EKONOMİ - 10 Temmuz 2019 Çarşamba 14:53

BEÜ ihtiyacı olan hidrolik kanalı, yerli ve milli olarak kendileri tasarladı

A
A
A
BEÜ ihtiyacı olan hidrolik kanalı, yerli ve milli olarak kendileri tasarladı

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi’nin tasarımıyla yerli ve milli üretimle yapılan hidrolik kanal üniversitenin gurur kaynağı oldu.

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi’nin tasarımıyla yerli ve milli üretimle yapılan hidrolik kanal üniversitenin gurur kaynağı oldu.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından nehir yatakları, köprü yıkılmasıyla ilgili köprü ayaklarındaki oyulmaları ve nehir akımlarını çalışmak için dizayn edilen, yerli ve milli üretimle yapılan ve Avrupa’da 120 bin Euro’ya satılan hidrolik kanal Türk mühendisler tarafından 100 bin TL ye mal edildi.



“Bizim için gurur verici bir durum”


BEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu: "Nehir yatakları, köprü yıkılmasıyla ilgili köprü ayaklarındaki oyulmaları ve nehir akımlarını çalışmak için dizayn edilen hidrolik kanalın yerli ve milli üretimle yapıldı. Avrupa’da 120 bin Euro’ya satılan hidrolik kanal Türk Mühendisleri tarafından ise 100 Bin TL’ye mal edildi. Burası Mühendislik Fakültesinin en gözde laboratuvarlarından birisi. Bunların içinde en özel olanı bu arkamda gördüğünüz hidrolik kanal bu kanal ile nehir yataklarındaki, denizlerdeki pek çok olayı modelleyebiliyorsunuz. Aşınmaları, erozyonları modelleyebiliyorsunuz. Bu cihaz öyle piyasada bulabileceğiniz bir cihaz değil. Arkadaşlarımız bunun için yurt dışından önce bir fiyat teklifi aldı. 120 bin Euro’ydu. Bu pahalı bir sistem olduğu için tasarımı kendileri yaptılar ve yurt içinden bir firmaya bunu imal ettirdiler. Bu proje 100 bin TL’ye mal oldu. Karşınızda yerli ve milli bir proje duruyor. Bu artık yurt içine, yurt dışına pazarlanabilir bir ürün oldu. Bu hakikaten bizim için gurur verici bir cihaz olarak ortaya çıkmış durumda. Firmalarımız tarafından yurt dışına pazarlaması yapılabilir” dedi.



“Gelin iş birliği yapalım”


İş adamlarına ve üreticilere seslenen BEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu; “Bu katma değeri yüksek bir ürün. Çelik bilgi ile harmanlanmış ortaya katma değeri yüksek bir ürün çıkmış. Bu hem iç pazarda hem de dış pazarda maliyetinden çok yüksek bir fiyata pazarlanabilir. Ülkemizin 2023 hedefleri politikası çeliği alıp parlatıp bir ham madde olarak işlenebilir bir malzeme olarak dışarıya satmak değil. Burada bilgi ile harmanlayıp yani tasarım üretip, çeliğe şekil verip katma değeri yüksek ürün olarak iç piyasaya ve dış piyasaya sunabilmek. İşte arkamızda görmüş olduğunuz eser bu şekilde. Biz bu şekilde pek çok cihazın tasarımını arkadaşlarımız ve buradaki hocalarımız ile tasarlayabilecek durumdayız. Son zamanlarda Zonguldak çelik üssü olsun diyorlar. Biz Zonguldak’ta üretim yapacaklara şunu söylemek istiyoruz. Deney cihazları bilgi yoğun cihazlardır. Bunlar maliyetinin çok üzerinde satılır. Gelin iş birliği yapalım biz tasarlayalım, siz üretin, yurt dışına satın ihracat yapın” şeklinde konuştu.



“İmalatı ve maliyeti yurt dışındaki benzerlerine göre çok daha düşük”


Hidrolik kanalı köprü yıkılmasıyla ilgili köprü ayaklarındaki oyulmaları ve nehir akımlarını çalışmak için dizayn ettiklerini ifade eden İnşaat Mühendisliği Araştırma Görevlisi Onur Dündar: “Bu arkamızda gördüğümüz bu hidrolik kanalı ortaya çıkan köprü yıkılması, köprü ayaklarındaki oyulmaları ve nehir akımlarını çalışmak için dizayn ettik. Benzerleri yurt dışında vardı. Onları inceledik. Ülkemizde bu ölçekte bir kanal yoktu. Dizaynı gerçekleştirip imalatını Ankara’da bir firmayla yaptık. Ardından firma buraya gelip kurulumunu yaptı. Sistem şuan kullanılabilir durumda. Yurt dışındaki örneklerinden hiç bir farkı yok. Birçoğuna göre avantajları var. İmalatı ve maliyeti yurt dışındaki benzerlerine göre çok daha düşük oldu. Kendimiz ürettiğimiz için değişiklikler yapabiliyoruz sistemi dönüştürebiliyoruz. Bunun yanı sıra sistemin içinde yine yurt içinde Türk bir firma ile beraber otomatik veri toplama sistemi kurduk. Bunun da dizaynını firma ile beraber gerçekleştirdik. Tüm ekipmanlar firma tarafından üretildi. Ayrıca üzerinde otomatik veri toplama sistemi yapısını sağlayan bir yazılım hazırlandı. Şu an o sistem ve yazılım beraber sorunsuz olarak çalışıyor. Toplam ücreti dünya’da ki örneklerine göre çok düşük bir maliyete geldi. Ayrıca üniversitemiz için bir bilgi birikimi oluşturduk. İhtiyaç duyulduğu takdirde yeni fırsatların oluşturulabilmesi için kullanılabilir durumda. Benzer şekilde dönüştürülerek insan eliyle yapılmış farklı akarsu yatakları değil ama akım kanallarının bilimsel çalışmaların yapılmasını sağlayabilir durumda” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.