GENEL - 01 Ağustos 2019 Perşembe 12:52

Sosyal medya hastalığını anlatan kısa film izlenme rekorları kırdı

A
A
A
Sosyal medya hastalığını anlatan kısa film izlenme rekorları kırdı

Yalova Üniversitesinde iletişim sanatları okuyan Ensar Özyurt ve Melek Alkan, sosyal medya bağımlılığına dikkat çekmek için kısa film çekti.

Yalova Üniversitesinde iletişim sanatları okuyan Ensar Özyurt ve Melek Alkan, sosyal medya bağımlılığına dikkat çekmek için kısa film çekti.


Filmde bir kafede soygun yapan hırsız ve kasiyerin ne kadar sosyal medya bağımlısı olduğu anlatılıyor. Hırsız kasiyere silah uzatıyor ve kasiyer o anı ölümsüzleştirmek için telefonunu çıkarıp resim çekerek sosyal medyada paylaşıyor. Kafede oturan müşteriler olaya şahit oluyor, ama telefonla polisi arayıp yardım isteyeceklerine, sosyal medyada paylaşmak için o anın görüntüsünü çekiyor. Hırsız, kasiyeri öldürdükten sonra telefonunu çıkarıp resim çekiyor ve "İlk cinayetim" yazıktan sonra "Katil hissediyor" ifadelerini kullanıyor.


Günümüzdeki sosyal medya tehlikesini anlatan kısa filmin yapımcılarından Ensar Özyurt, “Filmin ilk giriş sahnesinde bile kasiyere parayı uzatırken herkesin elinde telefon olduğunu görüyoruz. Müşteri verdiği paraya bakmıyor, kasiyer aldığı paraya bakmıyor, bu şekilde başlayan bir film. Bunun sebebi de, artık muhabbet etmiyoruz, bir yere oturduğumuz zaman muhabbet yok, dönmüyor. Hiçbir şekilde kimse kimseyle konuşmuyor, duygusunu paylaşmıyor, yanında olmayan kişiyle paylaşıyor genelde. Yanında biri var, ama telefonun ucunda da biri var, belki de kimse yok. Biz bu filmi çekerken daha çok insanların sosyal medya kullanımına dikkat çekmek istedik. Sosyal medyanın bu kadar abartılı bir şekilde kullanılmasına dikkat çekmek istedik. Sosyal medyayı kullanırken de daha çok beğenilmek istiyoruz. Hepimizin derdi bu, beğenilmek, ilgi odağı olmak. Bunun dışında kimse bir şey istemiyor. Takipçim çok olsun, popüler olayım" dedi.


Özyurt, "Türkiye’den örnek verelim. 80 milyon insan var. 80 milyonu da en ünlüsü ben olayım istiyor. Para da kazanmak değil dertleri, sadece beğenilmek. Beğenilmeyi neden bu kadar çok istiyoruz? Bunu sorgulamak lazım. Filmdeki kız namlunun ucundayken bile bundan bir prim çalışıyor. Bunu servis ediyor, sosyal medyayla paylaşıyor. Ama orada ölebilir de, ölüyor da zaten. Öldükten sonra oradaki insanlarda bir yetkiliyi aramak yerine telefonla onun fotoğrafını çekiyor, bunu paylaşıyorlar. Böyle bir toplum haline geldik. Bunlar abartı değil gerçek. Sonuçta bir olay olduğunda, bir kaza olduğunda fotoğraf çekmeye başlıyoruz. Bir gün telefondan başımızı kaldırabilirsek, bir gün telefonsuz yaşayabilirsek bunun farkına varırız. Sosyal medya kullanmadığımız zaman kendimizi sanki toplumdan dışlanmış gibi hissediyoruz. Niye? Neden? Halbuki insanlar çevremizde, ama hiç biri de çevremizde değil” şeklinde konuştu.


