ÇEVRE - 09 Ocak 2020 Perşembe 18:02

Eren Enerji Türkiye’nin gururu oldu

A
A
A
Eren Enerji Türkiye’nin gururu oldu

Eren Enerji; dünyanın en prestijli uluslararası çevre ödüllerinden biri olan Yeşil Dünya Ödüllerinde “Yeşil Dünya Gümüş Ödülü” ve 2020 yılı için “Yeşil Dünya Elçisi” ödüllerine layık görüldü.

Eren Enerji; dünyanın en prestijli uluslararası çevre ödüllerinden biri olan Yeşil Dünya Ödüllerinde “Yeşil Dünya Gümüş Ödülü” ve 2020 yılı için “Yeşil Dünya Elçisi” ödüllerine layık görüldü.


Çevresel yatırımlar anlamında dünyada var olan en son ve en iyi teknolojiler ile donatılan Eren Enerji ‘’En Çevreci Kuruluş Olma’’ hedefi doğrultusunda bugüne kadar sadece çevre yatırımları için 220 milyon dolar yatırım gerçekleştirerek yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da örnek bir kuruluş oldu. Eren Enerji yetkilileri İngiltere merkezli The Green Organisation tarafından İngiltere Parlamento Binasında yapılan bir tören ile “Yeşil Dünya Gümüş Ödülü” ve 2020 yılı için “Yeşil Dünya Elçisi” ödüllerini teslim aldılar.



"Türkiye’nin en önde, dünyanın sayılı santralleri arasında yer almaktayız”


Zonguldak’ın Çatalağzı ve Muslu Beldelerinde toplamda 2 bin 790 MW kurulu güce sahip santrallerde Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 7’sini tek başına karşılayan Eren Enerji yaptığı açıklamada, “Dünyada üretilen elektrik enerjisinin yüzde 40’ı kömür ile çalışan termik santrallerden elde edilirken, bu tesislerin sayısı 50 binden fazladır. Eren Enerji Santrallerinin teknolojisine sahip santral sayısı ise dünya genelinde 500’den azdır. Eren Enerji çevresel anlamda kendi branşındaki santrallerin içinde Türkiye’nin en önde, dünyanın ise sayılı enerji şirketleri alanında yer almayı başarmış, çevresine ve doğaya saygılı bir enerji şirketidir. Şirketimiz ayrıca liman faaliyeti de gerçekleştirmekte olup, ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarından olan Kardemir’in de ham madde tedarikini sağlamaktadır” dedi.



“Tüm tesislerimiz çevre ve izin lisanslarına sahip olup uluslararası ISO 14001 çevre yönetim sistemi belgesine sahiptir”


Tüm tesisleri Çevre Kanunu gereği gerekli olan tüm Çevre İzin ve Lisanslarına sahip olan Eren Enerji; açıklamasına şöyle devam etti:


“Şirketimiz ithal etmiş olduğu kömürlerde kendi alanındaki santrallerde yakılabilecek en iyi kömürü (düşük kükürt ve düşük kül seviyesine sahip kömür) kullanmaktadır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından düzenli olarak denetlenmekte olan tesisimiz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da yılda en az bir defa denetlenmektedir. 24.12.2019 tarihinde santrallerimiz ve 19.12.2019 tarihinde Kül Depolama tesisimiz Birleşik Denetim kapsamında Çevre Kanunu açısından denetlenmiş olup, herhangi bir eksiklik tespit edilmemiştir. Tüm yasal periyodik izlemeler akredite firmalar tarafından yapılmakta olup bu firmalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Merkezi Laboratuvar Belirleme Sistemi (MELBES) üzerinden belirlenmektedir. Tesislerimiz; özünde doğal kaynak kullanımının azaltılması, toprağa, suya, havaya verilen zararların minimum düzeye indirilmesini amaçlayan, risk analizleri tabanında kurulan bir yönetim modeli olan uluslararası ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesine sahip olup yine Uluslararası akredite firması Bureau Veritas tarafından da düzenli olarak denetlenmektedir.”



“Çevreye ve doğaya saygıda Avrupa standartlarının üstündeyiz. 2019 yılı baca emisyon değerleri çevre hassasiyetimizi bir kez daha gözler önüne sermiştir”


Eren Enerji yetkilileri yaptığı açıklamada, “Bir termik santrali çevresel konular ile ilgili ele alırken; hava, toprak ve su ile olan etkileşimiyle incelemek gerekir. Hava ile olan etkileşim; fosil yakıtlı termik santrallerde yanma sonucu oluşan baca emisyonları; Toz, SO2, NOx ve CO dir. Kamuoyu ile paylaşıldığı üzere; Eren Enerji’nin 2019 yılında gerçekleşmiş baca emisyon değerleri, hem Türkiye Sanayi Kaynaklı Hava Kontrol Yönetmeliğinin hem de Eren Enerji’nin kendi limitlerinin (Eren Enerji Avrupa Birliği limitlerini kendi limiti olarak seçmiştir) çok aşağısındadır. Eren Enerji bu değerleri toz için Elektrostatik Filtre ve Torbalı Filtre, SO2 için Baca Gazı Desülfirizasyon sistemi ve kireçtaşı enjeksiyonu, NO için SCR ve yanma optimizasyonu, CO için ise verimli yanma teknolojilerini kullanarak sağlamaktadır. Emisyon değerleri AB standartlarına uygun şekilde, Sürekli Emisyon İzleme Sistemi (SEÖS) ile 7/24 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile online olarak paylaşılmaktadır. SEÖS sistemlerinin kalibrasyon ve bakımları akredite firmalar tarafından düzenli olarak gerçekleştirilmektedir” dedi.



