GENEL - 07 Şubat 2012 Salı 15:24

BATMAN`DA FAİLİ MEÇHUL ÇALIŞMALARI

A
A
A
BATMAN`DA FAİLİ MEÇHUL ÇALIŞMALARI

Batman Barosu Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıpları Araştırma Komisyonu üyeleri tarafından bir yıla yakın zamanda hazırlanan rapor verilerine göre, 255 kişi ile ilgili olarak 102 kişinin Hizbullah, 153 kişinin ise PKK tarafından öldürüldüğüne dair verilere ulaşıldığını söyledi.
Batman Barosu Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıpları Araştırma Komisyonu üyesi meslektaşlarının büyük bir özveriyle yaptıkları çalışmanın eseri olarak ortaya konan 2011 yılı çalışma raporunu kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Avukat Yusuf Tanrıseven, raporda yer alan birtakım bilgilerin eksik ya da yanlış olduğu yönünde çıkan haberlerin ardından bir milletvekili tarafından yapılan açıklamanın, raporu ’okumama’ probleminden kaynaklandığının düşünülerek yeni bir açıklama yapma zorunluluğu hissettiklerini
belirtti. Tanrıseven, "Batman Barosu Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıpları Araştırma Komisyonu’nun 2011 yılı çalışma raporunda incelemelerde bulunulan dosyalardan 255 kişi ile ilgili olarak 102’sinin Hizbullah, 153’ünün ise PKK örgütü tarafından öldürüldüğüne dair verilere ulaşıldığı, ancak bu verilerin de kesinlik taşımadığı, sadece valilik terör zararları komisyonuna sunulmuş belge ve bilgilerin bu doğrultuda olduğunun unutulmaması gerektiği, atıfların çoğunlukla; olay tutanaklarında tutanağı tutan kamu
görevlilerince, mağdur ailelerinin ifadelerinde, Cumhuriyet Savcılığı soruşturma dosyalarında veya valilikten tazminat talebinde bulunan kişilerin iddiaları olduğu belirtilmiştir. Ailelerin bilgi vermesi, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve Özel Yetkili Ağır Ceza mahkemelerindeki dosya, bilgi ve belgelerin incelenmesi durumunda daha ayrıntılı ve açıklayıcı bilgilere ulaşılacağı raporda belirtilmiştir" dedi.
"ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 4 KAYNAKTAN TOPARLANMIŞTIR"
Komisyon tarafından hazırlanan çalışma kitapçığının 4 ayrı kaynaktan elde edilen veriler doğrultusunda hazırlandığını belirten Av. Yusuf Tanrıseven, bu kaynakların Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Müdürlüğü, Valilik ve İnsan Hakları Derneği olduğunu söyledi. Tanrıseven, "Farklı kaynaklardan alınan bilgilerin bir kısmında uyumluluk olduğu gibi çelişkili bilgilerin de azımsanmayacak ölçüde olduğu, mümkün olduğunca çelişkili kısımların da belirtilerek tüm bilgilerin bir arada verilmesine çalışıldığı, bu
aşamada doğru veya yanlış tespitine girişilmeden çelişkileri ile birlikte tüm bilgileri bir arada vermenin doğru olacağı düşüncesiyle tablolar oluşturulduğu da raporda belirtilmiştir. Raporda ayrıca kişilerin PKK veya Hizbullah örgütleri tarafından öldürüldüğü iddiasının komisyonun iddiası olmadığı, 2011 yılı çalışma raporunun yayınlanmasındaki amaçlardan birinin de bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması suretiyle, bilgi ve görgü sahiplerinde mevcut olabilecek bilgi ve belgelerinin komisyona
ulaştırılmasının sağlanması olduğu, böylece daha doğru ve çok bilgiye sahip olunabileceği, 2011 yılı çalışma raporunun yayınından sonra sivil toplum kuruluşları, basın kuruluşları, avukatlar ve mağdur ailelerinden komisyona yeni bilgilerin ulaştırılacağının umut edildiği, tüm çalışmaların paralelinde yeni bilgilere ulaşıldıkça, eldeki verilerle birleştirilerek güncelleme faaliyetlerinin devam edeceği, bu çalışmanın sadece birinci aşama olduğu hususları vurgulanmış ve basın açıklaması yoluyla
da deklare edilmiştir. Bu konuda Komisyon üyelerimiz gerçeğe ulaşmak için elinden gelen çabayı göstermiştir. Komisyon başkanı da raporda isimleri geçen kişilerin ailelerine yönelik gerekli açıklamayı yapmıştır. Yönetim kurulu olarak komisyonumuzun çalışmasını daha önce desteklediğimiz gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"MİLLETVEKİLİ RAPORU OKUMAMIŞTIR"
Batman Baro Başkanı Av. Yusuf Tanrıseven açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Sayın milletvekilinin, açıklamasında belirttiği Sason ilçesi Heybeli köyünde meydana gelen olayla ilgili olarak raporda, sadece savcılık ve mahkeme kararlarındaki bilgilere değinilmemiş, insan hakları derneği kayıtlarında olayın devlet güçleri tarafından gerçekleştirildiğinin iddia edildiği de açık bir şekilde yazılmıştır. Milletvekilinin, ’Resmi ideolojinin yaklaşımının Batman Barosu tarafından biliniyor olmasına rağmen bu çalışmanın bağımsız kuruluşların raporları yok sayılarak hazırlanmış olmasını
yanlış buluyorum’ şeklindeki sözleri ya raporu okumadığını, ya da komisyonun kaynak olarak aldığı İnsan Hakları Derneği’ni bağımsız bir kuruluş olarak görmediğini açıkça göstermektedir. Yine hukukçu olan vekilin, mahkeme kararları ve tutanaklarını ise resmi ideolojinin görüşü olarak kabul edip yok sayılması gerektiği yönündeki sözlerini de anlamak mümkün bulunmamaktadır. Benzer komisyonlar, hemen hemen bölgedeki bütün barolarda kurulmasına rağmen, bu konuda elini taşın altına koyarak, karşılaştığı tüm
