EKONOMİ - 01 Ağustos 2021 Pazar 17:07

Bakan Varank’ın açılışını yaptığı fabrika temiz oda sistemlerinde ithalatı azaltmayı hedefliyor

A
A
A
Bakan Varank’ın açılışını yaptığı fabrika temiz oda sistemlerinde ithalatı azaltmayı hedefliyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yalova’da hastanelerde, laboratuvarlarda, ilaç üretimi yapılan tesislerde ve savunma sanayiinde sıklıkla kullanılan temiz oda sistemleri üretilecek fabrikanın açılışını yaptı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yalova’da hastanelerde, laboratuvarlarda, ilaç üretimi yapılan tesislerde ve savunma sanayiinde sıklıkla kullanılan temiz oda sistemleri üretilecek fabrikanın açılışını yaptı. Türkiye’nin temiz oda malzemelerinde ithalat oranının yüksek olduğunu belirten Bakan Varank, cari açığın yüksek olduğu sektörlerde yapılan yatırımlara büyük önem verdiklerini vurguladı.


Bir dizi etkinliğe katılmak için Yalova’ya gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Özyapı Temiz Oda Sistemleri Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirdi. Varank, açılışta yaptığı konuşmada orman yangınları üzerinden toplumsal kardeşlik hukukunun hedef alındığını dile getirdi. Toplum içinde daha büyük yangınların tutuşturulmak istediğini kaydeden Varank, “Gün kaos, gerilim, kavga ve şiddet isteyenlerin emellerini boşa çıkaracak, 85 milyon vatandaşımızın birlik ve beraberlik günüdür. Bütün yangınları birlik ve beraberlik ruhuyla söndüreceğiz” diye konuştu.


Açılışı yapılan fabrikaya da değinen Varank, temiz odanın içinde bulunan kişileri ve aletleri kötü kokudan, tozdan ve mikro-organizma gibi parçacıklardan koruyan hijyenik bir sistem olduğunu belirtti. Varank, bu odalarda sıcaklık, basınç, gürültü ve hava hareketliliği konularında uyulması gereken çok sert uluslararası standartlar olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:


“Dolayısıyla bu sektör çok hassas ve yüksek teknolojili bir alan. Bu sistemler hastanelerde, laboratuvarlarda, ilaç üretimi yapılan tesislerde ve savunma sanayiinde sıklıkla kullanılıyor. İşte bu fabrikada temiz oda sistemlerinde kullanılan malzemelerin imalatı ve montajı yapılıyor. Türkiye olarak temiz oda malzemelerinde maalesef ithalat oranımız yüksek. Bu yüzden firmamız ilk olarak bu oranı düşürmeyi hedeflemiş durumda. İkinci ve esas hedef ise ihtiyacımızı karşıladıktan sonra ihracatçı konumuna geçmek. Tabii, mahiyeti itibarıyla bu malzemeler sürekli Ar-Ge’ye ihtiyaç duyan ve teknolojik açıdan geliştirilmesi gereken ürünler. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de ayakta kalabilmenin yolu, rekabetçiliğin temel unsuru olan Ar-Ge ve inovasyondan geçiyor. Bu yüzden firma yetkililerine fabrika bünyesinde hızlıca bir Ar-Ge merkezi kurmalarını tavsiye ediyorum.”


Cari açığın yüksek olduğu sektörlerde yapılan yatırımlara büyük önem verdiklerini anlatan Varank, bu fabrika yatırımı için teşvik belgesi ve önemli destek sağladıklarını ifade etti. Varank, inşaat sektörünün Türkiye nüfusunun yüzde 9’unu istihdam ettiğini anlattı. 2020 yılı rakamlarına göre inşaat sektörü cirosunun 627 milyar lira ile tüm sektörlerin yüzde 7’sini temsil ettiğini kaydeden Varank, sektörünün dünyadaki pozisyonunu geliştirmesi adına firmalara önemli destekler sağladıklarını kaydetti. Bugüne kadar KOSGEB’in bu alanda üretim yapan 12 bin 280 işletmeye 153 milyon lira destek verdiğini kaydeden Varank, şöyle konuştu:


“Kalkınma ajansları aracılığıyla 574 projeye 875 milyon lira kaynak aktardık. Yine TÜBİTAK aracılığıyla son 19 yılda sektörün yürüttüğü Ar-Ge projelerine 331 milyon lira destek sağladık. Bütün bu destekler, bir taraftan firmalarımızda Ar-Ge kültürünü pekiştirirken, diğer taraftan da rekabetçi kalabilmelerinin teminatı oluyor. Tabii bizim asıl önemsediğimiz firmalarımızın Ar-Ge kültürünü içselleştirmeleri. Bu bağlamda kendi bünyelerinde kurdukları Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerini destekliyoruz. Bakınız bugün inşaat malzemelerinde endüstriyel tasarım, iç mimarlık ve mimarlık alanlarında Ar-Ge faaliyeti yürüten firmalarımıza ait 8 Ar-Ge Merkezi ve 14 Tasarım Merkezi bulunuyor. Şüphesiz bütün bu Ar-Ge destekleri ve çalışmaları, yapı malzemeleri sektörünün dünyadaki pozisyonunda kaldıraç görevi görüyor.”


Milli Teknoloji Hamlesi ışığında bütün sektörlerde atılımlara devam ettiklerine vurgu yapan Varank, gemi inşa sanayiinin gelişimini de takip ettiklerini ifade etti. Türkiye’de bulunan 84 faal tersanenin 30’unun Altınova’da yer aldığını belirten Varank, bu tersaneler için toplamda 2.7 milyar liralık sabit yatırım öngörüsünde sahip 23 teşvik belgesi düzenlediklerini dile getirdi. Varank, 2020 yılında bu tersanelerden yapılan ihracatın 462 milyon dolara ulaştığını dile getirerek, “Öyle ki, Yalova’nın ihracatının yüzde 88’ini bu tersaneler oluşturuyor. Tersaneler istihdam noktasında da il ekonomisine çok büyük katkı sunuyor. Bu tesislerden 26 binin üzerinde vatandaşımız evine ekmek götürüyor” diye konuştu.


Yalova’da kimya, turizm ve süs bitkileri alanlarında da önemli gelişmeler kaydedildiğini anlatan Varank, şunları kaydetti:


“Bu bağlamda biz de Bakanlık olarak bu yüksek potansiyelin faydaya dönüştürülmesi noktasında adımlarımızı hızlandırıyoruz. Derdimiz Yalova’nın hak ettiği noktalara gelmesi. Üç büyük şehrin kavşağında yer alan Yalova’yı yatırımcıların cazibe merkezi haline getirmek. Bizden önce OSB’si olmayan bu şehrin şu anda 5 tane OSB’si var. Sanayi sitesi var. Teknoloji Geliştirme Bölgesi var. Ar-Ge Merkezleri var, Tasarım Merkezleri var. Doğu Marmara Kalkınma Ajansımız tarafından sağlanan altyapılar var. Bakınız, Yalova’nın en büyüklerinden olan DoWAksa sağladığımız proje bazlı teşvik ile tereddütsüz bir şekilde 535 milyon dolarlık karbon elyaf yatırımı yapıyor. Bu yatırım tamamlandığında 400’den fazla kişiye ekmek kapısı olacak. 2023 yılına kadar kapasiteyi 13 bin 400 tona çıkaracak olan DowAksa karbon elyaf alanında dünya pazarının yüzde 10’una sahip olacak. Yine Türkiye’nin global çelik üreticisi Tosyalı Holding, Yalova İMES Makine İhtisas OSB’de 500 dönümlük dev bir yatırıma başlama kararı aldı. 1 milyar liralık yatırımla kurulacak bu tesis yan sanayisiyle birlikte 2 bine yakın istihdam sağlayacak. İşte bütün bunlar, bu yatırımlar nasıl oluyor biliyor musunuz? Yatırımcı dostu olmakla, onların derdiyle dertlenmekle oluyor. Yatırımcılara gereken değeri vermekle, onların ihtiyaç duyduğu altyapıyı sağlamakla oluyor. Sanayiciye planlı alanlar sunan OSB’ler ve lojistik imkanları geliştiren Osmangazi Köprüsü ile oluyor. İşte tüm bu yatırımlarla birlikte reform gündeminden de hiçbir zaman kopmuyoruz.”


