GENEL - 15 Ocak 2020 Çarşamba 13:50

Yalovalı memurlar bordrolarını yaktı

A
A
A
Yalovalı memurlar bordrolarını yaktı

Türkiye Kamu-Sen Yalova Temsilciliği üyeleri, memur maaşlarına yapılan artışı protesto etmek için bordrolarını yaktı.

Türkiye Kamu-Sen Yalova Temsilciliği üyeleri, memur maaşlarına yapılan artışı protesto etmek için bordrolarını yaktı.


Memur maaşlarına yapılan yüzde 4’lük zammı protesto etmek için Türkiye Kamu-Sen Yalova Temsilciliği üyeleri Cevdet Aydın Parkı’nda bir araya geldi. Burada bir basın açıklaması yapan Kamu-Sen İl Temsilcisi Mustafa Deviren, “TÜİK’in resmî rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama yüzde 10,9; mutfak tüpü yüzde 17,6, doğalgaz yüzde 22, elektrik yüzde 18,3 zamlanmış, yoksulluk sınırı 359 TL artmışken, maaşlara yüzde 4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir” dedi.


Deviren açıklamasında şu sözlere yer verdi: “3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır. Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır. İktidar ve malum konfederasyon iş birliği ile memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla bütün bir yıl boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır. Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür. Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam yüzde 9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise yüzde 11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları resmi rakamlara göre 2019 yılında yüzde 2,64 erimiştir. Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir. Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır. Memurlarımız patatese dahi muhtaç bırakılmış, bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir. Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır. Sebze, meyve el yakmaktadır. Elektrik ve doğalgaz zamları belimizi bükmektedir. Ekmeğimiz bile yüzde 13,5 zamlanmıştır. Buna rağmen memurlara 2020 yılı için üyzed 4+4, 2021 için ise yüzde 3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir. Çocuk parası, aile yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlara da bir artış gelmemiştir. Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır. Gerçekler ortadayken, toplu sözleşme tiyatrosuyla memurlarımız, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır. Memurların ekonomik ateşin ortasına atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı akıl edememekte, başını kuma gömmektedir. Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen meseleler için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz. Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor. Bugün, memurlar maaşlarını aldılar. Yani takke düştü, kel göründü. Akla kara açığa çıktı. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı, bugün de meydanlarda. Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor. Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan malum konfederasyon ve yetkililer bugün neredeler? Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları 359 lira artmışken, 160 lira zamma tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, Diyanet çalışanına kör bakanlar, eEmeklileri, ek gösterge ve ek ödeme meselesini, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakı, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı hebâ edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?”.


