- 04 Şubat 2018 Pazar 12:47

Engeli, üretmeye mani olmadı ahşabı yakarak 250 eser üretti

A
A
A
Engeli, üretmeye mani olmadı ahşabı yakarak 250 eser üretti

Tekirdağ’da geçirdiği trafik kazası sonucu engelli hale gelen ve Yozgat’taki Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan Nuh İlhan, burada öğrendiği ahşap yakma sanatıyla son bir yıl içerisinde 250’ye yakın eser üretti.

Tekirdağ’da geçirdiği trafik kazası sonucu engelli hale gelen ve Yozgat’taki Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan Nuh İlhan, burada öğrendiği ahşap yakma sanatıyla son bir yıl içerisinde 250’ye yakın eser üretti.


Özel bir şirkette teknisyen olarak çalışırken 2007 yılında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde geçirdiği trafik kazasında boynu kırıldıktan sonra felç olan ve tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen 34 yaşındaki İlhan, 3 yıldır Yozgat Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalıyor. Engeline rağmen hayata küsmeyip çeşitli sanat dallarıyla ilgilenen, yağlı boya resim yapan İlhan Halk Eğitim Merkezince açılan ahşap yakma kursunda da kısa sürede kendisini geliştirerek hayatına yeni bir sayfa açtı. Yaklaşık 250 ahşap yakma eseri ortaya çıkaran İlhan, ürettiği eserlerle hayata tutunmayı başardı. İlhan, bazı eserlerini yakınlarına hediye ederken bazılarını da satarak ekonomisine katkı sağlıyor. İlhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portesi başta olmak üzere saat ve takımların armaları gibi çok çeşitli çalışmalar yaparak hayata azimle sarılıyor.


Yozgat Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde ahşap yakma ve dağlama sanatı ile tanıştığını ve bir yıldır bu sanatla uğraştığını belirten İlhan,"Bir yıldır bu sanatla uğraşıyorum ve 250 tane eser çıkardım. Ellerimi kullanmaz bir şeyi alıp kavrayamazken 250 tane ahşap yakma eseri çıkartmak bana onur ve gurur veriyor. Biz engellilere değer verildiği zaman bir şeyleri başarabiliyor ve mücadeleye devam ediyoruz. Hayat yiyip içip yatmaktan ibaret değil, üretmekte lazım. Daha önceden ben nasıl bu dönen dünyanın çarkında bir dişliysem şuan o dişliye kendi isteğim ve mücadelemle tekrardan dahil oldum. Benim gibi engelli olan arkadaşların mücadeleyi bırakmadan elinden ne geliyorsa ya da hiç bir şey gelmiyorsa dilinden gelenle, dilinden de gelmiyorsa yüzündeki tebessümle hayata katkıda bulunmalarını isterim" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yurdun doğusunda sıcak havaya karşı tedbirli olunmalı Meteoroloji Uzmanı Cengiz Çelik, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde sıcaklıkların arttığını belirterek, “Öğle saatlerinde güneşin dik açıyla geldiği zamanlarda, kronik rahatsızlığı ve yaşı büyük olan vatandaşlarımızın biraz daha tedbirli davranmasında fayda var” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Meteoroloji Uzmanı Cengiz Çelik, yurt genelinde yaşanacak hava durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Önümüzdeki üç gün boyunca yurdun batı kesimlerinde yağış görülebileceğini belirten Meteoroloji Uzmanı Çelik, “Özellikle Marmara’nın batısı ve kıyı egede, öğle saatlerinden sonra kısa süreli sağanak yağış şeklinde. Hafta sonunda ise cumartesi günü için Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı ve Batı Karadeniz’de sağanak yağış geçişleri bekliyoruz” ifadesini kullandı. Yurdun büyük bir bölümünden sıcaklıkların yağışlara göre daha baskın olacağını söyleyen Çelik, “Bugünle birlikte sıcaklar mevsim normallerinin 4 ile 10 derece üzerinde çıktı. Özellikle Çarşamba ve Perşembe günü bu sıcak hava etkisini sürdürecek. Yurt genelinde sıcaklıklar yine mevsim normallerinin 4 ile 10 derece üzerinde seyredecek. Hafta sonunda bir serinleme oluyor. 