GENEL - 30 Haziran 2019 Pazar 12:34

Kocası için üretmişti şimdi yurt dışına gönderiyor

A
A
A
Kocası için üretmişti şimdi yurt dışına gönderiyor

Yozgat’ta eşinin solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle tıbbi tedavinin yanı sıra bitkisel destek de sağlamak amacıyla 3 yıldır çam kozalağı reçeli üreten Muteber Hatun Er, şifa deposu çam kozalağı reçelini şimdilerde yurt dışına da gönderiyor.

Yozgat’ta eşinin solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle tıbbi tedavinin yanı sıra bitkisel destek de sağlamak amacıyla 3 yıldır çam kozalağı reçeli üreten Muteber Hatun Er, şifa deposu çam kozalağı reçelini şimdilerde yurt dışına da gönderiyor.


Ev kadınlarına verilen mikro krediden yararlanıp küçük bir sermaye ile yaklaşık 3 yıldır çam kozalağı reçeli üreten ev hanımı Muteber Hatun Er, eşinin solunum yolları tedavisine bitkisel destek sunuyor. Her yıl mayıs ve haziran aylarında ormanlık alanlarda topladıkları çam kozalaklarını hijyen kurallarına uyarak belli aşamalardan sonra çam kozalağı reçeli haline getiren Er, kavanozlara doldurduğu şifa kaynağı çam kozalağı reçelini satışa hazır hale getiriyor.


Sıcak suyla defalarca yıkanarak temizlenen çam kozalağı, kısık ateşte uzun süre kaynatılıyor ve kıvama gelmesi bekleniyor. Yumuşayan çam kozalağı pancar şekeri, incir ve safran ile buluşuyor daha sonra kaynamaya bırakılıyor. Kıvama gelene kadar ateşte kaynatılan şifa kaynağı çam kozalağı reçeli yenmeye hazır hale geliyor. Geçen yıl taleplere yetişemediği için bu yıl üretimi artırarak bin kilo üzerine çıkarmayı hedefleyen Er, aile ekonomisine de katkı sağlıyor. Yurt içinde birçok ilde olduğu kadar Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerden de talep gören çam kozalağı reçelinin kilosu 40 liradan alıcı ile buluşuyor.



“Koah, astım ve bronşit gibi solunum yollarına iyi geliyor”


Çam kozalağı reçelinin şifa kaynağı olduğunu belirten Er, reçelin iltihap sökücü, bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğinin yanı sıra koah, astım ve bronşit gibi solunum yolları hastalıklarına da iyi geldiğini söyledi. Kadın girişimci Muteber Hatun Er yaptığı açıklamada “Eşim koah hastası olmuştu. Kortizonları kullanırken de bayağı zorlanıyordu. Günde 3 defa alıyordu. Ben de bir araştırmaya girdim ve kozalakları gördüm. Eşimde denemeye başladım. 6 ay ila 1 yıl sonra eşimde büyük bir iyileşme olduğunu gördük. Bunun da çam kozalağından kaynaklandığını tespit ettik. Başka kullananlarda oldu. Mesela vücuttaki uru yok ettiğini iltihap söktüğünü gördük. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve gribe karşı koruyor. Çokta faydası oldu biz eşe dosta ikram ettik. Onlarda memnun kalınca talepler oldu. Bu şekilde her sene daha fazla yapmaya başladık. Alımda çok olunca seneden seneye üretimimiz artmaya başladı. Bu sene de talep çok bin kavanozun üzerinde üretim yapacağım. Geçen sene isteyenlere gönderememiştim. Bu sene inşallah daha faydalı olmaya çalışacağım” dedi.



“Yurtdışından da ilgi görüyor”


Yurtdışından da birçok ülkeye çam kozalağı reçeli gönderdiğini belirten Er, “Hem ülke genelinde hem de yurt dışında Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelere gönderiyorum, talep çok. Türkiye’den doğudan batıya her yere şu anda kargo ile çam kozalağı reçelini gönderiyorum, yiyen şifa buluyor. Tamamen organik. Pancar şekeri kullanıyorum, incir ve safran ile kendime sakladığım özel bir ürün daha var onlarla çok güzel bir lezzet haline getirdim. Kanser hastaları için de şeker ve incir kullanmadan yapmaya çalışıyorum. Ama isteyenler doktoruna danışıp öyle kullanmalarını istiyorum. Kilosu bu sene 40 lira, birer kiloluk şişeler içerisinde gönderiyoruz” şeklinde konuştu.