Ardından Bakan Varank, Vali Muammer Erol, AK Parti Yalova Milletvekilleri Ahmet Büyükgümüş, Meliha Akyol ve protokol üyeleriyle fabrikanın açılış kurdelesini kesti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Bayraktar: “15 Nisan itibariyle 3 bin 225 maden ruhsat sahası denetlendi” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bakanlık olarak madenlere yönelik yaptıkları denetimleri artırdıklarını kaydederek “Bu yıl, 15 Nisan itibariyle 3 bin 225 maden ruhsat sahasının denetimi gerçekleştirildi. Çalışanlarını öncelemeyen hiçbir işletmeyi bizim desteklememiz söz konusu olamaz” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Ankara’da bir otelde Türkiye Kömür Üreticileri Derneği’nin (KÖMÜRDER) tarafından düzenlenen ‘Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Vizyon Organizasyonu’ programına katıldı. Programda konuşan Bakan Bayraktar; pandemi, deprem, tedarik zinciri problemleri ve devam eden savaşlara rağmen Türkiye ekonomisinin son 3,5 yıldır kesintisiz olarak büyüdüğünü söyledi. Gelişen ekonomi, üretim ve ihracatın büyümesiyle Türkiye’nin maden ihracatının her geçen gün arttığını ifade eden Bakan Bayraktar, sürdürülebilir kalkınma ve net sıfır emisyon hedeflerini gerçekleştirilebilmesi için gelecekte madenlere daha fazla ihtiyaç duyulacağını kaydetti. “Ülkemizi enerjide ve madende bağımsız kılmamız gerekiyor” Kullanılan enerjinin 3’te 2’sinin ithal edildiğini dile getiren Bakan Bayraktar, “Doğal gazın neredeyse tamamını dışarıdan alıyoruz. Petrolün yüzde 92’si, kömürün yüzde 40’ını ithal kaynaklardan karşılıyoruz. Bu da ciddi bir cari açık problemini ortaya çıkarıyor. Bu nedenle ülkemizi enerjide ve madende mutlak suretle bağımsız kılmamız gerekiyor. Bunu yapabilmek için de elbette yerli kaynaklarımızı yeraltı zenginliklerimizi ve yenilenebilir kaynaklarımızı maksimum düzeyde ekonomimize kazandırmamız gerekiyor. Bu amaç doğrultusunda 2017 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Milli Enerji ve Maden Politikamızı’ kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz. Bu politika çerçevesinde ülkemizin kaynaklarını, yüksek teknoloji ve uluslararası standartlarda geliştirerek gelecek nesiller için kullanmakta kararlıyız. Yerli kömürden altına, nadir toprak elementlerinden bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı sürekli artırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin, elektrik üretiminin yüzde 36’sını, birincil enerji arzının ise yüzde 26’sını kömürden sağlandığını sözlerine ekleyen Bakan Alparslan Bayraktar, 2022 yılında 39 milyon ton, 2023 yılında ise 41 milyon ton kömür ithalatı yapıldığını ifade etti. Dünyanın birçok gelişmiş ekonomisinin yoğun olarak kömür kullanmaya devam ettiğini kaydeden Bakan Bayraktar, ‘Kömürden çıkıyoruz’ diyen Avrupa’daki birçok ülkenin kömür tüketimlerinin arttığına şahit olduklarını söyledi. “2022 yılında 6,5 milyar dolarlık ihracat yaparak madencilik sektörümüz Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı” Türkiye’nin yıllık 150 milyon ton kömür üretim hedefine ulaşmasının sektörü daha ileri bir noktaya taşıyacağı değerlendirmesini yapan Bakan Bayraktar, “2022 yılında 6,5 milyar dolarlık ihracat yaparak madencilik sektörümüz Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Geçtiğimiz yıl bir miktar düşüş olsa da bu yıl maden ihracatımız yeniden artış trendine girdiğini gösteriyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 