3-4 derece serinleme var ancak yine bu serinlemeyle bile hafta sonundaki sıcaklıklar mevsim normallerinin birkaç derece üzerinde seyretmeye devam edecek” diye konuştu. Sıcak havalara karşı tedbirli olunmalı Sıcak havaların yurdun doğu bölgesinde daha fazla hakim olmasını beklediklerini kaydeden Çelik, “Sıcak havanın etkili olduğu Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere bu bölgelerde sıcaklıkların yer yer 30 derecenin üzerine çıkmasıyla birlikte öğle saatlerinde güneşin dik açıyla geldiği saatlerde kronik rahatsızlığı olan ve yaşı büyük olan vatandaşlarımızın biraz daha tedbirli davranmasında fayda var” şeklinde konuştu. Sıcak havalara karşı su tüketimi arttırılmalı Sıcak havalara karşı vatandaşların tedbirli olması gerektiğini aktaran Çelik, “Sıcak havanın etkisini arttırmasıyla birlikte terleme de artıyor. Su kaybıyla birlikte su kaybının tamamlanması oldukça önemli. Su tüketimini biraz arttırmak önemli ve öğle saatlerinde mümkünse güneş altında açık havada mümkün olduğu kadar durmamakta fayda var. Duruyorsak da şapka ve gözlük gibi aksesuarlar kullanmakta fayda var” ifadelerini kullandı. Ankara, İstanbul ve İzmir Üç büyük şehir içinde hava tahmini yorumu yapan Meteoroloji Uzmanı Çelik, şunları kaydetti: “Ankara’da en yüksek sıcaklıklar 27 ve 28 derece civarında seyrediyor. Hafta sonunda ise 3 ve 4 derecelik serinleme göreceğiz. İstanbul’da Perşembe ve Cuma günü için öğle saatlerinden sonra kısa süreli sağanak geçişleri var. İstanbul’daki en yüksek sıcaklıklar ise 24 ve 25 derece civarında. Hafta sonunda ise İstanbul’da 2 ve 3 derecelik serinleme bekliyoruz. İzmir’in en yüksek sıcaklıkları ise yine 26 ve 28 dereceden 24 ile 23 derece civarına düşecek.”
Mersin Seçer, ilçe belediye başkanlarına ’hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sonrası seçilen yeni ilçe belediye başkanlarına ’hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu. Seçer, Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç’ı ziyaretinde, bando takımı eşliğinde karşılandı. Tarsus Belediye Başkanı Boltaç, ziyaretin birlikte güzel işlere imza atma ve Tarsus’un potansiyelini daha da yükseltme fırsatı olduğunu söyledi. Boltaç, özellikle Mersin Büyükşehir Belediyesi ile güçlerini birleştirerek, Tarsus’un altyapı, kültür ve sosyal hizmetler gibi alanlarda daha da gelişeceğini ifade etti. Başkan Seçer ise Tarsus’un potansiyelini ve önemini vurgulayarak, birlikte çalışmanın kentlerin güçlenmesine ve halkın refahının artmasına katkı sağlayacağını dile getirdi. Seçer, "Tarsus’a ilişkin tüm projelerde Ali Başkan da yer aldı, hem proje hem uygulama olarak. Mersin’in her bölgesine adaletli hizmet götürdüğümüzden kimsenin şüphesi yok. Tarsus bizim üzerimizde makam, mevki, imkân barındırmadan kendimizi teslim edeceğimiz vatanımızdır. Tarsus bizden haklı olarak hizmet bekleyecektir, pozitif bakış bekleyecektir, düsturumuz adalettir. İş birliğini çok önemsiyorum. Hemen harekete geçmeyi bekliyoruz. Her şey Tarsus için, Mersin için" dedi. Başkan Seçer, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız’ı da ziyaret ederek görevinde başarılar diledi. Geleceğe dönük ortak çalışmalar hakkında görüş alışverişinde bulunulan ziyarette Başkan Yıldız, Seçer ile Toroslar’a güzel hizmetler kazandıracaklarını ve hizmet odaklı çalışacaklarını dile getirerek, “Sizin de çok büyük emekleriniz var. Bu durum insanlarda çok ciddi bir heyecan ve beklenti oluşturdu. Biz