zorluklara karşın büyük bir özveriyle çalışma yapan tek baro Batman Barosu olmuştur. Tüm bu hususlar, Batman Barosu Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıpları Araştırma Komisyonunun 2011 yılı çalışma raporunda ayrıntılı olarak belirtilmesine rağmen, yıllarca faili meçhul cinayetleri diline pelesenk etmiş ancak bu uğurda iki satır çalışma yapma veya rapor hazırlama zahmetine bile katlanmamış kişilerin, baromuzun gösterdiği irade ile bölgemizin karanlık dönemine ışık tutmaya ve faillerin bulunup hak ettikleri cezayı
almalarını sağlamaya yönelik çaba ve gayretlerine destek olunması gerekiyor. Destek olunması gerekirken ’Kim olursa olsun faillerin bulunması’ çabasına karşılık, büyük bir özveriyle çalışan komisyon üyelerinin şevklerini kırmak istercesine ’Faillerin kimler olmaması gerektiği’ çabasına odaklanmış bir zihniyetle yaptıkları özür talepli açıklamaları karşısında asıl ’Aynaya bakıp özür dilemesi gerekenlerin’ kimler olduğunun takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz".
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sağlıklı yaşam için dedeler ve torunlar sporda buluştu Çorum’da sağlıklı bir yaşam için çocuklar aile büyükleriyle sporda buluştu. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde çocuklar, dedeleri ve nineleri ile birlikte egzersiz yaptı. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, gözetiminde gerçekleştirilen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, egzersiz faaliyetlerin hem kalp hastalarının üzerindeki olumlu etkileri hem de insan yaşamında önemine dikkat çekildi. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nin kalp krizi geçiren, bypass olan, stent takılan, kalp pili takılan veya kalp kapakçığı değişen hastaların egzersizlerle yaşamlarına devam ettiği bir ünite olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, kardiyak rehabilitasyonun son yıllarda önemi daha fazla bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. “Kalp hastaları egzersiz yapabilir” Geçmişte kalp hastaları için “bu kalp hastası egzersiz yapmasın, iş yapmasın, herhangi bir şey olur” kaygılarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karavelioğlu, “Kalp hastalarının kriz geçirdikten sonra 1-2 hafta sonrasında bile egzersiz yapabilmesinin güvenli olduğunu hem de uzun dönemde ölüm oranlarının azaldığını biliyoruz. Özellikle 1970 ve 1990’larda kalp hastalarının egzersiz yapabileceğine yönelik ivme daha da arttı. Avrupa’da ve Amerika’da kalp hastalarının işe dönüşlerinin de hızlandığını biliyoruz. Bu nedenle Kardiyak Rehabilitasyonu önemsiyoruz. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 40’lı yaşlardan başlayarak 80’le yaşlara kadar egzersiz yaptığımız hastalarımız var” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde burada çocukların aile büyükleriyle birlikte spor yapmalarını istediklerini anlatan Prof. Dr. Karavelioğlu, “Burada dedeler ve ninelerin kendi torunlarıyla egzersiz yapmasını istedik. Sadece çocukluk, gençlik döneminde değil ikinci bahar olarak tanımladığımız ileriki yaşlarda da egzersiz alışkanlığının önemli olduğuna dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenledik. Kardiyak Rehabilitasyon bir ekip işi. Tek bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Fizyoterapistten, kardiyolojisi, fizik tedavi bölümü, kardiyak rehabilitasyon hemşireleri, diyetisyenden psikososyal danışmanımıza kadar büyük bir ekibin ortaya koyduğu özverili bir çalışma bu. Bu nedenle burada görevli ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Merkeze egzersiz için gelen Fatma Doğan, merkezden memnun olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığımız, başhekimimiz Sinan bey ve Yusuf hocamıza bu imkanı bize tanıdıkları için teşekkür ediyoruz. Bu merkezde sosyal bir aktivitemiz oluyor. Bu bizi mutlu ediyoruz. Sağlıklı bir yaşam için egzersiz yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 7 yıla yakındır tedavi gördüğünü anlatan Fatma Tunç da, “Buradaki aktivitelere spor yapıyorum. Burada kendimi zinde hissediyorum. Yapılan aktivitelerle hasta psikolojisinden kurtularak hastalığımızı geri plana atıyoruz. Sporla sağlıkla yaşamımıza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kalp sağlığı ilgili büyük problemlerinin bulunduğunu anlatan Aylin Tura ise, “Oğlumu kaybettikten sonra Yusuf hocamızın büyük desteklerini gördüm. Bugünlere beni getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Spor yapıyorum ve şimdi iyiyim” dedi. Etkinlik sonunda Başhekim Prof. Dr. Sinan Zehir ve Kamu Hastaneleri Hizmet Başkanı Dr. İhsan Demirbaş, programa katılan çocuklarla birlikte pasta keserek günlerini kutladı.
İstanbul Merkez Bankası faizi değiştirmedi Para Politikası Kurulu, politika faizinin yüzde 50 seviyesinde sabit tutulmasına karar verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK) , politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Karar metninde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğinin altı çizildi. Karar metninde Mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleştiği ifade edilerek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etti. Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir” denildi. Metinde Kurul’un; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürdüğü işaret edilirken, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edileceği ifade edildi. Metinde likidite gelişmelerinin yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılmaya devam edileceği vurgulandı. Metinde şu ifadeler yer aldı: “Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”