“Artık daha rahat nefes alabiliyorum”


3 yıldır çam kozalağı reçelini şifa amaçlı kullandığını söyleyen Muteber Hatun Er’in eşi Yasin Ali Er, ise “Eşimin de belirttiği gibi takriben 3 yıl kadar önce koah teşhisi konulduktan sonra kimyasalların dışında bitkisel olarak ne kullandığımızda bizim için çözüm olur ve daha rahat ederiz daha rahat nefes alabiliriz diye araştırma yaptık ve çam kozalağı reçelinin bu anlamda faydalı olacağını öğrendik. Eşimin sağlıkçı kökenli olması hasebiyle biraz daha derinlemesine araştırmasını yaptığımızda çam kozalağı reçelini yaparken içine yine çam türü bir ağacın meyvesinin katkısıyla daha bir sağlıklı sonuç aldık. Ben artık rahat konuşabiliyorum, artık daha rahat nefes alabiliyorum. Yakın dostlarım bilirler çıkıp yürümekte zorlanırdım. 500 metre ilerideki fırının baca dumanından etkilendiğimi ve evime tekrar döndüğümü biliyorum. Ama artık kilometrelerce yürümekte zorlanmıyorum. Ayrıca bu üründen tedarik eden birçok insan ile dost edindik. Onlarında teşekkürlerini ve dualarını almaktayız” ifadelerine değindi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli OSB’de ‘Örme teknolojisi ve kumaş hataları’ konusu ele alındı DENİZLİ(İHA) – Denizli Organize Sanayi Bölgesi, Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), tekstilin başkenti Denizli’de sektör paydaşları, sanayiciler ve personellerine yönelik önemli bir seminere ev sahipliği yaptı. Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, Denizli OSB Konferans Salonu’nda “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Seminerde Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, Teknik Müdürü Atılım Kasapçopur ve Çorap- Triko ve Raşel Örgü Teknik Müdürü Muhittin Kaya konuşmacı olarak yer alırken, seminerin moderatörlüğünü PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan gerçekleştirdi. Yoğun katılımın olduğu seminerde katılımcılara bilgi ve deneyimlerini aktaran konuşmacılar merak edilen soruları da yanıtladı. Ev sahipliği için Denizli OSB yönetimine teşekkür Denizli’nin tekstil alanında önemli bir şehir olduğunu vurgulayan Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, “Denizli’de tekstil sektöründeki paydaşlarımızla birlikte olabilmek, onlara firmamızın son teknolojilerini sunabilmek ve ortak mesleki bir dil oluşturabilmek adına çok güzel bir fırsat oldu. Bizleri burada ağırlayanlara, ev sahipliği için Denizli OSB Yönetimine çok teşekkür ederiz.” diye konuştu. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan, “Etkinliğimizi Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ile ortaklaşa düzenledik. Ev sahipliğimizi yapan Denizli OSB Yönetim Kurulumuza çok teşekkür ederiz.” dedi. “Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz” Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu ise bölge müdürlüğü olarak ev sahipliği yaptıkları etkinliklere katılım sağlayan herkese teşekkür ederek, “Denizli’deki sivil toplum kuruluşlarımız ve Pamukkale Üniversitesi ile işbirliğinde pek çok etkinliğe imza atıyoruz. Sanayicilerimize yarar sağlayacak, kentimizin gelişiminde taş üstüne bir taş daha koyacak her türlü eğitim, seminer, panel vb. etkinliklerde yer almak ve ev sahipliği yapmak bizim için bir mutluluktur. Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erzurum Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrenci kongresinin ilki ETÜ’de gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde I. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi düzenlendi. Moleküler Biyoloji ve Genetik alanındaki güncel gelişmeleri konuşmak ve Türkiye’nin her bölgesinden akademisyenler ile öğrencileri bir araya getirmek amacıyla birincisi düzenlenen Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin açılışına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programın açılışında konuşan ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Kara, moleküler biyoloji ve genetiğin modern bilimde önemli bir role sahip olduğunu ifade ederek, kongrenin öğrencilerin kariyer gelişimine önemli katkılar