de bu beklentiye yanıt vermek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Belediyemize, Toroslarımıza hoş geldiniz, şeref verdiniz” diye konuştu. Toroslar’ın Tarsus’tan sonra ikinci büyük ilçe olduğunu belirten Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Başkan Yıldız ile işbirliği içerisinde çalışarak Toroslar’a çok daha güzel hizmetler sunacaklarını kaydetti. Yıldız’ı yeniden tebrik eden Başkan Seçer, “Size ve çalışma arkadaşlarınıza başarılar diliyorum. Demokratik, sosyo ekonomik ve sosyo kültürel olarak da heterojen bir ilçe. Böyle bir ilçede belediye başkanlığı da ayrı bir önem taşıyor. Mersin’in genelini düşünecek olursak, Mersin’in özelliklerini de içinde barındırıyor. Mersin, küçük bir Türkiye’dir. Toroslar da bu söyleme uyan bir ilçemiz” ifadelerini kullandı. Seçer, gün içinde Akdeniz Belediyesini de ziyaret ederek Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız ve ekibini kutladı. Seçer; “Belediyelerimizi ziyaret ederek ‘hayırlı olsun’ dileklerimizi iletiyoruz. İnşallah 5 yıl boyunca Mersin, Akdeniz ve diğer ilçelerimizde hep beraber ve işbirliği içerisinde milletimize, kentimize hizmetlerimiz olacak. Çünkü Mersin gibi her yönüyle farklı ve özgün bir kentte belediye başkanlığı yapmak gerçekten çok özel bir duygu” şeklinde konuştu. Akdeniz Belediye Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız ise ziyareti nedeniyle Başkan Seçer’e teşekkür ederek, “Halkımız, bize bu mazbatayı layık görerek hem imkân oluşturdu hem de bize bir sorumluluk yükledi. Geçmişten gelen sorunların çözümü noktasında yeni, enerjik ve dinamik bir yönetim kurarak sorunların çözümünü bize vazife kıldı. Bizler de Büyükşehir Belediyesi ile koordineli şekilde mahallelerimizin tüm sorunlarını gündeme alarak sorunların 5 yılda çözülmesini hedefliyoruz. Akdeniz’in başta imarı olmak üzere alt ve üstyapı sorunlarının çözüldüğü bir dönem olsun istiyoruz" dedi.
Düzce 70’lik delikanlıların dansı ilgi çekti Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Abhaz halk dansları topluluğu gösterisi ilgi çekti. Düzce’de Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında kortej gerçekleştirildi. Belediye bandosunun çaldığı marşlar eşliğinde kalabalık, Anıtpark Meydanı’na kadar yürüdü. Anıtpark Meydanı’ndaki açılış programı ise saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programa katılanlar, Anıtpark Meydanı’nda Abhaz Kültür Dernekleri üyelerinden oluşan 70’lik delikanlılar dans grubunun gösterisi ile öğrencilerin Karadeniz halk oyunları gösterisini izledi. Vali Selçuk Aslan ve katılımcılar gösterilerin ardından Düzce’nin coğrafi işaretli ürünlerini yer aldığı stantları gezerek bilgi aldı. Program sonunda açıklama yapan Vali Selçuk Aslan, bacasız sanayi olarak nitelendirilen turizmde Düzce’nin bulunmaz bir coğrafyaya sahip olduğunu belirterek, "Düzce’de geçen yıl konaklamalı anlamda 165 bin yerli, 15 bin yabancı turisti misafir ettik. Konaklamalı olmayan turist sayımız ise 600 bin kişi. Yaylalarımız, göllerimiz, Karadeniz’e açılan sahilimiz ile Düzce’nin çok büyük bir potansiyeli var. Düzce’nin, ülke nüfusunun yüzde 45’ine günübirlik mesafede olması, iç turizm, doğa, kültür ve adrenalin turizmi noktasında daha aktif olmamız gereğini bize sunuyor. Düzce’mizde turizm yükselen bir trendde" diye konuştu. Korteje Vali Selçuk Aslan, Belediye Başkan Yardımcısı Burçin Sarıcan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Esra Alemdaroğlu, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, turizm işletmecileri ve öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.
