SAĞLIK - 07 Kasım 2019 Perşembe 11:02

Karbonmonoksit zehirlenmesine dikkat

A
A
A
Karbonmonoksit zehirlenmesine dikkat

Yozgat Şehir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr.

Yozgat Şehir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Burak Hasgül, havaların soğuması ile birlikte kullanımı artan sobadan kaynaklı oluşabilecek korbonmonoksit zehirlenmesine karşı halkı uyardı.


Yozgat Şehir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Burak Hasgül, her yıl özellikle kış aylarında sobaların, kombilerin ve şofbenlerin yanmasıyla birlikte çok sayıda karbonmonoksit zehirlenmesi yaşandığını belirterek, alınacak önlemler konusunda halkı bilgilendirdi.


Uzm. Dr. Hasgül, kış mevsiminde her yıl yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiğini, bir o kadarının da sakat kaldığını belirterek, “ Özellikle soba dumanına bağlı karbonmonoksit zehirlenmeleri topluca ölümlere yol açmakta, bir aileden çok sayıda kişi aynı anda kaybedilmektedir. Alınacak önlemler ve maruziyet sonrası gelişebilecek bulgular neticesinde erken sağlık kuruluşuna başvurulması hayati önem taşımaktadır” uyarısında bulundu.


Nedenleri


“Karbonmonoksit; renksiz, tatsız, kokusuz, yanıcı ve maruz kalınması durumunda farkedilmesi güç zehirli bir gazdır. Vücuda solunum yolu ile girer. Doğrudan kana geçerek oksijenin tutulması, taşınması ve kullanımını bozar, böylece dokulardaki oksijenlenememe durumu neticesinde zehirlenme hatta ölümlere neden olabilir.


Karbonmonoksit zehirlenmeleri sıklıkla; kapalı ortamlarda açık ocaklar, bacası çekmeyen soba, şofben, bacasız gaz sobalarında yakıtın iyi yanmaması nedeniyle meydana gelir. Diğer sebepler arasında yangınlar, trafik araçları (egzoz dumanı), sigara ve nargile gibi tütün mamülleri tüketimi gösterilebilir. Karbonmonoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmaz ise maruziyetin miktarına göre ölümle sonuçlanabilmektedir.”


Kimler risk altında?


“Çocuklar ve yaşlılar, kronik oksijen azlığı olan (yani kronik akciğer, kalp ve damar hastalıkları vb.), hemoglobin (kırmızı kan hücre) anormallikleri (kansızlık vb.) olan hastalar, sigara içenler, hamileler zehirlenme açısından daha fazla duyarlıdır ve risk altındadır” bilgisini veren Uzm. Dr. Burak Hasgül, şunları kaydetti:


“Karbonmonoksit zehirlenmesi, olayın gelişim şekline veya maruz kalınan miktar ve süreye, kişinin sağlık durumuna göre farklı klinik tablolarla seyredebilmektedir.”


Belirtileri


Bulguların özellikle beyin ve kalp gibi yüksek oksijen tüketen organlarda görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Burak Hasgül, “CO zehirlenmesinin klinik bulguları değişebilir, maruz kalınan miktar çok azsa genelde bir bulgu oluşmaz. Hafif zehirlenmenin ilk belirtileri ise; baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, uyuşukluk ya da bulantıdır. Orta şiddetli vakalarda bunlara ek olarak göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bilinç bulanıklığı (uykuya meyil) görülür” dedi.


Ölüm Riski


Özellikle kış döneminde açıklanamayan baş ağrısı, bulantı ve baş dönmesi durumlarında maruziyetten şüphe duyulması ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Burak Hasgül, şöyle devam etti:


“Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi; eğer ki kişi sağlık kuruluşuna başvurup karbonmonoksit zehirlenmesi tanısı konulduysa mutlak suretle aynı evde yaşayan diğer kişiler de sağlık kuruluşuna çağrılmalı ve zehirlenme açısından araştırılmalıdır.