Kısa filmin diğer yapımcısı olan Melek Alkan, “Sosyal medya duygularımızı öldürdü. İnsanlar artık gerçek hayatta varlar, ama yoklar gibi. Bir telefonun içinde yaşıyorlar, bunun dışına çıkmıyorlar. Dışarıya bakmıyorlar. Bunu nasıl paylaşabilirim, nasıl beğeni alabilirim, nasıl takipçi kazanabilirim diye bakıyorlar. Biz de bu filmde buna birazcık değinmek istedik. İnsanlar şahit oldukları olayları, tehlikeli olan şeyleri sosyal medyada paylaşıyorlar. Mesela arabayla drift yapanlar veya tehlikeli araç kullananlar, suç olduğunu bile bile bunu kullanıyorlar ve bundan prim kazanmaya çalışıyorlar . İnsanlar o kadar duygusuzlaştı ki, yanında olan bir olayı sosyal medyada paylaşıyor, bir yetkiliye haber vermek yerine bunu yapıyor ve bununla da takipçi kazanmaya çalıyor. İnsanların hiçbiri dünyaya bakmıyor, dışarıya bakmıyor, olan bitene bakmıyor. Herkeste bir telefon, mutluymuş gibi paylaşım yapıyorlar, ama kimse mutlu değil. Mutlulukları telefonda arıyorlar. Artık böyle bir dünyada yaşıyoruz. Acı çeksek de, ameliyattan çıksak da yine paylaşıyoruz. Bundan prim kazanmaya çalışıyoruz. Mutlu oluyorlar yazan insanlardan dolayı. Dünya artık bu şekilde, kimse dışarıya bakmıyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUÜ Badminton Takımı süper ligde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Badminton Takımı, Üniversitelerarası Badminton Bölgesel Lig müsabakalarını başarıyla tamamlayarak süper lige yükselme hakkı elde etti. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin (MAKÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Üniversitelerarası Badminton Bölgesel Lig" müsabakaları sona erdi. Türkiye’nin 30 farklı üniversitesinden gelen 200’e yakın sporcunun katıldığı turnuvada ilk dört dereceye giren takımlar süper lig bileti aldı. Turnuvada takım halinde ve bireysel olarak mücadele eden BUÜ Badminton Takımı, organizasyona damga vurdu. Takım halinde maç kaybetmeden şampiyon olan takım, ferdi müsabakalar ise kadın ve erkek kategorilerinde aldığı galibiyetlerin ardından kürsüye çıkma başarısı gösterdi. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, turnuvadan başarılı sonuçlarla dönen Badminton Takımı’nı ağırladı. Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramiz Arabacı, Sağlık Kültür Spor Daire Başkanı Mehmet Aydemir, BUÜ Spor Koordinatörü Öğr. Gör. Tuncer Topsaç, Spor Müdürü Mehmet Şerif Arslan ve Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Aygül Akça’nın da hazır bulunduğu ziyarete öğrenciler aldıkları kupa ve madalyalarla katıldı. Gençlerin her anlamda daha üretken, aktif ve donanımlı olmalarını istediklerini vurgulayan Rektör Yılmaz, elde edilen başarının hem üniversite hem de öğrenciler adına kıymetli kazanımlar sağlayacağının altını çizdi. Yönetim olarak spora ve sporcuya desteği sürdüreceklerini de aktaran Yılmaz, başarıların ötürü öğrencileri ve yöneticileri tebrik etti.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.
Yalova Yalova’da bisiklet yolu ağı genişliyor Yalova Belediyesi’nin Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde başlattığı yeni bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmaları, Kemer Köprü Caddesi’nden başlayıp 8. sokağa kadar devam edecek olan asfalt ve baskı işlemleri devam ediyor. Yalova Belediyesi, yeni bisiklet ve yürüyüş yolları için çalışmalarını sürdürüyor. Sağlıklı yaşamı ve kent içinde bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla başlatılan bisiklet yolu projesinde Gaziosmanpaşa Mahallesi’ndeki 8. Sokak’ta asfalt serimi devam ediyor. Toplam 770 metrelik yol güzergâhında çalışmalar, Kemer Köprü Caddesi’nden Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam edecek. Kemer Köprü Caddesi ile Şelale Sokak arasında kalan alanda ise dekoratif aydınlatmalar kullanılarak göze hitap edecek bir çalışmaya imza atılmak isteniyor. Çalışmalarla ilgili bilgi veren belediye yetkilileri, “Bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmalarımızda aşınma tabakasının serimi ile baskı işlemleri eş zamanlı olarak devam ediyor. İlk olarak Kemer Köprü Caddesi’nden başlayan çalışmalar, yaklaşık 590 m uzunluğundaki Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam ediyor. Akabinde yaklaşık 180 metre uzunluğundaki 8. Sokak’ta da çalışmalarımızı da kısa sürede tamamlayacağız. Baskı çalışmamızın tamamlanması sonrasında dekoratif boyama asfalt boyama, çizgi çalışmaları, dekoratif aydınlatma ve peyzaj çalışmalarını da tamamlayarak yolumuzu hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerine yer verdi.