Samsun Prof. Dr. Eker: “Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum” SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Eker, Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir olmadığını ileri sürerek, sanat ve estetikle birlikte şehirlerin kent görünümüne kavuşabileceğini söyledi. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Samsun Müzesi’nde ‘Turizmde Estetik’ konulu panel düzenlendi. OMÜ’den Prof. Dr. Metin Eker, Doç. Dr. Çağlayan Yağmur ve Doç. Dr. Mutlu Kaya’nın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü ise OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut yaptı. “Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum” Kent kavramını karşılayan bir şehrin Türkiye’de olmadığına öne süren Prof. Dr. Metin Eker, “Şehir ve kenti ayırıyorum. Şehir daha dağınık ve yatay geliyor. Kent dinamik ve dikey bir kavram olarak geliyor. Kent dediğimiz, kendi içerisinde bütün rutinleri ayarlanmış, yaşamsal pratikleri güncellenmiş, bir program dahilinde işleyen kent uzayı çağrışımı geliyor. Ülkemizde şehirlerde estetik kavramı yeni yeni gündeme alınıyor. Türkiye’de kent var mı diye sorsak aslında şu anda Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum. ‘Megakent’ dediğimiz İstanbul’a aynı zamanda ‘megaköy’ de diyoruz. Paris, Londra ve New York böyle değil. Kent zorunlu bir mekan. Ülkemizin nüfusunun yüzde 80’inden fazlası kent dediğimiz yerlerde yaşıyor” dedi. “Şehirler bize mesaj gönderen iletim vasıtası olan materyaller ile dolu” İnsanların şehirlerde görüntü kirliliğine maruz kaldığını ifade eden Prof. Dr. Eker, “Kentlerde görsel kirliliğin yanı sıra gürültü kirliliği de mevcut. Görsel kirlilik sadece gözü rahatsız ediyor. Görsel gürültü ise ruhumuzu rahatsız ediyor. Artık o kirlilik bizi rahatsız ediyor, algısal psikolojimizi olumsuz etkiliyorsa o artık gürültü olmaya başlamıştır. Kirlilik göze bir ses gibi gelmeye başlamıştır. Tüm duygu mekanizmamızı işgal etmeye başlamıştır. 2000 yılında 12 saniyede bir görsel ya da yazılı mesaj alan bir insan düşünün. 2013 yılında 8 saniyede bir, 2020 yılında 6 saniyede bir, şimdi de 5 saniyede bir görsel materyal ile mesaj alıyoruz. Youtube’de günde 4 milyar video izleniyor, Facebook’ta 4,7 milyar içerik paylaşılıyor, İnstagram’da günde 1,5 milyar beğeni gönderiliyor ve X’te de 500 milyon paylaşım yapılıyor. Kent uzayında da bu görsellerin çok olduğunu görürüz. Dışarı çıktığımızda reklam panoları, imgeler, logolar, mesajlar, vitrinler gibi her şey bize doğrudan göndermede bulunan iletim vasıtası olan materyaller ile dolu” diye konuştu. “Kentlerin görsel bombardımanı içerisinde maruz kaldığımız mekanlar bize ruhsal deneyim yaşatıyor” Kentlerdeki görsel bombardımanların estetik ve sanat ile değiştirilebileceğine dikkat çeken Eker, “Günde ortalama 3 bin ile 20 bin arasında zihnimize, gözümüze mesaj yerleşiyor. Bu da zihnimizi dolduruyor. Artık zihinsel meşguliyeti ortaya koyan bildirimlerin, görsel materyallerin çoğu bir çöp yığını oluşturuyor. Bu yığını nasıl dönüştüreceğiz ya da silip atacağız? Bunu insan zihni güzel bir şekilde başaramıyor. Bunu başarmak için projeye gerek var. Bunu da sanat ile yapabileceğimizi fark edebildik. Sanat bir geri dönüşüm sağlayabiliyor. Estetik de bunun içerisinde dahil edildiğinde sanat ve estetik görsel gürültünün ortadan kaldırılmasında ve zihnimizin meşgul olmasını sağlayacak çöplerin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. Bu estetiği kent uzayı içerisinde planlayabiliriz, uygulayabiliriz. Kentlerin görsel bombardımanı içerisinde maruz kaldığımız ya da zorunlu olduğumuz mekanlar bize ruhsal deneyim yaşatıyor. Kent uzayı bizde fizyolojik, ruhsal ve mekanik olarak mekan algısı oluşturuyor, aynı zamanda da aidiyet, bağlılık ve kimlik profilleri açısında da mekan deneyimi oluşturuyor. Artık kendi kimliğimizde ‘kentliyiz’ profilini işliyoruz. Samsun’da da kent estetiği açısından 2016 yılından itibaren bir eğilim oluştu. Bununla ilgili de projeler geliştirildi” şeklinde konuştu. Panelde Doç. Dr. Çağlayan Yağmur ve Doç. Dr. Mutlu Kaya da kendi konuları hakkında konuştu. Panele Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz ve vatandaşlar katıldı.