“Küllerimiz ülkemize döviz olarak geri dönmekte”


Filtrelerde toplanan tozun (kül) çimento fabrikaları ve beton santrallerinde yan ürün olarak kullanıldığını ve ekonomiye geri kazanımının sağlandığını açıklayan şirket yetkilileri; açıklamaya şöyle devam etti:


“Baca Gazı desülfirizasyon tesisinden çıkan alçı taşı alçıpan üreticileri tarafından ve tarım sektöründe kullanılmaktadır. Bu ürünlerin kalitesini belgeleyen uçucu kül için TSE EN 450-1 ve ASTM C 618, alçı taşı ve taban külü için ise G uygunluk belgeleri mevcuttur. Eren Enerji 2019 yılında 822 bin ton kül ve alçı taşını Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, İsveç ve Norveç gibi ülkelere ihraç etmiş, bu yan ürünlerden ülkemize döviz girmesini sağlamıştır. Ayrıca 55 bin ton kül ve alçı taşını da Türkiye içindeki alıcılara satmıştır. Eren Enerji yan ürünlerinin satılamaması ihtimaline karşılık yıllık toplam kül ve alçıtaşı üretimini 20 yıl boyunca depolayacak bir kül barajına sahiptir. Bu baraj Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik çerçevesinde yapılmış olup depolanan atıklarda aynı yönetmeliklere uygundur. 2019 yılında kül barajına gönderilen ürün sadece 100 bin tondur.”



“Soğutma sularından kaynaklı değişimde tanınan sınırın 4 katı altındayız”


Açıklamada, denizden alınan soğutma sularının, deşarj hattı üzerinde Sürekli Atıksu İzleme Sistemi (SAİS) ile sürekli olarak izlendiği belirtilerek, “Sürekli Atıksu İzleme Sistemi bakım ve kalibrasyonları akredite firmalar tarafından düzenli olarak yapılmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7/24 online olarak izlenmektedir. Çevre Kanunu’na göre alıcı ortam üzerinde +2 derece değişime izin verilirken, Eren Enerji soğutma sularından kaynaklı sıcaklık değişimi +0,5 derece civarında olmaktadır. Tesis genelinde oluşan atıksular, evsel ve endüstriyel atıksu arıtma sistemlerinde arıtılmaktadır. Arıtılan sular kömür stok sahalarında tozumayı engellemek amacıyla kömür nemlendirmede kullanılmaktadır” ifadelerine yer verildi.



“Yerelde kalkınmaya büyük önem verdik”


Şirket; Zonguldak doğumlu bin 129 kişiyi istihdam ederek yerelde kalkınmaya büyük önem verdiğini belirterek, açıklamayı şöyle sürdürdü: “Şirketimiz elektrik üretimi için ihtiyaç duyduğu kömürü yerli ve ithal kaynaklardan temin etmekte olup, yirmiyi aşkın yerli firmadan yıllık yaklaşık olarak 400 bin ton civarında yerli kömür tedarik ederek bölge ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadır. Toplamda bin 269 kişiye istihdam sağlayan şirketimiz yüzde 89’luk bir oranla Zonguldak doğumlu bin 129 kişiyi istihdam ederek yerelde kalkınmaya verdiği önemi bir kez daha gözler önüne sermiştir.”



“Sosyal sorumluluğumuzun her zaman farkında olduk”


Açıklamada, “Eren Enerji olarak bölgeye yatırım gerçekleştirmiş olduğumuz ilk andan bugüne kadar her zaman sosyal sorumluluk bilinci içerisinde hareket ettik. Eğitim’den sağlığa, kültür sanattan spora, bölgesel amaçlı ısıtmadan toplu konut projelerine, alt yapıdan çevre yatırımlarına, okullarımızın ihtiyaçlarından camilerimizin ihtiyaçlarına, ihtiyaç sahibi çocuklarımızın giyinme, kıyafet, kırtasiye ve burs ihtiyaçlarına, ihtiyaç sahibi yaşlıların öğlen ve akşam yemeği ihtiyaçlarının karşılanmasından sokak hayvanlarının mama ve ilaç teminlerinin sağlanmasına, ve bölge halkına sağlık yardımı yapılmasına varana kadar her alanda sosyal sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmeye çok ciddi özen gösterdik” ifadelerine yer verildi.



“Sehven de olsa çevre yatırımlarını gerçekleştirmemiş işletmeler ile aynı karede yer almak bizleri derinden üzmektedir”


Son dönemlerde ulusal medyada çevre yatırımını gerçekleştirmemiş firmalarla sehven de olsa aynı karede yer almanın kendilerini derinden üzdüğünü belirten şirket yetkilileri, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının almış olduğu karar neticesinde Türkiye genelinde çevresel yatırımlarını gerçekleştirmemiş enerji santrallerinin kapatılması kararı ülke genelinde geniş bir yankı bulmuştur. Ulusal medyada da sıkça bu konu gündeme gelmiştir. Bu karar doğrultusunda ilimizde mevcut olan bir enerji santralinin de faaliyetine ara verilmiş olup, ulusal kanallarda yayınlanan görüntülerde sehven de olsa ne yazık ki şirketimizin santral görüntülerine yer verilmiştir. Hak etmediğimiz bir görüntü içerisinde yer almak bizleri derinden üzmektedir. Kamuoyunun gözü kulağı dili olan emekçi basınımızın bu konuda daha hassas davranmasını temenni eder; bu vesile ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en içten dileklerimizle kutlar, saygılar sunarız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.