GENEL - 24 Mart 2020 Salı 14:19

Kdz. Ereğli Belediyesi ihtiyaç sahibi evlere yemek dağıtıyor

A
A
A
Kdz. Ereğli Belediyesi ihtiyaç sahibi evlere yemek dağıtıyor

Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediyesi korona virüs salgını nedeniyle evlerinde kalan 65 yaş üzeri ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine yemek dağıtımı yapıyor.

Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediyesi korona virüs salgını nedeniyle evlerinde kalan 65 yaş üzeri ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine yemek dağıtımı yapıyor.


Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, korona virüs salgını nedeniyle evlerinde kalan 65 yaş üzeri ihtiyaç sahibi vatandaşlar ve korona virüs salgınından etkilenerek, işsiz kalan vatandaşlara yemek dağıtımı gerçekleştireceklerini açıkladı. Aynı zamanda ilaç gibi ihtiyacı olan ailelere de gereken desteğin verileceğini belirtti.


Kdz. Ereğli Belediyesi olarak hiçbir masraftan kaçınmayacaklarını söyleyen Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, ihtiyaç sahibi vatandaşların alo 155’e zabıtayı aramalarını vurguladı. Posbıyık açıklamasında, “Kdz. Ereğli Belediyesi olarak korona virüse karşı büyük bir mücadele başlattık. Bütün personellerimizi ve pazar yerlerine dağıttık. Bütün hastaneler, okullar, arabalar sürekli olarak gece gündüz 6 ekiple çalışıyoruz. Çalışmaya da devam ediyoruz. Bu konuda personelimiz bütün gücüyle Ereğli halkının sağlığı için elinden gelen gayreti gösteriyor. Ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyoruz. Çünkü 65 yaş üzeri evlerinde bekleyen Ereğlililer var. Bunlardan ihtiyaç sahibi olan, ekmek bulamayan, yemek bulamayan insanların olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bunların yardıma ihtiyaçları var. Bu anlamda belediyemiz bugün itibariyle 65 yaş üstü ihtiyaç sahibi insanları, sosyal birimlerimiz tek tek tespit etmeye başladı ve bu insanlara yemek gönderiyoruz. Memurlarımıza verdiğimiz yemeğin aynısı, menü olarak mercimek çorbası, pilav ve sote tavuk bunlar evlere teslim ediliyor. Sefer taslarıyla aile sayısı kadar koyuyoruz. Bu yemekleri zabıta ve görevli ekiplerimiz arabalarla, adreslere elden teslim vermek suretiyle hijyenik bir ortamda bu yardımları yapıyoruz. Ancak bizim inancımıza göre sadece 65 yaş üstü ihtiyaç sahibi insanlar yok. Günümüzde korona virüsten dolayı kapatan bir takım lokantalar var. Kıraathaneler var. Çayhaneler var. İşsiz kalan insanlarımız var. Bir lokantada çalışan bulaşıkçıyı düşünün. Günlük kazancı ile ekmeğini, evine çocuklarına getiren bu insan bugün aç kaldı. İşsiz kaldı. Evine ekmek götürecek durumu yok. Sosyal birimlerimiz ve zabıtamız bu insanları da tespit ediyor. İlla 65 yaş olması zorunlu değil. Genç insanlar da olsa, işsiz kaldılarsa yoksun durumdalarsa Kdz. Ereğli Belediyesi olarak bunlara da çare buluyoruz. Belediyemize müracaat etsinler. Sosyal birimlerimiz ve zabıta evlerinde kontrollerini yapmak suretiyle ihtiyaç sahibi olduklarını tespit edecekler. Aile sayılarını tespit edecekler. Ona göre onlara da yemek göndereceğiz. Kdz. Ereğli Belediyesi olarak hiçbir masraftan kaçınmaksızın Ereğli’de bir tek insanın aç kalmasına, ekmeksiz kalmasına izin vermeden bütün ekiplerimle beraber, Ereğli Belediye Başkanı olarak bütün evlere ihtiyaç sahibi olan insanlara sıcak aş göndermeye devam edeceğiz. Bu sayı katlansa da, büyüse de diğer masraflarımızdan fedakarlık yapacağız. Ama asla Ereğli’de ihtiyaç sahibi evine yemek götüremeyen insanları aşsız bırakmayacağız. Yemeksiz bırakmayacağız. Kararlıyız. Nasıl dezenfektan işlerinde, hijyen konusunda hastalıktan koronadan korunmak için nasıl mücadele veriyorsak bugünden itibaren de Ereğli halkının evlerinde istirahat ettiği durumlarda aç kalmalarına izin vermeyeceğiz. Aynı zamanda, bu insanlarımızın ilaca da ihtiyacı varsa herhangi bir sıkıntısı varsa bunları da karşılamak üzere hazırız. İhtiyaç sahibi insanlar Alo 155’e zabıtaya telefon etsinler. Bu hastalığı hep beraber, el ele vermek suretiyle yeneceğiz inşallah. Bunda en ufak şüphem yok. Hiçbir eve hasar verdirmeyeceğiz. Evlerinde ihtiyaç sahibi olan insanlar ’acaba ben yarın çocuklarıma ne yapacağım’ diye düşünmesin. Arkalarında koskoca Kdz. Ereğli Belediyesi var. Onların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya hazırız. Kdz. Ereğli halkına sesleniyorum. Sen yeter ki evde kal aşkım Ereğli” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.