Kocaeli Düğünde yeğenini öldüren sanık: "İsterseniz bana idam verin razıyım" Kocaeli’nin İzmit ilçesinde aralarında husumet bulunan yeğenini düğünde 5 el ateş ederek öldüren sanık, "Çok pişmanım, böyle bir şey olmasını istemezdim. Kardeşler arasında yaşanan kavgada benim suçum yoktu ancak ben sorumlu tutuldum. İsterseniz bana idam verin razıyım, annem için bu yola baş koydum. Annemin cenazesine dahi katılamadım. Beni cezaevinden çıkarın da ablam ile eniştem beni öldürsün ve rahatlasın" dedi. 30 Ekim 2022 tarihinde Kadıköy Mahallesi Bağdat Caddesi’nde bulunan düğün salonunda meydana gelen olayda, daha önce aralarında husumet bulunan Hakan Aydın (45) ile Muharrem Ç. (64) arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Muharrem Ç., yeğeni Hakan Aydın’a 5 el ateş etti. Boyun, göğüs ve bacağından yaralanarak hastaneye kaldırılan Aydın, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Muharrem Ç. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Babam bana Hakan tarafından tehdit edildiğini söylemişti" Olayla ilgili duruşma Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Muharrem Ç. ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen sanığın kızı Burcu, "Olaydan bir hafta önce babam bana geldiğinde Hakan tarafından tehdit edildiğini söyledi. Bana telefondaki aramaları ve mesaj kayıtlarını gösterdi. Mesajlarda, ’Seni yaşatmayacağız, seni İzmit’te barındırmayacağız’ diye tehditlerini ve küfürlerini gördüm. Babaanneme Ankara’daki halamlar bakıyordu. Köyden getirme götürme işlerini babam yapardı. Hakan’ın annesi, diğer kız kardeşleri tarafından annelerine bakmadığı gerekçesiyle suçlanıyordu. Olaydan bir ay öncesine kadar Hakan’ın annesi Sefade ile Ankara’da yaşayan kardeşi arasında annelerine bakma meselesi yüzünden kavga çıkmış. Hakan, annesi Sefade’yi Ankara’ya götürüp, kavgaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle babama tavır almıştı. Olay günü maktul Hakan, babamın masasına koşar adımlarla gittiğini gördüm. Ne söylediğini duymadım ama babam ile itişme kakışmaları oldu. Ayrıca düğün günü Sefade’nin babama el hareketi yaptığını gördüm. Oğullarına ise ’Onu dövün’ dediğini başkalarından duydum" diye konuştu. "İsterseniz bana idam verin razıyım, annem için bu yola baş koydum" Söz hakkı verilen sanık Muharrem Ç., "Çok pişmanım, böyle bir şey olmasını istemezdim. Kardeşler arasında yaşanan kavgada benim suçum yoktu ancak ben sorumlu tutuldum. İsterseniz bana idam verin razıyım, annem için bu yola baş koydum. Annemin cenazesine dahi katılamadım. Beni cezaevinden çıkarın da ablam ile eniştem beni öldürsün ve rahatlasın" şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesine ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.