ASAYİŞ - 07 Aralık 2018 Cuma 19:32

Biriken yağmur suları mahalleyi göle çevirdi

A
A
A
Biriken yağmur suları mahalleyi göle çevirdi

Zonguldak’ta artan yağışlar nedeniyle mağara önünde biriken sular, mahalleyi göle çevirdi.

Zonguldak’ta artan yağışlar nedeniyle mağara önünde biriken sular, mahalleyi göle çevirdi. Vali Erdoğan Bektaş olay yerine gelerek incelemelerde bulundu.


Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinde, artan yağışlar nedeniyle Cumayanı Mahallesi’ndeki mağarada biriken sular Kümeevleri bölgesinde adeta gölet oluşturdu. Mağaranın doğal yollarla suyun boşaltılmasını sağladığı kanal ise ağaç ve dal parçaları nedeniyle tıkandı. Biriken su basınç yapınca alt bölgedeki mahalleyi ortadan ikiye bölen dereyi su bastı.


Cumayanı Mahallesi üzerindeki yaklaşık 20 hanenin kullandığı yollar ile Kılıç Sokak üzerinde ikamet eden bazı vatandaşların evleri su altında kaldı. Ulaşım ise arka mahallelerden alternatif yollarla sağlanmaya çalışıldı. Olayın yaşanmasının ardından Çatalağzı Belediyesi’ne bağlı iş makineleri bölgede çalışma başlattı.



“Ne beni ne DSİ’yi rahat bırakmayacaksın”


Son Valiler Kararnamesi ile kısa süre önce kentte göreve başlayan Vali Erdoğan Bektaş, bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Bektaş, olayla ilgili bilgi alarak mağdur vatandaşlarla görüştü. Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün de bölgeye gelerek Vali Erdoğan Bektaş’a olayla ilgili bilgi verdi.


Her yıl yaşanan olayla ilgili Vali Erdoğan Bektaş’a bilgi veren mahalle muhtarı İbrahim Cinoğlu, “Su çekildiği zaman burada mühendislik çalışması gerekiyor. DSİ’den rica ettik” diye konuştu. Bunun üzerine Vali Erdoğan Bektaş da, “Bu yıllardır var, niye yapılmamış bugüne kadar. Peki o kanal açılmasaydı, su aşağıya akmasaydı ne olacaktı? Yukarıdan bir yerden patlayacaktı” dedi.


İlgili yerlere müracaat ettiklerini söyleyen muhtar İbrahim Cinoğlu ile aralarında diyalog yaşanan Vali Erdoğan Bektaş, "Kardeşim ne beni, ne DSİ’yi, tutmayacaksın. Bu sorun çözülene kadar devam edecek. Böyle bir şey olur mu? Her sene olan şey bir daha niye tekrarlanıyor? Bildirmek değil, ne gerekiyorsa yapılması gerekiyor” dedi.



“İşi şansa bırakmayacağız”


İncelemelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Erdoğan Bektaş, kazasız belasız şekilde olayın atlatılmış gözüktüğünü ifade ederek, “Burada bir problem var. Aşağıya yukarıya her sene tekrarlanan bazı seneler büyüyüp bazı seneler biraz daha ufak. Bu sene biraz daha büyükçe olmuş. Bu problemin çözülmesi gerekiyor. Bu güne kadar çözülememiş. İnşallah kazasız belasız işte şimdi atlatılmış gözüküyor. Ama bu sorunun kaynağının çözülmesi gerekiyor. İlk fırsat bulduğumuz anda o işe bakacağız. Gereği ne ise yapılacak. Tesellimiz vatandaşımız zarar görmeden bu işin doğal haliyle atlatılmış olması. Birkaç su basan yerler var onlara elimizden geldiği kadar yardımcı olacağız. Çok şükür çok ciddi bir sıkıntı olmadan o vatandaşlarımızın anlattığı suyun batıp çıktığı aradaki geçit kendiliğinden açılmış ve suya bir tahliye imkanı doğmuş. Su akıyor, boşalacak. Boşaldıktan sonra da bakacağız. Ama esas yazın buraya müdahale etme imkanı var. Yazın da inşallah mutlaka çözmek durumundayız. Şansa işi bırakmayacağız” şeklinde konuştu.



“Bu sıkıntıyı vatandaşlarımız her yıl kaldıramaz”


Cumayanı Mahallesi Muhtarı İbrahim Cinoğlu, “Bu olay yıllardan beri her sene tekrarlayan, Zonguldak’ın ikinci büyük mağarası olan Cumayanı mağarasının yağmur ve biriken sularla beraber küme evleri denilen mahallemizin caddesinde gölet oluştu. Bunun sebebi mağaranın gideri var. Onun ağaçlarla, çalılarla tıkandığı için mağarada yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda, 300 metre genişliğinde 30 metre derinliğinde gölet oluşturdu. Bu gölet o bölgemizde evleri risk altına sokmuştu. Su ağırlıktan dolayı basınç yaparak patlaması sonucu aşağıdaki mahallerimizde sel oluşturmaya başladı. Evlerimiz de şu anda su altında. Yaklaşık 20 ev var. Bu derenin 1 kilometre uzunluğu var. Kenardaki evler genellikle risk altında. Genellikle derenin tarafı evlerin arka tarafına denk geliyor. Arka taraflardaki ahır ve kümeslere giriyor. Kalorifer kazanları ve kömürleri hep zarar görüyor. Şu an bu sıkıntı da iki üç güne gitmez. Şu anda tahliye edilen, eşyaları alınan evlerimiz var. Göründüğü gibi evlerin yarısına kadar geldi. Can konusunda şu anda bir şey yok. Mal güvenliğinde vatandaşın mağduriyeti var. Bu her yıl gündeme geliyor. Daha önceki süreçlerde bildirmiştik. Her yıl belediyeye ve DSİ’ye bildirme konusunda söylüyoruz. Buranın acil olduğunu tekrar iletiyorum. Bu sıkıntıyı vatandaşlarımız her yıl kaldıramaz. Toprağımızı da bu dereler alıyor. Hep risk altında” diye konuştu.


Bölgede su bir taraftan doğal yollarla tahliye olurken, evi su altında kalan bazı vatandaşlar ise komşularına sığındı. AFAD ve emniyet ekiplerinin bölgedeki incelemeleri sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.