civarında bir büyüme sağladık. Nihai hedefimiz, madende de ülkemizi net ihracatçı konuma getirmek” ifadelerini kullandı. “3 bin 225 maden ruhsat sahasının denetimi gerçekleştirildi” Bakan Bayraktar, madenlere yönelik yapılan denetimleri arttırdıklarına vurgu yaparak sözlerini şu şekilde devam etti: “MAPEG, 2023’te maden ruhsat sahalarına ilişkin 8 bin 828 denetim yaptı. İncelemeler sonucunda 1 milyar 260 milyon liralık idari para cezası uygulandı. Tespit edilen uygunsuzluklar nedeniyle toplam 2 bin 421 faaliyet durdurma işlemi kararı verdi. Bu yıl ise 15 Nisan itibariyle 3 bin 225 maden ruhsat sahasının denetimi gerçekleştirildi.”
Trabzon Fatih Sultan Mehmet Han’ın Karadeniz’e varış güzergahını tespit ettiler Trabzon’da "MÖ. 401-400 Yılında Onbinler’in ve 1461 Yılında Fatih Sultan Mehmet’in Karadeniz’e Varış Güzergâhlarının Tespit Edilerek Modellendirilip Coğrafi İşaretlerle Belirlenmesi" adlı çalıştay düzenlendi. Çalıştayda geçmişten günümüze elde edilen bulgular tartışıldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ev sahipliğinde Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ’MÖ. 401-400 Yılında Onbinler’in ve 1461 Yılında Fatih Sultan Mehmet’in Karadeniz’e Varış Güzergâhlarının Tespit Edilerek Modellendirilip Coğrafi İşaretlerle Belirlenmesi” etkinliğine Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. "Amacımız turistlerin bölgemizde daha fazla kalması ve turizm gelirlerinden kırsaldaki vatandaşlarımızın pay almasını sağlamaktır" Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Çalıştay Başkanı ve KTÜ Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmail Köse, "Adından da anlaşılacağı üzere projemizin amacı MÖ 400’lü yıllarda Trabzon’a ulaşan on bin paralı askerin geçiş güzergahını, denizi görüp anıt diktikleri olası noktayı ve Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılı ağustos ayında Trabzon’u fetih için kara ordusuyla gelirken kullandığı olası uluyolu bilimsel verilere dayalı bulgularla en doğru şekilde tespit ederek bölgemiz turizminin hizmetine sunup, 11. Kalkınma Planı ’Öncelikli Gelişme Alanları-Turizm’, ’Kültür ve Sanat’ başlıkları altında hedeflenen politika ve tedbirler çerçevesinde, turistik destinasyonları farklılaştırıp, turistlerin bölgemizde daha fazla kalmasını, turizm gelirlerinden kırsaldaki vatandaşlarımızın da pay almasını sağlamaktır. Onbinler’in Trabzon’a varış güzergahları ve denizi gördükleri nokta olan Thekes Tepesi ile ilgili çok sayıda farklı, spekülatif görüş olmasına karşın Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’a varış güzergahıyla ilgili birkaç sınırlı çalışma haricinde saha bulgularına dayalı araştırma yapılmamıştır. Proje çalışmaları kapsamında bütün bu eksikliklerin giderilerek, bilimsel verilere dayalı bulgularla güzergah ve lokasyon tespiti yapılması, bulguların haritalandırılarak modellendirilip bölge kalkınmasının hizmetine sunulması amaçlanmıştır. Pers taht savaşlarına katılan On bin paralı askerin günümüzden 2.425 yıl önce Bağdat yakınlarından başlayıp liman şehri Trabzon’a ulaşan zorlu, zorunlu, uzun yürüyüşlerinin Bayburt-Trabzon arasındaki kısmında olası geçiş rotasını ve aylar süren büyük yürüyüş sonrasında kurtuluşa ulaşmayı sembolize eden Karadeniz’in ilk defa görülebildiği Thekes Tepesi’nin yerini tespit etmek için bizim öncemizde gerek yerli gerekse Batılı araştırmacılar tarafından çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bununla birlikte şimdiye kadar hiçbir araştırmacı bizim kadar kapsamlı bilim dallarından oluşan bir ekiple, bütün olasılıkları ele alıp, değerlendirecek şekilde, erişilebilen birincil ve ikincil literatürü bütüncül bir anlayışla tarayıp, sahayı iki yıl gibi uzun bir süre araştırarak, her olasılığı değerlendirdikten sonra bir sonuca varacak yöntem bilim takip etmemiştir. Projede elde edilen bulgular ve modelleme çalışmaları Proje ekibi tarafından bütün ayrıntılarıyla bugün ele alınıp tartışılacaktır. Elde ettiğimiz bulgular maalesef topografik değişim ve kasıtlı alan müdahaleleri nedeniyle yüzde 100 doğruluk taşımamakta olmakla birlikte proje çalışma arkadaşlarımızın görüş birliğine vardığı, bilimsel verilere dayalı olası en doğru tespitler olarak belirlenmişlerdir" dedi. Olası geçiş rotaları tespit edildi Çalıştayda konuşan KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ise "Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmail Köse yürütücülüğünde, Üniversitemiz Teknoloji Ofisi desteğiyle, Arkeolog, Tarihçi, Coğrafyacı, Haritacı, Kent Plancısı, hocalarımızın katkılarıyla hazırlanan ve TÜBİTAK tarafından desteklenmeye layık görülen, bu proje sosyal bilimlerde proje üretip, yeni bulgu ve çıktılar ortaya koymanın da mümkün olabileceğinin en iyi göstergelerindendir. Gerek Trabzon’un gerekse komşu Gümüşhane ve Bayburt’un turizm potansiyeline katkı sağlayacak ve alternatif yeni turistik rotaların alt yapısını oluşturacak olan proje iki yıl sürmüş ve bugün itibarıyla başarıyla tamamlanmıştır. Araştırmacı hocalarımız, zorlu koşullarda Trabzon, Gümüşhane, Bayburt üçgenindeki araziyi 2 yıl boyunca tarayarak, Onbinler’in ve Fatih Sultan Mehmet’in olası geçiş rotalarını tespit etmeye çalışmıştır. Sahada elde edilen bulgular, literatür ve arşiv kayıtlarıyla karşılaştırılarak rota geçişlerinin örtüşmesi sağlanmış, bütün bu veriler dijital interaktif haritalara aktarılarak, araştırılan güzergahta ki tarihî, köprüler, kaleler, hanlar ve şehitlikler fiziki imkanlar doğrultusunda modellenerek işlenmiştir. Proje çalışmaları kapsamında elde edilen bulgular bugünkü çalıştay ile kamuoyunun bilgisine sunulacaktır" diye konuştu. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım da, "Sahip olduğu zengin tarihi mirasla bölgesinde bir turizm ve kültür merkezi olan Trabzon, tarih içinde çok sayıda hadiseye şahitlik etmiştir. Bu hadiselerin belki de en önemlilerinden biri MÖ. 400 yılında Onbinlerin Karadeniz’e ulaşan yolculukları, diğeri Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u fetih yürüyüşüdür. Her iki tarihi hadisenin detaylarının ortaya çıkarılması kadar, gerek Onbinlerin kurtuluşu yürüyüşü sırasında, gerekse Fatih Sultan Mehmet’in fetih yürüyüşü esnasında kullanılan rotaların belirlenmesi de şehir tarihi açısından çok önemli bir hizmet olmuştur. Söz konusu rotaların bilimsel metotlarla belirlenerek, bölge turizminin hizmetine sunulması, turizm imkan ve fırsatlarının çeşitlendirilmesine katkı sağlayacak, Trabzon ve komşu illerin turizmden aldıkları payı artıracak, ulusal ve uluslararası tanıtımlarına çok önemli bir katkı sağlayacaktır" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından çalıştay, ’Antik Yollar ve Geçiş Güzergahları Onbinler’in ve Fatih Sultan Mehmet’in Geçiş Yaptığı Olası Rota ve Sahadaki Gerçeklik, Modelleme ve Haritalandırma’ oturumları ile devam etti.