Çelik, Meclis Katip Yedek üyeliklerine Davut Karakurt ve Ömür Eldiven seçildi. Kütahya İl Genel Meclisi Başkanı Muammer Özcura, yaptığı açıklamada, "Kütahya birlik beraberlik içerisinde güzel hizmetleri, çalışmamızı görecek inşallah. Biz daha önce yaptığımız İl Genel Meclisi’nin başarısını Özel İdarenin başarısını aynı şekilde sürdürmeye çalışacağız. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Allah mahcup etmesin, inşallah yola devam. İl Genel Meclisi’nin Milli Eğitim’den AFAD’a sadece köyler ve kırsal kesim değil, 546 köyümüzün altyapısı, içme suyu, kanalizasyonu, yolu ana sorumluluğumuz. Bunun yanında Milli Eğitim’e, okullara, afet durumlarında sağlık kurumlarına destek olmak gibi her konuda bize düşen görevler var. Belediye ile işbirliği içerisinde, geçmişte olduğu gibi hizmetlerimize devam edeceğiz.Biz programlı gidiyoruz. Geçmişteki il genel meclis üyelerimizin ve idaremizin almış olduğu programlar var. Programlarımız aciliyet sırasına göre gerçekleşiyor. Birinci önceliğimiz, her zaman olduğu gibi, içme suyu, kanalizasyon ve yol. Bundan sonraki gelen taleplere ve imkanlara göre değerlendiriliyor. Bu şekilde zaten programlarımız da aksama olmaz. Yeni gelen arkadaşlara da bu programlar hakkında kısa bilgilendirme yapıldı. Aynı şekilde devam edeceğiz, inşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. Mecliste 18 AK Parti’nin üyesi, 12 Milliyetçi Hareket Partisi, 5 Cumhuriyet Halk Partisi, 2 Yeniden Refah Partisi, toplam 37 üyemiz var" diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı verilen öğle arası sonrası yargılamanın devam edeceğini söyleme üzerine tutuklu sanıklara söz verdi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Furkan Anıl Bahar, “Bu ülkeye 8-9 yıldır hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Tutuklanınca çalıştığım kurum benim sözleşmemi iptal etti. Sadece ’Albüm’ ve ’Tren’ adlı barlarda çalıştım. Tren adlı mekanda Ayhan isimli garson vardı. Bu ismi sadece burada duydum. Tutukluluk sürem göz önünde bulundurularak beraatimi talep ediyorum” ifadelerine yer verdi. “Telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk” Hakkındaki suçlamaların iddia olarak kaldığını söyleyen tutuklu sanık Gökhan Gülümser, “Somut bir durum yoktur. Ben araç tamiri üzerine çalışıyorum. Geçmişte Albüm ve Tren adlı mekanlarda valelik yaptım. Çalıştığım süreçte telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk. Polis uygulamaya geldiği zamanlar saklıyorduk. Çünkü memurlar görünce telsizlerimizi kırıyorlardı” diye konuştu. Çukurambar’da bulunan bir mekanda 2019 yılında 2.5 ay vale olarak çalıştığını söyleyen tutuklu sanık Hasan Aslantaş, “Kesinlikle suçlamaları kabul etmiyorum. Vale olarak çalıştığım dönemde bizden sorumlu olan kişiyi Fethi Kara olarak tanıyordum. Bizde telsize ‘arkadaş’ diyorduk. Arkadaş dememizin nedeni emniyetten gelip telsizi gördüklerinde yanlış anlayabiliyorlardı” dedi. Tutuklu sanık beyanlarının ardından duruşma Perşembe günü devam etmek üzere ertelendi.