Açıklamanın ardından bordrolarını çıkartan Türkiye Kamu-Sen üyeleri, bordrolarını yakarak memur zamlarına tepki gösterdiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dr. Necip Tolga Özbay: “Çocuklar anne karnından ergenliğe kadar sıkı takip edilmeli” Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, “Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır” diyerek anne karnından ergenliğe kadar çocukların büyümesinin gram gram ve santim santim takip edilmesi konusunda anne babaları uyardı. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, 15 Nisan Büyümenin İzlenmesi Günü’ne atıfta bulunarak çocukluk döneminin en temel özelliğinin dinamik bir büyüme dönemi olduğunu; büyümenin döllenme anından başlayıp erişkin boya ulaşıncaya kadar devam eden, doku farklılaşmasını, gelişmesini ve olgunlaşmasını düzenleyen birçok mekanizmanın yer aldığı kompleks bir süreç olduğunu dile getirdi. Çocuğun büyüme ve gelişmesinin normal ve düzenli olabilmesinin ilk şartının sağlıklı bir genetik yapıya sahip olması gerektiğini vurgulayan Dr. Özbay, genetik dışında beslenme, hormonlar, hastalıklar, psikososyal nedenler ve çevresel nedenlerin de büyümeyi etkilediğini anlattı. "Erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır" Büyüme hızının en yüksek olduğu dönemlerin bebeğin anne karnında bulunduğu dönem, süt çocukluğu dönemi ve ergenlik dönemi olduğunun altını çizen Dr. Özbay, “Sağlıklı yaşam için büyümenin belirli aralıklarla izlenip, standart büyüme eğrilerinde değerlendirilmesi yoluyla normalden sapmaların erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır. İlk bir ay bebekler haftada bir, 1- 6 ay arası ayda bir, 6 ay-2 yaş arası üç ayda bir, 2 yaş- 6 yaş arası altı ayda bir, sonrasında da yılda bir kontrollerle büyümenin izlenmesi önerilir” dedi. “Bebeklerin kilosu ilk 6 ay her gün 20-30 gram artar” Büyümenin değerlendirilmesinde vücut ağırlığı ve ağırlık artış hızı, boy uzunluğu ve boy uzama hızı, baş çevresi ve artma hızı, vücut bölümlerinin birbirlerine oranları gibi parametreler kullanıldığını belirten Dr. Özbay, “Vücut ağırlığı ilk 6 ay günde 20-30 gram, ikinci 6 ay günde 15-20 gram, 12-24 ay haftada 50 gram, 24 ay üzeri ise yılda 2-2,5 kilogram olarak artar. Boy uzama hızı 1-2 yaş arası yılda 10-12 santim, 2-4 yaş arası yılda 7 santim, 4 yaşından ergenliğe kadar yılda 5-6 santim, ergenlik öncesi yılda 3-4 santim artar. Ergenlikte toplam kazanılan boy kızlarda ortalama 25 santim, erkeklerde ise 28 santim olarak beklenir. Baş çevresi büyüme hızı ilk 3 ay boyunca ayda 2 santim, 3-6 ay arası yılda 1 santim, 6-12 ay arası ise her ay 0,5 santimdir. Özellikle büyüme geriliğinden şüphelenilen durumlarda, baş-pubis uzunluğu, pubis-ayak uzunluğu, oturma yüksekliği, kulaç uzunluğu gibi vücut bölümlerinin birbirlerine oranları da kullanılır" diye konuştu. “Çok iyi takip edilmeleri gerekir” Büyüme ölçümlerinin birbirleri ile karşılaştırılma yöntemleri sonucunda yaşa göre boy ya da ağırlık temelli büyüme eğrileri geliştirildiğini anlatan Dr. Özbay, sözlerine şöyle devam etti: “Bu eğriler çocuğun aynı yaş ve cinsiyetteki yaşıtlarına göre büyüme durumunu gösterir. Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır. Birbiri ardına birden fazla kez büyüme eğrisinde yaşa göre ağırlığın 3’üncü ya da 5’inci persantilin altında olması, büyüme eğrisinde 6 aylık dönemde 2 major persantilden fazla düşüş olması, boya göre ağırlığın 3’üncü ya da 5’inci persantilin altında olması durumunda çocuğun büyümesinde sorun vardır.. Yaşa göre vücut ağırlığı yetersiz beslenmeyi, boy uzunluğu uzun dönemli beslenme yetersizliğini, boya göre ağırlık oranı ise akut dönemdeki yetersiz beslenmeyi gösterir. Baş çevresi, üst kol çevresi, deri altı kalınlığı, üst kol ve baş çevresi oranı, göğüs ve baş çevresi oranı, beden kitle endeksi, z skoru beslenme durumunun değerlendirilmesindeki diğer ölçümlerdir” ifadelerini kullandı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay son olarak, büyümede sorunu olan çocukların tedavisinde varsa altta yatan hastalıkların tedavi edilmesi, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yakalama büyümesi yapabilmeleri için yüksek kalorili diyet verilmesi, multivitamin desteği sağlanması ve duygusal gelişiminin takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bursa (Özel) Güven Timleri’nden 1 kilometre boyunca böyle kaçtı, 12 yıl hapis cezası ortaya çıktı Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Güven Timleri Büro Amirliği ekiplerinin şüphelenerek durdurmak istediği şüpheli şahsın kaçması üzerine kovalamaca yaşandı. Yaşanan 1 kilometrelik kovalamacanın ardından kaçan şüpheli şahıs, Güven Timleri’nin amansız takibi sonrası kıskıvrak yakalandı. Yapılan sorgusunda şüphelinin 12 yıl kesinleşmiş hapis cezasının bulunduğu için kaçtığı öğrenildi. Olay, merkez Osmangazi ilçesi Sakarya Mahallesi Kıbrış Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Güven Timleri Büro Amirliği ekipleri şüpheli şahıslar üzerinde kılıktan kılığa girerek uygulamalarına aralıksız devam ediyor. Yapılan çalışmalarda son olarak Uluyol’da Güven Timleri durumundan şüphelendiği bir şahsı durdurmak istemesi üzerine şüpheli şahıs kaçmaya başladı. 1 kilometrelik kovalamaca yaşandı, polisin amansız takibi sonrası yakalandı Güven Timleri ile şüpheli şahıs arasından yaklaşık 1 kilometre boyunca yaya olarak kovalamaca yaşandı. Şüpheli şahıs izini kaybettirmek için girdiği ara sokakta Güven Timleri’nin amansız takibi sonrası kıskıvrak yakalandı. Yaka paça gözaltına alındıktan sonra Güven Timler Büro Amirliği’ne getirilen şahsın 40 adet suç kaydı bulunan A.K.(43) olduğu tespit edildi. 12 yıl kesinleşmiş hapis cezası olduğu için kaçıyormuş Şüpheli A.K.’nin yapılan sorgusunda uyuşturucu madde ticareti yapmaktan 12 yıl kesinleşmiş hapis cezasının olduğu tespit edildi. Güven Timleri Büro Amirliği’nde işlemleri tamamlanan A.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine teslim edildi. Polisten kaçma anı ve yakalanma anı güvenlik kamerasında Şüpheli A.K.’nin polisten koşarak kaçması ve Güven Timleri’nin kıskıvrak yakalaması çevrede bulunan bir işyerini güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.