Şiddetli maruziyetlerde belirgin bir zehirlenme tablosu görülür ve koma ortaya çıkabilir.


Ülkemizde özellikle kış aylarında sobaların, kombilerin ve şofbenlerin yanmasıyla birlikte çok sayıda karbonmonoksit zehirlenmesi gerçekleşmekte yüzlerce vatandaşımız yaşamını yitirmekte, bir o kadarı da sakat kalmaktadır.


Özellikle soba dumanına bağlı zehirlenmeler topluca ölümlere yol açmakta, bir aileden çok sayıda kişi aynı anda kaybedilmektedir. Alınacak önlemler ve maruziyet sonrası gelişebilecek bulgular neticesinde erken sağlık kuruluşuna başvurulması hayati önem taşımaktadır. Yaklaşan kış döneminde vatandaşlarımızın daha dikkatli ve tedbirli olmalarını, belirti ve bulgular açısından duyarlı olmalarını temenni ediyorum.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Portakal Çiçeği Karnavalı renkli görüntülere sahne oluyor Adana’da bu sene 12’ncisi düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı renkli görüntüleri sahne olmaya devam ediyor. Karnavalda kimisi yöresel kıyafetler kimisi de kral kostümüyle dolaşıyor. Portakal çiçeği kokusunun insanlar üzerinde oluşturduğu mutluluk, heyecan, sevgi ve aşk duygusunu tüm Türkiye’nin yaşaması fikriyle ortaya çıkan 12’nci Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı 13 Nisan’da başladı. 21 Nisan tarihine kadar sürecek karnaval bu yıl ilk kez Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye Kültür Yolu Festivalleri iş birliğiyle daha zengin içerikle oluşturuldu. Her yıl büyüyen karnaval kapsamında stantların da sayıları artırılarak Atatürk Parkı ve Merkez Park’a yayıldı. Yiyecek stantları Atatürk Parkı’nda, hediyelik eşyalar ise Merkez Park’ta yer aldı. Vatandaşlar akın etti Çok sayıda ziyaretçi, stantları gezip hatıra fotoğrafı çekildi. Dron ile görüntülenen festival alanında kimisi yöresel kıyafetler kimisi de kral kostümüyle dolaşıp renkli görüntüler oluşturuyor. Esnaf da, vatandaş da mutlu Karnavalda stant açan esnaf mutlu olurken, karnavala katılanlar da doyasıya eğleniyor. Karnavalda stant açan esnaftan Zafer Geyik İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Geyik, “Karnaval çok güzel ve keyifli geçiyor. İnsanlar çok mutlu, esnaf çok mutlu. Herkes sürekli oynuyor ve yurt içi ve yurt dışından binlerce insan alana akın ediyor. Çok güzel ve huzurlu bir karnaval geçiriyoruz” dedi. “Herkesi bekliyoruz” Gökhan Kaya isimli vatandaş ise karnavalın çok güzel geçtiğini belirterek, “İnsanlar çok güzel eğleniyor. Herkesi buraya bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Karnavalda kral kostümüyle gezen Hüseyin Şen, “Kral kostümüyle gezdiğimi görenler gelip fotoğraf çekiliyor. Festival çok renkli geçiyor. Yurt içi ve yurt dışından binlerce insan şimdiye kadar geldi. Hafta sonu bu yoğunluğun daha da artacağına inanıyoruz” diye konuştu. Kebapçı esnafından Sezar Yiğit ise karnavalda en çok tüketilen yemeğin Adana Kebap olduğunu ve herkesin kebaba rağbet gösterdiğini söyledi.