sunacağını dile getirdi. Prof. Dr. Kara’nın ardından konuşan Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, ETÜ Fen Fakültesinde eğitim kalitesinin ortalamanın oldukça üzerinde olduğuna dikkat çekerek, kısa zamanda önemli bir mesafe kaydettiklerini ve birçok yenilikçi uygulamayı hayata geçirdiklerini belirtti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Rektör Çakmak ise öğrenci kongrelerini çok önemsediklerini söyleyerek: “Değerli arkadaşlar bu ve benzeri organizasyonlara katılımınız sizlere ilerleyen süreçlerde çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Kongre, sempozyum ve çalıştay gibi programlara katılımınız sizlerin aynı zamanda ortak çalışma kültürünü çok önemsediğiniz anlamına da geliyor. Nitekim iş hayatına adım atarken derslerde elde ettiğiniz başarıların yanı sıra bu ve benzeri programlara katılımınız size referans olacak. Eğitim öğretim hayatınız boyunca kendinizi geliştirmek için neler yaptığınız sorusu her zaman karşınıza çıkacak. ETÜ olarak Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin birincisini yaparak bir geleneği başlattık. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu kongrenin devamı da gelecek. Bu vesileyle kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen öğrencilerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum” diye konuştu Türkiye genelinden 13 üniversiteden 400’e yakın öğrencinin katıldığı kongrede çok sayıda poster ve sözlü sunumun yapılırken Bitki ve İnsan Çalışmalarında Bor, Nörodejeneratif Hastalıklar, Protein Mühendisliği ve Kanser Çalışmalarında hedef moleküllerin Tespiti ve Aday İnhibitörlerin Sentezi konuları ele alındı.
Ankara Bakan Uraloğlu: “Turistik Diyarbakır Ekspresi, kültürel değerler ile doğa harikası manzaralarıyla kültürel iletişimi de güçlendirecek" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, seferlerine yeni başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi’ne ilişkin, “Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek” dedi. Bin 51 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katıldığı trenle seferine başladı. Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen uğurlama töreninde konuşan Uraloğlu, trenin Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ’da 4 saat, Kayseri’de ise 3 saat turizm amaçlı duracağını belirterek, “Hiç şüphesiz Turistik Diyarbakır Ekspresi, uzun süre durarak gezme imkanı sağlayacağı Malatya ve Yolçatı destinasyonları başta olmak üzere bölge ekonomisine de katkıda bulunacak. Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. “Yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” Seyahat severler için sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotaları olduğunu kaydeden Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Treniyle Avrupa’ya ulaşmak da hem ekonomik hem de çok konforlu. Aslında turistik trenler hem vatandaşlarımıza hem de yurt dışından ülkemize gelen konuklarımıza, demiryollarımızın yeni yüzü ve vizyonuyla, dahası Türkiye’nin yeni yüzü ve vizyonuyla örtüşen bir etkinlik sunmaktadır. Ayrıca yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla çalışmalarımız da devam ediyor” diye konuştu. “22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik” Uraloğlu, 22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan ‘Tek Yol Tek Kuşak’ girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı inşa ettik. Bu projeyle birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk. 2002’de devraldığımız 10 bin 948 kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2023 yılı itibarıyla, 2 bin 251 kilometresi YHT ve Hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre demiryolu ekledik. Demiryolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Ülkemizi, Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık ve Avrupa’da 6. dünyada 8. hızlı tren işletmecisi yaptık.” Yüksek Hızlı trenler ile bugüne kadar 85 milyon yolcu taşıdıklarını dile getiren Uraloğlu, bu yükselen trendi daha da yukarıya taşıyacaklarını sözlerine ekledi.