Mersin Çocuklar, 23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali’nde buluşacak Mersin Büyükşehir Belediyesi, çocukları 23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali’nde buluşturacak. Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 20-23 Nisan arasında gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında spor, kültür, sanat ve eğlence dolu bir dizi etkinliğe imza atacak. Çocuklar, festival boyunca spora, sanata, kültüre ve eğlenceye doyacak. Tarsus, Silifke ve Anamur’un yanı sıra kent merkezinde bulunan Özgecan Aslan Barış Meydanında binlerce çocuğun buluşacağı etkinliklere 21 Nisan’da alışveriş merkezlerinde yapılacak lansmanla start verilecek. Konserler, dans gösterileri, çocuk atölyeleri ve sahne etkinliklerinin yanı sıra çocuk koşusu ve Tarsus’ta çocuk bisiklet şenliği de düzenlenecek Uluslararası Çocuk Festivali 23 Nisan’a kadar sürecek. "Çocuklara unutulmaz bir 3 gün yaşatmayı hedefliyoruz" Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, çok arzu ettikleri festivali gerçekleştirmekten dolayı mutlu ve heyecanlı olduklarını belirtti. Mersin’in dört bir yanında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutlayacaklarını ifade eden Özdülger, "Uluslararası Çocuk Festivalimize 14 ülkeden 350 çocuğumuz gelecek. Aynı zamanda ülkemizden de özellikle deprem bölgelerinden çocuk halk dansları toplulukları gelecek" dedi. Planlanan program hakkında da bilgi veren Özdülger, danslarla, spor faaliyetleriyle ve kültürel etkinliklerle çocuklara unutulmaz bir 3 gün yaşatmayı hedeflediklerini kaydetti. "Spor ve sanat, vatandaşların en önemli tutkalıdır" Amaçlarının halkı kültür, sanat ve sporla bir araya getirmek olduğunu dile getiren Özdülger, "Spor ve sanat, vatandaşların en önemli tutkalıdır. Onları bir araya getirip sadece bir duygu üzerinden yoğunlaşmasını sağlayan, izledikleri spor karşılaşması veya sanat çalışmasıyla bir araya gelmesini sağlayan en önemli unsur. Bunu bilinciyle çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Hedefimiz halkımızı, sporla, sanatla ve kültür etkinlikleriyle daha fazla buluşturarak güzelliğimizi, paylaşmak ve tüm dünyaya sunmak" diye konuştu. Çocukların enerjisinin ve güzelliğinin yansıyacağı festivali pek çok etkinlikle taçlandıracaklarını vurgulayan Özdülger, Mersin’e yaraşır bir festival olacağını belirtti. İlkini gerçekleştirecekleri festivalin devamını getirmek istediklerini vurgulayan Özgülder, gerçekleştirecekleri şenliğe tüm vatandaşları davet etti.
Hatay Depremzede vatandaşlar TOKİ konutlarına taşındılar HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın Payas ilçesinde yapımı tamamlanan TOKİ konutlarına taşınan afetzede Abik ailesi, yeni yuvalarında yaşamanın heyecanını hissediyorlar. Asrın felaketinde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş, on binlerce konut yerle bir olmuştu. Deprem sonrası bölgenin yeniden ayağa kalkması için çalışmalara kısa sürede başlanmıştı. TOKİ tarafından yapımına geçtiğimiz yıl depremin hemen ardından başlanan afet konutları, hak sahiplerine teslim edilmeye başlanmıştı. Payas ilçesinde çevre düzenlemeleri tamamlanan konutlarda vatandaşlar yaşamaya başladı. Afet konutlarının ilk sakinlerinden olan Abik ailesi, yeni evlerinin heyecanını yaşıyorlar. Depremzede Hatice Abik, "Yeni evime yerleşerek ilk gün kurban kestim ve ailemi ağırladım. Devletimizden, milletimizden Allah razı olsun" dedi. "Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan, emeği geçenlerden" 83 yaşındaki Mustafa Abik, yeni yuvasında emeği olanlara teşekkürlerini dile getirerek, "Allah o günleri göstermesin gerçekten çok büyük bir felaket oldu. Evlerimiz böyle gitti geldi. Merdivenin bütün şeyleri yere düştü. Kontrole gelip ağır hasarlı bu binanın yıkılması lazım sonra geldiler yıktılar. Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan emeği geçenlerden. Devletimizden Allah razı olsun gerçekten. Büyük bir mükafat bu bizim için Allah razı olsun" dedi. "Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim" Evine bayramın birinci günü yerleştiğini ve ardından kurban kestiğini dile getiren 70 yaşındaki Hatice Abik, "Gece sahura kalktık, oturduk ancak bir gürültüyle mübarek geldi. Kapıya zor kalkıp gittim, kapıdan tutundum. Kapıdan tutundum böyle elimi vura vura elim kırılmış başka yerde bitmiş, sabahtan kalktım elim böyle şişmiş. Takside kaldık 2-3 gece, takside kaldık sonra oğlan geldi bizi Ankara’dan aldı gitti. Ankara’ya götürdü, 1 ay orada kaldık. Hamdolsun Allah’a binlerce şükürler olsun yüce Mevla’ma. Devletimizden, milletimizden ya Rabbim yapanlardan Allah razı olsun. Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim. Yemek yaptım çoluğu çocuk hepsini çağırdım, bayramın 1. günü hepsine burada yedirdim. Belki 50 kişi erkek, 25 kişi de kadın vardı. Memnun oldum Allah razı olsun oğlum, yapanlardan, edenlerden, emeğe geçenlerden Allah razı olsun hepsinden de” ifadelerini kullandı.
İstanbul Taksim’de test sürüşüne çıkan akülü nostaljik tramvaya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi Taksim ve İstiklal Caddesi’nin simgelerinden biri olan tramvayın yerine yapılan akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Vatandaşlar akülü tramvaya yoğun ilgi gösterdi. Beyoğlu’nda 1990 yılından beri Taksim - Tünel arasında hizmet veren nostaljik tramvaylar yerine kullanılacak akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Sabah saatlerinde başlayan test sürüşü sefer saati bitene kadar devam etti. Yeni akülü tramvayın, elektrik telleriyle teması bulunan eski tramvayların yerini alacağı öğrenildi. Akülü nostaljik tramvay test sürüşünde vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Yenilenen nostaljik tramvayın ilk yolcularından olan Hayri Taş, “Güzel olmuş, eskisi güzeldi ama bu daha güzel, orijinal olmuş. Etrafı kapalı olmuş, gerçekten güzel. Değişime uymak zorundayız, değişiklik her zaman iyidir. Gerçekten çok güzel olmuş, Beyoğlu’na yakışmış” dedi. Akülü nostaljik tramvayı beğenmediğini belirten Mahmut Genç, “Nostaljik tramvayı birçok sefer kullandım. Bu şekilde akülüye geçmesi belki eski formundan birazcık değişiklik, inovatif olmuş olabilir. Ama bazı şeylerin orijinal formunda kalması gerekiyor. Çevreci falan ama üstten o tellerin gidiyor olmasını takip etmek de garip bir heyecan katıyordu. Biraz da böyle binelim bakalım nasıl olacak. Trenin yeni formunda ön tarafta insanların ayaklarını koyup asılabilecekleri yerleri kaldırmışlar. Keza kapıların oradaki merdivenleri de kapatmışlar. Bu bence hoş bir şey değil. Çünkü bu birazcık aslında bu tramvayın kültürüne ait olan bir şeydi. Ben defalarca kez burada sallanarak Şişhane’ye inmişimdir, Şişhane’den Taksim tarafına çıkmışlığım var. Aslında akbil kullanan birisiyim ama bunun keyfi bambaşka oluyordu. Bunu kaldırıyor olmaları bence tamamıyla kültürü yok etti. Çünkü insanlar burada sadece tramvayın fotoğrafını çekmiyorlardı, buraya asılan insanların da fotoğraflarını çekiyordu. Bu belki birazcık tehlikeli tarafları kesinlikle var bunun ama bazı şeyler simgeseldir. Bu simgesel şeylere dokunmak birazcık orijinalliği yine bozan şeylerden birisi. Ben bunu kesinlikle hiç beğenmedim, hiç hoşlanmadım buraya insanların tutunabilecekleri yerlerin yapılmasını yeniden istiyorum” diye konuştu.